60 Dakikalığına Baba

  • Konbuyu başlatan özlem1980
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde özlem1980 tarafından oluşturulan 60 Dakikalığına Baba başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 6,361 kez görüntülenmiş, 14 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı 60 Dakikalığına Baba
Konbuyu başlatan özlem1980
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan aylinyalnız
Ö

özlem1980

Kullanıcı
25 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
Kalabalık konferans salonunda, mesleğinin doruğunda bir avukat,
o gün mezun olacak hukuk öğrencilerine hitap etmek üzere kürsüye geliyor.
Herkes meslekten söz edeceğini zannederken o, hayatı anlatıyor: "- Hepiniz
kişisel yaşamınızı bir kenara koyup çok çalışabileceğinizi kanıtladınız"
diyor bilge hukukçu " ... ama unutmayın ki, ölüm döşeğindeki birinin
'Keşke işime biraz daha zaman ayırabilseydim' dediği duyulmamıştır.
Çocuk sahibi olacak kadar şanslıysanız, onların göz açıp kapayana
kadar büyüyeceklerini ana babalarınız size söyleyecektir. Çocuklarımıza
hikaye okuma, yakalamaca oynama ve birlikte dans etme fırsatını Tanrı ancak
belli bir ölçüde bahşeder bize. Bunlardan birini bile kaçırmamaya özen gösterin."

Bu öyküyü Rob Parsons'un "60 Dakikalığına Baba" adlı kitabında okudum.

Birkaç yıl önce parlak bir iş teklifi almıştım. Mesleki kariyerimin
doruk noktası olabilirdi, lâkin her gün saat 20.00'de işten çıkabilecektim.
Teklifi duyduğum anda o saatin, kızımın banyo saati olduğu geçti aklımdan.

Hayatta başka hiç bir şeyin beni o banyo seansı kadar mutlu
edemeyeceğini düşündüm ama bunu, teklifi yapanlara söyleyemedim.
Bir bahaneyle reddettim. Yine de, geçen birkaç yıl içinde saat saat
başkalarına dağıttığım zaman hazinesinden, kızıma pek az pay düştü.

Yapılacak işlerim, yazılacak yazılarım, bakılacak telefonlarım vardı.
Onunla bir cam bardağın pamuktan toprağına limon çekirdeği ekip,
büyümesini izleyemedim. Yeni yeni, yarım yarım söylediği şarkılara
eşlik edip, bu düeti bir kasete kaydetmeyi çok isterdim; olmadı...
Bir cümle ben söyleyip, bir cümle ona söyleterek hiç yoktan
bir masal yaratmayı ve düş güçlerimizi yarıştırmayı tasarlamıştım;
hazırdan yemek daha kolay geldi.

Hayat öyle ters bir denge kurmuş ki, onların en çok ilgi istedikleri dönem,
onlarla en az ilgilenebileceğimiz dönem aynı zamanda. Bizim vaktimiz
bollaştığında ise, onların bize ayıracak vakti kalmıyor.

Ben aslında onun için çalışıyorum, sıkça sarıldığımız bir bahanedir
ama ona hiç bir zaman "Daha çok parası olan bir baba mı istersin,
daha çok seninle olan bir baba mı?" diye sormamışızdır.

Sabahları yanağımda ıslak bir buse ve başucumda bir "Günaydın babacığım"
sesi ile uyanmanın. "Hadi sarılıp yatalım babacığım" çağrısıyla
başlayan gecelerde, o sihirli "Seni Seviyorum"u kulağıma fısıldadiktan sonra
yanaklarımı avuç içlerinin parantezine alıp uykuya çekilince
göz kapaklarına yerleşen huzuru izlemenin tadına vardım.

Mavinin neden mavi olduğunu, kışın havaların neden soğuduğunu,
kuşların nasıl uçtuğunu en baştan öğrenmenin...

Rakiplerim sayılan Casper'dan, Power Rangers'tan, Ricky Martin'den
daha ilginç olmaya çalışmanın... Ve konuşmaya başladığından beridir
beni takip ederek, hatalarımı da sevaplarımı da aynen tekrarlayan
bu sevimli papağana, duvara kazılı boy tablosundaki çizgiler yükseldikçe
yükselen bir tutkuyla bağlanmanın tadını çıkardım.

Annesiyle birlikte bezini değiştirmiş, mamasını yedirmiş,
pişiklerini kremlemiş olmanın; bacakları ilk adımını attığında elini tutmanın,
dilinden ilk sözcük döküldüğünde birlikte coşmanın heyecanını tattım.

Sonunda beklenen gün geldi. Belki onun karaladığı bir resim,
ilk hediyem olacak. Kitaptaki örnekle, bisikletinin selesine arkadan
yapışacağım günler başlıyor şimdi... O, selenin emin ellerde oldugunu
bilmenin güveniyle öğrenecek pedala basmayı. Bir süre sonra
farkettirmeden çekeceğim ellerimi... Bisiklet, artık
yetişemeyeceğim kadar hızlanacak ve o, uçup giderken,
ben biçare; ardından bakakalacağım.

70 yaşındaki babam geçen gün: "Torunumu ilkokula götürene kadar
sıkacağım dişimi." dedi. İnsanın boğazını düğümleyecek kadar hazin ama
gerçek... Torunla dede arasında bir tahteravalli gibi uzanıyor yaşam. Birini
aşağı çekerken, diğerini yükseltiyor. Birinden eksilen öbürüne ekleniyor adeta.
Bütün hüznüne rağmen yine de bir zafer coşkusu var bu devir teslim töreninde.

O yüzden, bugün babanızı yanınıza, kızınızı kucağınıza alıp
Freiligraht'ın "Devrim" şiirindeki dizesini gururla haykırabilirsiniz:

"Vardım... Varım... Var...


Can DÜNDAR

 
Safari

Safari

Kullanıcı
7 Haz 2007
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
ßeni çok etkiledi bu satırlar.. Tüylerimin diken diken olduğunu hissettim... Aslında ben kendimi boşuna mutsuz hissediyormuşum dedim kendime.. 

teşekkürler paylaşımın için
 
Ö

özlem1980

Kullanıcı
25 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
Beğenmenize sevindim okuduğunuz için ben teşekkür ederim :)
 
I

ibrahim58

Kullanıcı
9 Ara 2007
En iyi cevaplar
0
0
Sivas
özlem1980' Alıntı:
"- Hepiniz kişisel yaşamınızı bir kenara koyup çok çalışabileceğinizi kanıtladınız" diyor bilge hukukçu " ... ama unutmayın ki, ölüm döşeğindeki birinin 'Keşke işime biraz daha zaman ayırabilseydim' dediği duyulmamıştır.
yaşam akıp giderken, işin kölesi olduğumuzu anlamadan geçiyor.
 
M

manas

Kullanıcı
6 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
Bir çocuğun en muhtaç olduğu şey bu olsa gerek anne babanın şefkat ilgi ve sevgisi. Eğer eksik kalmışsa bu dönemde birşeyler, asla dolduramıyor bu boşluğu bir başka şey.
 
M

merto53

Kullanıcı
27 Eyl 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Ben aslında onun için çalışıyorum, sıkça sarıldığımız bir bahanedir
ama ona hiç bir zaman "Daha çok parası olan bir baba mı istersin,
daha çok seninle olan bir baba mı?" diye sormamışızdır.
 

burası çok hoşuma gitti...
 
Ö

özlem1980

Kullanıcı
25 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
manas' Alıntı:
Bir çocuğun en muhtaç olduğu şey bu olsa gerek anne babanın şefkat ilgi ve sevgisi. Eğer eksik kalmışsa bu dönemde birşeyler, asla dolduramıyor bu boşluğu bir başka şey.
Kesinlikle çok doğru O0
 
E

eletto

Kullanıcı
31 Ağu 2009
En iyi cevaplar
0
0
Çok hoş bir yazı ve de çok doğru
 
nazo gelin

nazo gelin

Kullanıcı
26 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
adana
gerçekten etkileyici bir yazı olmuş.. paylaşım için teşekkür ederim.. emeğine sağlık...
 
F

feride kar

Kullanıcı
24 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gerçekten çok güzel bir yazı. hiçbir anne babanın hiçbir babada annenin yerini dolduramaz. çocuk ikisinide ayrı ayrı etrafında görmek vakit geçirmek istiyor. ama malesef genel olarak babalar bunun farkında değil. (istisnalar kaideyi bozmaz tabi) bu vesile ile babalara çocuklarınızla daha fazla vakit geçirin demek istiyorum
 
A

aylinyalnız

Kullanıcı
15 Tem 2009
En iyi cevaplar
0
0
Hatay
merto53' Alıntı:
Ben aslında onun için çalışıyorum, sıkça sarıldığımız bir bahanedir
ama ona hiç bir zaman "Daha çok parası olan bir baba mı istersin,
daha çok seninle olan bir baba mı?" diye sormamışızdır.
 

burası çok hoşuma gitti...

nedenini bilmiyorum(!) ama burayı okurken gözlerim doldu
 
Üst