H
HASAN DAVUTOĞLU
Kullanıcı
Yıllar öncesiydi. Çocukluk dönemimde, ailem, tarım ve küçükbaş hayvancılıkla geçimini sağlıyordu. Bir gün annem ve babam karşılıklı oturmuş, bir karara varmışlardı: Hayvancılıktan vazgeçilecek, elde edilecek gelirle de ailenin ilk salon aracı alınacak. Bu karar, ailenin, bir gelir kaynağından vazgeçecek olması nedeniyle hüzünlü, ikamet edilen köyden merkezi yerleşim yerlerine ulaşımdaki sorunu giderecek olması açısından ise sevindiriciydi. Kararın uygulanması için hemen çalışmalara başlanmıştı. Koyunlar satılmış, elde edilen gelir ve birikimlere göre de uygun fiyatlı bir araç tespit edilmişti. Satın alınacak aracın devir – teslim işlemlerinin başladığı günlerde komşularımızdan biri bize gelmişti. Sinirli bir tavır sergileyen komşumuz, “Aman ha! Sakın o kişinin arabasını satın almayın. Ben, o kişiyi sevmiyorum. Onun arabasını satın alırsanız, asla yolculuk etmem!” demişti. Komşumuzun çabası etkili olmamış, kararlaştırılan araç alınmıştı. Babamın, aracı kullanmaya başladığı ilk günlerden biriydi. Telefon çaldı. Telefonun diğer tarafında, “O aracı satın almayın!” diyen komşumuz vardı. Migren hastası olan komşumuz, dayanılmaz ağrılarının başladığını söylemiş, hastaneye ulaştırılması için babamın yardımını talep etmişti. Komşumuz hem hastaneye yetiştirilmiş, hem de aile bireyleri dışında arabamıza binen ilk yolcu olmuştu. HASAN DAVUTOĞLU