S
su perisi
Kullanıcı
- 4 Ocak 2007
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
“Aaaa ayna yok mu buradaa? E ne giydiğimizi nereden bileceğiz?”
Hakikaten aynalar olmasa nereden bilecektik ne giydiğimizi, nasıl göründüğümüzü, ya da nasıl yansıdığımızı.
Çok isterdim aynaya farklı anlamlar yüklemek, duygusallaştırıp, içselleştirip kendimle hesaplaşmalarımı aynaları kırarak yapmak. Zor iş bu…
Ayna dediğin de bir cam parçası neticede. Sadece ne giydiğini bilmeni sağlar. Ya yüreğindekiler.
Çok bakmam aynalara. Ya da epeyce oldu aynalara bakmayı bırakalı. Baktığında görmek istediğini göstermiyorsa, aynanın da bir hükmü yok kanımca.
Bu kelime günlerdir aklımda. Nedir, nasıldır bilemedim. Beni aştı sanki. Aynalara küs müydüm ki?
Durdum evdeki en büyük aynanın önünde. Baktım baktım... epeydir bu kadar uzun karşı karşıya kalmamıştık. Göz çevremde bir iki kırışık, birkaç tel beyaz saç ve çıkmakta olan bir sivilce gördüm. Oysa ben ergenlikte bile sivilce çıkarmamıştım.
Ama aynalar hiç yalan söylemezdi. Belki de bu yüzdendi onları sevmek ve sevmemek konusundaki bu uç noktalarımız. Yıllardır her gün başka bir kadın görüntüsü sundu bana aynalar. Değişmeyen tek şey ise o kadının gözlerindeki ışıktı. O ışık belki de aynalara ve de hayata küstürmeyendi beni. O ışığı kaybettiğim gün bütün aynaları kırardım.
Alıntıdır..