ÇATLAK KOVA !

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan YEMŞEN
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

YEMŞEN

Kullanıcı
Katılım
14 May 2007
Puanları
0
Konum
KAHRAMANMARAŞ
ÇATLAK KOVA   
        Hindistan’da bir sucu, boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış. Kovalardan biri çatlakmış. Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan patronun evine ulaşan uzun yolu dolu olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece yarısı eve ulaştırabilmiş. Bu durum iki yıl boyunca böyle devam etmiş. Sucu her seferinde patronun evine sadece 1,5 kova su götürebilirmiş. Sağlam kova başarısından gurur duyarken zavallı çatlak kova görevinin sadece yarısı yerine getiriyor olmaktan dolayı utanç duyuyormuş. İki yılın sonunda bir gün çatlak kova ırmağın kıyısında sucuya seslenmiş.” Kendimden utanıyorum ve senden özür dilemek istiyorum.”  ”Neden?” diye sormuş sucu. ”Niye utanç duyuyorsun?” Kova cevap vermiş. ”Çünkü iki yıldır çatlağımdan su sızdığı için taşıma görevimin sadece yarısı yerine getirebiliyorum. Benim kusurumdan dolayı sen bu kadar çalışmana rağmen emeklerinin tam karşılığı alamıyorsun.”  Sucu şöyle demiş. ” Patronun evine dönerken yolun kenarındaki çiçekleri fark etmeni istiyorum.”  Gerçekten de tepeyi tırmanırken çatlak kova patikanın bir yanındaki yabani çiçekleri ısıtan güneşi görmüş. Fakat yolun sonunda yine suyunun yarısı kaybettiği için kendini kötü hissetmiş ve yine sucudan özür dilemiş. Sucu kovaya sormuş; ”Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu ve diğer kovanın tarafında hiç çiçek olmadığı fark ettin mi? bunun sebebi benim senin kusurunu bulmam ve ondan yararlanmamdır. Yolun senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün biz ırmaktan dönerken sen onları suladın. İki yıldır ben bu güzel çiçekleri toplayıp onlarla patronumun sofrası süsleye bildim. Sen böyle olmasaydın, evinde bu güzellikleri yaşamayacaktı.”
        Hepimizin kendimize has kusurları vardır. Hepimiz aslında çatlak kovalarız. Kusurlarımızdan korkmayalım. Onlara sahiplenelim...
        Kusurlarımızda gerçek gücümüzü bulduğumuzu bilirsek eğer biz de güzelliklere sebep olabiliriz.
  ;)
 
Dislarindaki kusurlari degil, iclerindeki guzellikleri gorun.....



işte metindeki ana düşünce teşekkürler güzel ve önemli bir konu
 
Teşekkürler deniz514, çok güzeldi.
İlginç bir yaklaşım..

Ama bana anafikir,  "Dislarindaki kusurlari degil, iclerindeki guzellikleri gorun..... " 'den ziyade "bardağın dolu tarafından bakmak" gibi geldi. :)
 
cok güzelmiş yaa  bide yapabilsek arkadas filan neysede askta lazım gele dış görünüş ::) :-[
 
dideM' Alıntı:
Ama bana anafikir,  "Dislarindaki kusurlari degil, iclerindeki guzellikleri gorun..... " 'den ziyade "bardağın dolu tarafından bakmak" gibi geldi. :)

Neymiş bu bardak diyesim geldi valla ama dediklerine katılıyorum.
 
hayatın her evresinde farklı kimlikte meslekte insanlarla tanışıyoruz.

örneğin boyacı ustasının görevi evleri boyamaktır.yüklenen tanımlama budur. kimi boyacı da vardır ki duvara fırçayı dokunduruşu sonra karşısına geçip hatalarını kontrol etmesi bazen olmayan bir kısmı yeniden tamir edip boyaması ne kadar doğru keyifli bir davranıştır.

bir örnekte şöyle olsa dış görünümü çok düzgün doktorun , hastahanede hastalarına bakarken yasak savıcı bir tutum içinde olması bu yüzden hastaların zarar görme tehlikesi." birkaçgün önceki haberlerde balıkesir doğum evinde yaşanan  bebeğin trajik ölümü vb. bir o kadar istenmeyen kötü hatta ahlaksızca bir tutum ve davranış biçimidir.

birincisi çatlak kovaymış gibi gözüksede kendi görevini en iyi biçimde yapan boyacı,

ikincisi doktorluk kariyerine sahip ama aymaz umursamaz.dışarıdan da dolu kovaymış gibi gözüküyor.yeterince görevini yapmıyor.
anafikir:
hiç bir olay yada kişi dışarıdan göründüğü gibi değildir.olayları kişileri tanımak anlamak öğrenmek gerekir.
 
Tabi kusur diye görülen şeyin ; nasıl işlenerek "yararlanmak" adına başka bir şeye dönüştürüldüğünün de altını çizmek gerekiyor.

Onun için ; zayıf yönlerimizi bilelim. VE onlarla ne yapıp, ne yapamayacağımızın da farkında olalım.

Teşekkürler.
 
Geri
Üst