M
mehmetd
Kullanıcı
- 23 Şub 2007
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
Küçük çocuk , baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken şaşkınlığı gizleyemiyordu. Onu hayrete düşüren şey, ” bizim eve bile sığmaz ” dediği o güzelim balonların , adamı nasıl havaya kaldırmadığıydı. Baloncu dinlenmek için durakladığında o da duruyor ve sonra yine takibe koyuluyordu. Bir ara adamın kendisine baktığı fark ederek ona doğru yaklaştı ve titrek bir sesle:
- Baloncu amca!. Dedi . Biliyor musun, benim hiç balonum olmadı.
Adam , çocuğu şöyle bir süzdükten sonra:
- Paran var mı? Diye sordu. Sen onu söyle.
- Bayramda vardı!. Diye atıldı çocuk. Önümüzdeki bayramda yine olacak.
- Öyleyse o zaman gel!. Dedi adam. Acelem yok, beklerim.
Küçük çocuk sessizce geri döndü. O âna kadar balonlardan ayıramadığı gözleri dolu dolu olmuş, yürümeye bile mecâli kalmamıştı. Birkaç adım attıktan sonra onlara tekrar baktığında , gördüklerine inanamadı. Balonlar, her nasılsa adamın elinden kurtulmuş ve yol kenarındaki büyük bir akasya ağacı dallarına takılmıştı.
Çocuk, olup bitenleri hayretle seyrederken, baloncu ona dönüp:
- Küçüük !. diye seslendi. Balonları ağaçtan kurtarırsan birini sana veririm.
Yapılan teklif, yavrucağın aklı başından almıştı. Kalbi sanki yerinden çıkacaktı. Ağacın altına doğru yöneldi. Ve ayakkabıları aceleyle fırlatıp tırmanmaya başladı. Hedefine yaklaşırken duyduğu sevinç, bacakları kanatan akasya dikenlerinin acısı hissettirmiyordu. Balonlara güç bela ulaştığında, bir müddet onları seyretti. Ve dallara dolanan ipi çözerek baloncuya sarkıttı. Ancak balonlardan biri gruptan kopmuş ve dalların arasına sıkışmıştı. Hemen yanında da dikenler vardı. Çocuk kurtarmaya çalışsa, bu dikenler onu patlatacaktı. Balona hiç dokunmayıp aşağıya indi ve baloncuya dönerek:
- Birini bana verecektiniz!. Dedi. Hangi balon o ?
Adam , elinin tersiyle burnunu silip:
- Seninki ağaçta kaldı ufaklık!. Dedi. Çıkıp alabilirsin.
Çocuk, bu sefer ayakta bile duramadı. Ve kaldırımın kenarına oturup baloncunun uzaklaşması bekledikten sonra, dallar arasında parlayan balonuna bakarak:
Olsun!. Diye mırıldandı. Ağaç üstünde de olsa, bir balonum var ya artık!.
Cüneyd Süavi
” sevgi hikayeleri ”
- Baloncu amca!. Dedi . Biliyor musun, benim hiç balonum olmadı.
Adam , çocuğu şöyle bir süzdükten sonra:
- Paran var mı? Diye sordu. Sen onu söyle.
- Bayramda vardı!. Diye atıldı çocuk. Önümüzdeki bayramda yine olacak.
- Öyleyse o zaman gel!. Dedi adam. Acelem yok, beklerim.
Küçük çocuk sessizce geri döndü. O âna kadar balonlardan ayıramadığı gözleri dolu dolu olmuş, yürümeye bile mecâli kalmamıştı. Birkaç adım attıktan sonra onlara tekrar baktığında , gördüklerine inanamadı. Balonlar, her nasılsa adamın elinden kurtulmuş ve yol kenarındaki büyük bir akasya ağacı dallarına takılmıştı.
Çocuk, olup bitenleri hayretle seyrederken, baloncu ona dönüp:
- Küçüük !. diye seslendi. Balonları ağaçtan kurtarırsan birini sana veririm.
Yapılan teklif, yavrucağın aklı başından almıştı. Kalbi sanki yerinden çıkacaktı. Ağacın altına doğru yöneldi. Ve ayakkabıları aceleyle fırlatıp tırmanmaya başladı. Hedefine yaklaşırken duyduğu sevinç, bacakları kanatan akasya dikenlerinin acısı hissettirmiyordu. Balonlara güç bela ulaştığında, bir müddet onları seyretti. Ve dallara dolanan ipi çözerek baloncuya sarkıttı. Ancak balonlardan biri gruptan kopmuş ve dalların arasına sıkışmıştı. Hemen yanında da dikenler vardı. Çocuk kurtarmaya çalışsa, bu dikenler onu patlatacaktı. Balona hiç dokunmayıp aşağıya indi ve baloncuya dönerek:
- Birini bana verecektiniz!. Dedi. Hangi balon o ?
Adam , elinin tersiyle burnunu silip:
- Seninki ağaçta kaldı ufaklık!. Dedi. Çıkıp alabilirsin.
Çocuk, bu sefer ayakta bile duramadı. Ve kaldırımın kenarına oturup baloncunun uzaklaşması bekledikten sonra, dallar arasında parlayan balonuna bakarak:
Olsun!. Diye mırıldandı. Ağaç üstünde de olsa, bir balonum var ya artık!.
Cüneyd Süavi
” sevgi hikayeleri ”