Ayakta durmayı öğrenmek

  • Konbuyu başlatan Codex
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde Codex tarafından oluşturulan Ayakta durmayı öğrenmek başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,021 kez görüntülenmiş, 10 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı Ayakta durmayı öğrenmek
Konbuyu başlatan Codex
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan özlem1980
Codex

Codex

Özgür Şahin
Site Kurucusu
14 May 2006
En iyi cevaplar
0
48
Çanakkale
www.kendinigelistir.com

İlkokul birinci sınıftaydım, pek çok çocuk gibi gözlerim bozulmuştu. Doktor, "Televizyonu yakından izlemekten olacak." diye açıklamıştı. Çocukluğumun, o sonsuz enerjisiyle birkaç ay içinde gözlüğümü kırdım. Annem-babam hiç kızmadı, "Yenisi alınır." dediler. Yeni gözlük alınacaktı, önce de doktor muayenesi gerekiyordu. Babam, "Doktorun yerini biliyorsun, cebinde paran da var, git muayene ol." dedi. Henüz yedi yaşında  bir çocuk olmama rağmen babamın, "tek başına" doktora gitmem konusundaki sözünü garipsememiştim. Evden çıkıp on-on beş dakika yürüyüş uzaklığındaki göz doktorunun muayenehanesine gittim. Sıraya girip bekledim, muayene oldum, doktorun ücretini ödeyip reçeteyle eve döndüm. Şimdi sıra gözlük almaktaydı. Babam, yine aynı şekilde "Gözlükçünün yerini biliyorsun, git beğen al." dedi. Babamın bu sözü, küçük yüreğime dokundu, ama... dedim. Babam, devam etti. "Gözlüğü sen takacaksın, ben değil. Senin beğenip alman lazım. Gözlükçüyü tanıyorsun, yerini biliyorsun, yüz senin, zevk senin... Git beğen al." Doktora gitmek değil; ama gözlükçüye gitmek bana zor gelmişti. Gideceksin, yüzlerce gözlük arasından gözlük seçeceksin... Yedi yaşında bir çocuk olarak beceremeyeceğimden endişelenmiştim. Babamın kararlılığını anlayıp üzgün bir şekilde evin dış kapısını açarak dışarı çıktım. Gözümden yaşlar süzüle süzüle gözlükçünün yolunu tuttum. Gözlükçüye yaklaşırken de gözlerimi kurulama telaşı aldı. Gözlükçü amcanın, ağladığımı fark etmesini istemiyordum. Neyse, o da halloldu. Gözlüğümü aldım, öyle güzel ve sağlam bir gözlük almışım ki, hâlâ çocukluk eşyalarımla saklarım. Siyah kalın saplı, Persol marka bir çerçeve.

O gün babamın beni doktora ve gözlükçüye tek başıma göndermesine içerlemiştim; ama şimdi niçin öyle yaptığını biliyorum. Babam, benim tek başıma yapabileceğim şeyler için başkasının yardımını istememem gerektiğini anlamama yardımcı olmaya çalışıyordu. Gözlükçüye tek başına göndermesinin nedeni de, kendi seçimlerimi yapmayı öğrenmemdi. On beş-on altı yaşına geldiğimde, insanın kişiliğinin yaptığı seçimlerle oluştuğunu, farklılaştığını öğrendim. Babamın ben çocukken ki tavrı, günümüzün aşırı korumacı ve kontrolcü anne-baba tavrına hiç benzemiyordu. Günümüzün anne-babaları, çocuklarını okula servisle gönderen, ödevlerine yardım eden, neredeyse bir bebek gibi onların yemeğiyle bile ilgilenen tipler. Böyle anne-babaların çocukları yetişkin olduklarında tek başlarına ayakta duramıyorlar; hep bir yardım bekliyorlar. Sanayici olurlarsa devlet teşviklerini, öğrenci olurlarsa burs ya da özel ders, iş arıyorlarsa torpil, çocuk sahibi olurlarsa kendi anne-babalarının yardımını bekliyorlar. Yardımlaşma ve destek karşıtı değilim; ama insanların tek başlarına ayakta durmayı öğrenmeleri gerekli.

Özellikle babam, hemen her şeyi tek başıma yapmaya iterken hiç sevgisiz değildi. Hani evde terör estiren, sert babalar var ya onlardan değildi. Her zaman bana beni sevdiğini hissettirirdi. Annemden gördüğüm sevgi ve şefkatse babamınkinden de fazlaydı. Annemle babam bana hep güvendiler ve sevgi verdiler. Kendimden hoşnut olmamı, çağdaş deyimle kendimle barışık olmamı sağladılar. Zaman zaman okulda başarısız da olmama rağmen, bir kez olsun, bana kızmadılar, beni suçlamadılar. Hep olsun, "çalışır, geçersin" diyerek, bana güvendiklerini belli ettiler. Hiç unutmam, lise birinci sınıftayken bir defa kimya dersinden bütünlemeye, eski deyimle ikmale kalmıştım. Babamdan kendi sorunlarımı kendim çözmem gerektiğini öğrenmiştim ya, ne özel ders istedim, ne de dershane. Kimya dersinde iyi olan bir arkadaşıma yaz tatilinde haftanın belirli günleri bana yardım etmesini istedim ve dersimi geçtim.

Şimdilerde daha iyi anlıyorum, sevgi ve güvenle birlikte, havuza atılan bir çocuk yüzmeyi, hayata bırakılan bir çocuk ayakta durmayı öğreniyor.



 
R

roze

Şimdilerde daha iyi anlıyorum, sevgi ve güvenle birlikte, havuza atılan bir çocuk yüzmeyi, hayata bırakılan bir çocuk ayakta durmayı öğreniyor.

Çok etkilendim. Tşkler Codex ;)
 
valentine

valentine

Kullanıcı
22 Mar 2008
En iyi cevaplar
0
0
Güzel bir yazı :)
bence bir insanın gelişmesinde anne ve babaya düşen en önemli görev olsa gerek
 
T

tnctrkcell

Şimdilerde daha iyi anlıyorum, sevgi ve güvenle birlikte, havuza atılan bir çocuk yüzmeyi, hayata bırakılan bir çocuk ayakta durmayı öğreniyor.
Çok teşekkürler benim için çok anlamlı bir yazı. :)
 
D

deniz514

Kullanıcı
19 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
Sonuna kadar katlıyorum baştan sona doğrularla yazılmış bir yazı..Bence anne_babalarımızın yaptığı en büyük hatadır bizleri elbebek gül bebek yetiştirip gelecekte savunmasız bırakmak.Kabul etmeliyiz ki çoğumuzun anne_babası bize bu metodu uyguladı..Bari bizler çocuklarımıza kendi ayakları üzerinde durmak fikrini aşılıyalım..Bu onlara vereceğimiz en güzel ders olur bunda kuşku yok..
 
D

dideM

Kullanıcı
5 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Babam da böyledir. Her zaman kendi işimi kendim yaptım sayesinde. Fakat buradakinden bir farkım var, bana da böyle davranılmasına rağmen hala tek başıma çok kolay karar alamam, zorlanırım. Sebebi 3. paragrafta gizliymiş, içimde de..

Teşekkürler Özgür, çok çok güzel bir yazıydı.
 
K

Kristal

Kendi güvensizliklerimizi çocuklara yansıtıyoruz.İnsanları tanımadan güvenilir olmadıklarını empoze ediyoruz.
 
G

Gozde

Kullanıcı
9 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
0
Lüleburgaz
yine biz fazla güvenli bir duruş sergileyerekte onların kendilerine güvenmemelerine neden oluyoruz
her hatasını sırtlanarakta tek başlarına birşeyler öğrenmelerini engelliyoruz
adına da korumak diyoruz buda yanlış bence
düşe kalka öğrenmeli ama kendini yalnızda hissetmemeli  ;)
aradaki çizgiyi belirlemek çok önemli
 
E

efsane_18

Kullanıcı
12 Ara 2007
En iyi cevaplar
0
0
Giresun
Günümüzün anne-babaları, çocuklarını okula servisle gönderen, ödevlerine yardım eden, neredeyse bir bebek gibi onların yemeğiyle bile ilgilenen tipler. Böyle anne-babaların çocukları yetişkin olduklarında tek başlarına ayakta duramıyorlar; hep bir yardım bekliyorlar..

benim annem ve babam böleler cok bunaltıolar yaa bana hep cocuk gibi davranıolar. hangi yanıma dönsem beni koruyan birileri var ben kendi ayaklarımın üstünde durmayı istiom..  :mad: :mad: :mad: bu yazıyı okutsam onlara ama nasıl ::)

sorunsuzluk bana sorun oluo çünkü :-[
 
Ö

özlem1980

Kullanıcı
25 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
etrafda bazı anne babalar çocukları üniversiteyi hangi şehirde kazanırsa evlerini oraya taşıyorlar kendi başına yapamaz diye ama çocuklarımızı hayata herzaman hazırlamalıyız herzaman yanlarında olamayız çok anlamlı bir yazıydı teşekkürler :)
 
Üst