BİZ DE ÇOCUKTUK!!

  • Konbuyu başlatan Kristal
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde Kristal tarafından oluşturulan BİZ DE ÇOCUKTUK!! başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 7,019 kez görüntülenmiş, 27 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı BİZ DE ÇOCUKTUK!!
Konbuyu başlatan Kristal
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan özlem1980
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Bu konuda bizim yaş grubumuzdan bir mail aldım ben geçen gün. :)
Tam bizim çocukluğumuz, epey eski, okuyacak olanlar için ama tam benim yaşadığım çocukluk, paylaşayım istedim affınıza sığınarak. :)

Benim çocukluğumda annelerimiz çalışmazdı.
Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım.
Hatta babanım bile anahtarı yoktu. Annem evimizin bir parçası gibiydi,hep evdeydi.
Heryere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki.

En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı.
Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani.
Cafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık.
Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya, zıplaya yürüyerek gelirdik.
Servis falan yoktu. Ayakkabılarımız eskirdi.
Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile dalardık.
Annelerimiz bu durumu bildiklerinden kardeşlerimizle bizlere ekmek
arası bir şeyler hazırlar gönderirdi.
Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi. Susayınca girer evlerine su içerdik.
Ya da pencereden bir sürahi bir bardak uzatır, hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik.
Kısacacı evine girip gelen ( ki sadece çişi gelen giderdi evine ) elinde mutlaka yiyecekle dönerdi.
Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi.
Bu bazen bir kurabiye bazen bir meyve olurdu.

Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri alırdık.
Çok garip ama kimse almazdı. Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi.
Düşünce kaldırırlar, kavga edince barıştılırdık. Polisler gelmezdi
kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı.
Sonra kavgalarımız da öyle ustura, falçata ile olmaz, onlar nedir
bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi, en fazla saçlarımızdan
çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık.
Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık.
Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık.
Azar işitip, acillere taşınmazdık. Düşerdik ekmek çiğner basarlardı
alnımıza, oyuna devam ederdik. Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik.

Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim.
Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki. Komşumu tanımıyorum ama evinin camında,
temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum.
Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem.
Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece ; bilmem kaç kuruş
hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri.
Evlerimiz var içinde yaşayan yok. Parklarımız var içinde oynayan çocuk yok.
Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl
vitrinler, girip çıkan yapay insanlar...
Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz..

Tahta iskemlelerimiz de oturan yaşlılarımız, onlara dede, nene diye
hatırını soran çocuklarımız yok oldu.
Ben kapılarında ' vale ' lerin, ' body ' lerin beklediği yerlerden hep
korkmuş çekinmişimdir.
Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini bitiremediği
arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana.
Benim değildir bu kültür. 
Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder.
Nedir bunlar? 
Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk.
Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk.
İyi de neden böyle olduk ? 
Biz mi istemiştik?
.
.
Yoksa hak mı ettik?
 
U

UNKAPANI

Kullanıcı
3 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
Benim çocukluğumda annelerimiz çalışmazdı.Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım.Hatta babanım bile anahtarı yoktu. Annem evimizin bir parçası gibiydi,hep evdeydi.Heryere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktuki. En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı.Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani.Cafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık.Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya, zıplaya yürüyerek gelirdik.Servis falan yoktu. Ayakkabılarımız eskirdi.Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile dalardık.Annelerimiz bu durumu bildiklerinden kardeşlerimizle bizlere ekmekarası bir şeyler hazırlar gönderirdi.Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi. Susayınca girer evlerine suiçerdik.Ya da pencereden bir sürahi bir bardak uzatır, hepimiz aynıbardaktan kana kana içerdik.Kısacacı evine girip gelen ( ki sadece çişi gelen giderdi evine )elinde mutlaka yiyecekle dönerdi.Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi.Bu bazen bir kurabiye bazen bir meyve olurdu. Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızınüstüne koyar oyun bitince geri alırdık.Çok garip ama kimse almazdı. Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi.Düşünce kaldırırlar, kavga edince barıştılırdık. Polisler gelmezdi kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı.Sonra kavgalarımız da öyle ustura, falçata ile olmaz, onlar nedirbilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi, en fazla saçlarımızdançeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık.Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık.Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık.Azar işitip, acillere taşınmazdık. Düşerdik ekmek çiğner basarlardıalnımıza, oyuna devam ederdik. Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik. Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim.Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki. Komşumu tanımıyorum ama evinin camında,temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum.Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem.Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece ; bilmem kaç kuruş hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri.Evlerimiz var içinde yaşayan yok. Parklarımız var içinde oynayançocuk yok.Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışılvitrinler, girip çıkan yapay insanlar...Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz.. Tahta iskemlelerimiz de oturan yaşlılarımız, onlara dede, nene diye hatırını soran çocuklarımız yok oldu.Ben kapılarında ' vale ' lerin, ' bady ' lerin beklediği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir.Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini bitiremediği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana.Benim değildir bu kültür.Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder.Nedir bunlar?Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk.Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk.İyi de neden böyle olduk ?Biz mi istemiştik?..Her toplum hakettiği gibi yönetilir derler ya,hakettiği gibi de yaşar diyelim mi ?
(Yazari bilinmiyor) Alıntı...                     
 
U

UNKAPANI

Kullanıcı
3 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ne güzel dile getirilmiş bir yazı..Ahh eskiler diyesim geldi birden..Keşke demekle olmuyor tabi ama keşke o günlerde kalsaydık  :-[
 
G

gökteki yıldız

Kullanıcı
13 May 2009
En iyi cevaplar
0
0
Antalya
Her an güzeldir ;) Değerini bilene tabi
Yazı çok güzeldi bu arada teşekürler :)
 
A

agokalper

Kullanıcı
9 Şub 2009
En iyi cevaplar
0
0
İzmir
eskiden herşey daha güzeldi gerçekten ya  :-\
 
E

emosin

Kullanıcı
18 Şub 2009
En iyi cevaplar
0
0
Bursa
ah eski günler şimdiki çocuklar gerçekten çocukluğunu yaşıyamıyor.
Yazan kişi gerçekten güzel anlatmış. Tam benim çocukluğum..
o günlere döndüm :) teşekkürler :)
 
M

M

Kullanıcı
31 Tem 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Ortak çocukluk dönemi bu olsa gerek (=


Teşekkürler paylaşım için
 
Ö

özlem1980

Kullanıcı
25 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
Konular aynı olduğu için birleştirilmiştir.
Çok güzel günlerdi o günler  :)ve her ne kadar her geçen gün biraz daha kaybolmaya başlasada tam olarak kaybolmamış mahalle kültürünün olduğu, sokakta çocuk seslerinin geldiği, dışarı çıkarken yada geç kalsam en az 10 kişiye nereye gittiğimin nerede kaldığımın hesabını verdiğim, herkesin birbirinden haberdar olduğu ki bunu bazen fazlasıyla abarttığı bir ortamda yaşadığım için kendimi şanslı hissediyorum  :)
 
Üst