BİR ÖYKÜYÜ BİTİRİNCE HEP BOMBOŞ HİSSDE

tutankhamon

Kullanıcı
Katılım
15 Eyl 2008
Puanları
16
Konum
Bursa
''... Burası şirin bir kahveydi. Temiz ve sevimliydi, kuruması için eski sıcak anorakımı paltoluğa asıp yıpranmış ve yağmurdan bozulmuş keçe şapkamı peykenin üstündeki rafa koyduktan sonra bir sütlü kahve ısmarladım.  Garson kahveyi getirdikten sonra paltonun cebinden defterle kalemi çıkararak yazmaya başladım. Michigan dolaylarını yazıyordum. Burada hava nasıl sert, soğuk ve fırtınalıysa öykü de öyleydi. Sonbaharın sona erişini çocukluğumda, gençliğimde ve delikanlılığımda da görmüştüm ama insan nedense bu bitişi ancak belli bir ortamdayken anlatabiliyor. Öykünün kahramanları içiyordu, bu beni de susatmıştı; bir rom ısmarladım. Böyle soğuk bir günde tadına doyum olmuyordu. Kendimi çok iyi hissediyordum; nefis rom bütün bedenimle olduğu kadar ruhuma da vermiş olduğu sıcaklığı hissederek yazmayı sürdürdüm.

Bir kız kahveye girerek tek başına pencerenin yanındaki masaya oturdu. Güzeldi. Yağmurla tazelenmiş yüzü yeni basılmış madeni paralar gibi tertemiz ve pürüzsüzdü., saçları kapkaraydı ve kesin çizgilerle yanağı boyunca köşegenlemesine kesilmişti.

Kızı görünce çarpıldım ve coşkuya kapıldım. Ona bu öyküde ya da bir başkasında yer vermeyi çok istiyordum, gelgelelim sokağı ve kapıyı görebilecek şekilde oturmasından birini beklediği belliydi. Yazmayı sürdürdüm.

Öykü sanki kendiliğinden yazılıyordu. Ben ona yetişmekte sıkıntı çekmekteydim. Başımı her kaldırışımda ya da talaşları içkimin altındaki tabağın içine doğru kıvıran kalemtıraşla kalemimi her açışımda kıza bakıyordum.

Seni ben gördüm güzelim, artık benimsin sen. Beni bekliyormuşsun ya da seni bir daha göremezmişim, dert değil: şimdi benimsin ya! diye geçirdim içimden.. Sen benimsin, Paris de benim. Ben de bu defterle kaleme aittim.

Sonra yeniden öyküye döndüm ve öylesine daldım ki kendimi yitirmişim. Artık ben yazıyordum öyküyü; o kendini değil; başımı kaldırıp bakmıyor zamanı ve nerede olduğumu merak etmiyordum. Rom da ısmarlamaz olmuştum. Üzerinde hiç kafa patlatmadığım halde bu rom bezdirmişti beni. Sonunda öykü bitti ve yorgunluğumu o zaman anladım. Son paragrafı okuyup bitirince başımı kaldırıp kızı aradım ama kız gitmişti. İyi biriyle çıkmıştır, diye geçirdim içimden, ama üzülmekten de kendimi alamadım.

Defteri kapatıp iç cebime koyduktan sonra garsondan bir düzine istiridyeyle burada bulunan beyaz şaraptan yarım sürahi  getirmesini istedim. Bir öyküyü bitirince hep bomboş hissederim kendimi. Yarı mutlu, yarı mutsuz, sanki sevişmişim gibi...''

Ernest HEMİNGWAY
 
Öykü güzeldi..
İnsanı bazen yazar ,bazende şair yapar ..
Yazdıklarına kendinde inanırsın ama  gerçekler  acıdır ..
 
YANLIZ BİR AVCIDIR YÜREK

''...Frankie odasına çıkan merdivenin kapısını açtı, basamaklara oturdu. Mutfak sessiz, çılgın ve hüzünlü bi yerdi. '' Biliyorum,'' dedi Frankie.
''Şurada tek başına sakin sakin oturup bir süre düşünmek istiyorum.''
O yaz Frankie'nin, Frankie olmaktan fena halde sıkıldığı yazdı. Kendinden nefret ediyor, aylak aylak dolaşıyor, yaz mutfağında oyalanıp duruyordu. Bir hiçti. Pis, kötü, doyumsuz
ve hüzünlü bir hiç....
O yıln ilkbaharıysa uzun garip bir mevsim olmuştu. Her şey Frankie'nin anlayamadığı garip bir değişime uğruyordu. Boz rengi sıkıcı bir kıştan sonra mart rüzgarları çamları dövmeye başlamıştı.
Mavi gökyüzünde bulutlar yol yol ve beyazdı. Nisan ayı aniden sessizce geldi. Ağaçların yeşili çılgın bir parlaklığa dönüştü, soluk renkli mor salkımlar kasabanın her yerini sardı
sonra da sessizce kuruyup döküldü.Nisan ayının yeşil ağaçlarında ve çiçeklerinde Frankie'ye hüzün veren bir şeyler vardı. Hüznün nedenini çözemiyordu ama bu garip hüzün yüzünden kasabayı bırakıp gitmesi gerektiğini
anlıyordu. Bir yandan savaşla ilgili haberleri okuyor dünyanın durumunu düşünüyor bir yandan da gitmek için bavulunu topluyordu. Oysa nereye gideceğini bilemiyordu.
Dünyayı düşündüğü yıldı o. Dünya artık düzgün çizilmiş her biri ayrı renkte ülkelerin olduğu okuldaki yuvarlak küre değildi. Dünya saatte bin mil hızla dönen çatlaklarla dolu kocaman bir yerdi...''


Düğünün Bir Üyesi
Carson McCULLERS
 
Geri
Üst