” Aşk nedir ? ”

  • Konbuyu başlatan mehmetd
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde mehmetd tarafından oluşturulan ” Aşk nedir ? ” başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,196 kez görüntülenmiş, 16 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı ” Aşk nedir ? ”
Konbuyu başlatan mehmetd
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan korsan
M

mehmetd

Kullanıcı
23 Şub 2007
En iyi cevaplar
0
0
Aşk, evrenin muhteşem bir güzellik ve düzen içinde yaratıldığı zamandan beri var oldu. İlk insanla birlikte insanlar arasındaki en renkli, en zevkli, en zengin bir duygu çağlayanıdır aşk.

Sevginin, en yoğun ve en coşkun bir şelâle gibi çağlaması anlatan aşk, insanları birbirine bağlayan, birbirine yaklaştıran bir sihir, bir efsun âdeta. İnsanları neredeyse gözü kapalı cezbeden bu sırlar yumağı, çok tatlıdır, çok güzeldir, çok şirindir, çok keyif vericidir...

Ancak her aşkın önünde nice tuzaklar, nice zorluklar ve nice engeller vardır. Onları aşmak; yürek, cesaret, akıl, mantık, bilgi, hüner, sabır, azim ve hepsinden önemlisi bir yöntem ister. Bu erdemleri taşımaz ve yöntemini uygulamazsanız, sevdanız yarım, aşkız sonuçsuz, yuvanız mutsuz olur.

İşte ”Ömür Boyu Aşk”, her duygunun örselendiği ve başkalaştığı bir dünyada; sevgiye ve aşka nitelik ve kimlik kazandırmak için vardır.

Sevgi ve aşk, Allah’ın, ”tüm yaratıkları seven ve onlar tarafindan çok sevilen” anlamındaki ”Vedud” isminin bir tecellisidir, bir yansımasıdır. O, varlıkları sevdi ve sevgiyi yarattı. Sevgi olmasaydı, hayat olmazdı. Çünkü, her şey birbirine yabancılaşır, her şey birbirinden uzaklaşırdı.

Aşkın o kadar çok çeşidi var ki, para aşkından tutun, dünya aşkına, Peygamber aşkından Allah aşkına kadar birçok çeşidi vardır.

Benim işlediğim aşk, evlilikle sağlamlaşan, sürekli bir mutluluğu hedef alan, her türlü engeli aşma azmi taşıyan ve ömür boyu sürecek bir aşk.

Benim kast ettiğim kesinlikle, gelip geçici hevesler, günübirlik zevkler, en küçük bir engelde tükenen sevdalar değil.

Bizim aşkımız, sıradan bir kadın-erkek ilişkisi ya da flört değil. Hedefinde, evlilikle hayatı birleştirme bulunmayan, sonu acı ve gözyaşıyla biten geçici hevesler hiç değil.

Ne yazık ki, flört dönemi, insanların en fazla yalan söylediği, kendisini farklı tanıttığı ve karşısındakini yanlış tanıdığı bir dönemdir. Taraflar hem kendi kusurları alabildiğince gizlemeye çalışır, hem de sevdiğinin kusurları görmez. Muhatabı üzmemek için hoşlanmadığı şeylerden hoşlanmış gözükür. Sevdiğinin her eksik ve kusurunu te’vil eder, onlara iyi yorumlar getirir. Taraflar sanki yüzlerine birer maske takınmışlar, gerçek yüzlerini gizleyip, karşısındakinin hoşlanacağı sandığı bir kişilik sergilemişlerdir.

Evlenince bu maskeler çıkar. Amaç sevdiğine kavuşmak olduğu için artık amaca ulaşılmış, zahmete katlanmaya gerek kalmamıştır. Taraflar gerçek kişiliklerini sergilemeye başlar.

Sevenlerin odaklandığı nokta cismani güzellik ise, sonuç daha da vahimdir. Çünkü, aşkın yöneleceği asıl adres; cisim değil, kalp ve ruhtur. Asıl cazibe ve güzellik, duygusallıkta ve ruhsallıktadır. Sevgiyi nefis adına cisme yöneltenin, arzusunun aksiyle tokat yemesi normaldir. Bu yüzden asıl güzelliği keşfedemeyenlerin evlilikleri her geçen gün sıradanlaşır ve mutsuzlukla sonuçlanır. Gerçi böyle bir evliliği kurtarmak da imkânsız değildir. Zaten benim ”Ömür Boyu Aşk”taki çabam da buna yöneliktir.

Ben evlenince aşk biter, diyenlerden değilim. Aksine evlilikle aşkın daha da kökleşeceğine inanıyorum. Aşkı bitiren evlilik değil, bizim mutlu bir evliliği yürütmeyi bilmeyişimiz. Aşk kolay başarılabilecek bir olay değil. Biz hep bencilce yaklaşıyoruz. Oysa aşk aynı zamanda, özveridir, katlanmaktır, çile çekmektir. Aşk, şefkatla beslenen, sabırla ve azimle yürütülecek uzun bir maratondur. Bu koşuyu göze alamayan aşkı keşfedemez.

Her nimet bir külfet ister. Hiçbir şey bedelsiz değildir. Aşkın ve sevginin de bir bedeli var. Ödeyeceksiniz, katlanacaksız, gerekirse çekeceksiniz. Ama, hep bir gün yepyeni bir dünyayı keşfetme umuduyla koşacaksız. Ufukta mutluluğu göremeyen, o umut ve gayretle sabredemeyen aşkı yakalayamaz.

Bana göre, kazandıklarımız içinde aşkın bedeli en az ve en ucuz olandır. Bir yabancı dil öğrenmek için gecesini gündüzüne katan insanlar, bunun onda biri kadar birbirini anlamaya ve sevmeye gayret etseler dünya cennete döner.

Aslında sevgi ve aşk, bütün insanların yaratılışına Allah tarafından yerleştirilmiş. Her insan, sevdiğine veya eşine karşı coşkun bir sevgi hisseder başlangıçta. Ama bir müddet sonra engeller ve sorunlar cenderesinde öyle bir bunalır ki, sevmeye mecali kalmaz.

Aç, borçlu, hasta, bitkin, umutsuz, yaşama sevincini kaybetmiş bir kimse aşkı ve sevgiyi sürdürebilir mi? Sorunlar varsa, aile yuvası çatırdamaya başlar. Eşler bir yere kadar sabreder, daha sonra birbirlerini yanlış anlamaya ve olumsuz tavırlar sergilemeye başlar.

Ben diyorum ki, sorunları el birliğiyle aşarsanız, aşkı yeniden keşfedersiniz. Bu yüzden kitabımda, aşkla doğrudan ilgili görünmeyen, ama bana göre aşkı çok yakından etkileyen sorunlara da çözüm önerileri sunuyorum.

”Beni, yine, yeniden sev”

”Yağmurun sesine bak, aşka davet ediyor” diye başlar eski bir şarkı. Bunun gibi nice çağrıya uyup aşkın sihirli dünyasına girer çoğu insan. Varlığın en güzel, en gizemli ve en büyülü duygusu olan sevgi ve aşkın çoşkun sularına kapılanlar, sonların ne olacağı kestiremezler bir türlü. Aşkın cazibesine gözü kapalı dalmışlardır çünkü.

Âşıkların kimi azgın dalgalarla boğuşur, kimi bir Titanik gibi buzdağlarına çarpar, kimi boğulup okyanusun derinliklerinde kaybolur; pek azı da esenlikle sahile çıkar. Kıyıya çıkmak iyidir, hoştur; ama el ele tutuşup birlikte aşk denizine atladığız sevgili yanızda değilse, çektiğiniz acıları içinize sindirebilir misiniz?

Bir sevdaya tutulmak ve onu yaşamaktan daha zor olan tüm engelleri aşıp onu sürdürebilmektir. Önemli olan, aşkın nasıl olması değil, nasıl sürdürüleceğidir.

Buna inandığım için, aşka şimdiye kadar yaklaşılan tarzdan çok farklı bir bakış açısı getiriyorum. Herkesin beraber olduğu eşine, yeniden âşık olması, sıradanlığı aşka çevirmesini öneriyorum. Şöyle diyorum, aşk kadar güzel cümlelerle bir kanaviçe gibi süslediğim kitabımda:

”İnanıyorsanız, güçlüsünüz. Aşkızı ve sevdanızı, hiçbir dert engellemesin. İsterseniz, başarırsız. Coşkunuzu ve mutluluğunuzu, hiçbir sıkıntı gölgelemesin. Sorunlarızı çözmek sanıldığı kadar zor değil. Sizi ve eşinizi, yolları sevgi çiçekleriyle süslenmiş aşk sarayına doğru koşmaya çağırıyorum. Göz kamaştırıcı renk cümbüşü size arkadaşlık edecek. Bu uzun yolda koşarken biraz zahmet çekeceksiniz, yorulacaksız belki. Ama, sevgiyi ve aşkı yeniden keşfedeceksiniz.”

Aile içi ilişkilerde geleneksel bakışları sorgulayıp ”erkek egemen” anlayışı eleştiriyorum. Eşlere ”sevginin önündeki engellerle” savaşmayı öneriyorum. Sizleri, gönüllerinizdeki küllenen aşk ateşini tekrar alevlendirmeye çağırıyorum:

”Özlemiyle yandığız sevgiliye kavuştuktan sonra bile aşkı bütün güzelliğiyle ömür boyu yaşayabilirsiniz. Rengârenk saadet çiçekleriyle bezenmiş aşk sarayı, ulaşılamayacak kadar uzaklarda değil, sizin içinizdedir. Evlenince söndüğünü sandığız aşk ateşini alevlendirmek ve mutluluk şatosunu aydınlatmak için size ve eşinize bir kıvılcım yetebilir. Eşiniz sevgiliniz, eviniz cennetiniz, aşkız ömür boyu olabilir. Deneyin. İnanırsanız, başarırsız...”

İnanıyorum ki, ”Ömür Boyu Aşk”ı okuduktan sonra gerçekten evlilikler büyük bir değişim yaşayacak. Artık eşinize, bir şarkıda dendiği gibi, ”Beni yine yeniden sev” diyebileceksiniz..

            www.omurboyuask.com/ 
 
K

kewser01

Kullanıcı
21 Kas 2006
En iyi cevaplar
0
0
Tokat
Aşk insanı kılıçsız zapteder ve ipsiz bağlar.
Aşkı anlatmak, suya mektup yazmaktan farksızdır.
 
M

mehmetd

Kullanıcı
23 Şub 2007
En iyi cevaplar
0
0
gerçekten çok güzel yazdız.
başarı dileklerimle.
 
H

hayat76

Kullanıcı
6 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
izmir
Bir sevdaya tutulmak ve onu yaşamaktan daha zor olan tüm engelleri aşıp onu sürdürebilmektir. Önemli olan, aşkın nasıl olması değil, nasıl sürdürüleceğidir.
Eğer aşk karşılıklıysa dediğinize katılıyorum ama tek taraflı ise uğrunda can bile verseniz nafile..............



 
O

okyanusya

Kullanıcı
3 Ağu 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
evlenmeden önce herşeyin farkına varabilmeli ve fazla bir beklenti içinde olmamalıyız bence..
güzel bir yazıydı teşekkürler..
 
K

kartalx8

Kullanıcı
19 Tem 2007
En iyi cevaplar
0
0
Batman
Ben evlenince aşk biter, diyenlerden değilim. Aksine evlilikle aşkın daha da kökleşeceğine inanıyorum. Aşkı bitiren evlilik değil, bizim mutlu bir evliliği yürütmeyi bilmeyişimiz.


teşekkürler.
 
E

esranur

Kullanıcı
19 Mar 2007
En iyi cevaplar
0
0
:) cok güseldi,teşekkürlerr...
 
F

feridis

Kullanıcı
7 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
evet gerçekten çok güzel bir yazı.işte bunları okuyunca evet çok doğru diyoruzda uygulamaya gelincede tabiri yerindeyse çuvallıyoruzz.bende gerçek aşktan yanayım ama bu herzamn insanın karşısına çıkacak bi durum değil yani istiyorum demkle olmuyo.aşk emek ister.eğer bulduysanız arkadaşlar aşkınıza sahip çıkın çünkü bu zamnda gerçek aşkı bulamıyor insan
 
Safari

Safari

Kullanıcı
7 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
feridis' Alıntı:
evet gerçekten çok güzel bir yazı.işte bunları okuyunca evet çok doğru diyoruzda uygulamaya gelincede tabiri yerindeyse çuvallıyoruzz.bende gerçek aşktan yanayım ama bu herzamn insanın karşısına çıkacak bi durum değil yani istiyorum demkle olmuyo.aşk emek ister.eğer bulduysanız arkadaşlar aşkınıza sahip çıkın çünkü bu zamnda gerçek aşkı bulamıyor insan
çok güzel açıklamışsın.. yüreğine sağlık..
 
Z

zeynepayik

Kullanıcı
24 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
Yazının kelimesi kelimesine her cümlesine yürekten katılıyorum. Herkesin doğru aşkı bulması ve bunu ömür boyu sürdürmesi dileğimle...

Aşkla kalın...
 
G

Gül46

Kullanıcı
17 Eki 2007
En iyi cevaplar
0
0
Türkiye
çok güzel bir yazıymış emeğine sağlık  Aşkın tarifi iyi yapılmış
 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Sorulmamışı sormak mehmetd beyin karakteristik özelliği anlaşılan :)
Bu gibi konu baya vardı.
Ama maksat girdim yazayım bir şeyler.
En hümanist, halimle yazıyorum.

Hani ıssız bir yoldan geçerken,hani bir korku duyarda insan, hani bir şarkı söyler içinden.
İşte öyle bir şey olsa grek.Erol abinin dediği gibi.

Korku duyacağım ıssız yollara,ramak  kalmıştı, tek eksiğim şarkı söylemesini bilmiyordum.
O yoldada şart, belkide yanlış şarkılardı seçtiğim.
Her yanı ile mat, donuk, nakaratsız, anlamsız, armoni bütünlüğünü sağlayamadım belki.
Notalrı şaşrıdım,cevheridenmi başladım acaba,ondan bir gazel gibi acı oldu,belkide amannnnnn bilmiyorum valla her hali ile tuhaf bir şey olsa gerek aşk.

Bir gün doğru şarkı söylemesini öğrendiğim günbir korku duysamda o ıssız yollara giricem.
Nasıl bir şey yazıcam.

Uzun oldu, özür diler anlayışınız için teşekkür ederim.
 
Üst