L
Lal-Mim
Kullanıcı
ANILAR
Uzun zamandır ilk kez sokakta misket oynayan çocuklar gördüm bu haftasonu. Uzun uzun onları seyrettim, doyasıya. Çocukluk yıllarım geldigözümün önüne. O günleri düşündükçe her şey daha da belirginleşti,solgun hatıralar parlak renklere büründü. Unutulan ayrıntılar döküldübir bir ortalığa. Unutulan demek pek doğru değil aslında. Hiçbir şeyunutulmuyor gerçekte. Tüm hatıralar belleğin kuytularında gizli raflariçinde saklanıyor. Siz oralardan bir raf açınca diğerleri de peşi sıraaçılıyor. Her şey sanki dün gibi canlanıyor yeniden. Kaybolduğunusandığınız dünyalar ve onların gizli kahramanları çıkıyor teker tekersaklandıkları köşelerinden. Hatıralarda kalanlar, anılarda yaşananlar, bazı şeylerin ne kadarfarkında olmadan yaşanıp geçtiğini anlatıyor sessizce. Yıllar önceyaşanan yerlerin ne kadar çok değiştiğini, bazı şeylerin kayıplarakarıştığını hatırlatıyor. Sokaklarda kuka, misket oynayançocukların artık olmadığının farkına varıyorsunuz. Her zamanyürüdüğünüz caddenin eski cadde, sokağın eski sokak olmadığının da.Ankara Kavaklıdere şarap fabrikasının üzüm bahçesini çevreleyen çitteaçtıkları delikten içeri sızıp, bahçede dolaşan köpeklere sezdirmedenüzüm alan çocukları görüyorsunuz, o çocuklar o bahçelerin yerini alanKarum alışveriş merkezi ile Sheraton otelinin bahçelerinde mi acabaşimdi diyerek merakla bakınıyorsunuz aranan gözlerle. Eski hatıralar,kaybolmuş görüntüler önce parlayıp sonra sönüyor benliğinizde. Bu yazdıklarım geçmişe ağıt yazmak değil. Nostalji hiç değil. Geçmişeözlem de. Bunlar bir derleme. Bazı şeylerin unutulmaması için yapılanbir eylem. Söz uçar yazı kalır babından. Keşke resim yapma yeteneğim olsaydı. Yaşadıklarımdan aklımda kalanlarıkâğıda aktarır unutulmaz kılabilirdim. Ya da iyi bir anı yazarı olmakisterdim, o günleri kâğıda aktarabilmek için. Anı yazmak kendi başına bir iş hem de zor bir iş. Çünkü yazmak birpaylaşım. Sizinle aynı dönemi yaşamışlarla konuşuyorsunuz yazdığınızsatırlarda. O dönemleri görememiş olanlara da o döneme ilişkinbilgiler veriyorsunuz. Bu bir paylaşım bu bir bilgilendirme.Anlatacak, paylaşacak bir şeyleri olanlar, özellikle devletin kilitnoktalarında görev yapanlar, mutlaka anılarını yazmalı, günlüklerinipaylaşmalı. Geçmişin daha iyi anlaşılması, tek başına garip gelenolayların açıklanması bu anı ve günlüklerle olur ancak.
Uzun zamandır ilk kez sokakta misket oynayan çocuklar gördüm bu haftasonu. Uzun uzun onları seyrettim, doyasıya. Çocukluk yıllarım geldigözümün önüne. O günleri düşündükçe her şey daha da belirginleşti,solgun hatıralar parlak renklere büründü. Unutulan ayrıntılar döküldübir bir ortalığa. Unutulan demek pek doğru değil aslında. Hiçbir şeyunutulmuyor gerçekte. Tüm hatıralar belleğin kuytularında gizli raflariçinde saklanıyor. Siz oralardan bir raf açınca diğerleri de peşi sıraaçılıyor. Her şey sanki dün gibi canlanıyor yeniden. Kaybolduğunusandığınız dünyalar ve onların gizli kahramanları çıkıyor teker tekersaklandıkları köşelerinden. Hatıralarda kalanlar, anılarda yaşananlar, bazı şeylerin ne kadarfarkında olmadan yaşanıp geçtiğini anlatıyor sessizce. Yıllar önceyaşanan yerlerin ne kadar çok değiştiğini, bazı şeylerin kayıplarakarıştığını hatırlatıyor. Sokaklarda kuka, misket oynayançocukların artık olmadığının farkına varıyorsunuz. Her zamanyürüdüğünüz caddenin eski cadde, sokağın eski sokak olmadığının da.Ankara Kavaklıdere şarap fabrikasının üzüm bahçesini çevreleyen çitteaçtıkları delikten içeri sızıp, bahçede dolaşan köpeklere sezdirmedenüzüm alan çocukları görüyorsunuz, o çocuklar o bahçelerin yerini alanKarum alışveriş merkezi ile Sheraton otelinin bahçelerinde mi acabaşimdi diyerek merakla bakınıyorsunuz aranan gözlerle. Eski hatıralar,kaybolmuş görüntüler önce parlayıp sonra sönüyor benliğinizde. Bu yazdıklarım geçmişe ağıt yazmak değil. Nostalji hiç değil. Geçmişeözlem de. Bunlar bir derleme. Bazı şeylerin unutulmaması için yapılanbir eylem. Söz uçar yazı kalır babından. Keşke resim yapma yeteneğim olsaydı. Yaşadıklarımdan aklımda kalanlarıkâğıda aktarır unutulmaz kılabilirdim. Ya da iyi bir anı yazarı olmakisterdim, o günleri kâğıda aktarabilmek için. Anı yazmak kendi başına bir iş hem de zor bir iş. Çünkü yazmak birpaylaşım. Sizinle aynı dönemi yaşamışlarla konuşuyorsunuz yazdığınızsatırlarda. O dönemleri görememiş olanlara da o döneme ilişkinbilgiler veriyorsunuz. Bu bir paylaşım bu bir bilgilendirme.Anlatacak, paylaşacak bir şeyleri olanlar, özellikle devletin kilitnoktalarında görev yapanlar, mutlaka anılarını yazmalı, günlüklerinipaylaşmalı. Geçmişin daha iyi anlaşılması, tek başına garip gelenolayların açıklanması bu anı ve günlüklerle olur ancak.