4 dakika için bile olsa okuyabilmek...

  • Konbuyu başlatan su perisi
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde su perisi tarafından oluşturulan 4 dakika için bile olsa okuyabilmek... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,220 kez görüntülenmiş, 11 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı 4 dakika için bile olsa okuyabilmek...
Konbuyu başlatan su perisi
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan GulsahToptas
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
4 dakika için bile olsa okuyabilmek
Evden acele ile çıkmıştım. Koşar adımlarla metroya doğru ilerlerken bir yandan öğrencilere vereceğim dersin planını yapıyor, bir yandan da çiseleyen yağmurda ıslanmamaya çalışıyordum. Yürüyen merdivenlerle metro istasyonuna indim. Trenin gelmesine iki üç dakika vardı. Bu treni kaçırırsam, on dakika daha beklemem gerekecekti ve dersime geç kalacaktım. Adımlarımı sıklaştırmaya, neredeyse koşmaya başladım. Elimde çanta olmasa, belki de koşacaktım.

Metroda benimle ayni yönde ilerleyen birisinin elindeki uzunca değnekten çıkan, "tak, tak, tak" sesleri, telaşımı ve kafamdaki düşünceleri birden unutturdu. Belli ki, onun da acelesi vardı. Sırtındaki büyükçe çantası ve elindeki değneği ile, neredeyse benim kadar hızlı adımlarla ilerliyordu. Biraz dikkatlice bakınca bu kişinin bir bayan ve aynı zamanda 'görme engelli' olduğunu anladım.


Kendi kendime, "Acaba onun telaşı neden?" diye sordum. Belki de dünyayı hiç görmemişti. Engelli haliyle tek başına ilerlese de;tavırları ve yürüyüş şekli ona, kendisine çok güvenen bir insan görünümü veriyordu.
Acaba acele bir işi mi vardı?


Bir anlık her şeyi unuttum. Sanki her şey ağır çekimdeymiş gibi hareket etmeye başladı. Onun, değneğiyle sağını solunu kontrol ederek önüne çıkabilecek engelleri anlaması, kendine yol açması, belki de yasama azminin bir göstergesi idi. Merdivenlere yaklaştığımızı hissettim. "Acaba merdivenlerden inerken kendisine yardım etsem mi?" diye düşünürken, o merdivenlerden inmeye başladı. Sanki dünya dümdüz olmuş, karşısında hiçbir engel kalmamış gibi merdivenlerin sonuna geldi. Acaba, değneğinin ucunda onu yönlendiren bir şey mi vardı, ya da bu bayan bir şaka mı yapıyordu? Kafamdaki düşünceleri toparlamaya çalışırken, metronun durağa geldiğini fark ettim.


Merakım beni bu bayanın yanına çekti ve onunla aynı kompartımana bindim. Oturduğu koltuğa iyice yerleştikten sonra, değneğini katlayıp hızlı bir şekilde çantasının ön bölmesine koydu. Çantasının başka bir bölmesini açarak, büyükçe bir şeyi çıkarmaya çalıştı. Acaba bir walkman veya yiyecek-içecek gibi bir şey mi çıkaracak diye düşünürken, kalbimden de acıma duygularının yükseldiğini hissettim.
Belki de dünyayı görmeyi ne kadar çok istiyordu; ağaçlar, evler, araçlar, insanlar ve gözler... görecek o kadar çok şey vardı ki! O an için kendimi çok ayrıcalıklı hissettim.


Göz, dünyaya açılan bir pencereydi ve ben onların kıymetini fazla bilmiyordum. Ama ne kadar çok şey ifade ettiklerini o bana anlatıyordu.
Bayanın, çantasından çıkardığı kalınca, kitap türü bir şeyin gözüme ilişmesiyle bu düşüncelerimden sıyrıldım. Acaba o çıkardığı bir katalog muydu diyecektim ki, onun görme engelli olduğu aklıma geldi. Derken sayfaları karıştırıp, parmaklarının uçlarıyla yoklayarak bir yerde durdu. Herhalde aradığı sayfayı bulmuştu. Hemen sağ elinin işaret ve orta parmaklarını kabarık işaretler üzerinde gezdirmeye başladı.


Kitap okuyordu... Fakat o görmüyordu ki... Birkaç saniye daldım... Kitap okumak yalnızca görenlere has bir şey değil miydi? Anladım... Artık o gözleriyle değil; kalbiyle,duygularıyla, ruhuyla okuyordu.... Ve kendimden utandım. Aylardır çantamda taşıdığım ve üç beş sayfanın dışında pek okumadığım kitap geldi aklıma; ve yıllarca hiç kitap okumayanlar. Keşke onlar da, insanı düşündüren, hatta utandıran şu görüntüye şahit olsalardı.


Dünyada milyonlarca insan var... Ama okumak... Neden ben... Aniden kesik kesik düşüncelerimden sıyrıldım. Bir sayfayı okuyup bitirmiş ve diğer bir sayfaya geçmişti. Parmaklarını kabarık işaretler üzerinde ustaca gezdirmesinden, bu işe yatkın birisi olduğu anlaşılıyordu. Demek ki iyi bir okuyucu idi. Ama ne okuyabilirdi ki?Binlerce kitap, dergi ve gazetenin, görme engelli olanlar için günlük, haftalık olarak hazırlanması belki de mümkün değildi.


Anonsun uyarısıyla, ineceğim durağa geldiğimi anladım. Daha dört dakika geçmişti; ve bu kadarcık kısa bir sürede dahi kitap okumak çok önemliydi. Bana bu dersi veren görme engelli o kadın da kitabını çantasına koymaya ve durakta inmeye hazırlanıyordu. Az sonra tren durdu. Önce onun inmesini bekledim. Değneği ile onca insanın arasından "tak... tak... tak.." sesleriyle ilerliyordu. Arkasından birkaç saniye baktım ve sanki değnekten çıkan o tak tak'lar beynimde, oku... oku... oku... ve şükret diye yankılanıyordu…

Alıntı.



Not..Kitap bölümde paylaşmak istemiştim ama,uyarı felan alırım diye ekleyemedim...İnş kitapların olduğu bölüme taşınır... :)



 
K

kabeka

Kullanıcı
17 Ocak 2008
En iyi cevaplar
0
16
İstanbul
bugün çok düşündüm bunu
ben bu siteye üye olduğumdan beri kitap okumuyorum
boş zamanımın çoğu burada geçiyor
alıpta köşede duran kitaplar arttı 10 küsür tane oldu ve ben hala buradayım

çok teşekkürler su perisi şimdi gideyimde kitap okuyayım :-*
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Bence de hiç durma git oku:) hatta ben daha sonra gelecegim bekleme  ;D
 
C

catzilla

benimde okumam gereken kitaplarım birikti.... ::)

ne zaman çarşıya çıksam, mutlaka kitapçılara uğrarım.

hoşuma gidenleri , artı uygun fiatlıysa almaya çalışırım.

gerçekten çok seviyorum kitapları.

bu yazıdan da anladığımız gibi, daha fazla zaman ayırmamız gerekiyor.
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Anlatabildim ise ne mutlu bana:) 24 saatimizi o kadar boş şeyler için harcarken,bu yazıdaki teyzedeki okuma isteğini görünce,utanmamak elde degil... ama ben üzerime bile alınmıyorum. teyzem gibi nerde bir boşluk olsa 4 dk da olsa hemen okumak için kitabıma uzanırım.... ;)
 
R

ravza

Kullanıcı
8 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
mersin
İşte ders alınması gereken bir azim hikayesi.Okumak gerçekten çok güzel.Teşekkürler bu güzel paylaşım için
 
I

ibrahimcaca

Kullanıcı
8 Eki 2007
En iyi cevaplar
0
0
denizli
harikaaa bir paylaşım  ;) yazının özünü anlamamız dileiğiyle arkadaşlar
 
N

nazarelif

Kullanıcı
22 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Kastamonu
gerçekten güzel olmuş.ben kitap bulsam okuycam ama yok ki elimdekiler tükendi
 
N

nrykly

Kullanıcı
28 Mar 2008
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
çok güzel okurken tüylerim diken diken oldu teşekkür ederim
ve evde okumadığım bir sürü roman var ki :-\
 
M

manas

Kullanıcı
6 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
Çok anlamlı bir paylaşım...
 
0

01_merwe

Kullanıcı
9 Mar 2008
En iyi cevaplar
0
0
adana
yazı çook hoşuma gitti kitap okuyorum ama fazla değil artık bundan sonra daha çok okuyacağım
 
G

GulsahToptas

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
gulsaht.blogcu.com
su perisi' Alıntı:
Not..Kitap bölümde paylaşmak istemiştim ama,uyarı felan alırım diye ekleyemedim...İnş kitapların olduğu bölüme taşınır... :)[/i]
Superisi,

Hikaye gerçekten ibretlik bir örnek.Aslında her bir uzvumuz o kadar değerli ki :)
Hep düşünürüm ya bir gün kitap okuyamazsam.Çantamdan asla kitabım eksik olmaz çünkü.

Ayrıca eklentinin sonuna ,bu hikayenin Kitap Bölümünde yayınlanmasını arzu etmişsin ama senin de bildiğin gibi o bölüm kitap önerisi ve kitap özetleri paylaşılmakta. :)
 
Üst