Bu filmleri neden mutlaka izlemelisiniz?

  • Konbuyu başlatan su perisi
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Sinema kategorisinde su perisi tarafından oluşturulan Bu filmleri neden mutlaka izlemelisiniz? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 43,253 kez görüntülenmiş, 38 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Sinema
Konu Başlığı Bu filmleri neden mutlaka izlemelisiniz?
Konbuyu başlatan su perisi
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan su perisi
N

nazarelif

Kullanıcı
22 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Kastamonu
arkadaşlar bu filmleri bulabileceğim bir site var mı
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
nazarelif' Alıntı:
arkadaşlar bu filmleri bulabileceğim bir site var mı
Hepsini bir arada bulacagın bir site varmı bilmiyorum ama neden soruyorsun,izlemek için mi? İndirmek için mi?
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0





1- A Touch of Evil (Bitmeyen Balay)- Orson Welles - 1958

1958 yapimi B filmi. Sinema tarihinin dahiyim, uzun cut yapmaliyim, rüştümü her fırsatta ispatlamaliyim tipi yonetmeni Orson Welles inin aslinda en iyi filmidir. Ama 25 yasinda yapilmadigindan, b filmi olmasindan kaynaklaniyor olsa gerek nedense yurttas kanein golgesinden kurtulamamis bir eserdir.
   



2- Vertigo - Alfred Hitchcock - 1958

Vertigo,Alfred Hitchcock'un başyapıtlarından sayılan 1958 yapımı başrollerinde James Stewart ve Kim Novak'ın paylaştığı psikolojik gerilim filmidir.

San Francisco polislerinden Dedektif Scottie Ferguson (James Stewart) bir suçluyu kovalarken damdan düşen ortağını kurtaramaz ve kendisinde yükseklik korkusu başlar. Polisliği bırakan ve özel dedektif olan Scottie'yi, eski okul arkadaşı Gavin Elster karısını takip etmesi için tutar. Scottie, genç kadının peşinden San Francisco'ya döner. Arkadaşının anlattıklarına göre eşi bazen sanki içine kapanıyor, alışık olmadık davranışlar sergiliyordur. Scottie arkadaşının karısı Madeleine'i (Kim Novak) izlemeye başlar. Gerçekten de kadın garip davranmakta, bir resim müzesindeki özel bir resim önünde, resme bakarak saatlerini geçirmektedir. Dedektif resimdeki kişinin geçen yüzyılda yaşayan bir asilzade kadın olduğunu öğrenir. Madeleine ise tamamen bu kadını kendine örnek almakta onun gibi giyinmekte, onun gibi olmaya çalışmaktadır, hatta onun yaptığı gibi intihar etmek istemektedir! Scottie olaylara derinlemesine inince kendi akıl sağlığı da bozulmaya başlar ama sorunu da çözmeyi başarır.



3- Psycho (Sapk) - Alfred Hitchcock - 1960

Alfred Hitchcock'un ve gerilim sinemasının en önemli yapıtlarından birisi olan "Sapık"ın bu yeni versiyonunu "Can Dostum", "To Die For" gibi filmlerinden tanıdığımız Gus Van Sant yönetmiş.



4- Rear Window (Arka Pencere) - Alfred Hitchcock - 1954

Alfred Hitchcock'un filmi direkt olarak röntgencilik içgüdüsünü filminin temeline oturtuyor ve yine bol bol "suspense" yaratıyor…



5- What Lies Beneath (Gizli Gerek) - Robert Zemeckis - 2000
Dr. Norman Spencer( Harrison Ford) güzel karısı Claire’i (Michelle Pfeiffer) bir yıl önce aldatmıştı...

Evlilikleri ve ilişkileri mükemmeldi hatta o kadar mükemmeldi ki aradan geçen zaman boyunca bu ilişkiden bihaber olan Claire garip sesler ve görüntülerden bahsettiğinde Norman’ın aklına bu ilişki gelmemişti bile...



6- The Sixth Sense (Altnc His) - M.Night Shyamalan - 1999

Sekiz yaşındaki Cole Sear (Haley Joel Osment) kendisinde sebebini anlayamadığı normal ötesi birtakım güçlerin olduğunu farkına varıyor ve çektiği acıları pedagog Malcolm Crowe'un (Bruce Willis) dışında kimseye anlatamıyor.

Crowe, küçük hastasındaki doğaüstü yeteneklerinin arkasındaki esrar perdesini araladıkça her ikisinin yaşamında da korkutucu ve açıklanamaz gelişmeler başlıyor.



7- Strangers on A Train (Trendeki Yabanc) - Alfred Hitchcock - 1951

Psikopat ve hasta bir annenin oğlu olan Bruno Anthony bir tren yolculuğu sırasında profesyonel tenisçi Guy Haines ile tanışıyor. Bu arada karısından yeni boşanmış olan Guy, politikada bir atılım yapmak istiyor ve istemeye sitemeye senatörün kızı ile evlenmeye gidiyor. Bruno ve Guy kompartımanda çeşitli konularda konuşuyorlar. Aslında Bruno'nun da bir planı var: Babasını öldürmek. Guy'la tanışması sonucunda Bruno'nun aklına bir fikir geliyor. O, Guy'ın evlenmek istemediği kızı öldürecektir, Guy da Bruno'nun babasını. Guy önce bütün bu anlatılanları önce şaka zannediyor. Oysa Bruno çok ciddidir ve olayın bundan sonrasında Guy'ı kötü sürprizler bekliyordur..



8- Wait Until Dark (Karanla Kadar Bekle) - Terence Young - 1967

Audrey Hepburn'un kör bir kadını canlandırdığı film, eve gelen saldırganlara karşı kör bir kadının verdiği amansız mücadeleyi anlatıyor.

Karanlığa Kadar Bekle'de Audrey Hepburn evindeki haydutları, körlüğün verdiği avantajlarını kullanarak yenilgiye uğratır... Çünkü o karanlığa alışıktır.



9- Stir Of Echoes (Dehetin Yanklar) - David Koepp - 1999

Tom Chicago'da oğlu ve şu an hamile olan karısıyla beraber düzenli bir hayat süren bir telefon hat görevlisidir. Evlerinin yanında eski komşuları bulunmaktadır ve mutlu bir hayat sürmektedirler.

Bir partide üvey kız kardeşi Tom'u hipnotize eder ve Tom derin bir transa geçer.



10- Shadow Of A Doubt (phenin Glgesi) - Alfred Hitchcock - 1958


Shadow of a Doubt, (Şüphenin Gölgesi) yönetmenliğini Alfred Hitchcock'un yaptığı 1943 tarihli bir psikolojik gerilim filmidir. En iyi özgün senaryo dalında Oscar' a aday olmuştur.

Bir genç kızın, çocukluğunun kahramanı olan dayısıyla ilgili derin hayal kırıklığını anlatan filmin, Hitchcock'un kişisel olarak en sevdiği filmi olduğu bilinmektedir. Hitchcock bu filmi için, "Cinayet ve şiddeti evlerimize, gerçekten ait oldukları yere geri getirdi." demiştir.
 
A

agokalper

Kullanıcı
9 Şub 2009
En iyi cevaplar
0
0
İzmir
bazılarını bulmak zor gibi gözükyo ama  :-\
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Film izlemeyi özlemişim..."Altıncı his" çok güzel ve bir o kadarda gerilimliydi..Brus willis olunca dahada bir güzel  ::)
"Dehşetin Yankları" da dehşet bir filme benziyor,cd cime gittiğimde sorsam iyi olacak  ::)
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
agokalper' Alıntı:
bazılarını bulmak zor gibi gözükyo ama  :-\
Çokda zor degil aslında...
Geçen gün ben hiç bir yerde olmayan eski bir filmi buldurunca cd cime  ;D
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Çok şanşlısın cd cim hem cd hem kitap aynı anda satıyordu,şimdi cd işini bıraktı bütün yogunluğunu kitap işine verecek :-[ Bende yeni bir cd ci bulmam gerekecek  :-[
Aklıma geldi bak tekrar üzüldüm  :-[
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0





Akıl Oyunları (A Beautiful Mind)

1994 yılında Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanan dahi matematikçi John Forbes Nash Jr'ın gerçek yaşam öyküsü anlatan film Sylvia Nassar'ın biyografi kitabından sinemaya uyarlanmış. Ünlü matematikçi, iniş çıkışlarla dolu kariyerinin ilk yıllarında şaşırtıcı bir keşif yaptı ve uluslarası övgülerin merkezi haline geldi. Ancak bilimsel kariyerinin en yüksek noktasında kendisi keşfetme yolunda acılarla dolu ve ürkütücü bir yolculuğa başladı.

Bu filmler neden mutlaka izlenmeli?

En iyi film ve en iyi uyarlama senaryo dalında Oscar sahibi olan yapım, Russell Crowe ve Jennifer Connelly'nin profesyonel oyunculuklarıyla kült bir film olarak sinema tarihine damgasını vurdu.





Ucuz Roman (Pulp Fiction)


Travolta, Bruce Willis, Harvey Keitel, Samuel L. Jackson, Uma Thurman ve sayısız ünlü oyuncu, gangsterler camiasına içerden, unutulmaz bir bakışla anlatan bu popüler kültür başyapıtında bir araya geliyorlar.

Bu filmler neden mutlak izlenmeli?

John Travolta ve Uma Thurman'ın başta dans sahneleri olmak üzere gerçekleştirdikleri performanslar hala sinema severlerin hafızalarında yer alıyor.




Aşk ve Para (Out of Sight)


Bir banka soyguncusu (George Clooney) hücre arkadaşıyla (Ving Rhames) birlikte hapisten kaçıyor ve bir kadın görevliyi (Jennifer Lopez) rehin alıyor. Detroit'e ulaşmak isteyen iki kafadarı engellemekle görevli Karen Sisco, bir süre sonra yakışıklı Jack Foley'e aşık oluyor.

Bu filmler neden mutlaka izlenmeli?

Bu filmi izledikten sonra Jennifer Lopez ve George Clooney'in uyumlu bir çifti canlandıran bir performans sergilediklerini görebilirsiniz.




Ahlaksız Teklif (Indecent Proposal)

David ve Diane birbirlerine aşıklar ve mutlu bir evlilikleri var. Genç kadın bir broker, adam ise mimardır. İşler David'in düşündüğü gibi gitmeyince borçlandığı bir milyoner ona 1 milyon dolarlık bir teklifte bulunuyor. 1 milyon dolar karşılığında sadece bir gece için David'in karısını istiyor.

Bu çiftler neden unutulmadı?

Vizyona çıktığında hararetli tartışmalara yol açan film Demi Moore ve Woody Harrelson'ın aşk sahneleriyle sanki birbirleri için yaratılmış oldukları izlenimini veriyor



Matrix Reloaded (The Matrix Reloaded)

Makineler, Matrix'e karşı direnen son insan şehri olan Zion'un yerini bulup insan direnişine son vermeye çalışıyorlar. Direnişçilerin, Zion'u sentinel denen dev ahtapot robotlardan kurtarmak için yalnızca 72 saatleri vardır. Tek umutları, 'İkizler' adlı karizamtik iki korumacı tarafından korunan 'Anahtarcı' isimli gizemli şahsı bulmak ve makinelerin istilasından kurtulmaktır.

Bu filmdeki performansı neden iyi?

Monica Bellucci'nin canlandırdığı Persephone karakteri hem seksi hem de gizemli rolüyle izleyenlerini etkilemeyi başarıyor.



Angelina Jolie (Wanted)

Freeman adlı gence mesleğin inceliklerini öğretecek olan deneyimli bir katili canlandıran Fox adlı karakterle Angelina Jolie, sinemalarda fırtınalar estirdi. Bu rolüyle hem tehlikeli hem de ateşli bir karakteri canlandıran güzel yıldız, sinema severleri etkilemeye devam edecek.



Şarkıcılıktan oyunculuğa yükselen yıldız

Alicia Keys (Tehlikeli Aslar - Smoking Aces)


Seksi ama bir o kadar tehlikeli rolüyle acımasız bir katili canlandıran Alicia Keys, Georgia Sykes adlı karakterle sinema severlere farklı bir deneyim yaşatıyor.



Seksi yıldız GI Joe askeri oldu!


Sienna Miller (GI Joe)


Stephen Sommers'ın yöneteceği büyük bütçeli filmin esas kadın kahramanını İngiliz oyuncu Sienna Miller canlandırıyor. Çekimlerine halen devam edilen film, önümüzdeki dönem vizyona girecek



Elektra serisinin güzel yıldızı


Jennifer Garner (Elektra)

Kiralık süper ninja Elektra'yı canlandıran Jennifer Garner, Korkusuz filmindeki başarısı sayesinde Elektra olarak kendi filmine sahip olmayı başardı.



Kült olmuş bir karakter


Uma Thurma (Kill Bill)


Düğün günü kendisine kurulan bir tuzak nedeniyle girdiği komadan uyanınca intikam almaya yemin eden Uma Thurman, Gelin karakteriyle sinema dünyasının unutulmazları arasına girdi



Öldürmeye programlanmış seksi bir yıldız


Kristanna Loken (Terminator 3: Makinelerin Yükselişi)


Yeni Terminator T-X rolünü oynayan Kristanna Loken, sinema deneyimi olmamasına rağmen canlandırdığı ölüm makinesiyle olumlu eleştiriler almayı başardı.



Durdurulamaz bir ajan


Geena Davis (İyi Geceler Öpücüğü - The Long Kiss Goodnight)


Hafıza kaybı problemleri olan bir kadın hafızasını geri kazanmaya başlamasıyla asıl gücünü keşfeden Geena Davis, durdurulamaz bir ajan rolünde karşımıza çıkıyor.

Kara Melek fırtınası estirdi!


Jessica Alba (Dark Angel)

Max Guevara adlı genetik özellikleri değiştirilmiş bir süper askeri canlandıran Jessica Alba, bu dizi sayesinde büyük bir şöhret yakalamayı başardı





Katil ninja


Lucy Liu (Kill Bill)


Kill Bill filmindeki dövüş sahneleriyle akıllara kazınan Lucy Liu, Yakuza savaşçısı olarak Uma Thurman ile tehlikeli bir savaşa giriyor.



Seksi suikastçi


Anne Parillaud (Nikita)


Fransız oyuncu Anne Parillaud, aldığı eğitim sonrasında seksi ama tehlikeli bir suikastçiye dönüşüyor.​
 
N

nazarelif

Kullanıcı
22 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Kastamonu
benim bu filmleri indirmem yada online izlemem lazım köyde nasıl bulurum yoksa. bildiğiniz site varsa yazarmısınz bana
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Bu ve benzeri filmleri googleden "canlı film izle" diye aratırsan ulaşabilirsin...
Bu filmler tek bir yerden değil karışık ve eski filmlerdir...
Ya da filmin ismini yazıp sonuna " canlı izle" diye eklersen ulaşabilirsin...
Net üzere hiç izlemedim kota sorunundan dolayı...Ama biliyorum ki, film izleme yada indirmek için bir çok site bulabilirsin...
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Romanlardan sinemaya uyarlananlar 





Bram Stoker's Dracula veya kısa adı ile Dracula 1992 ABD yapımı filmdir. İrlandalı yazar Bram Stoker'ın 1897'de yazdığı ünlü romanı Dracula'dan uyarlanmıştır. Francis Ford Coppola'nın yapımcılığını ve yönetmenliğini yaptığı filmdeGary Oldman, Winona Ryder, Keanu Reeves ve Anthony Hopkins rol almışlardır.




Gurur ve Önyargı, (Özgün adıyla Pride and Prejudice) İngiliz yazar Jane Austen'in ikinci romandır. 18 Ocak 1813'te yayımlanan roman, 1796-1797 yılları arasında kaleme alınmıştır. İlk filmi Robert Z. Leonard’ın yönetmiş ve başrollerinde Laurence Olivier ile Greer Garson yer almıştır. 2005 yılında çevrilen ikinci filmi ise Joe Wright yönetmiş, Keira Knightley, Matthew MacFadyen, Brenda Blethyn,Donald Sutherland, Tom Hollander, Rosamund Pike, Jena Malone, Judi Dench yer almıştır. Keira Knightley bu filmdeki performansı ile Oscar ve Altın Küre'ye aday gösterilmiştir.




Dövüş Kulübü, (orijinal adı Fight Club), Chuck Palahniuk tarafından yazılmış olan aynı isimli roman üzerinden çekilen kült filmdir.1999 yapımı olan film, David Fincher tarafından yönetilmiştir ve başrollerde Brad Pitt, Edward Norton ve Helena Bonham Carter rol almıştır. Müziklerini Dust Biraderler (Dust Brothers) yapmıştır




İngiliz kadın yazar J.K. Rowling tarafından yazılan Harry Potter serilerinin sinemaya uyarlanmış film serileridir. 1. Harry Potter ve Felsefe Taşı 2. Harry Potter ve Sırlar Odası 3. Harry Potter ve Azkaban Tutsağı 4. Harry Potter ve Ateş Kadehi 5. Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı 6. Harry Potter ve Melez Prens 7. Harry Potter ve Ölüm Yadigarları Bölüm 1 8. Harry Potter ve Ölüm Yadigarları Bölüm 2 İlk 6 Harry Potter filmi 2001-2009 yılları arasında gösterildi. Harry Potter karakteri İngiliz aktör Daniel Radcliffe tarafından canlandırılıyor. Radcliff yapımcı David Heyman, tarafından 2000 yılında, Londra'da Stones in His Pockets oyununu oynarken keşfedildi. Harry Potter rolü, Daniel Redcliffe için oldukça kazançlı oldu. Radcliffe 17 milyon euro'nun üzerinde para kazandı.




Narnia Günlükleri: Aslan, Cadı ve Dolap, C.S. Lewis'in fantastik kitap serisinin yayınlanan ilk kitabından uyarlanmıştır. 2005 yılında "En iyi Makyaj" dalında Oscar Ödülü'nü kazanmıştır. Film 9 Aralık 2005 tarihinde Avrupa ve Kuzey Amerika'da gösterime girmiştir. En son 4 Mart 2006'da Japonya'da olmak üzere dünyanın geri kalan kesimlerinde de vizyona girmiştir. Narnia Günlükleri kitap serisinin yazımından 50 yıl sonra, heyecanlı serinin ilk filmi olan "Aslan, Cadı ve Dolap" , gösterime girer girmez tüm dünyada büyük bir başarı yakaladı.




Talihsiz Serüvenler Dizisi, Lemony Snicket takma adını kullanan yazar Daniel Handler tarafından yazılıp Brett Helquist tarafından resimlendirilen bir roman serisidir. Yetim kalan 3 kardeşin başlarına gelenleri anlatan aynı adlı kitaptan uyarlanmış 2004 yapımı film. Kitap ve dolayısıyla film, eğer mutlu ve güzel bir hikâye istiyorsanız,yanlış yerdesiniz uyarısıyla başlar. 14 yaşındaki, bilime ve icatlara meraklı Violette, 12 yaşındaki kitaplara meraklı Klaus ve henüz bebek olan, dişlerini her yere geçiren Sunny'den oluşan 3'lünün başına anne ve babalarının öldüğü yangından sonra sürekli talihsizlikler gelir. Bay Poe onların bakımını ve servetini üstlenmiş ve Violet 18 yaşına gelince servet onların olacaktır.




John Ronald Reuel Tolkien'in yazdığı Yüzüklerin Efendisi (İngilizce: The Lord of the Rings) adlı fantastik edebiyat serisinden uyarlanarak çekilmiş Peter Jackson imzalı bir film üçlemesidir. 1. Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği (film) 2. Yüzüklerin Efendisi: İki Kule (film) 3. Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü (film)




Bir Geyşanın Anıları (Memoirs of a Geisha) Amerikalı yazar Arthur Golden'ın en çok satanlar sıralamasında yer alan romanından uyarlanan 2005 yılı Hollywood yapımı, bir Geyşa'nın hayatı hakkında sinema filmi.Film, 6 dalda Oscar'a aday olmuş bunlardan 3 tanesini kazanmıştır.




Shakespeare'in her yaştan okur için unutulmaz bir olay örgüsü sunan ve -her zaman olduğu gibi- insan ruhunda -karanlık kıyılarını da ihmal etmeksizin- başarıyla gezinen eserinden uyarlanan filmde Al Pacino ve Jeremy Irons gibi güçlü isimler var.



Da Vinci Şifresi (The Da Vinci Code), Dan Brown'un aynı adlı romanından uyarlanmış Hollywood yapımı sinema filmi. Başrollerde; Tom Hanks, Audrey Tautou ve Jean Reno. Dan Brown'un Da Vinci Şifresi (kitap) romanı yayınlandığı dönemde tüm Hıristiyan alemini ayağa kaldırmış ve Vatikan'ı zor durumda bırakmıştı. Vatikan yönetimi, yazılanları saçma bulduğunu söylemiş ve yazar Dan Brown'a karşı cephe almıştı. Bütün bu yaşananlar, Hollywood için çok iyi bir malzeme oluşturuyordu. Hemen kolları sıvayan yapımcılar, yönetmen seçiminde hiç zorlanmadılar. Bu kişi Ron Howard'dı (zaten Ron Howard bu romanın film yapılmasını kendisi istemişti).​
 
Ö

özlem1980

Kullanıcı
25 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
Su Perisi' Alıntı:

küp-1(cube)
Birbirlerini tanımayan, yedi kişi bilmedikleri bir biçimde kendilerini bir küp sisteminin içinde bulurlar. Kenarlarında yan bölümlere geçmek için birer kapı bulunan küpler içinde çıkış yolunu ararlar. Farklı meslek ve yaş gruplarından kahramanlar çıkış yolunu ararken, küplerin içindeki tehlike ve acayipliklerle savaşırlar. Zor durumda kalan karakterlerin birbirleri ve kendileri ile yaşadıkları çatışmalar konuyu daha ilginç hale getirir. 365,000 Kanada Doları (yaklaşık 500,000 YTL) gibi çok küçük bir bütçeyle çekilmiş olan film sinema tarihinin önemli yapıtlarından biri olarak kendine yer edinmiştir.










küp-2(hypercube)

İlk filmde olduğu gibi farklı mesleklerden 8 kişi anlamadıkları bir biçimde kendilerini kübün içinde bulurlar. Kahramanlar bir şekilde küpün yapılmasında katkısı olan insanlardır. Filmde ilk filmdekine göre daha gelişmiş bir küp sistemi bulunur. Kahramanlar küpten çıkmak için 4. boyutta yani zamanında çıkışa ulaşmak zorundadırlar.
cube 2 bir devam filmi degil.. sadece orjinal cube filmine bir alternatif.. ilk cube'u sevdiyseniz, bunu da seveceginizden eminim..





Küp-3(cube zero)

Görevi küpün içindeki denekleri izlemek olan genç bir adam, masum bir kadının odalardan birinde tuzağa düştüğünü görür.Onu kurtarmaya karar vererek, küpün içine girer.İlerledikçe bunun masum bir deney değil acımasız bir oyun olduğu ve kurtulmanın nerdeyse imkansız olduğunu fark eder.




Büyük bir heyecanla tv karşısına geçip bumuydu yani dediğim bir film.
Ne oldu, o insanlar niye oradaydı, kim yaptı diye kafamda bir sürü soru işaretleri bırakarak bitti film. Devam filmlerini izleyince soru işaretleri cevap bulurmu acaba izleyenler varsa aktarsın sevinirim ona göre devam edeyim :)
Bana kurgusu testereyi anımsatdı. Galiba testere filminin yapımcılarına ilham kaynağı olmuş bir film.
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Küp 1 ve küp 2 yi izledim küp 3 çü izlemekten vazgeçtim :) Film bir küpün içinde geçiyor bilindik senaryo,ölmeden kurtulmanın yolu zekayı kullanmak olan ve testere serisine benzeyen ama küpün içinden dışarı çıkmadığı için ara ara sıkan kurgusu ile sıkıyor...İzlemene pek gerek yok Özlem..
 
Ö

özlem1980

Kullanıcı
25 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
Su Perisi' Alıntı:
Küp 1 ve küp 2 yi izledim küp 3 çü izlemekten vazgeçtim :) Film bir küpün içinde geçiyor bilindik senaryo,ölmeden kurtulmanın yolu zekayı kullanmak olan ve testere serisine benzeyen ama küpün içinden dışarı çıkmadığı için ara ara sıkan kurgusu ile sıkıyor...İzlemene pek gerek yok Özlem..
teşekkür ederim bilgilendirme için. Tavsiyeniz dikkete alınacaktır ;)
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0



Yol maceralarıSinemanın unutulmaz yol filmleri izleyenlerine hem heyecanlı hem de keyifli dakikalar yaşatıyor.

Otostopçu (The Hitcher)


Grace ve Jim, üniversitede okuyan iki sevgilidir. Sömestr tatilinde eski model arabalarına atlayarak çılgın bir geziye çıkmayı planlarlar. Yola koyuldukları gece bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaktadır. Yol kenarında son derece ıslanmış bir şekilde otostop yapan John'u görünce almaya karar verirler. Ama bu hayatlarının hatası olacaktır.

Bu filmi neden mutlaka izlemelisiniz?


Yönetmen Dave Meyers'ın ilk uzun metrajlı denemesi olan Otostopçu, Robert Harmon imzalı 1986 yapımı filmin yeniden çevrimi. Başrol oyuncularından Sean Bean, " Şimdiye kadar hiç otostop yapmadım ve arabama da hiç otostopçu almadım. Bu filmden sonra da asla böyle bir işe kalkışmam” sözleri ile filmin kendisini çok fazla etkilediğini anlatıyor.




iki genç adamın geleceğini şekillendiren bir yolculuk


Motosiklet Günlüğü (The Motorcycle Diaries)


Devrim kahramanı Che'yi herkes tanır. Peki ya bir zamanlar onun Buenos Aires'in varlıklı kesimlerinde yaşayan 23 yaşında bir tıp öğrencisi olduğu kaç kişi bilir? Peki 29 yaşındaki arkadaşı, biyokimyacı Alberto Granado'yla birlikte yaptıkları motosiklet yolculuğunda Latin Amerika'nın gerçekleriyle nasıl yüzleşmek zorunda kaldıkları anlatılıyor.

Bu filmi neden mutlaka izlemelisiniz?

Che'nin günlüklerinden yola çıkarak Alberto Granado'nın yazdığı kitaptan uyarlanan film, şimdiye kadar gösterildiği tüm uluslararası festivallerde coşkuyla karşılandı. Film, latin müzisyenlerin süslediği müzikleriyle de ilginç bir seyir sunuyor.




Fantastik bir yolculuk


Günbatımından Şafağa (From Dusk Till Dawn)

Gecko biraderler, rüzgarı arkalarına alıp Meksika'nın özgür ortamına doğru bir yolculuğa çıkarlar. Texas'ta sıkı bir soygun yaptıklarından dolayı, ne olur ne olmaz diye bir rahip ve ailesini de yanlarında rehin olarak bulundururlar. Buluşma için bir Meksika barının kapısını aşındırdıklarında başlarına geleceklerden habersizdirler. Mekan kesinlikle vampirlerin içeri alınmadığı barlardan değildir!

Bu filmi neden mutlaka izlemelisiniz?

Quentin Tarantino'nun senaryosunu yazıp başrollerinden birine geçtiği film, Robert Rodriguez'in, El Mariachi ve Desperado filmleriyle başladığı sinema kariyerinin şimdilik en parlak filmlerinden birisi.



Thelma & Louise

Bir fast-food restoranında garsonluk yapan ve müzisyen sevgilisiyle sorunlar yaşayan Louise (Susan Sarandon) ve sürekli futbol izleyip kendisini mutfağa mahkum eden kocasıyla birlikte yaşayan Thelma'nın (Geena Davis) varolan düzenlerini terkedip yeni bir hayata yol almalarını anlatıyor. Yolculukları sırasında maço bir erkeği öldüren çift, bu yüzden polisle de mücadele etmek zorunda kalıyor.

Bu filmi neden mutlaka izlemelisiniz?

Callie Khouri'nin senaryosundan uyarlanan ve Ünlü İngiliz yönetmen Ridley Scott'un sinema tarihine armağan ettiği feminist bir filmde Geena Davis ve Susan Sarandon etkileyici bir performans sergiliyor.




Pierce Brosnan ve Salma Hayek başrollerde


Gün Batarken (After the Sunset)

Max Burdett ve Lola Cirillo, önemli soygunlar gerçekleştirmiş iki meşhur hırsızdır. Artık yaşamdaki amaçları, son ve büyük bir bir vurgun gerçekleştirdikten sonra emekli olup tropikal bir adaya yerleşmektir ve bunu başarırlar. Ancak FBI Ajanı Stan P. Lloyd, ikilinin gerçekten emekli olup olmadığını anlamak üzere adaya gelir.

Bu filmi neden mutlaka izlemelisiniz?

Pierce Brosnan, Salma Hayek ve Woody Harrelson gibi oyuncuların bir arada oynadığı sağlam bir aksiyon filmi.



Deliren ikilinin unutulmaz yol öyküsü


Vegas'ta Korku ve Nefret (Fear and Loathing in Las Vegas)

Nixon'ın iktidarda olduğu ve Vietnam Savaşı'nın sürdüğü yıllarda geçen film, serbest gazetecilik yapan Raoul Duke ve avukatı Doktor Gonzo'nun uyuşturucunun zararları hakkında bir kongreyi izlemek için Las Vegas'a giderlerken başlarından geçenleri anlatıyor. Uyuşturucu bağımlısı iki kahraman, yolda kumarhanelere, yarasalara ve Amerikan Rüyası'na rastlıyorlar. Üstelik Ellen Barkin, Christina Ricci, Cameron Diaz ve Tobey Maguire gibi ünlülerin sürpriz rolleriyle bağımsız sinemanın en parlak örneklerinden biri.

Bu filmi neden mutlaka izlemelisiniz?

Sinemaya aktarılması imkânsız görülen bir kült roman daha ve Terry Gilliam'dan yine olağanüstü başarılı bir uyarlama. Hunter S. Thompson'ın 1972'de yazdığı aynı adlı roman, yıllar boyunca Amerikan üniversitelerinde en çok okunan kitap seçildi.



Farklı bir aile farklı bir yol keyfi


Küçük Gün Işığım (Little Miss Sunshine)

Filmde sinemanın son dönemlerdeki en dağılmış ailesiyle karşılaşıyoruz. Hoover'ların bir güzellik yarışmasına gitme çabaları zaman içinde sadece gülünç bir karmaşayı değil, aynı zamanda kazanma hırsına odaklanmış bir kültür içinde kaybetmenin ödülünü, ölümü ve dönüşümü beraberinde getiriyor.

Bu filmi neden mutlaka izlemelisiniz?
REM, Red Hot Chili Peppers ve Smashing Pumpkins gibi grupların müzik videolarının tanınmış yönetmenlerinin kalıpları yıkan bu ilk uzun metrajlı filmi, Amerikalı bir aileyi komedi-dram türünde ele alıyor.



Çöller Kraliçesi Priscilla (The Adventures of Priscilla, Queen of the Desert)

Film, Avustralya çöllerindeki bir tatil beldesi olan Alice Springs'de bir otelden iş teklifi alan iki travesti ve bir transeksüel dansçının yol macerasını konu alıyor. Priscilla ismini verdikleri tur otobüsleriyle yola çıkan 3 renkli karaktere yolda bozulan otobüslerini tamir eden Bob'da katılır. Bu arada, onlara iş teklifi yapan kadının travestilerden biri olan Anthony'nin karısı olduğunu öğrenirler.

Bu filmi neden mutlaka izlemelisiniz?

Avustralya sinemasının altın yıllarından biri olarak kabul edilen 1994 yılının iki parlayan filminden biri olan Çöller Kraliçesi Priscilla (diğeri Muriel'in Düğünü'dür), son olarak Yüzüklerin Efendisi'nde Elrond rolüyle karşımıza çıkan Hugo Weaving ve Memento filmindeki rolüyle hatırladığımız Guy Pearce'ın ilginç rolleriyle dikkat çekiyor​
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0


Dev bir kentin yüreğine, çeşitli kültür ve kökenlerden geldiler...
yaşamı müzik, müziği dansla anlattılar...
belki görünüşleri ve söyledikleri ile şüphe, korku saldılar...
ama sevgi ve heyecanları ile bize bizden daha yakın oldular...[/color]

İki ucundan tutup biraz çekiştirsek, genişler mi hayat? Çıkarın bizi burdan diye bağırıyor adam Ağır Romanda
Şimdi yürümek ve yürümek ve yürümek sadece, hiç savaşmadan ve geçerek düşman orduların uzağından ve pusuya düşmeden ve dinlenmeden ve su içmeden, sadece ve sadece yürümek istiyor adam





Bir Mustafa Altıoklar filmi.

konusu:
Ağır roman kolera sokağında oturan bir aileyi, en küçük oğlan salihi merkez alarak anlatmaktadır. bu ailenin parçalanışı, salihin ergenlikten otuzlu yaşlarına kadar yaşadığı süre içerisinde geçirdiği değişimler, bir rum fahişeyle yaşadığı aşk ve mahallenin başına bela olan bir kabadayıyla yaptığı mücadele filmin hikayesini oluşturuyor.
aldığı ödül:
35. antalya altın portakal film festivali
en iyi yardımcı kadın oyuncu (sevda ferdağ)
35. antalya altın portakal film festivali
en iyi yardımcı erkek oyuncu (mustafa uğurlu)
35. antalya altın portakal film festivali
en iyi özgün müzik (uğur dikmen)



madde mi ağır mana mı?


Savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye,
Zaman ki sana hasta olmuş, incelikli haytasın,
Raksederken mahallenin maşallahı-eyvallahı,
Güzelleş be oğlum! Şimdilik ölümüne kadar hayattasın.
Şimdilik…ölümüne kadar hayattasın.
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0



AMADEUS


1984 yapımı bir film olup 8 dalda oscar kazanmışdır



+dünyadaki tek besteci sen değilsin.


-hayır ama en iyisi benim




Yüce Tanrım

beni büyük bir besteci yap.Senin ihtişamını müziğimle
dile getirmeme ve ünlü olmamı sağla.Beni dünya çapında şöhret yap
Yüce Tanrım.
Beni ölümsüz yap.
Ölümümden sonra bestelerimden ötürü insanlar
adımı sonsuza dek sevgiyle ansın.Karşılığında bakirliğimi tüm gayretimle ve tüm tevazumla, yaşamımın
her anını sana bahşediyorum. Amin.





Ne oldu biliyor musun? Bir mucize! Hayatım tamamen değişti. Elbette, bunları Tanrının
planladığını biliyordum. Hiç şüphe yoktu.


Bir bakıyorsun ücra bir kasabada sefil bir çocuksun.

Bir bakıyorsun burada müzisyenlerin şehri Viyanada müzisyenlerin kadim dostu

İmparator Josephın huzurundasın. Birkaç yıl sonra, saray bestecisi
oldum, müthiş değil mi?




Her gece Avusturya İmparatorunun
yanında oturup onunla düet yapıyor onun nota yanlışlarını düzeltiyorum.
Aslına bakarsan imparatorda
hiç müzik kulağı yoktu.Ama ne önemi vardı ki?


Müziğimin hayranıydı.Söylesene yerimde olsaydın
Tanrının yeminini kabul ettiğini
düşünmez miydin?
Bir fazilet timsaliydim.



İnan bana yeminimi tuttum.Kadınlardan uzak durdum.Her gün öğrencilere ders verdim,
hem de çoğuna ücretsiz.Yoksul müzisyenlere yardım için,
sayısız heyete katıldım.
Hayatımın tamamı işti.Mükemmel de gidiyordu.Herkes beni seviyordu.Ben de kendimi seviyordum.


O gelene kadar.





Evet,Salierinin O dediği Wolfgang Amadeus Mozart idi






One Flew Over the Cuckos Nest (1975)
The People vs. Larry Flynt (1996)
Man on the Moon (1999)

gibi filmlere imza atmış olan Çek yönetmen Milos Forman

Biyaografi niteliği ağır basan filmimiz aynı zamanda bir müzikal drama. Ünlü bestekar, dahi Wolfgang Amadeus Mozartın hayallerini gerçekleştirip (babasınını ezip...) Viyanaya gelişinden ölümüne kadar gecen süreç hakkında bilgi ediniyoruz. Edindiğimiz salt bilgi değil tabiki, bu süreç içerisinde ünlü bestekarın yine Kraliyet Müzisyeni olan Antonio Salieri ile karşılaşmasını izliyoruz,



sonrasında ise Antonio Salieri rolünde izlediğiz F. Murray Abrahamın nasıl bir oyunculuk döktürdüğünü ve Oscar heykelciğini nasıl kaptığını filmin başından sonun kadar tüm hücrelerimizle hissediyoruz… Film Antonio Salierinin intiharı ile başlıyor… Sonrasında ise işde 25. Senfoni…




Film de Antonio Salieri aynı zamanda geçmişte yaşadıklarını anlatan kişi, dolayısıyla filmi onun gözünden izlemiş oluyoruz. Salierinin intiharından sonraki sahnede ise olaylar şöyle gelişir

bir akıl hastanesinde kalan Salierinin odasına bir papaz gelir ve ondan günah çıkarmasını ister, sonrası ise malum geçmişe dönüşler, yaşananlar, hesaplaşmalar, kıskançlıklar, üzüntü, sefalet, bir dahinin göz göre göre yok olması, şeytanın dahinin yaşamına bakışı, onun yok oluşunu izlemesi ve dahası yok olması için elinden geleni yapması…




kötü olmak için müzik adı verilen çok geçerli ve güçlü bir özürü vardı. delirdi

mozartı ben öldürdüm diyor salieri.onu ben zehirledim...


mozartı ben öldürdüm diyor salieri.onu ben ölüme mahküm ettim...


mozartı ben öldürdüm diyor salieri.çünkü tanrının sesini boğarak yok ettim....



 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0


İNGİLİZ HASTA




Her gece kalbimi boşaltıyorum



ama her sabah yeniden doluyor..







Michael Ondaatjenin yayımlandığında büyük ilgi toplayan romanı İngiliz Hasta, bütün dünyada en çok satan kitaplardan birisi olmayı başarmıştı. Washington Postun Duman ve aynaların şiiri olarak tanımladığı İngiliz Hastanın sinema versiyonu da uyarlandığı eser kadar ilgi topluyor.. Film, bizlere İkinci Dünya savaşı sırasında gelişen bir aşk öyküsünü anlatıyor.. Yüzü ve tüm vücüdu yanmış bir şekilde bulunan bir hastayla (Ralph Fiennes) Onun bakımını üstlenen Kanadalı hemşirenin (Juliette Binoche) ilişkisine tanıklık ederken, aslında hem İngiliz hastanın, hem de hemşirenin geçmişlerini izliyoruz. Anthony Minghellanın Aşkta Sınır Yoktur sloganıyla vizyona giren 9 Oscalı ve bir Sezar ödüllü filmi, aynı zamanda bizlere bulanık bir İkinci Dünya Savaşı tablosu da çiziyor. Birçok eleştirmen tarafından Arabistanlı Lawrencela karşılaştırılan bu epik film, özellikle aşk öykülerinden ve geçmişin destansı filmlerinden hoşlananlara öneriliyor..





katharine diyor ki çölde ölmek istemiyorum...

bir taraftan ne üzücü diye düşünüyorsun durumu... ne üzücü... yalnız, karanlıkta, acı çekiyor ve beklerken ölüyor... öte yandan ne ilahi bir ölüm ... öldüğü mağara yüzyılların yükünü taşıyor üzerinde... kadim yüzen insanların mağarası...​
 
Üst