Codex
Özgür Şahin
Site Kurucusu
Ben basından buyana senin kusurunu, çatlagı biliyordum. Senin tarafına çiçek tohumları ektim. Ve her gün o yolda ben su tasırken, sen onları suladın. İki yıldır o güzel çiçekleri toplayıp, masamı süslüyorum. Sen kusursuz olsaydın, o çatlagın olmasaydı, evime böyle güzellik ve zarafet veremeyecektim!..” Çatlak Testiler, Kırık Kalpler... Yoksul bir çiftçinin oglu olan Amerikalı ünlü yazar Dale Carnegie (1888-1955) yıllar önce söyle demis: ”’Herkese portakal gelirken, niye bana eksi limon geldi?’ diyeceginize, limonunuzla limonata yaparak herkesten farklılıgı yasayın.” Carnegie’nin bu sözünü anımsatan dostum, ”Her birimizin kendine özgü kusurları vardır. Hepimiz birer çatlak testiyiz… Fakat sahip oldugumuz bu kusurlar ve çatlaklardır yasamlarımızı ilginç yapan, ödüllendiren, renklendiren... Çevrenizdeki her kisiyi, oldugu gibi kabullenin. Dıslarındaki kusurları degil, içlerindeki güzellikleri görün” diyor ve ders almamız umuduyla anlatıyor su öyküyü: Çin’de bir adam, her gün boynuna dayadıgı kalın sopanın iki ucuna asılı testilerle, dereden su tasırmıs evine... Bu testilerin birinde çatlak varmıs. Öteki ise çatlak degilmis ve her seferinde, bu kusursuz testi adamın doldurdugu suyun tümünü tasır, ulastırırmıs eve... Her zaman, boynunda tasıdıgı testilerden çatlak olanı ise, eve yarı dolu olarak varırmıs. İki yıl, her gün böyle geçmis. Adam her iki testiyi suyla doldurmus, ama evine vardıgında yalnızca 1,5 testi su kalırmıs... Kusursuz testi görevini mükemmel yaptıgı için çok gururlanıyormus... Fakat çatlagı olan kusurlu testi, çok utanıyormus. Doldurulan suyun yalnızca yarısı eve ulastırabildigi için çok üzülüyormus. İki yılın sonunda bir gün, görevini yapamadıgı düsünen çatlak testi, ırmak kenarında adama söyle demis: ”Kendimden utanıyorum. su yanımdaki çatlak nedeniyle, sular eve gidene degin akıp gidiyor...” Adam gülümseyerek dönmüs testiye ve demis ki: Görmedin mi?.. Yolun senin tarafında olan yanı çiçeklerle dolu... Fakat kusursuz testinin tarafında hiç çiçek yok... Çünkü ben basından buyana senin kusurunu, çatlagı biliyordum. Senin tarafına çiçek tohumları ektim. Ve her gün o yolda ben su tasırken, sen onları suladın. İki yıldır o güzel çiçekleri toplayıp, masamı süslüyorum. Sen kusursuz olsaydın, o çatlagın olmasaydı, evime böyle güzellik ve zarafet veremeyecektim!..” *** Çatlak testinin bile günlük yasantımızda yararlı olabileceginden, bakıs açımıza göre; zarafet ve güzelliklere katkıda bulunabileceginden söz edecektim, makas degistirdim zorunlu olarak... Nedenine gelince, önce ansiklopedik bir bilgi notu ilistirelim: ”Mizahi roman, hikaye ve fıkralarıyla edebiyat tarihimizde dikkatleri çeken, Recaizâde Ekrem’in oglu Ercüment Ekrem (1886–1956), Galatasaray Sultanisi’ni bitirdikten (1905) sonra gönderildigi Paris’te siyasal bilgiler ögrenimi gördü. Dönüsünde Düyûn-ı Umumiye kurulusunda (1906) ve Meclis-i Ayan’da (1908) mütercimlik yaptı. 1919 ve 1923 yıllarında matbuat umum müdürlügü, Cumhurbaskanlıgı baskâtipligi ve yeniden Matbuat umum müdürlügü (1927-31) görevlerinde bulundu. 1931 yılında Varsova elçiligi müstesarlıgına getirilen Ercüment Ekrem, 1936 yılından itibaren Siyasal Bilgiler Okulu ve Gazi Egitim Enstitüsü’nde Fransızca; Galatasaray Lisesi’nde edebiyat ögretmenligi yaparak 1950’de kendi istegiyle emekli oldu. Siroz’dan öldü. Zincirlikuyu Mezarlıgı’na gömüldü.” *** ”Modern Evliya Çelebi” Ercüment Ekrem’in yapıtlarına hayran olan Gaziantepli gazeteci-yazar Faik Muhsinoglu, 12 Agustos 1959’da dünyaya gelen ogluna, bu nedenle Ercüment Ekrem adı verdi. Çatlak testinin bile günlük yasantımızda yararlı olabileceginden, bakıs açımıza göre; zarafet ve güzelliklere katkıda bulunabileceginden söz edecegim anda, makas degistirmeme neden olan haber, beynime çakıldı telefonda: Ercüment Ekrem, 47 yasında yasama veda etmisti. O, benden 15 yas küçük kardesimdi. Zincirlikuyu’nun karsı tarafında, Karacaahmet’te; baba-ogul birlikte uyuyorlar simdi...
Mehmet Muhsinoğlu
Mehmet Muhsinoğlu