Çevremizde olan biteni beş duyumuzla algılayıp yorumluyoruz. Gördüklerinize, duyduklarımıza ve hissettiklerimize inanıyoruz. Çevremizde olan biteni algılayıp yorumlamamız ve bu yorumun bize özgü olması, kişisel zihin haritamızın çerçevesini oluşturur. Bu kişisel harita bizim gerçekliğimizdir, yani anlayışımızdır ya da bilincimizdir. Ancak herkesin zihin haritası farklıdır, bunun için kişilerin zihin haritaları gerçek dünyayı göstermez.
Bunu kabul ettiğiniz anda, farklı açılardan bakmayı öğrenirsiniz. Sizin yaşamakta olduğunuz deneyimlerin, dünyayı algılamaya yetmediğini fark edersiniz. Dünyayı ve çevremizi algılamaya devam ettiğimiz sürece, haritalama ve çerçeveleme süreçleri devam eder. Haritamız ve beynin elektro kimyasal bir çalışma sistemi vardır ve kişisel haritamız, beynimizin sinirsel ağının çalınması ile oluşur. İnsanların kişisel haritaları hayatları boyunca yaşadıkları deneyimler sonucu oluşur. Bu süreçte, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde zihinsel filtrelerimize pek çok şeyi ekleyebilir veya çıkartabiliriz. Yani zihnimizi gerçekten değiştirebiliriz.
Hiç düşündünüz mü? Peki sizin gerçeğiniz, yani haritanız nedir? Bizler bu dünyayı, olayları, nesneleri kendi algılama filtrelerimizi kullanarak görüyoruz. Hiçbir şeyi olduğu gibi görmüyoruz. Bizim gerçekliğimiz (haritamız) bizim sübjektif ve sınırlı algılarımızdır, gerçek dünyayı göstermez. Bu görüş bazı kişilere şaşırtıcı gelebilir. Başka insanların deneyimlerini keşfettiğinizde ve farklı yorumlama yeteneğinizi geliştirdiğinizde, öğrenme becerilerimiz geliştirebilirsiniz. Bizim ata sözlerimiz de çok doğru saptamalar yanında, yanlış saptamalar da vardır. Bunlardan birisi şu sözdür: 'Bir insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.' Alışkanlıkların değişmeyeceğini anlatmak için söylenmiş olan bu söz, algılarımızın değişmeyeceğini iddia ettiği için yanlış bir yönlendirme yapmakladır. Aslında gerçek şudur: Değişmeyi istiyorsanız değişirsiniz.
Her şey bir neden ve amaç için vardır:Başarılı insanlar kainattaki herşeyin bir amaca hizmet etmek için yaratıldığını düşünür;başlarına gelen kötü olaylarda karamsarlığa düşmezler,bu olayın başlarına kasıtlı olarak geldiğini,kader olduğunu bilirler.
Başarısızlık diye bir şey yoktur,sadece sonuçlar vardır:Başarısızlığa inanmak beyni zehirleyen bir yoldur.Başarısızlıktan korkan insanlar kafalarında nelerin ters gideceğini düşünür,yeni bir şeyler yapmaya doğru adım atmaya çekinirler.Halbuki muhteşem hayat sürenler başarısızlıklara 'sonuçlar' adını takarlar.Bir şeyler ters gittiğinde öğretici bir şeyler kazandıklarını düşünürler,hatalarından ders alırlar.Başarısızlığı geri besleme olarak düşünürler.
Ne olursa olsun sorumluluğu üstlenmekten çekinmeyin:Muhteşem hayat süren insanlar yeryüzündeki her şeyi kendilerinin yarattığına inanırlar,bu yüzden hiçbir olayda sorumluluk almaktan kaçınmazlar.
Bir şeyi kullanabilmeniz için onu anlamış olmanız gerekmez:Başarılı insanlar bir olayın özünü alır,gerisiyle ilgilenmezler.Güçlü insanlar incelendiğinde bir çok konuda bilgi sahibi olmalarına karşın,işlerini en kısa ayrıntısına kadar bilmedikleri görülmüştür.Zaman onlar için çok değerlidir.
En büyük kaynağınız insanlardır: Mükemmele ulaşan insanlar,belli fertlere değil topluma saygı gösterirler.
Çalışmak bir oyundur:"Başarının sırrı mesleğinizi tatile çevirmektir."Mark Twain
Sorumluluk almadan başarı gerçekleşmez:Büyük sorumluluk yüklenilmeden büyük başarı gerçekleşmez.Başarılı insanlar "Neye mal olursa olsun yaparım."demeyi severler.
İnsanlar amaçlarına ulaşmak için gerekli kaynaklara sahiptir:"Hayat ya cesur bir tecrübedir ya da bir hiç,seçim sizin."Alan Keller
Güç,amaçlanan hedeflere ulaşabilmektir:Amaçladıkları sonuçlara ulaşan insanlar güçlüdürler.
İnsanlar algılayabildikleri arasından en iyi seçeneği seçerler.
Her zaman bir seçenek daha vardır: Kaybetmek ve yılmak kelimelerini hayatınızdan çıkarın. Bir şeyi başaramadığınızda bunun başarısızlık değil davranışlarınızı esnek davranarak değiştirmenizi size uyaran bir sonuç olduğunu bilin.En büyük risk,risk almamaktır.
Bir insan bir işi başarabiliyorsa,bunu başkaları da yapabilir: Dünyada herhangi bir kimsenin başardığı bir işi sinir sistemimizi, kullandığımız kelimeleri ve vücudumuzu kullanarak biz de başarabiliriz. İnsanların belli bir sonucu üretmek için tam ve kesin olarak neler yaptığının açığa çıkartılmasına modelleme denir.
Bunu kabul ettiğiniz anda, farklı açılardan bakmayı öğrenirsiniz. Sizin yaşamakta olduğunuz deneyimlerin, dünyayı algılamaya yetmediğini fark edersiniz. Dünyayı ve çevremizi algılamaya devam ettiğimiz sürece, haritalama ve çerçeveleme süreçleri devam eder. Haritamız ve beynin elektro kimyasal bir çalışma sistemi vardır ve kişisel haritamız, beynimizin sinirsel ağının çalınması ile oluşur. İnsanların kişisel haritaları hayatları boyunca yaşadıkları deneyimler sonucu oluşur. Bu süreçte, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde zihinsel filtrelerimize pek çok şeyi ekleyebilir veya çıkartabiliriz. Yani zihnimizi gerçekten değiştirebiliriz.
Hiç düşündünüz mü? Peki sizin gerçeğiniz, yani haritanız nedir? Bizler bu dünyayı, olayları, nesneleri kendi algılama filtrelerimizi kullanarak görüyoruz. Hiçbir şeyi olduğu gibi görmüyoruz. Bizim gerçekliğimiz (haritamız) bizim sübjektif ve sınırlı algılarımızdır, gerçek dünyayı göstermez. Bu görüş bazı kişilere şaşırtıcı gelebilir. Başka insanların deneyimlerini keşfettiğinizde ve farklı yorumlama yeteneğinizi geliştirdiğinizde, öğrenme becerilerimiz geliştirebilirsiniz. Bizim ata sözlerimiz de çok doğru saptamalar yanında, yanlış saptamalar da vardır. Bunlardan birisi şu sözdür: 'Bir insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.' Alışkanlıkların değişmeyeceğini anlatmak için söylenmiş olan bu söz, algılarımızın değişmeyeceğini iddia ettiği için yanlış bir yönlendirme yapmakladır. Aslında gerçek şudur: Değişmeyi istiyorsanız değişirsiniz.
Her şey bir neden ve amaç için vardır:Başarılı insanlar kainattaki herşeyin bir amaca hizmet etmek için yaratıldığını düşünür;başlarına gelen kötü olaylarda karamsarlığa düşmezler,bu olayın başlarına kasıtlı olarak geldiğini,kader olduğunu bilirler.
Başarısızlık diye bir şey yoktur,sadece sonuçlar vardır:Başarısızlığa inanmak beyni zehirleyen bir yoldur.Başarısızlıktan korkan insanlar kafalarında nelerin ters gideceğini düşünür,yeni bir şeyler yapmaya doğru adım atmaya çekinirler.Halbuki muhteşem hayat sürenler başarısızlıklara 'sonuçlar' adını takarlar.Bir şeyler ters gittiğinde öğretici bir şeyler kazandıklarını düşünürler,hatalarından ders alırlar.Başarısızlığı geri besleme olarak düşünürler.
Ne olursa olsun sorumluluğu üstlenmekten çekinmeyin:Muhteşem hayat süren insanlar yeryüzündeki her şeyi kendilerinin yarattığına inanırlar,bu yüzden hiçbir olayda sorumluluk almaktan kaçınmazlar.
Bir şeyi kullanabilmeniz için onu anlamış olmanız gerekmez:Başarılı insanlar bir olayın özünü alır,gerisiyle ilgilenmezler.Güçlü insanlar incelendiğinde bir çok konuda bilgi sahibi olmalarına karşın,işlerini en kısa ayrıntısına kadar bilmedikleri görülmüştür.Zaman onlar için çok değerlidir.
En büyük kaynağınız insanlardır: Mükemmele ulaşan insanlar,belli fertlere değil topluma saygı gösterirler.
Çalışmak bir oyundur:"Başarının sırrı mesleğinizi tatile çevirmektir."Mark Twain
Sorumluluk almadan başarı gerçekleşmez:Büyük sorumluluk yüklenilmeden büyük başarı gerçekleşmez.Başarılı insanlar "Neye mal olursa olsun yaparım."demeyi severler.
İnsanlar amaçlarına ulaşmak için gerekli kaynaklara sahiptir:"Hayat ya cesur bir tecrübedir ya da bir hiç,seçim sizin."Alan Keller
Güç,amaçlanan hedeflere ulaşabilmektir:Amaçladıkları sonuçlara ulaşan insanlar güçlüdürler.
İnsanlar algılayabildikleri arasından en iyi seçeneği seçerler.
Her zaman bir seçenek daha vardır: Kaybetmek ve yılmak kelimelerini hayatınızdan çıkarın. Bir şeyi başaramadığınızda bunun başarısızlık değil davranışlarınızı esnek davranarak değiştirmenizi size uyaran bir sonuç olduğunu bilin.En büyük risk,risk almamaktır.
Bir insan bir işi başarabiliyorsa,bunu başkaları da yapabilir: Dünyada herhangi bir kimsenin başardığı bir işi sinir sistemimizi, kullandığımız kelimeleri ve vücudumuzu kullanarak biz de başarabiliriz. İnsanların belli bir sonucu üretmek için tam ve kesin olarak neler yaptığının açığa çıkartılmasına modelleme denir.