S
selda
AFRİKA LALESİ
Ilık bir rüzgar esti,
Ve bir Afrika lalesi açtı yüreğimin en tozsuz yerinde...
Saplı kalan bakışlarında sesim değişir; Anlarsın beni tutuklu yüreğim senindir...
........
Bir liman hasretinde kalmıştım senliğine; Uykumdan rüyama uzatmıştım ellerimi. Muhtaçtım sabahına,
çöl deryasında unutulmuş bir lale gibiyim. İklimsiz günlerin kölesi olmuşum, sana uzandıkça gitmemiş benden Afrika...
Bir gece eskimiş kalp üzre kavrulmuşum yaralı bedende. Kum olmuş sevgim, akıp gitmiş bir rüzgar bahçesinde. Özlem penceresinden dalmışım hayalin gölge yaşlarına, aldanmış, savrulmuş; kavim göçü yüreğimde doğmuş. Yağmur duasının buğusunda vitaminsiz bir hayatta kalmışım, ömrüm ret etmiş akın diyarlarına gitmeyi. Gözlerimde sessiz adımlarla gelen bir bahçıvanın elindeki gül olarak filizlenmişim toprağa, lale olmuşum sesli adımlarla gözden ırak siyah topraklarda...
Gökyüzünün tek renk olduğu akşam ve gözlerinin yarı umutsuzluğu, bir nesnel kaygı içimde ürperen.
Yağmur bulutunda saklı kalan özlem perişanlığım dalga dalga sahillere vuran bir yürek deryasında gizli.
Yapraksız ağaçların kuruluğu içinde sevmişim yasak yüzünü. Günahlarım olmuş en büyük cezam.
Kalbim senindi, seninleydi...
Sen yokken her şey eskir.
Yok ki benzerin yaşamda,
Kimi arar bazen gözlerim kimi sever; anlaşılmaz kaygılar alır götürür yüreğimi sensizliğe.
..........
Bir yaz güneşi yakar, soldurur. Köküm sensiz kalır; su istemez hiçbir yaprak tanesi.
Afrika hoyratlığıyla kurşun gibi iz bırakır tenimde. Ben açarım güzelliğine aldanıp, şaşırır güller
terk eder siyah kıtayı.
Mevsimler döner, kuşlar göçer... Ayrılıktır mısralardaki saklı gerçek.
Kayıp topraklarda gözlerimden akan senli bir kız.
Bir parça aşk uzaklarda, mevsim çıkmazında sadece sen ve ben.
Sesimi versem yaban gülüne...
Bir şeyim kalmaz gönlüme... Senden sonra ne ileri gider bu beden nede geri.
...........
Yalan dolmuş iklimlere sanki yaz sadece bu toprakta yalnız kalmış. Hiçbir kar tanesi
düşmemiş yüreğime, ellerim kartopu yapmayı beklemiş en çok üşümeyi. Pişmanlıklar dayanmış son nefeste
ama dönmemiş daha henüz kara kış. Bu toprak laleyi sevmiş, gülü bahçıvan...
...........
Seni bulmak için yazdım her kelimeyi; mürekkep oldu gözyaşlarım, titredi parmaklarım. Bir gonca
gül iken Afrika lalesi oldu sensiz yaşantım. Yinede hep seni bekledim gelmesen de...
Uzaklardan, usul usul fısıldarım ismini.
Dudaklarım senindir...
Yeşil bir nehir canlanır gözlerimde,
Hayallerim senindir...
Gel benimle sevgi bahçesine.
Hasretim gül nefesine... Artık sensiz olamam!.. Nerdesin?
Senden uzakta karşılıyorum gün ışığını.
Bütün bekleyişlerim yaz güneşi gibi yakıyor içimi.
Ölümsüzlük için bekleyen bir sevgi yansıması karşısında, çıldırmış haykırışların sembolü var bilmesen de.
Ağlamaklı oluyorum yağmur güneşimi örtüyor; içimde tarifsiz burukluk, galiba ben ölüyorum! pişman olsak ta.
Şarkılardaki gibi “her şey bana seni hatırlatıyor” çünkü sen her şeysin... herşeyimsin...
Bir göz seliyim sana doğru akan,
Uğultulu bir çöl sıcağı her şeyi yakan...
Sende özel bende güzel satırlarda,
Ellerim seni yazdıkça karşılaşıyorum aşkla...
Bir Afrika lalesi büyüttüm gözlerimden akan yaşlarla... zaman geçmedikçe/sen oldum her nefeste...
Ilık bir rüzgar esti,
Ve bir Afrika lalesi açtı yüreğimin en tozsuz yerinde...
Saplı kalan bakışlarında sesim değişir; Anlarsın beni tutuklu yüreğim senindir...
........
Bir liman hasretinde kalmıştım senliğine; Uykumdan rüyama uzatmıştım ellerimi. Muhtaçtım sabahına,
çöl deryasında unutulmuş bir lale gibiyim. İklimsiz günlerin kölesi olmuşum, sana uzandıkça gitmemiş benden Afrika...
Bir gece eskimiş kalp üzre kavrulmuşum yaralı bedende. Kum olmuş sevgim, akıp gitmiş bir rüzgar bahçesinde. Özlem penceresinden dalmışım hayalin gölge yaşlarına, aldanmış, savrulmuş; kavim göçü yüreğimde doğmuş. Yağmur duasının buğusunda vitaminsiz bir hayatta kalmışım, ömrüm ret etmiş akın diyarlarına gitmeyi. Gözlerimde sessiz adımlarla gelen bir bahçıvanın elindeki gül olarak filizlenmişim toprağa, lale olmuşum sesli adımlarla gözden ırak siyah topraklarda...
Gökyüzünün tek renk olduğu akşam ve gözlerinin yarı umutsuzluğu, bir nesnel kaygı içimde ürperen.
Yağmur bulutunda saklı kalan özlem perişanlığım dalga dalga sahillere vuran bir yürek deryasında gizli.
Yapraksız ağaçların kuruluğu içinde sevmişim yasak yüzünü. Günahlarım olmuş en büyük cezam.
Kalbim senindi, seninleydi...
Sen yokken her şey eskir.
Yok ki benzerin yaşamda,
Kimi arar bazen gözlerim kimi sever; anlaşılmaz kaygılar alır götürür yüreğimi sensizliğe.
..........
Bir yaz güneşi yakar, soldurur. Köküm sensiz kalır; su istemez hiçbir yaprak tanesi.
Afrika hoyratlığıyla kurşun gibi iz bırakır tenimde. Ben açarım güzelliğine aldanıp, şaşırır güller
terk eder siyah kıtayı.
Mevsimler döner, kuşlar göçer... Ayrılıktır mısralardaki saklı gerçek.
Kayıp topraklarda gözlerimden akan senli bir kız.
Bir parça aşk uzaklarda, mevsim çıkmazında sadece sen ve ben.
Sesimi versem yaban gülüne...
Bir şeyim kalmaz gönlüme... Senden sonra ne ileri gider bu beden nede geri.
...........
Yalan dolmuş iklimlere sanki yaz sadece bu toprakta yalnız kalmış. Hiçbir kar tanesi
düşmemiş yüreğime, ellerim kartopu yapmayı beklemiş en çok üşümeyi. Pişmanlıklar dayanmış son nefeste
ama dönmemiş daha henüz kara kış. Bu toprak laleyi sevmiş, gülü bahçıvan...
...........
Seni bulmak için yazdım her kelimeyi; mürekkep oldu gözyaşlarım, titredi parmaklarım. Bir gonca
gül iken Afrika lalesi oldu sensiz yaşantım. Yinede hep seni bekledim gelmesen de...
Uzaklardan, usul usul fısıldarım ismini.
Dudaklarım senindir...
Yeşil bir nehir canlanır gözlerimde,
Hayallerim senindir...
Gel benimle sevgi bahçesine.
Hasretim gül nefesine... Artık sensiz olamam!.. Nerdesin?
Senden uzakta karşılıyorum gün ışığını.
Bütün bekleyişlerim yaz güneşi gibi yakıyor içimi.
Ölümsüzlük için bekleyen bir sevgi yansıması karşısında, çıldırmış haykırışların sembolü var bilmesen de.
Ağlamaklı oluyorum yağmur güneşimi örtüyor; içimde tarifsiz burukluk, galiba ben ölüyorum! pişman olsak ta.
Şarkılardaki gibi “her şey bana seni hatırlatıyor” çünkü sen her şeysin... herşeyimsin...
Bir göz seliyim sana doğru akan,
Uğultulu bir çöl sıcağı her şeyi yakan...
Sende özel bende güzel satırlarda,
Ellerim seni yazdıkça karşılaşıyorum aşkla...
Bir Afrika lalesi büyüttüm gözlerimden akan yaşlarla... zaman geçmedikçe/sen oldum her nefeste...