Esnek Düşünmek

  • Konbuyu başlatan mehmetd
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde mehmetd tarafından oluşturulan Esnek Düşünmek başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 13,273 kez görüntülenmiş, 31 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı Esnek Düşünmek
Konbuyu başlatan mehmetd
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ekolıst
M

mehmetd

Kullanıcı
23 Şub 2007
En iyi cevaplar
0
0
Esnek Düşünmek

       
«Bazı fırtınalarda asırlık çınarlar devrilir, ancak çok esnek bir yapıya sahip olan palmiye ağacı devrilmez. Yine esnek bir yapıya sahip olan ”toprak” üzerine atılan her tohuma yeşerme şansı verirken, kaskatı bir yapıya sahip olan mermer, üzerinde hiçbir canlıya hayat şansı tanımaz.

Esnek olmak, aslında hayata karşı olumlu, ılımlı bir tavır takınmaktır. Esnek olmak, farklı bir bakış açısı kazandırır. Hedefe farklı yollardan da gidilebileceğini gösterir. Denizlerin her zaman fırtınalı olmadığı, sadece fırtınalı olduğu zamanlarda bir limana sığınmanın faydalı olacağı öğretir. Kesin ve değişmez kurallarla yaşamın sırlanamayacağı gösterir.

Her insanın hayata karşı mutlaka bir duruşu olmalı. Ama bu duruşa esneklik payı verilmelidir. Kişinin gerektiğinde, durup beklemesini ya da yolunu değiştirmesi gerektiğini bilmesi gerekir. Ancak esnek olmakla ödün vermek birbirine karıştırılmamalıdır. Çünkü esnek olmak demek, belirlemiş olduğumuz hedeften, yani büyük resimden vazgeçmek değil, ona giden yolları zaman zaman değiştirerek, o büyük resme yürümek demektir. Kısacası esneklik çevremizdeki insanların yaptıkları hatalara karşı hoşgörülü olmayı veya en azından bazı küçük hataları gözümüzde büyütmemeyi bize gösterir.


Kurabiye hikayesi

Hava alanında aktarma yapmak isteyen yaşlı bir hanım, uçağın 2 saat gecikmeli olduğunu öğrenince, dergiler ve bir kutu kurabiye alarak bekleme salonuna geçmiş. Yanındaki sehpaya da dergileri ve kurabiye kutusunu bırakarak, yanında bulunan kitabı okumaya dalmış. Bir ara bakmış ki, yanındaki koltuğa oturan bir adam, sehpadaki kurabiye paketini açıyor ve de yemeye başlıyor. Kurabiyelerin kendisine ait olduğunu hissettirmek isteyen kadın, adama dik dik bakmış. Hatta canı o an istemediği halde, kutudan bir kurabiyeyi ağzına atmış. Herhalde kurabiyelerin sahibinin kim olduğunu artık anlamıştır diye düşünürken, adam bir tane daha ağzına atmaz mı. Hemen kadın da bir tane daha atmış ve bir yarışma başlamış, adam bir tane, kadın bir tane…

Sonuçta kutuda tek kurabiye kalmış, adam onu hızlıca kaparak ortadan bölmüş ve gülerek kadına ikram etmiş. O sırada, kadın uçağın alana indiği anonsu duyulmuş ve işlemler için kadın bankoya gitmiş. Pasaportunu çıkartmak için çantası açtığında, ne görsün, kendi kurabiye paketi, hiç açılmamış olarak çantasında durmuyormuş meğer, adamın kurabiyesini kadın yiyormuş
Başkaların düşünce ve davranışları hakkında hüküm verirken, elimizdeki veriler çoğu zaman yeterli olmayabilir. Davranışların nedenini bilmeden çok yanlış yargılara varabiliyoruz maalesef.

Çok tutulan bir araba üretiyordu Henry Ford. Bu arabalar sadece siyah renkliydi. Yardımcısı ona müşterilerin başka renk arabalar da istediğini söylediğinde yardımcısına şöyle demişti: ”İstedikleri her model arabayı alabilirler, yeter ki siyah olsun.” Ancak Dodge Fabrikası, yeni bir model araba çıkardığında ve her renk araba imâl ettiğinde Henry Ford düşüncesinden vazgeçmek zorunda kaldı.
Karşılaştığımız en zor şartlarda dahi çözümler üretebilme potansiyelini verir. Bu durumda kişi soruna değil, daha çok çözüme odaklanır. Çözüme odaklanan kişi, problemin içinde boğulup kalmayacağı için o anın telâşına ve öfkesine kapılmaz. Soğukkanlı ve mantıklı düşünmesi onun karşılaşacağı olumsuz durumdan en az zararla kurtulur.

Esneklik problem çözücüdür

İnsanlar, yaratılışları gereği takdir edilmek isterler. Bu nedenle, etkili iletişimi iyi bilen kişiler, en olumsuz şartlarda bile karşılarındaki insanı motive ederek olumsuz durumu olumluya çevirebilme yeteneğine sahiptirler. Çevremizdeki insanları onurlandırmak, onların bize karşı bakış açısı olumlu yönde değiştirecektir.
Aikido, mükemmel bir dövüş sanatıdır. Bu sporun özelliği ise karşıdan gelebilecek bir darbeye karşı herhangi bir hareket yapılmaz. Bilakis yara almadan saldırı geçiştirilir. Yani kuvvete karşı kuvvetle cevap verilmez. İşte tam burada iletişimciler de, aynen Aikido hocası gibi, birilerinin görüşlerine tepki vermek yerine önce esnek olmalı ve uzlaşma noktaları bulmalıdır.

alıntı:
Ahmet Akay AZAK 
 
M

mehmetd

Kullanıcı
23 Şub 2007
En iyi cevaplar
0
0
ben de size teşekkür ederim.
 
G

gokhankonuk

Kullanıcı
7 May 2007
En iyi cevaplar
0
0
ankara
PARADİGMA (ZİHİN HARİTASI) DEÄžİŞTİRMEK ZOR DEĞİL !!!


”....Önemli bir toplantida cep telefonuyla bağıra bağıra konuşan bir kişi garibinize gidiyorsa,
paradigmanizi degistirmeden onu degerlendirdiginiz için, siz
yaniliyorsunuzdur.
Örnegin trende giderken, bir baba, 3 evladiyla oturup, sürekli aglayan
çocuklarina hiç, susun, demeden yolculuga devam ettiginde ; siz ona ne
gamsiz adam, diyebilirsiniz. Ama sorsaniz, onlar hastaneden geliyorlardir
ve bir saat önce çocuklarin anneleri ölmüstür ve eve dönüyorlardir.
Prof.Covey in konusmasini dinlemeye gelen annesi, arka sirada oturan 2
kisinin toplanti boyunca sürekli konustuklarini görerek, çok öfkelenmis ve
oglumu küçümsüyorlar diyerek te çok üzülmüs. Yemek molasinda ogluna,
sunlarin kafasina çantami indiresim geliyor, demis. Oglu, anne o adam
Finlandiyali, burada smultane tercüme yok, mecburen tercümani yanina
oturttuk, demis.
Havaalaninda aktarma yapmak isteyen yasli bir hanim, uçaginin 2 saat
gecikmeli oldugunu ögrenince, dergiler ve bir kutu kurabiye alarak bekleme salonuna geçmis.
Yanindaki sehpaya da dergileri ve kurabiye kutusunu
birakarak, okumaya dalmis. Bir ara bakmis ki, yanindaki koltugu oturan bir
adam, sehpadaki kurabiye paketini açiyor ve de yemeye basliyor.
Kurabiyelerin kendisine ait oldugunu hissettirmek isteyen kadin, adama dik
dik bakmis. Hatta cani o an istemedigi halde, kutudan bir kurabiyeyi
agzina atmis. Her halde kurabiyelerin sahibinin kim oldugunu artik
anlamistir diye düsünürken, adam bir tane daha agzina atmaz mi. Hemen
kadin da bir tane daha atmis ve bir yarisma
baslamis, adam bir tane, kadin
bir tane. Sonuçta kutuda tek kurabiye kalmis, adam onu hizlica kaparak
ortadan bölmüs ve gülerek kadina ikram etmis. O sirada, kadinin uçaginin
alana indigi anonsu duyulmus ve islemler için kadin bankoya gitmis.
Pasaportunu çikartmak için çantasini açtiginda, ne görsün ; KENDI KURABIYE
PAKETI, HIÇ AÇILMAMIS OLARAK ÇANTASINDA DURMUYOR MU ! MEGER, ADAMIN
KURABIYESINI YIYORMUS.
Baskalarinin düsünce ve davranislari hakkinda hüküm verirken, elimizdeki
veriler çogu zaman yeterli olmuyor. Davranislarin
nedenini bilmeden çok
yanlis yargilara varabiliyoruz. Covey bu örnekleri ; ayni enformasyona
farkli bakis, bizim davranislarimizi belirler, diye özetliyor. Buradan
yola çikarak çözemedigimiz sorunlar için, paradigma (zihin haritasi)
degistirmenin geregini vurguluyor. Einstein’in bir sözünü animsatiyor :
Karsilastiginiz sorunlari, o sorunlari yarattiginiz düsünce düzleminde
kalarak çözemezsiniz. Çogumuzun zaman zaman yaptigi gibi, ”sorunlarin
içinde kaybolmak” yerine, paradigma degistirmeyi basarip, sorunlara farkli
biçimde yaklasabilenler, o sorunu asma sansini da yakaliyorlar. Zaten
sorunlarimizi dostlarimizla paylasmamizin nedenlerinden biri de, farkli
bir bakisin, bize farkli davranabilme kapisi aralama ihtimali degil midir.
Çözümsüz gibi gördügünüz sorunlar konusunda paradigma degistirmenin önemi
vardir. Aslinda hayatimizi, basarimizi, mutlulugumuz belirleyen bizim
kendi davranislarimizdir. Basimiza gelen her seyle onlara verdigimiz tepki
ve yanit arasinda genis bir hareket alani vardir
 
E

emine38

Kullanıcı
5 Nis 2007
En iyi cevaplar
0
0
Güzel bir konuya değinmişiniz toplum olarak düşünmeden tek noktadan bakıp bir çok yargılara varan yapıya sahibiz.Az bilgi çok yorum.Saygı değer bir arkadaşımın dediği gibi:Yık Pradigmanı!
 
H

Hünkar1

Sevgi ve de saygilarimi dilerim sizlere  tüm arkadaslara.javascript:void(0);
Kahkaha
 
Safari

Safari

Kullanıcı
7 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
Gokhankonuk, çok teşekkür ederim bu güzel konuyu paylaştığız için.
 
asyam

asyam

Kullanıcı
7 Tem 2007
En iyi cevaplar
0
0
aydın/kuşadası
Kadının biri bir gece  havaalanında  bekliyordu.Uçağın  kalkmasına  daha  epeyce  zaman vardı.Havaalanındaki  dükkandan  bir  kitap  ve  bir  paket  kurabiye  alıp,kendisine  oturacak  bir  yer  buldu.Ne  kadar  görmezden  gelse de yanında  oturan  adamın  gayet  cüretkar bir  biçimde  aralarında  duran  paketten  birer birerkurabiye  aldığını  gördü.Kurabiye  hırsızı  yavaş  yavaş  kurabiyelerini  tüketirken  onun gözü  kitabı ve  saatteydi.Kendi  kendine  “Kibar  bir  insan  olmasaydım,şu  adamın  gözlerini  morartırdım !”diye  düşünüyordu.

        Kurabiyeye  her  uzandığında , adam da  elini  uzatıyordu.Sonunda  pakette  tek  bir  kurabiye  kalınca “Bakalım  şimdi  ne  yapacak?”dedi  kendi  kendine.Adam yüzünde asabi  bir  gülümsemeyle  son  kurabiyeye uzandı ve  kurabiyeyi  ikiye  bölerek  yarısını  kadına  uzattı.Diğer  yarısını da ağzına  attı.Kadın  kurabiyeyi  admın  elinden  kapar  gibi  aldı  ve “Aman  Allah’ım ne  cüretkar  ve  kaba  bir  adam.Üstelik  bir  teşekkür  bile  etmiyor!”

        Uçağının  kalkacağı  anons edilince  rahat  bir  nefes aldı.Eşyalarını  toplayıp  çıkış  kapısına yürürken  “kurabiye  hırsızı”na dönüp  bakmadı  bile...Uçağa  binip  koltuğuna  oturduktan sonra  bitmek  üzere  olan  kitabına  uzandı.

Çantasına  elini  uzatınca  gözleri  şaşkınlıkla  açıldı. Gözlerinin  önünde bir  paket  kurabiye  duruyordu!Çaresizlik  içinde  “Bunlar  benim  kurabiyelerim ise ötekiler de onundu  ve  her  bir  kurabiyesini  benimle  paylaştı!”diye  söylendi.Özür  dilemek  için  çok  geç  kaldığını  üzüntüyle  anladı.Kaba  ve  cüretkar  olan  “kurabiye  hırsızı”kendisiydi  işte...

 
E

ebru_61

Kullanıcı
29 Nis 2007
En iyi cevaplar
0
0
trabzon
guzel fakat bıraz dıkkatlı olsaydı boyle ıcten ıce kendını yemeyecektı son pısmanlık fayda etmez mısalı ıs ısten gecmıs oldu
 
D

derin_3486

Kullanıcı
7 Nis 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
ön yargı üzerine bir sürü hikaye var.. Ama burda dikkatsizlik de söz konusu..Aklına gelsee ya da içten içe kendini yiyeceğine adamla konuşsa daha kolay halledebilirdi..Hiç olmazsa adama kötü kötü baksa konuşmak zorunda kalacaktı...Ve içten içe kendini yiyeceğine rahatlardı tabii utançtan yüzü kızararakk ;)
 
Safari

Safari

Kullanıcı
7 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
konudan alınması gereken ders güzel

teşekkürler asyam
 
Z

zeyna007

Kullanıcı
16 Şub 2007
En iyi cevaplar
0
0
cok güzell tesekkurlerr  :)
 
I

ibrahim

Kullanıcı
20 May 2007
En iyi cevaplar
0
0
eskişehir
daha önce okudugum bi yazıydı asyam.paylaşımın için teşekkür ederim
 
S

smyye

Kullanıcı
1 Ağu 2007
En iyi cevaplar
0
0
bende daha önce okumuştum. :)
Yaşadığım tecrübelere  ve bu yazıya dayanarak diyorum ki insan yapmak istediklerini yapmalı ;söylemek istediklerini söylemeli, yani hiç bişeyi ertelememeli bu hayatta.Yoksa bilmeden  mutlulukları da ertelerz....
Paylaşım için teşekkürler asyam.
 
Safari

Safari

Kullanıcı
7 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
smyye' Alıntı:
bende daha önce okumuştum. :)
Yaşadığım tecrübelere  ve bu yazıya dayanarak diyorum ki insan yapmak istediklerini yapmalı ;söylemek istediklerini söylemeli, yani hiç bişeyi ertelememeli bu hayatta.Yoksa bilmeden  mutlulukları da ertelerz....
bravo..
 
T

tubix

Kullanıcı
30 Nis 2007
En iyi cevaplar
0
0
Kocaeli
ne kadar güzel bir hikaye çok etkilendim........  :)(bazen çok önyargılı olabiliyorum amaa artık yendim bunları eminim) :)
 
Ç

çiçek

Kullanıcı
4 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
ÇOK GUSEL OLMUŞ
 
Üst