Hayat Kıskanç Kadın Gibidir...

  • Konbuyu başlatan ölüdeniz
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde ölüdeniz tarafından oluşturulan Hayat Kıskanç Kadın Gibidir... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,167 kez görüntülenmiş, 11 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı Hayat Kıskanç Kadın Gibidir...
Konbuyu başlatan ölüdeniz
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan korsan
Ö

ölüdeniz

Her şeyi yarım yaşıyormuşuz gibi geliyor bazen. Mutlulukların tadı hep damağımızda kalıyor. Başımıza gelen tüm felaketleri, iki gecelik gözyaşıyla dindiriyoruz. Çabuk unutuyoruz olup biteni ve bazen, hüznü yaşamayı bile beceremiyoruz.

Oysa hayat, ardımızı toplayan, bıraktığımız yarımlarımızı eteğinin altına saklayan kıskanç bir kadın gibi bekliyor bizi. Biriken pişmanlıklarımıza son bir damla daha ekleniyor bağıra çağıra. O yüzden, en küçük hatalarımızla bile baş edemiyoruz zaman zaman. Hayat yüreğimize öyle bir sevda üflüyor ki boğazından, ciğerimiz, kalbimiz ve bize ait olan her şey ona koşuyor, kusursuz bir teslimiyetin en temel direği oluyor ruhumuz.

Sonra sönüyor ışıklar yavaş yavaş, sevdanın üzerine konduramadığımız tozlar, gittikçe daha da belirginleşen kara lekelere dönüşüyorlar. Geçiyor o ilk hevesler, o ilk öpüşler ve daha kaç ilkimize bulaşmışsa o kıskanç kadının nice eseri. Aklımızı esirgediğimiz gerçek yaşamın üzerinde, gömleğin kolundaki ikinci ütü izi gibi eğreti duruyoruz. Süzgecin altında bıraktığımız yarımlarımız, posasındaysa yaşadıklarımız kalıyor sadece.

Hayat, hasediyle bir bir döküyor eteğinde bize ait ne varsa. İşte tam o anda, aklımızı çeliyor tüm gidişler. Bir sahil kasabası, bir orman, belki beş yüzyıllık bir çınarın yamacı, bir küçük tekne... Kendimizi boğan zincirlerden bir hırsla kurtulup ona varmak istediğimiz en uzak yer!
Sanki giderken, ardımızdaki yol ışıklarını da söndüreceğiz birer birer. Sanki içimizdeki fırtınalar bizimle gelmiyorlar ve o yüzden giderken acıda olsa gülümse diyor içimizdeki şeytan. Ama en büyük aşklar, insanı en sevdiği şehirden kaçırtanlar değil ki, bunu göremiyoruz. Dünyanın en koca yükü bizim omuzlarımızda gibi geliyor, yalnızlık mengenesi bir bizi sıkıştırıyor tüm hırsıyla. Giderken, varacağımız o ıssız, o kimsesiz, o yabancı yerlerde, sadece kendimizin duyacağı çığlıklarımızı hayal ediyoruz.

Bugünlerde herkes, gitmekten bahsediyor. İşlerini öylece bırakanlar, sevgilerine özlem katmaya çabalayanlar, anlatmayanlar, anlaşılmayanlar... herkes... Sevdiğim bir dostum, boğazıma kadar dayandı her şey, diyor. Kendimi Karadeniz'in yaylasına bir atsam, hatta telefonumu da burada bıraksam, sonra o hırçın denizime saatlerce bakarken, birazcık kopya çekip ona benzesem, hem aşkın özü sevdalık değil midir? Ben yine özüme dönsem... Sonra bir of çekiyor ki derinden, benim içim titriyor, ürperiyorum... Başka bir dostum, beni de yanına alıp uzaklaşmak istiyor; sokaklarında tanıdık hiçbir yüzü görmesek, hatta orada sokak bile olmasa. İçtiğimiz sigarayı bile bulamadığımız minik bir kasabada, bisikletin üzerinde ellerimizi kocaman açıp rüzgâra kendimizi bıraksak!

Yüreğimdeki 'gidecek' listelerim her gün daha da çoğalıyor. Kendimi o listede görür müyüm diyerek, açıp açıp yüreğime bakıyorum sürekli. Ne zaman karşıma çıkıp eteğini sallasa o kıskanç kadın, kendi kendime bir kez daha soruyorum: gitmeli miyim? Bu bana ait izlerlerle dolu güzel şehrimden, her sabah gülümseyerek selam verdiğim komşularımdan, faturaların arasından bulduğum sürpriz mektuplarımın emanetçisi posta kutumdan, ailemden, her şeyden vazgeçip gitmeli miyim?

Oysa nasılda soğuktur otobüs terminali. Elinizde kahvenizle bir bankın üzerinde bekleşirsiniz. Bir yığın insan geçer önünüzden. Nereye gittiklerini hep merak edersiniz. Kimileri kendilerinden de büyük bavulları çekerler ardı sıra. Kimilerinin minik bir çantası vardır ama yanına kattığı o korkunç ıstırap hemen belli eder yerini. Kimileri, son bir umutla döner arkasına ve bekler gelmeyeceğini bildiği sevdiklerini. Ve otobüsün o ilk adımında kendinizi inandırmak için yinelersiniz 'gidiyorum' 'ben gidiyorum'! Kim bilir kaç kişinin kaderi değişmiştir o ilk adımda. Kim bilir kaç kişi, yol boyunca uzanan o beyaz şeritlere sizinle aynı anda dökmüştür geçmişini.

Bence gidişler, dönüşünüzü 'ben geldim' dediğinizde sevinçle boynunuza sarılan sevdiklerinizle şenlendirmedikçe, bir anlam taşımazlar. Hani bana düşmez belki ama, bence artık gitmeyiniz. Belki biraz daha samimiyete ihtiyacımız vardır, belki biraz daha yalandan uzaklaşıp korkmadan yaşamaya, belki herkesin içindeki o şah olma duygusunun yerine birazda piyonluğun karışmasına.

Bugün tekrar yüreğime bakacağım, elvedaların yerini merhabalar almışsa eğer, gitmemek için bir nedenim daha olacak ve ben o nedenden sımsıkı tutunup burada kalacağım. Savaşmadan, hesap sormadan, isyan etmeden... Sadece ve sadece yaşamak için!

Alıntı
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Harika bir "deneme".
Ama Kişisel Gelişimde kalmasından yanayım , çünkü bu örnekler kişinin bazı eksiklerini gidermesi ve bazı fazlalıklarını törpülemesi açısından, kişi gelişimine katkıda bulanacağı için.
Ne yazık meçhul yazarını bulamadım bu yazının, kendisini tanımak isterdim.


Bence gidişler, dönüşünüzü 'ben geldim' dediğinizde sevinçle boynunuza sarılan sevdiklerinizle şenlendirmedikçe, bir anlam taşımazlar. Hani bana düşmez belki ama, bence artık gitmeyiniz. Belki biraz daha samimiyete ihtiyacımız vardır, belki biraz daha yalandan uzaklaşıp korkmadan yaşamaya, belki herkesin içindeki o şah olma duygusunun yerine birazda piyonluğun karışmasına.
Değil mi?...
Özel teşekkürlerimle Nihat.
 
S

SUNFLOWERS

Bence gidişler, dönüşünüzü 'ben geldim' dediğinizde sevinçle boynunuza sarılan sevdiklerinizle şenlendirmedikçe, bir anlam taşımazlar. Hani bana düşmez belki ama, bence artık gitmeyiniz. Belki biraz daha samimiyete ihtiyacımız vardır, belki biraz daha yalandan uzaklaşıp korkmadan yaşamaya, belki herkesin içindeki o şah olma duygusunun yerine birazda piyonluğun karışmasına.

Bugün tekrar yüreğime bakacağım, elvedaların yerini merhabalar almışsa eğer, gitmemek için bir nedenim daha olacak ve ben o nedenden sımsıkı tutunup burada kalacağım. Savaşmadan, hesap sormadan, isyan etmeden... Sadece ve sadece yaşamak için!

Çok güzel bir yazı olmuş Nihat.. :D :D
Emeğine sağlık.
Artık gitmiyorum burdayım ;D ;D
 
Ö

özlem1980

Kullanıcı
25 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
çok güzel bir yazıydı keyif alarak okudum teşekkürler :)
 
Ö

ölüdeniz

Yorumlarınız için teşekkürler arkadaşlar. Zeynep ben de çok aradım ama bulamadım hatta sizlerle paylaşmadan önce iki defa okudum sonrada burda sizlerle paylaşma gereği duydum.bende burdan yazana teşekkür ediyorum
 
S

semazen

Kullanıcı
19 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
Her şeyi yarım yaşıyormuşuz gibi geliyor bazen. Mutlulukların tadı hep damağımızda kalıyor. Başımıza gelen tüm felaketleri, iki gecelik gözyaşıyla dindiriyoruz. Çabuk unutuyoruz olup biteni ve bazen, hüznü yaşamayı bile beceremiyoruz..

bu cok doğru ama bazen unutmakta gerekli oluyor..işte hayat tamamen bir celişkiden ibaret...teşekkürler ölüdeniz..
 
Ö

ölüdeniz

semazen' Alıntı:
Her şeyi yarım yaşıyormuşuz gibi geliyor bazen. Mutlulukların tadı hep damağımızda kalıyor. Başımıza gelen tüm felaketleri, iki gecelik gözyaşıyla dindiriyoruz. Çabuk unutuyoruz olup biteni ve bazen, hüznü yaşamayı bile beceremiyoruz..

bu cok doğru ama bazen unutmakta gerekli oluyor..işte hayat tamamen bir celişkiden ibaret...teşekkürler ölüdeniz..
Beğendiğine sevindim  :)
 
G

GulsahToptas

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gulsaht.blogcu.com
Aslında hayat kıskanç kadın gibimidir bilmem ama hayatın zor olduğunu , benimde hiç kolay biri olmadığımı biliyorum.Mutluluk devamlı hayatımızda kalan bir duygu olmadığı için bu yüzden çelişki duyabiliyoruz.... :)
 
Ö

ölüdeniz

Gülşah' Alıntı:
Aslında hayat kıskanç kadın gibimidir bilmem ama hayatın zor olduğunu , benimde hiç kolay biri olmadığımı biliyorum.Mutluluk devamlı hayatımızda kalan bir duygu olmadığı için bu yüzden çelişki duyabiliyoruz.... :)
O0
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Eyyyyyyy hayat sen şavku sularda bir dolunaysın.
Aslında yokum ben bu oyunda ömrüm beni yok saysın.

Yav,neymiş beya bu hayat.
Sürekli trip yapıo o, bu, orada, burada, şurada.
Ah neredeeeeeeee vah neredeeeeeeee bir bulabilsem hayatı acaba ah neredeeeee vah neredee.
Bana fisun önalda söylettiniz ya helal olsun size valla nedim.
 
Üst