DOSTLUĞA İNANANLARA"DOSTLUK İPİ"

  • Konbuyu başlatan crazyrain
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde crazyrain tarafından oluşturulan DOSTLUĞA İNANANLARA\"DOSTLUK İPİ\" başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 6,219 kez görüntülenmiş, 17 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı DOSTLUĞA İNANANLARA\"DOSTLUK İPİ\"
Konbuyu başlatan crazyrain
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan sarmut
C

crazyrain

Kullanıcı
11 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
Genç adam iyi bir terziymiş. Bir dikiş makinası ve küçücük bir dükkanı varmış. Sabahlara kadar uğraşıp didinir ama pek az para kazanırmış. Çok soğuk bir kış gecesi dükkanı kapatırken elektrik sobasını açık unutmuş ve çıkan yangın onun felaketi olmuş. Artık ne işi varmış ne de parası. Günler boyu iş aramış ama bulamamış. Yük taşımış, bulaşıkçılık yapmış, yine de evinin kirasını ödeyecek kadar para kazanamamış. Sonunda ev sahibinin de sabrı taşınca, küçük bir bavula sığan eşyalarıyla sokakta bulmuş kendini. Mevsim kış, hava ayaz olsa da genç adamın köşesindeki parktan başka gidecek yeri yokmuş.

Bir sabah iş arayacak derman bulamamış bacaklarında. Açlıktan ve soğuktan bitkin bir şekilde bankta otururken, kocaman bir araba yanaşmış kaldırıma. Arka kapıyı açmaya çalışan şöförü kızgınlıkla yana itip arabadan inen yaşlı adam; “Yalnız bırakın beni, parkta dolaşırsam belki sinirim geçer.” diye söylenmiş. Zengin bir işadamı olduğu her halinden belli olan ihtiyar, birkaç adım attıktan sonra bankta titreyen terziyi görmüş. Terzi adamın üzerindeki paltoya bakıyormuş dikkatle. Birden siniri geçiveren ihtiyar; “Zavallı adamcağız kim bilir nasıl üşüyordur, ona nasıl yardım etsem acaba?” diye düşünmeye başlamış.

Oysa terzinin düşlediği paltonun sıcaklığı değilmiş. O, çok kalın ve kaliteli bir kumaştan üretilen bu paltonun sahibine hiç yakışmadığını ve onun vücuduna uygun şekilde dikilmediğini düşünüyormuş. Yaşlı işadamı terzinin yanına yaklaşıp; “Ne o evlat, bu ayazda parkta donmuşsun. İstersen paltomu sana verebilirim” deyince; “Hayır teşekkür ederim. Ben sadece bu paltonun size göre olmadığını düşünüyordum. Kumaş fazla kalın ve sizi olduğunuzdan şişman göstermiş” diye yanıt vermiş terzi. Yaşlı adam bu cevabı alınca hayli şaşırmış. Çünkü o da üzerindeki paltoya onca para ödediği halde kendisine bir türlü yakıştıramıyormuş. “Soğuktan titrerken nasıl böyle bir şeye dikkat edebiliyorsun?” diye soran yaşlı adam; “Ben terziyim” yanıtını alınca; “Benimle gel, hayat hikayeni yolda anlatırsın.” diyerek arabaya bindirmiş bizim terziyi.

Bu karşılaşma, terzinin hayatındaki dönüm noktası olmuş. Böyle yetenekli bir insanın işsiz ve evsiz kalmasına çok üzülen iyiliksever yaşlı adam, terziye bir dükkan açmasına yetecek kadar para vermiş. Bunun karşılığında tek istediği kendi giysilerini bu genç adamın dikmesiymiş. Terzi yeniden bir işe hem de kendi işine başlamanın heyecanıyla deliler gibi çalışmaya başlamış. Bu arada yaşlı işadamı da desteğini esirgemiyor, onu kendi çevresinden zengin kişilerle tanıştırarak yeni siparişler almasını sağlıyormuş. Küçük dükkan, önce  kocaman bir modaevine dönüşmüş, sonra da pek çok ünlü marka için üretim yapmaya başlamış. Terzi artık “ünlü işadamı” diye anılır olmuş.

Bir gün ihtiyar adam onu ziyarete gitmiş. Terzi çok büyük bir iş bağlantısı yapmak üzere yurt dışına gidecekmiş ve uçağa yetişmesine az bir zaman varmış. Biraz sohbet ettikten sonra yaşlı adam birden fenalaşmış. Yeni işadamımız ise büyük işi kaçırmak istemediği için uçağa yetişmiş. Yaşlı adam krizi atlatmış ve uzun süre hastanede yatmış bir yandan da sadece bir kez telefon ederek durumunu soran terziyi bekliyormuş. Fakat terzi daha çok para kazanmak için oradan oraya koştururken bir türlü yaşlı adamı ziyarete gidememiş. Aradan o kadar uzun bir süre geçmiş ki bu sefer de utancından yaşlı adamın kapısını çalamaz olmuş.

Bir süre sonra terzinin işleri yolunda gitmemeye başlamış. Fabrikalarını kapatmak zorunda kalmış ve elinde kala kala yine küçücük bir dükkan kalmış. Utana sıkıla yaşlı adama koşmuş hemen nerede hata yaptığını sormak için. Son derece kırgın olan ihtiyar yine de onu kabul etmiş ama anlatacağı öyküyü dinledikten sonra hemen çıkıp gitmesini istemiş.

Başlamış anlatmaya; “Bir zamanlar fakir bir oduncu varmış. Ormandaki bir kulübede yaşar ve odun keserek hayatını kazanırmış. Bir gün kulübesinde yangın çıkmış ve bu yangın bütün ormanı kül etmiş. O çevrede kimse ona güvenip iş vermeyince, çıkınını alan oduncu, eşeğine binip yola koyulmuş. Ağaçların arasında yürürken birinin kendisine seslendiğini duymuş. Başını kaldırınca konuşanın bir bülbül olduğunu görmüş. Bülbül ona; “Senin haline çok üzüldüm, şimdi öyle bir büyü yapacağım ki, eşeğin çok güzel şarkı söylemeye başlayacak. Sen de onunla gösteriler yapıp çok para kazanacaksın” demiş. Gerçekten de eşek birbirinden güzel şarkılar söylemeye başlamış. Oduncu o şehir senin bu kasaba benim dolaşıp eşeğine şarkı söyletiyor ve herkes onları izlemek için birbiriyle yarışıyormuş. Oduncu ve şarkı söyleyen eşeği bütün ülküde ünlenmişler.

Bir gün yine bir gösteriye yetişmek için koştururken, bülbülün yardım isteyen sesini duymuş oduncu. Bir kedi bülbülü yakalamış ve yemek üzereymiş. Şöyle bir duraklamış ama gösteriye gitmemeyi, onca parayı kaçırmayı gözü yememiş. Arkasına bakmadan kaçmış oradan. Gösteri başladığında ise eşeği her zamanki güzel şarkılar söylemek yerine sadece bir eşeğin çıkarabileceği sesleri çıkarmış. Oduncu kendisini şarlatanlıkla suçlayan izleyicilerin elinden canını zor kurtarmış. İşte o zaman bülbül ölünce büyünün bozulduğunu anlamış. Ben de senin bülbülündüm ve sen beni öldürdün, büyü de o yüzden bozuldu. Keşke güzel giysiler dikenden dostluk ipliğini koparmasaydın.”
Öyküyü dinleyince hemen çekip gitmiş terzi, çünkü söyleyecek bir sözü yokmuş....”

KAYNAK:TÜLAY BİLİN
 
B

berrak

Kullanıcı
28 Tem 2007
En iyi cevaplar
0
0
pembe...
çokk güzel teşekkür ederiz daha öncede okumuştum ama her okunuşta insan durup bir kez daha düşünüyor değilmi?
 
Safari

Safari

Kullanıcı
7 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
işte hayat budur.. Nankör olmamalı insan... "Neredeyim" yerine "Ne olacağım" demelii..
Onu da geçtim sabaha çıkacağımız garanti mi..

Teşekkürler bu güzel paylaşımın için..
Teşekkürler Tülay Bilin..
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Çıkarlar, maddiyat günümüzde o kadar baskın ki, böyle öyküler yazılıyor ve bu öykülere neden olan kişilerin varlığı, insanların iyilik etme duygularını köreltiyor giderek. Çok yazık:(
 
C

crazyrain

Kullanıcı
11 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
rica ederim arkadaşlar insanlar elindekinin kıymetini bilmeli safarinin de dediği gibi nankör olmamak lazım ;)
 
A

ayben

Evet nankör olmamak lazım vefalı olabilmeli insan...
Yalnız bir insanı öyle bir ithama mahkum etmek için öncelikle iyi bir analiz yapmak gerekir. Önce olaya kendi gözümüzle baktığımız gibi karşımızdakinin görüş açısıyla da bakmak gerekri. Birde üçüncü bir boyuttan olaya dışardan bakmak ve yargısızca nasıl gelişiğini etkenleri gözlemek gerekir.
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Ayben' Alıntı:
Evet nankör olmamak lazım vefalı olabilmeli insan...
Yalnız bir insanı öyle bir ithama mahkum etmek için öncelikle iyi bir analiz yapmak gerekir. Önce olaya kendi gözümüzle baktığımız gibi karşımızdakinin görüş açısıyla da bakmak gerekri. Birde üçüncü bir boyuttan olaya dışardan bakmak ve yargısızca nasıl gelişiğini etkenleri gözlemek gerekir.
Buna genel bir düşünce olarak katılmamam imkansız Ayben.
Bizler yorumlarımızı ana öyküye göre yaptık.
Genç adamın uçağı kaçırmak istememesi normal, buraya kadar elbette sorun yok, durumu açıklayıp izin istese yaşlı adam zaten anlayışla karşılamalı.
Ancak sonrasında ki vefasızlığı affedilecek gibi değil ne yazık.
Bir de araya günler girince... bakın bu büyük hata, bunu bizlerde yoğun yaşam temposu içinde yapıyoruz arada.
Taziye, kutlama vs gibi nedenlerle gitmemiz gereken yere gidişimizi erteliyoruz ve sonra, "artık anlamı kalmadı", diyerek gitmeye çekiniyoruz. Oysa hiç bir şey için geç değil ki?
Ne demişler; "Zararın neresinden dönersen kardır."
 
C

crazyrain

Kullanıcı
11 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
sana katılıorum zeynepçim maalesef ki günlük koşturmacalardan sevdiklerimizi ihmal edioruz aslında hayat çok kısa ve hayat sevdiklerimizle güsel fazla ihmal ettiğimizdede bi bakıoruz ki belki de onlar artık yok:(her şeyin zamanında değeri bilinmeli yokluğunda verilen değerin bi anlamı kalmıyor:(çünkü karşımızdakine değerli olduğunu onu önemsediğimizi göstermeliyiz die düşünüorum gösterilemeyen.hissettirelemeyen değer,sevginin ne önemi var ki?karşıdaki bilmedikten sonra  :-\
 
A

ayben

Zynep' Alıntı:
Ayben' Alıntı:
Evet nankör olmamak lazım vefalı olabilmeli insan...
Yalnız bir insanı öyle bir ithama mahkum etmek için öncelikle iyi bir analiz yapmak gerekir. Önce olaya kendi gözümüzle baktığımız gibi karşımızdakinin görüş açısıyla da bakmak gerekri. Birde üçüncü bir boyuttan olaya dışardan bakmak ve yargısızca nasıl gelişiğini etkenleri gözlemek gerekir.
Buna genel bir düşünce olarak katılmamam imkansız Ayben.
Bizler yorumlarımızı ana öyküye göre yaptık.
Genç adamın uçağı kaçırmak istememesi normal, buraya kadar elbette sorun yok, durumu açıklayıp izin istese yaşlı adam zaten anlayışla karşılamalı.
Ancak sonrasında ki vefasızlığı affedilecek gibi değil ne yazık.
Bir de araya günler girince... bakın bu büyük hata, bunu bizlerde yoğun yaşam temposu içinde yapıyoruz arada.
Taziye, kutlama vs gibi nedenlerle gitmemiz gereken yere gidişimizi erteliyoruz ve sonra, "artık anlamı kalmadı", diyerek gitmeye çekiniyoruz. Oysa hiç bir şey için geç değil ki?
Ne demişler; "Zararın neresinden dönersen kardır."
Yok Zynepçim ben tamamen öykü dışında bir yorum yapmak istedim aslında belki de birilerine bir gönderme :-[
Öyküyü düşünmedim bile tamamen bir savunma aslında ;)
 
K

kabeka

Kullanıcı
17 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
16
İstanbul
hoooo çok güzel bir öykü gibi geldi
kopyala yapıştır yaptım :-[
gündüzleri bir şey okuyamıyorum :(
 
C

crazyrain

Kullanıcı
11 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
valla bu konuyu şöle bağlamak isterim her şey karşındakinin anladığı kadardır bazen sen ne kadar anlatırsan anlat karşı tarafa derdini anlatamıosun yaşadığım için böle durumları ki hepimiz yaşamışızdır anlattığını karşıdaki ya işine geldiği gibi anlar ya da anlamazlıktan gelir ya da gerçekten anlayamaz  ;)ama sen ne kadar anlatırsan anlat her şey karşındakinin anladığı kadardır ;)
 
A

ayben

crazyrain' Alıntı:
valla bu konuyu şöle bağlamak isterim her şey karşındakinin anladığı kadardır bazen sen ne kadar anlatırsan anlat karşı tarafa derdini anlatamıosun yaşadığım için böle durumları ki hepimiz yaşamışızdır anlattığını karşıdaki ya işine geldiği gibi anlar ya da anlamazlıktan gelir ya da gerçekten anlayamaz  ;)ama sen ne kadar anlatırsan anlat her şey karşındakinin anladığı kadardır ;)
Ne güzel demişsiniz öyle kesinlikle katılıyormm ;)
 
S

sarmut

Kullanıcı
31 Eki 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
evet yorumları okudum arkadaslar ben de birsey eklemek ıstıyorum aslolan burda İNSANLIK TIR herkes ekmeginin derdinde yogun ıs temposunda  cabalayıp duruyor aynı bizim aynı sızın aynı terzi gibi fakat hayatta oyle degerler vardır kı vefa borcu ıste o borc var ise uzerinde ne kacıracagın ucagı ne kaybedecegin parayı ne de kaybedecek zamanı düsünmeden o insana ozel gerektiginde ya da gerekmedigin de de olsa borcunu odemelisin belkı eşdegerde olamayabilir ama elinden geleni yapmalısın iste insanlıgın meziyetlerinden biri olan vefa bu olmalıdır .
bilmem bana katılıyormusunuz (eleştirecek var ise cekinmeyin :)
 
Safari

Safari

Kullanıcı
7 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
sarmut' Alıntı:
evet yorumları okudum arkadaslar ben de birsey eklemek ıstıyorum aslolan burda İNSANLIK TIR herkes ekmeginin derdinde yogun ıs temposunda  cabalayıp duruyor aynı bizim aynı sızın aynı terzi gibi fakat hayatta oyle degerler vardır kı vefa borcu ıste o borc var ise uzerinde ne kacıracagın ucagı ne kaybedecegin parayı ne de kaybedecek zamanı düsünmeden o insana ozel gerektiginde ya da gerekmedigin de de olsa borcunu odemelisin belkı eşdegerde olamayabilir ama elinden geleni yapmalısın iste insanlıgın meziyetlerinden biri olan vefa bu olmalıdır .
bilmem bana katılıyormusunuz (eleştirecek var ise cekinmeyin :)
Doğru söylüyorsunuz.. Birazda insanın içinde olucak.. Bu durumda ne yapılması gerektiği kitaplarda yazmıyor çünkü.. Ah şu vefa duygusu...
 
C

crazyrain

Kullanıcı
11 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
vefa bence herkeste olmalı ama günümüzde kaybedilen bi duygu vefalı olmak:(iyilik yapan kötülük görüo ya  da ne bilim işte sen bi sürü şey yaparsın  karşındaki sana nankörlük yapar:(düşüncelerin genelleşir sonra insanlara karşı iyilik yapmaktan uzaklaşırsın ama ne olursa olsun genelleme yapmamak lazım herkes aynı olmuo terzi iyilik yapmış ama karşılığı vefasızlık olmuş bu demek diil ki yardım ettiği herkes vefasız olacak ama şöle bişi var genelde bziim önemsemediklerimiz ihmal ettiklerimiz bize karşı daha vefalı oluolar önemsediklerimizse vefasızlıkla bize cvp veriolar yaşamda karşılaştığım şeyler genelde böle ama herkes için diil tabiki
 
S

sarmut

Kullanıcı
31 Eki 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Sevgılı Crazymaın her ne olursa olsun olumsuzluklar ve haketmedıklerımız bıze engeller yaratmamalı bızı bızden alıp goturmelerıne ızın vermemelıyız eger bunu yaparsak o zaman dıger yapmayanlardan ne farkımız kalır ?
oyleyse sen sen oldugun ıcın cogu zaman beklentısız hayata sarılmak gerekıyor zaten evren tahmın etmedıgımız kadar comerttır sana er ya da gec verdıgını oder.
 
Üst