Yaptığım küçük bir araştırmada ejder kertenkelelerin agamalar olduğunu öğrendim ve işte buyrun;
AGAMA» (Agâmidae) ailesi nin üyeleri iguanalara çok benzerler, fakat onlardan dişleri dolayısıyle ayrılırlar. Dişler iguana larda çenelerin iç yüzeyine bağlıdır, agama'ların dişleri aksine her çenenin sırtındaki yuvalara oturmuştur, Agama'lar Afrika ile Avustralya da dahil Doğu Yanmküresi'nde yaygındırlar. Üç yüz kadar türleri, Asya'nın, Afrika'nın, Avustralya'nın ve Güney Avrupa'nın sıcak bölgelerinde bulunur. Madagaskar ile Yeni Zelanda'da ağama yoktur.
Agamaların derisi, kiremit biçiminde dizilmiş, çıkıntılı, bazen de diken diken pullarla kaplıdır. Erkeklerinde çoğu zaman taraklar ve sarkık etler dikkati çeker. Kuyrukları uzun olmakla beraber, gekolarınki gibi kırılmaz. Yuvarlak göz bebekli gözlerinin oynak göz kapakları vardır. Renk değiştirme ve çevreye uyma, bu kertenkelelerde üstün bir dereceyi bulmuştur.
Fakat agama'lar, çeşitli hayatlara ayak uyduruş sebebiyle, bu ortak özelliklerine rağmen birbirlerinden çok farklıdırlar. Yerde yaşayanlarının vücudu basılmıştır, ağaççıl türlerinde basılma daha ziyade yanlardadır. Adi kertenkelelere ve gekolara benzeyenleri olduğu gibi, uçuş zarları veya paraşütleri olanlar da vardır.
«Asıl ağama» lar, çöllük, taşlık, kayalık, hatta 2700 metre yüksekliğe kadar dağlık bölgelerin kara kertenkeleleridir. Hardun adındaki bir türü (Ağama stellio) Yunanistan'da, Anadolu'da ve Mısır'da yaşar. Harabelerde, ehramlarda ve eski mezarların üzerinde rastlanan kertenkele çok kere budur. Bu agama'lar buralarda güneşlenir ve böcek avlarlar. İnsanın ayağının dibinden birdenbire ok gibi fırlayan çok hızlı hayvanlardır. Bazen yüksekçe bir yere çıkıp baslarını sallaya sallava etrafı tetkik ettiklerini gören Mısırlılar, onlara «çölün hâkimi» lâkabını takmıştır. Çok yabani olduklarından evlere hiç girmezler. 40 santim uzunluğunda olabilirler. Daha koyu renk lekelerle bezenmiş bir kahverengi olan monoton renkleri, yalnız çiftleşme mevsiminde, o da sadece erkeklerinde biraz şenlenir. Hardun'un boynunun yanları ile kuyruğu dikenlerle süslüdür.
Aynı boydaki «adi ağama» (Ağama ağama) Batı Afrika'da yasar, gabuk renk değiştirmesi ve çok eşlilik gibi iki özelliğiyle öbür ağama türünden ayrılır. En süslü zamanında adi agama'nın erkeğinin kafası madenî parıltılı bir gök mavisi, sırtı morumsu kahverengi fon üzerinde gök mavisi damarlı ve parlak sarı noktalı, karnı saman şansıdır. Bu zaman altı, yedi dişi ile çevrili bulunur. Dişiler erkek tarafından kabul edilmek için ona kur yaparlar. Fakat erkek de dişilerini saldırıcılara kargı kahramanca savunur. Hardun kadar vahşî olmayan adi ağama, çok kere evlere girer ve evcilleştirilebîlir. Masaların altındaki ekmek ufaklarını topladığını ve reveranslar yaparak insanlardan yiyecek dilendiğini görenler olmuştur. Adi agamalarm aksine, Güney Asya'nın «Phrynoeephalus» ve «Leiolepis» agama'larında tek eşlilik görülür. Hayatlarının sonuna kadar bir eşle kalan bu agama'ların bazıları Everest tepesinde 5 000 metre yükseğe kadar çıkar.
Hindistan ile Malakka yarımadasında «Calotes» tipi agama'lar çok görülür. Bunlar özkertenkelelere çok benzerler, yalnız kafalarının tepesinde başlayan dantelalı bir tarak sırtlarının aşağılarına kadar devam eder. Çok da kolay renk değiştirirler. Yerliler bunlardan birine (Calotes versicolor) «kan emicisi» gibi garip bir ad takmışlardır. Bu da, ürktüğü zaman gerdanının renginin soluk sarıdan parlak bir kırmızıya dönmesinden ileri gelir. Calotesiere daha çok evlere yakın ağaçların ve çitlerin üzerinde rastlanır.
Büyük Sahra'dan Hindistan'ın kuzey batısına kadar uzanan çöllük bölgelerde bol dikenli kuyruklarından derhal tanınan bazı gamalara rastlanır. Vücutlarının geri kalan kısmı ince ve yumuşak pullarla kaplı bu tür, bazıları 45 santim uzunluğunda olabilen «diken - kuyruklu ağama» lardan (Uromastix spinipes). Diken kuyruklu agamalar güneşi
sevmekle beraber günün en sıcak saatlerinde ve bozuk havalarda, güçlü pençeleriyle kazdıkları ve 2-2.5 metre uzunluğunda olabilen yeraltı inlerine çekilirler. Kış uykularını da bura uyurlar. Isı 15 derecenin altına düştü mü vücutları katılmaya başlar. Diken - kuyruklu agama'lar hem böcekçil, hem de otçuldurlar. Tavuk etini andıran etlerinin lezzeti sebebiyle yerliler tarafından avlanılırlar. Esaret hayatında kolay evcilleşirler,
Avustralya çöllerinin «molok» veya «dikenli şeytan» demlen ağama' sı (Moloch horridus), gerçekten korkunç görünüşlü bir hayvan ve Yeni Dünya iguanalarından «boynuzlu kara kurbağası» nın Eski Dünyadaki karşılığıdır. Bütün vücudu, en büyükleri kafasının üzerinde ve boynunda, gözlerinin yukarısında, burun deliklerinin arkasında, kulaklarının önünde v.s. olmak üzere, koca koca dikenlerle kaplıdır. Dikenli şeytan, bu haliyle bir iğne yastığına benzer, fakat koni biçimli ve olağanüstü güçte iğnelerle diken diken olmuş bir yastığa. Bu gama diliyle teker teker topladığı karıncalarla beslenir. Bir defada 1000-1500 tanesini yer.
«Sakallı kertenkele» nin (Amphibolurus barbatus) de yurdu Avustralya'dır. Bu tür, adım, ağzım açtığı vakit, boynunun yanları ile gerdanını çevreleyen pul dizisinin diken diken olmasından almıştır.