M
mehmetd
Kullanıcı
- 23 Şub 2007
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
Esnek Düşünmek
«Bazı fırtınalarda asırlık çınarlar devrilir, ancak çok esnek bir yapıya sahip olan palmiye ağacı devrilmez. Yine esnek bir yapıya sahip olan ”toprak” üzerine atılan her tohuma yeşerme şansı verirken, kaskatı bir yapıya sahip olan mermer, üzerinde hiçbir canlıya hayat şansı tanımaz.
Esnek olmak, aslında hayata karşı olumlu, ılımlı bir tavır takınmaktır. Esnek olmak, farklı bir bakış açısı kazandırır. Hedefe farklı yollardan da gidilebileceğini gösterir. Denizlerin her zaman fırtınalı olmadığı, sadece fırtınalı olduğu zamanlarda bir limana sığınmanın faydalı olacağı öğretir. Kesin ve değişmez kurallarla yaşamın sırlanamayacağı gösterir.
Her insanın hayata karşı mutlaka bir duruşu olmalı. Ama bu duruşa esneklik payı verilmelidir. Kişinin gerektiğinde, durup beklemesini ya da yolunu değiştirmesi gerektiğini bilmesi gerekir. Ancak esnek olmakla ödün vermek birbirine karıştırılmamalıdır. Çünkü esnek olmak demek, belirlemiş olduğumuz hedeften, yani büyük resimden vazgeçmek değil, ona giden yolları zaman zaman değiştirerek, o büyük resme yürümek demektir. Kısacası esneklik çevremizdeki insanların yaptıkları hatalara karşı hoşgörülü olmayı veya en azından bazı küçük hataları gözümüzde büyütmemeyi bize gösterir.
Kurabiye hikayesi
Hava alanında aktarma yapmak isteyen yaşlı bir hanım, uçağın 2 saat gecikmeli olduğunu öğrenince, dergiler ve bir kutu kurabiye alarak bekleme salonuna geçmiş. Yanındaki sehpaya da dergileri ve kurabiye kutusunu bırakarak, yanında bulunan kitabı okumaya dalmış. Bir ara bakmış ki, yanındaki koltuğa oturan bir adam, sehpadaki kurabiye paketini açıyor ve de yemeye başlıyor. Kurabiyelerin kendisine ait olduğunu hissettirmek isteyen kadın, adama dik dik bakmış. Hatta canı o an istemediği halde, kutudan bir kurabiyeyi ağzına atmış. Herhalde kurabiyelerin sahibinin kim olduğunu artık anlamıştır diye düşünürken, adam bir tane daha ağzına atmaz mı. Hemen kadın da bir tane daha atmış ve bir yarışma başlamış, adam bir tane, kadın bir tane…
Sonuçta kutuda tek kurabiye kalmış, adam onu hızlıca kaparak ortadan bölmüş ve gülerek kadına ikram etmiş. O sırada, kadın uçağın alana indiği anonsu duyulmuş ve işlemler için kadın bankoya gitmiş. Pasaportunu çıkartmak için çantası açtığında, ne görsün, kendi kurabiye paketi, hiç açılmamış olarak çantasında durmuyormuş meğer, adamın kurabiyesini kadın yiyormuş
Başkaların düşünce ve davranışları hakkında hüküm verirken, elimizdeki veriler çoğu zaman yeterli olmayabilir. Davranışların nedenini bilmeden çok yanlış yargılara varabiliyoruz maalesef.
Çok tutulan bir araba üretiyordu Henry Ford. Bu arabalar sadece siyah renkliydi. Yardımcısı ona müşterilerin başka renk arabalar da istediğini söylediğinde yardımcısına şöyle demişti: ”İstedikleri her model arabayı alabilirler, yeter ki siyah olsun.” Ancak Dodge Fabrikası, yeni bir model araba çıkardığında ve her renk araba imâl ettiğinde Henry Ford düşüncesinden vazgeçmek zorunda kaldı.
Karşılaştığımız en zor şartlarda dahi çözümler üretebilme potansiyelini verir. Bu durumda kişi soruna değil, daha çok çözüme odaklanır. Çözüme odaklanan kişi, problemin içinde boğulup kalmayacağı için o anın telâşına ve öfkesine kapılmaz. Soğukkanlı ve mantıklı düşünmesi onun karşılaşacağı olumsuz durumdan en az zararla kurtulur.
Esneklik problem çözücüdür
İnsanlar, yaratılışları gereği takdir edilmek isterler. Bu nedenle, etkili iletişimi iyi bilen kişiler, en olumsuz şartlarda bile karşılarındaki insanı motive ederek olumsuz durumu olumluya çevirebilme yeteneğine sahiptirler. Çevremizdeki insanları onurlandırmak, onların bize karşı bakış açısı olumlu yönde değiştirecektir.
Aikido, mükemmel bir dövüş sanatıdır. Bu sporun özelliği ise karşıdan gelebilecek bir darbeye karşı herhangi bir hareket yapılmaz. Bilakis yara almadan saldırı geçiştirilir. Yani kuvvete karşı kuvvetle cevap verilmez. İşte tam burada iletişimciler de, aynen Aikido hocası gibi, birilerinin görüşlerine tepki vermek yerine önce esnek olmalı ve uzlaşma noktaları bulmalıdır.
alıntı:
Ahmet Akay AZAK
«Bazı fırtınalarda asırlık çınarlar devrilir, ancak çok esnek bir yapıya sahip olan palmiye ağacı devrilmez. Yine esnek bir yapıya sahip olan ”toprak” üzerine atılan her tohuma yeşerme şansı verirken, kaskatı bir yapıya sahip olan mermer, üzerinde hiçbir canlıya hayat şansı tanımaz.
Esnek olmak, aslında hayata karşı olumlu, ılımlı bir tavır takınmaktır. Esnek olmak, farklı bir bakış açısı kazandırır. Hedefe farklı yollardan da gidilebileceğini gösterir. Denizlerin her zaman fırtınalı olmadığı, sadece fırtınalı olduğu zamanlarda bir limana sığınmanın faydalı olacağı öğretir. Kesin ve değişmez kurallarla yaşamın sırlanamayacağı gösterir.
Her insanın hayata karşı mutlaka bir duruşu olmalı. Ama bu duruşa esneklik payı verilmelidir. Kişinin gerektiğinde, durup beklemesini ya da yolunu değiştirmesi gerektiğini bilmesi gerekir. Ancak esnek olmakla ödün vermek birbirine karıştırılmamalıdır. Çünkü esnek olmak demek, belirlemiş olduğumuz hedeften, yani büyük resimden vazgeçmek değil, ona giden yolları zaman zaman değiştirerek, o büyük resme yürümek demektir. Kısacası esneklik çevremizdeki insanların yaptıkları hatalara karşı hoşgörülü olmayı veya en azından bazı küçük hataları gözümüzde büyütmemeyi bize gösterir.
Kurabiye hikayesi
Hava alanında aktarma yapmak isteyen yaşlı bir hanım, uçağın 2 saat gecikmeli olduğunu öğrenince, dergiler ve bir kutu kurabiye alarak bekleme salonuna geçmiş. Yanındaki sehpaya da dergileri ve kurabiye kutusunu bırakarak, yanında bulunan kitabı okumaya dalmış. Bir ara bakmış ki, yanındaki koltuğa oturan bir adam, sehpadaki kurabiye paketini açıyor ve de yemeye başlıyor. Kurabiyelerin kendisine ait olduğunu hissettirmek isteyen kadın, adama dik dik bakmış. Hatta canı o an istemediği halde, kutudan bir kurabiyeyi ağzına atmış. Herhalde kurabiyelerin sahibinin kim olduğunu artık anlamıştır diye düşünürken, adam bir tane daha ağzına atmaz mı. Hemen kadın da bir tane daha atmış ve bir yarışma başlamış, adam bir tane, kadın bir tane…
Sonuçta kutuda tek kurabiye kalmış, adam onu hızlıca kaparak ortadan bölmüş ve gülerek kadına ikram etmiş. O sırada, kadın uçağın alana indiği anonsu duyulmuş ve işlemler için kadın bankoya gitmiş. Pasaportunu çıkartmak için çantası açtığında, ne görsün, kendi kurabiye paketi, hiç açılmamış olarak çantasında durmuyormuş meğer, adamın kurabiyesini kadın yiyormuş
Başkaların düşünce ve davranışları hakkında hüküm verirken, elimizdeki veriler çoğu zaman yeterli olmayabilir. Davranışların nedenini bilmeden çok yanlış yargılara varabiliyoruz maalesef.
Çok tutulan bir araba üretiyordu Henry Ford. Bu arabalar sadece siyah renkliydi. Yardımcısı ona müşterilerin başka renk arabalar da istediğini söylediğinde yardımcısına şöyle demişti: ”İstedikleri her model arabayı alabilirler, yeter ki siyah olsun.” Ancak Dodge Fabrikası, yeni bir model araba çıkardığında ve her renk araba imâl ettiğinde Henry Ford düşüncesinden vazgeçmek zorunda kaldı.
Karşılaştığımız en zor şartlarda dahi çözümler üretebilme potansiyelini verir. Bu durumda kişi soruna değil, daha çok çözüme odaklanır. Çözüme odaklanan kişi, problemin içinde boğulup kalmayacağı için o anın telâşına ve öfkesine kapılmaz. Soğukkanlı ve mantıklı düşünmesi onun karşılaşacağı olumsuz durumdan en az zararla kurtulur.
Esneklik problem çözücüdür
İnsanlar, yaratılışları gereği takdir edilmek isterler. Bu nedenle, etkili iletişimi iyi bilen kişiler, en olumsuz şartlarda bile karşılarındaki insanı motive ederek olumsuz durumu olumluya çevirebilme yeteneğine sahiptirler. Çevremizdeki insanları onurlandırmak, onların bize karşı bakış açısı olumlu yönde değiştirecektir.
Aikido, mükemmel bir dövüş sanatıdır. Bu sporun özelliği ise karşıdan gelebilecek bir darbeye karşı herhangi bir hareket yapılmaz. Bilakis yara almadan saldırı geçiştirilir. Yani kuvvete karşı kuvvetle cevap verilmez. İşte tam burada iletişimciler de, aynen Aikido hocası gibi, birilerinin görüşlerine tepki vermek yerine önce esnek olmalı ve uzlaşma noktaları bulmalıdır.
alıntı:
Ahmet Akay AZAK