crt
Kullanıcı
****************
Büyükşehir hasta ediyor..
Anne karnında rahatı, anne kucağında da huzuru tadan insanoğlu, dünyada kendisinin zorlaştırdığı şartlarla boğuşmak zorunda kalıyor ve bu mücadele de genelde aleyhine işliyor.
İnsan dünyaya geldiğinde tüm varlıklardan daha zayıf ve korunmaya daha muhtaç bir durumda buluyor kendini. Anne ve babayla başlayan sıkı beraberlik onun hayat boyu yardımlaşma ve dayanışma içerisinde olacağının zaruri temelini oluşturuyor. Çevrenin sunduğu imkânlara bağımlı hale geliyor ve bu bağımlılık giderek fazlalaşıyor.
Çok zayıf ve korunmaya muhtaç yaratılmasına rağmen ihtiyaçlarının fazlalığı insanların bir arada yaşamasını netice vermesi nedeniyle, geçmişte kabile ve küçük topluluklar günümüzde milyonları geçen nüfusun toplandığı şehirlere dönüşmüş durumda.
Büyük şehrin derdi de büyük
Ana kucağında duyulan güvenle büyüyen insanlar, ortamın doğallıktan uzaklaşması ile kaygı dolu bireylere dönüşüyor. Büyük şehirlerin insan üzerinde etkisi de büyük oluyor.
Büyük şehirlerde yaşayan insanları ciddi problemler çevrelemiş durumda. Öyle ki bu problemler çözülemediğinden insanlar tarafından yaşamın bir parçası olarak algılanmaya çalışılıyor.
Büyük şehirlerin insan hayatını ve sağlığını menfi yönden etkilemesi beklentiler ile uyuşmayan bir çelişki aslında. Bu durumda insanların benlik duygularından uzaklaşarak ulaşabilecekleri çözüm arayışlarına ihtiyaç var.
Kendi gemimizi batırıyoruz
Büyük şehirlerin çözüm bekleyen kısır döngülerinin başında çevre kirliliği geliyor. Çevre insanın kendine ait olmadığını düşünerek hor kullandığı, tahrip ettiği bir değerdir. Öyle bir hor kullanıştır ki içerisinde olduğu gemiyi batırma çabasından farksız olan bu durum belli çevrelerce fark edilip dile getirilse bile tahripçilerin çokluğu çözümü zorlaştırıyor.
Çevre kirliliğinin önemli kısmını ise gürültü kirliliği oluşturuyor. Binlerce araç, makine, cihazlardan çıkan sesler insanların zamanla alıştığını zannettiği ancak uzun süreli fiziksel ve zihinsel dünyasını tahrip ettiği ciddi bir problemdir.
Her gün aynı uğultuya maruz kalınması diğer etkenlerle birleşince kronik yorgunluk ve depresyonların önemli bir nedenini teşkil ediyor.
Temiz hava solumak imkânsız
Çevreyi yanlış kullanmanın ortaya çıkardığı önemli bir problem de hava kirliliği. Her ne kadar çeşitli tedbirler alınsa bile milyonların yaşadığı, araçların, fabrikaların zararlı gazları ortama yaydığı bir şehirde temiz hava solumak mümkün olamıyor.
Solunum yolu hastalıklarındaki artışla başlayan ve diğer sistem hastalıklarını da uyarması neticesi oluşan kalp, damar, beyin hastalıkları ile kanser vakalarındaki patlama gidilen yolun korkunçluğunu hatırlatmaya yetiyor.
Ancak dünyayı paylaşma kavgasının, akıbetini görememe körlüğüne düşürdüğü insanlık, huzurunu mahvettiği gibi geleceğini de karartmaya devam ediyor.
Su kirliliği de yine çevre kirliliğinin sonucu olarak bizleri bekleyen tehditlerin başında geliyor. Suların kaynağından veya şehir içi kanallardan kirlenmesi önemli sağlık problemlerini netice veriyor. Su havzalarının kirletilmesi ise insanın çevreye ve türüne acımasızlığının göstergelerindendir.
En önemli kirlilik psikolojik
Büyük şehirlerin en önemli kirliliğini ise psikolojik kirlilik oluşturuyor. Sosyal dönüşümler, tüketim sorunları, adaptasyon problemleri, otokontrolsüzlük neticesi ruhsal taşkınlık meyillerinin artması, benlik problemleri gibi pek çok etkenlerle psikolojik rahatsızlıkların artması fasit daire tarzında yaşamın her safhasını etkilemektedir. Kolaylaşması beklenen kişisel ilişkiler zorlaşıyor, koca şehirde herkes yalnızları oynuyor.
Yalnızlıktan kurtulmak için yapılan en sık şey ise alışveriş merkezleri veya çevresinde vitrin seyretme, yeni çıkan teknolojik oyuncaklarla ilgilenmekten öteye geçemeyen bir arayışı getiriyor.
Her şey aynı kanunla yaratılıyor
Bütün kâinatı kucaklayan, ötelerdeki yıldızları seyrederek onlarla münasabet kuran insanlar yerine suni oluşturulan serapların etrafında dönen bir yaşam modeli insanın önüne sunuluyor. Bunun sonu da tatmin olamayan kalpleri ve bunalımları netice veriyor.
Çözüm ancak sivrisineğin midesi ile güneş sisteminin, insanın midesi ile elmanın aynı kanunla yaratıldığını bilinmesi, anlaşılması ve ona göre yaşanması ile bulunabilir.
Yoksa insandaki ihtiraslar hayatı tahrip etmeye devam edecektir.
(alıntı)
