G
GulsahToptas
Kullanıcı
Yazan: Charlotte Delbo/ çeviren : Sedef Ecer
Konusu: Charlotte Delbo,1943'te meşhur 24 Ocak konvoyuyla Auschwitz toplama kampına gönderilen 230 kadından biriydi.Yahudi değildi;Fransız direniş hareketi içinde yer aldığı için tutuklanmıştı.Ayrıca tiyatrocuydu.Savaştan önce ünlü tiyatro adamı Louis Jouvet'nin asistanı olan Delbo,o korkunç ölüm kamplarının dehşet atmosferi içnde bile eline geçirdiği bir Moliere oyunuyla mutlu olabilecek kadar gönülden bağlıydı tiyatroya.
Delbo'nun anlatımıyla,çekilen ıstırapların ortasında çok ustaca çizilmiş insan portreleri beliriyor;aşk ve ölüm ,umut ve umutsuzluk ,dostluk ve çaresizlik gibi izlekler ete kemiğe bürünerek, ölüm kamplarının bir deri bir kemik kalmış kadın tutuklularının gözlerinden bizlere yansıyor.
20.yüzyılın ve belki de tüm insanlık tarihinin en karanlık,yaşamayanların hayal etmekte bile zorlanacakları bu sayfasını, Nazi toplama kamplarını hem içeriden bir bakışla hem de yaşanmış acıyı da aşan,ölümü ve sevgiyi şiirleştiren bir dille anlatan bu tanıklığı bir kez daha belki bugün hala yapılmakta olanları da düşünerek okuyacaksınız.
Dip Not: Ben ilk okumaya baialdığımda biraz sıkıcı gibi gelmişti ama okumaya devam ettiğimde anladım ki sıkıcı değilmiş.Empati kurmaya çalıştım ama inanın kuramadım sadece okudum,üzüldüm...Tavsiye ederim...
Konusu: Charlotte Delbo,1943'te meşhur 24 Ocak konvoyuyla Auschwitz toplama kampına gönderilen 230 kadından biriydi.Yahudi değildi;Fransız direniş hareketi içinde yer aldığı için tutuklanmıştı.Ayrıca tiyatrocuydu.Savaştan önce ünlü tiyatro adamı Louis Jouvet'nin asistanı olan Delbo,o korkunç ölüm kamplarının dehşet atmosferi içnde bile eline geçirdiği bir Moliere oyunuyla mutlu olabilecek kadar gönülden bağlıydı tiyatroya.
Delbo'nun anlatımıyla,çekilen ıstırapların ortasında çok ustaca çizilmiş insan portreleri beliriyor;aşk ve ölüm ,umut ve umutsuzluk ,dostluk ve çaresizlik gibi izlekler ete kemiğe bürünerek, ölüm kamplarının bir deri bir kemik kalmış kadın tutuklularının gözlerinden bizlere yansıyor.
20.yüzyılın ve belki de tüm insanlık tarihinin en karanlık,yaşamayanların hayal etmekte bile zorlanacakları bu sayfasını, Nazi toplama kamplarını hem içeriden bir bakışla hem de yaşanmış acıyı da aşan,ölümü ve sevgiyi şiirleştiren bir dille anlatan bu tanıklığı bir kez daha belki bugün hala yapılmakta olanları da düşünerek okuyacaksınız.
Dip Not: Ben ilk okumaya baialdığımda biraz sıkıcı gibi gelmişti ama okumaya devam ettiğimde anladım ki sıkıcı değilmiş.Empati kurmaya çalıştım ama inanın kuramadım sadece okudum,üzüldüm...Tavsiye ederim...