Çinde Li-Li adlı bir kız

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Codex
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Codex

Özgür Şahin
Site Kurucusu
Katılım
14 May 2006
Puanları
48
Konum
Çanakkale
Web
www.kendinigelistir.com
Uzun yıllar önce Çinde Li-Li adlı bir kız evlenir ve aynı evde kocası ve kaynanası ile birlikte yaşamaya başlar. Lakin kısa bir süre sonra kayınvalidesi ile birlikte geçinmenin çok zor olduğunu anlar. Ikisinin de kişiliği tamamen farklıdır. Buda onların sık sık kavga edip tartışmalarına yol açar. Bu Çin geleneklerine göre hoş bir davranış değildir ve çevrenin oldukça tepkisini alır. Bir kaç ay sonra bitmek tükenmez gelin kaynana kavgalarından ev eşi ve annesi arasında kalan erkek için cehennem haline gelmiştir.

Artık birşeyler yapmak zorunda olduğunu anlayan genç kız doğruca babasın arkadaşı olan baharatçıya koşar ve derdini anlatır. Yaşlı adam ona bitkilerden hazırladığı bir ekstre verir. Bunu 3 ay boyunca hergün kaynananın yemeklerine azar azar kat der. Fakat az koy ki belli olmasın. 3 ay sonra ölsün. Yaşlı adam genç kıza kimsenin şüphelenmemesi için bu süre zarfında kaynanasına çok iyi davranması da öğütler. Çok iyi yemekler yap ona der. Genç kız artık çok iyi davranmaya başlar kaynanasına.bir süre sonra kız böyle davranınca kayınvalidesi de değişir ve ona kızı gibi davranmaya başlar. Evde artık barış rüzgarları esmeye başlamıştır. Bu kez genç kız kendini ağır bir yük altında hissetmeye başlar ve yaptıklarından pişman, baharatçıya yeniden gelir. Lütfen der. Artık ölmesini istemiyorum. Şu ana kadar verdiklerimi onun kanından temizleyecek bir şey ver bana. Yaşlı adam karşısında oturan Li-Li ye bakar ve gülümser. Sevgili kızım der. Sana verdiklerim sadece vitaminlerdi. Olsa olsa kayınvalideni daha da güçlendirdin hepsi bu. Gerçek zehirse senin beynindeydi. Sen ona iyi davrandıkça o da dağıldı ve gitti beyninden. Dargınlık sevgiye dönüştü. Böylece gerçek bir anakız oldunuz. Gül veren elde gül kokusu kalır.
Kadın gül vereceğim dedi.
Haklı olma ihtiyacı haklı olduğunu kanıtlama isteği diğerini hep savunmaya iteceğinden birden ortalık savaş meydanına dönüyordu. Bu fazladan birsürü enerji harcamayı gerektiriyor ve yoruyordu. Bir başka yöndense başkaların haksız olduğunu eksik ya da yanlış düşündüğünü ona göstermenin onda minnettarlık oluşturacağı düşünmek o istemedikçe yanlış ve akla aykırı bir inançtan başka bir şey değildi. Zira savaş alanında olduğu gibi böyle anlarda adrenalin artıyor ve kan savaş araçlarında toplanıyordu. Eller, kollar ve ayaklar. Savaş veya kaç hali. Ne göz ne gönül ne kulak ne diğer duyu organları beslenmiyor hatta besinsiz kalıyordu.

Siz hiç bir tartışma proğramında doğru siz haklıymışsız deyip birbirini tebrik ederek proğramdan ayrılan taraf gördünüz mü?
Daha geçimli ve sevecen olmanın yolu haklı çıkmanın zevki ve süksesini başkalarına bırakmaktır. Düzeltme huyunu bırakın. Bundan vazgeçmek ne kadar zor gelse de emin olun buna değecektir. Böylece çevrenizdekiler size karşı daha az savunma duvarı örecek, ilişkileriniz güçlenecektir.
Hadi dedi bir an önce git ve gül ver.

Bu iç sıkıntısı bir zincir şeklini almadan, bu gönlünü sıkan şey, ayağı bağlamadan önce. 3/351(Mesnevi)

Dr Faik Özdengül
 
paylaşımın için teşekkürler çok güzeldi hikaye.programlarda görmedim siz haklısız diye ayrılan:) fakat gerçek hayatta senindee haklı olduğun taraflar var diyebiliyorum karşımdakine.demeye çalışıyorum...
 
hikaye hakikaten düşündürücü ama benim merak ettiğim bir husus daha var.Acaba anlaşılırlığı garantiye almak için mi iki kere yazdız? :D

kıymetli hikayelerinizi yeniden okumak isteriz ama bu kez litfen bir kere yazın biz anlarız :P

 
gercekten karsıdakıne nasıl yaklasırsak o da bıze oyle yaklasır.guzek bır hıkaye elıze saglık
 
ellerine sağlık düşündürücü bir yazı aslında çok da doğru.insan nekadar uğraşırsa uğraşşın hayatta tek değiştirebileceği TA KENDİSİDİR.başkası değiştirmek uğruna verilen savaşlar akıntıya kürek çekmekten başka birşey değil...
 
Bu yazıyı İdil Çeliker'in seneler önce köşe yazısında okumuş,hatta kesip saklamıştım.
Arada çıkartıp okumak için. :)

Ne kadar doğru bir bakış karşımızdaki kişiye davranışlarımız o kişinin davranışını nasıl etkilediğini anlatan güzel bir hikaye. :)

Ben kendimde hep şu inancı taşırım;
Karşımdaki insanı bu güne kadar hiç değiştirmek istemedim değiştirememde zaten(kendi istemediği sürece)
ama kendi davranışlarımı değiştirir ve bunu kendimde uygularsam ister istemez de karşıdaki kişi ona göre davranacaktır.

Teşekkürler paylaşım için. :)
 
çok güzel bir hikaye... zevkle okudum teşekkürler codex paylaşımın için...
dedemin anlattığı hikayeleri anımsattı bana...
'' en acı dil, en tatlı yine dil'' derdi...
 
Gelin, yeni geldiği evde, ev ahalisiyle ilişkilerinin güzel olması için garet etmektedir. bir taraftan yeni evlendiği kocası bir taraftan da kayınvalide ve kayınpederi... ilk zamanlar güzel geçmiş. uzun bir müddet bir sıkıntı çıkmamış kayınvalidesiyle. iyi anlaştıkları bile söylenebilirmiş. ta ki fitneden zevk alan insanların eline bir koz geçinceye kadar.
bir gün komşu kadınlarla birlikte oturan gelin, konuşurken laf arasında "ya bu yaşlılar da gençleri anlamıyorlar" deyivermiş. bunu fırsat bilen bazı kadınlar. gizlice kayınvalideye haber vermişler durumu. tabi kendi pencerelerinden değerlendirerek anlatmışalar duyduklarını.
bu senin gelin varya "bu büyüklerimizde hiç anlamıyorlar bizi diye heryerde seni çekiştiriyor" demişler.
kayınvalide de şaşkınlık ve hayal kırıklığının verdiği öfkeyle söylenmiş biraz. tabi bu durum da biri on katılarak ulaştırılmış geline.

artık bir husumet bir çekememezlik almış başını da gitmiş. her hareket yanlış her iş inadına yapılır olmuş iki taraf için de. öyle bir noktaya gelmiş ki gelin kayın valideye, kayın valide de geline tahammül edemez olmuş.
gelin açmış konuyu sırdaşlarından(!) birisine. arkadaşı ona bu işlerden çok iyi anlayan, onun sıkıntısına çare olacak birinin ismini vermiş. Basiret teyze..

gelin, en kısa zamanda tutmuş Basiret teyzenin yolunu ve anlatmış durumu.

şöyle bir cevap almış Basiret teyzeden.
kızım seni bu sıkıntıdan kurtarmak için bir karışım yapacağım. onu içireceksin ve kurtulacaksın kayın validenden. ama önemli bir nokta var. bak kayın validenle aran iyi değilmiş. eğer onu şimdi öldürürsen herkes anlar senin yaptığını. sen şimdi git, bir kaç hafta iyi geçin kayın validenle. onu çok seviyormuşsun gibi yap. sonra gel bana.

bu fikri çok doğru bulan gelin gitmiş ve aynen konuşulduğu gibi yapmaya başlamış. kayın validesine gülümsüyor, onun kötü sözlerine sakin karşılık veriyor, halini hatırını soruyormuş.
gelindeki değişimi farkeden kaynana kendine biraz çeki düzen vermeye kara vermiş. o da artık güler yüzlü ve iyi niyetli davranıyormuş geline. gittikçe birbirlerine karşı daha anlayışlı olmaya başlamışlar. hatta tekrar sevmeye başlamışlar birbirlerini. bir kaç haftanın sonunda gelinin fikirleri tamamen değişmiş. yaptığı işten çok pişman olan gelin, Basiret teyzenin yanına giderek, plandan vaz geçtiğini karışımı hazırlamamasını söylemiş.

bunu duyan Basiret teyze, bak güzel kızım, demiş. ben zaten hazırlamadım ve hazılamayıda düşünmüyordum. sen kötü insanların kurbanı olmuştun. sana yanlış yapıyorsun desem de beni dinlemeyecektin. oysa ki sadece bakış açını değiştirsen görecektin durumun hiç de senin dediğin gibi olmadığını. ben de senin gözünü açmak için böyle bir plan yaptım.

.....

bazen olaylar hiç de göründüğü gibi değildir. Gerçeği görmek için bakış açımızı değiştirmemiz gerekir
 
bazen olaylar hiç de göründüğü gibi değildir. Gerçeği görmek için bakış açımızı değiştirmemiz gerekir . ;)


 
Geri
Üst