Kod:
[quote]Teşekkürler gerçekten genel anlamda güzel açıklamalar yapmışsınız.
Hoşgörülü,uzlaşmacı olmanın insani yönü tartışmaya bile açılamaz .
Ancak biz bunu kabullenip ne kadar uygulayabiliyoruz işte orası tartışma götürür...
Patron-işçi ,amir -memur konularına hiç girmeyelim.
Buda olayın çok farklı bir boyutu. (forum kuralarını aykırı düşmek istemem)
Toplum isteklerine uyum sağlamaya çalışırken kendi isteklerimizin gözardı edilmesine ve ugulanan her baskıya eyvallah denmesinin sonuçlarının da farkında olmak gerekir diye düşünüyorum...
Dayatmalara karşı boyun eğmek özgürlük gibi bir nimeti elinin tersiyle itmektir.
Toplumun belirlediği kurallara uygun davranmak konusunda itirazımız olamaz...
Ama buda demek değilki her kurala boyun eğeceğiz...
Futbolda topa en yakın hakem kuralı vardır.
Hakem eğer pozisyondan emin değilse,topa en yakın hakeme danışır ve onun söylediğini kabul eder.
Kendi yaşamımızı,benliğimizi,kişiliğimizi,breyselleğimizi herkesten daha iyi bildiğimize göre,elbette hayatta vereceğimiz kararlarda terazinin bizim tarafımızdan ağır basması gerekir.
Çünkü topa en yakın hakem bizizdir.
Fakat bu çevreyi ya da toplumu yadırgamak,görmezden gelmek anlamına gelemez,gelmez,gelmemelidir.
Çeyreyi,toplumu yok sayan birey eninde sonunda topluma yabancılaşacaktır ve bu birçok sorunu da beraberinde getirecektir.
Kendini,isteklerini,düşüncelerini,benliğini yok sayan bireyin kendine yabancılaşması gibi.
Burada matematiksel denklem şöyledir:
%80 Bireysel
%20 Toplumsal
Bu rakamlar bilimsel olarak olması gereken rakamlardır.
Rakamlar oynayabilir ama olması gereken ağırlık önce bireye yöneliktir.
Birey-toplum çatışmasında da akılcılık esastır.
Nereye gideceğini gerçekten bilen insana,dünya kenara çekilir.
Yukarıdaki söz de akılcılıktan neyi kastettiğimi anlatacaktır.
Bunlara rağmen çok zorba ebeveynlerle yaşamak zorundaysak,bizi yanlış olduğumuz kararlar konusunda zorluyorlarsa tercih yine bireye kalacaktır.
Ne yaptığımı bildikten sonra tüm dünyayı karşıma alırım ben.
Eninde sonunda doğru bir karar verdiğinizi herkes anlayacaktır.
"Eğilmeyen boyun kesilir"
Galeo dünya yuvarlak ve güneş etrafında dönüyor dedi.
Asmadan önce dünya yuvarlak değil dönmüyor de , asmayalım seni dediler.
Galeo:'Ben dönmüyor desem de dünya dönmeye devam edecektir.
Ve Galileo'yu astılar.Adı tarihe geçti.
Pir Sultan Abdal için fetva çıkaran müftü:
Yaptıklarından vazgeç,seni asmayalım
Pir Sultan Abdal:Kalsın benim davam Ulu Divan'a kalsın.Orda haklı haksız çıkar ortaya.
Ve Pir Sultan Abdal asılır, adı tarihe geçer.
Hallac-ı Mansur,ilahi aşkla sarhoş bir haldeyken "Enal Hak" der ve yargılanır.
Son konuşmasında yaptıklarını anlatır ve savunur.
Asılır o da.
Hz.Mevlana Fih-i Mafih isimli eserinde Hallac-ı Mansur'un "Enel Hak" sözleri için şunları yazar:
O kulluğun son mertebesidir.
Ben yokum,yalnızca Yaradan vardır demektir.
Aşk içinde yanarken edindiğim kanatlarla,
Uçup gideceğim ışığa doğru;
Hiçbir gözün bakamadığı.
Bağdat'ta Ölüm isimli kitaptan alıntı-Hallac-ı Mansur
Yani inandığı şeyler uğruna ölmeyi göze alabilcek insanlar çıkmıştır tarih boyunca.
Hepsinin ortak özelliği yaptıklarının doğru olduğunu bilmeleri.
Sokratesin Karısı:Sokrates seni haksız yere idam edecekler.
Sokrates:Haklı yere idam etselerdi daha mı iyiydi?
Tercih herşeye rağmen topa en yakın olan hakemindir yani