M
mehmetd
Kullanıcı
- 23 Şub 2007
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
Adamın biri çok güzel bir at sahibiydi. Yalnız bu küheylanın bir kusuru vardı. Trenin sesinden ve düdüğünden çok korkardı. Sahibiyle gezerken trenin sesi ve düdüğünü duyunca hayvan ne yapacağı şaşırır, sanki deli divaneye dönerdi. Bu huyuna sahibi çok kızıyor ve hayvanı dövüyordu. Zavallı hayvan artık iki korku yaşamaya başladı, hem trenin korkusu hem de tren geldiğinde sahibinin kendisini dövme korkusu. Bu huyuna dayanamayan atın sahibi atı satmaya karar verdi. Ve atı bir at terbiyecisi satın aldı.
Atın bu huyları tespit eden at terbiyecisi, yanında şeker taşımaya başladı. At, tren sesini duyup huysuzlaşmaya başladıkça yeni sahibi ona şeker vererek sakinleştirmeye çalışıyordu. Bu böyle bir müddet devam ettikikden sonra artık at bırakın trenden korkmayı ve dayak yeme duygusunu yaşayı, trenin gelmesini dört gözle beklemeye başladı.Çünkü at terbiyecisi olan yeni sahibi o an geldiğinde kendisine şeker vere vere onun huyunu değiştirdi ve üzerindeki korkuyu atmakla kalmayıp, o anın gelmesini bekleme huyunu kazandırdı.
” İşte eğitimin farkı ”
Atın bu huyları tespit eden at terbiyecisi, yanında şeker taşımaya başladı. At, tren sesini duyup huysuzlaşmaya başladıkça yeni sahibi ona şeker vererek sakinleştirmeye çalışıyordu. Bu böyle bir müddet devam ettikikden sonra artık at bırakın trenden korkmayı ve dayak yeme duygusunu yaşayı, trenin gelmesini dört gözle beklemeye başladı.Çünkü at terbiyecisi olan yeni sahibi o an geldiğinde kendisine şeker vere vere onun huyunu değiştirdi ve üzerindeki korkuyu atmakla kalmayıp, o anın gelmesini bekleme huyunu kazandırdı.
” İşte eğitimin farkı ”