T
tnctrkcell
["her konuya konu öncesi veya sonrasında maydanoz olmak zorunda mısın diye söyleyeneceğinizi bile bile konuya maydanoz olmak istiyorum ben bu malum sınava girdim girecekler kadar heyecanlı değilim ama heyecanlarına ortak olmamız gerektiğini düşünüyorum,çünkü ders çalışmak zorunda olduğumu bildiğim için her gece istemeye istemeye sırf uykum kaçsında ders çalışayım diye kahveleri yudumladığım günler hiç çıkmaz aklımdan, çünkü masa başında uyuyakaldığım ve yanaklarımda çıkan kitap izlerine aynaya bakıp bakıp güldüğüm günleri hatırlayıp hala gülerim,çünkü sınav günü içeri girmek için sıranın kendisine gelmesini beklerken sırf içerde susayıpta su içmekle vakit kaybetmesin diye 4 pet su içen ve sınav başladıktan yarım saat sonra hocam ya izin verirsiniz tuvalete giderim yada buraya yaparım diye tehdit ettiğim o günü hiç unut(a)mam... ]
Yüksek topuklar trigonometriyi bozar; ÖSS'ye girmeyenlere son uyarılar!
Elinde yumuşak uçlu kalemi, silgisi, kimliği, bir de sınava giriş belgesiyle erkenden geldiği okulun bahçesinde 09.30'u bekliyor biri. Yıllarca dinlediği derslerin, bitirdiği soru bankalarının, çözdüğü denemelerin karşılığını alabilmek için burada.
Bahçe, sınava girecek öğrenciden çok ailelerle dolu. Daha çocuğu soru kitapçığına tek çizik atmadan ağlamaya başlayan anneler bile var. Derken adaylar tek tek içeri alınıyor. Annesiyle, babasıyla, kardeşleriyle; hatta anneannesiyle vedalaştıktan sonra sınav salonunun yolunu tutuyor. Sınıfını buluyor, cam kenarındaki sırasına oturuyor. Sıranın üzeri haylaz öğrenci elinden çıkma yazılarla, çukurlarla dolu. 'Bu sırada nasıl kodlama yapacağım?' sorusuna cevap ararken gözetmenler de sınav kitapçıklarını dağıtmadan önce son uyarılarını yapıyor. Yıllarca uyarıldı bu sınav için. 'Ama nasıl olsa son uyarılar bunlar' diye düşünerek rahatlamaya çalışıyor. 'Başlayabilirsiniz' kelimesi gözetmenin ağzından çıkar çıkmaz kalemler oynamaya başlıyor kitapçıklar üzerinde. İşte şimdi geleceğe dair büyük hayallerin yumuşak uçlu kalemle küçük yuvarlaklara kodlanma vakti. Sınav iyi gidecek, fakat planda olmayan aksaklıklar var. Bayan gözetmenin topuklu ayakkabılarının çıkardığı ritmik 'tak-tuk' sesleri gibi. 'Olsun. Paragraf sorularını atlattık mı tamamdır' diye düşünürken davul zurna sesleri ilişiyor kulağına. Galiba birileri düğün yapıyor yakınlarda bir yerde. 'Ne olurdu üç saat bekleseniz?' diye geçiriyor içinden dün akşam da aynı sebepten uyuyamadığını hatırlayarak. Fakat oda nesi? Okul bahçesine komşu olan bahçeden hızar sesleri gelmesin mi?
Bu karmaşada konsantrasyon uçup gidiyor. Liseye başladığı günden itibaren üniversite eğitimi alma umuduyla emek harcayor, ama sınavı, umduğundan kötü geçiyor; konsantrasyon bozucu etkiler yüzünden performansının yarısını gösterebiliyor. Biz de Öğrenci Seçme Sınavı'na (ÖSS) bir hafta kala öğrencilere değil, sınava girmeyen herkese seslenmek istedik. Yolu sınav salonunun içinden ya da çevresinden geçecek herkese...
Okulla dershane arasında gidip gelen, testlerle, denemelerle, etütlerle boğuşan genç bedenlerin yıllarca verdiği emeğin seviyesi ölçülecek yedi gün sonra sabah 09.30’da başlayan üç saat 15 dakikalık bir sınavla. Tam 1 milyon 643 bin genç, üniversite hayallerini yarıştıracak. İyi bir eğitim, prestijli bir meslek, standartları yüksek bir gelecek için… Sınavı iyi geçen öğrenciler, neredeyse lise birinci sınıftan beri sürdürdüğü yoğun çalışmaların karşılığını alacağı gibi ÖSS’ye yönelik kurallardan, özellikle de ailenin, akrabaların, öğretmenlerin, rehberlik uzmanlarının hayatı çepeçevre saran uyarılarından kurtulmuş olacak. Nasıl ders çalışmaları gerektiğinden ne zaman yatıp ne zaman kalkacağına, öğünlerde ne yiyeceğinden arkadaşlarıyla ne kadar vakit harcayacağına kadar hayatı etkileyen uyarılar bunlar. Zaten bugünlerde ‘Son bir haftayı nasıl geçirmelisiniz, sınav anında nasıl davranmalısınız’ başlıklı son uyarıları can kulağıyla dinliyorlar. Soruyu mümkün olabilecek en kısa zamanda çözüp yine zaman açısından en verimli yöntemle kodlamanın nasıl yapılacağı üzerine son planlamalar yapılıyor. En azından 15-(8-3)=? sorusuna doğru yanıt verecek kadar sınavı önemseyenler bu uyarılar çerçevesinde son çalışmalarını yapıyorlardır. Liselere giriş sınavını da sayarsak son yedi sekiz yılını uyarılarla ve bu uyarıların gerektirdiği fedakârlıklarla geçiren öğrencilere bu son haftayı nasıl geçirmeleri gerektiği üzerine bir şeyler söylemeyeceğiz. Bizim uyarılarımız üniversite sınavına girmeyen; fakat 18 Haziran Pazar günü sabahın erken saatlerinden 12.45’e kadar Türkiye sınırları içinde bulunacak, iş yapacak, gezip tozacak, araba sürecek vatandaşlara. En önemlisi de ailelere ve gözetmenlere. o.deligoz@zaman.com.tr
--------------------------------------------------------------------------------
Aileler abartmasın!
Eğitim uzmanı Cihat Şener’in ailelere verdiği ilk mesaj şu: ‘18 Haziran diğer günlerden farklı değildir.’ Sınav gününün abartılmaması gerektiğini söyleyen Şener, “Her şeyin fazlası zarardır. Her gün ne oluyorsa o olmalıdır.” diyor. Hatta kalabalık aile grubuyla öğrencinin sınava götürülmesinin faydalı olmadığını belirtiyor. “Okulu evine yakın olan öğrenci sınava kendisi gitmelidir.” diyen Şener, 17-18 yaşındaki bir gencin tek başına sınava gidebileceğini ifade ediyor. Çocuğuyla sınav yerine gitmeyi arzu eden ailelere de şu uyarılarda bulunuyor: “Mümkünse ev ortamında sınav konuşulmasın. Öğrenciye ‘hadi çalış, şurada iki gün kaldı’ gibi uyarılarda bulunulmak da fayda getirmez. Öğrenci de cumartesi günü dinlendirilsin. Fakat dinlenmekten kasıt ‘çıkalım, yemeğe gidelim’ değil. ‘Hadi Boğaz’a gidelim’ demek sekiz saat arabanın içinde oturmak anlamına geliyor.”
--------------------------------------------------------------------------------
Öğrencilerin emeğine saygılı davranın
Eğitim uzmanı Murat Kara, bir hedef doğrultusunda uzun süre çalışmış olan üniversite adaylarının sınavda bilgilerini rahatça kullanabilmeleri için ÖSS’ye girmeyenlere de görev düştüğünü belirtiyor. Bu görevin özellikle cumartesi gününden itibaren başladığını söyleyen Kara, “Ertesi gün bu gençlerin sınava gireceği hesap edilerek onların uyku düzenini etkileyecek, sabah dinç uyanmalarını engelleyecek derecede gürültü yapmamaları gerek.” diyor. Öğrencilerin üç saat 15 dakikalık zaman diliminde tüm dikkatlerini sorulara yoğunlaştırması gerektiğini ifade eden Kara, dışarıdan gelecek gürültünün hatta koridordaki yürüme sesinin bile konsantrasyonu olumsuz etkileyebileceğini vurguluyor. Kara, sınavda çıkan soruların zorluk derecesine göre yüksek düzeyde dikkat gerektirdiğini kaydederek “Pazar sabahından öğlene kadar okul yakınlarında bulunan hemen herkesin sorumlu ve saygılı davranması gerekiyor. Yıllarca verilen emeğin dış etkenler nedeniyle heba olması yazık olur.” diyor.
--------------------------------------------------------------------------------
AİLELER
ÖSS maratonunun koşucularındandır aileler. Emek, zaman ve para harcadıkları çocuklarının başarısını muhakkak ki görmek isterler. Fakat olması gerekenden fazla hırs, sınava değil de savaşa hazırlanıyormuş gibi bir davranış biçimi çocuklarda kaygıya sebep olabilir. Bu nedenle ailenin çocuğuna ÖSS öncesi son hafta yaklaşımı çok önemli. Uzmanlar uyku düzeninden yemek saatlerine kadar hayat tarzının kesinlikle değiştirilmemesi gerektiğini söylüyor. Hele bir de son haftayı çocuğunun konu tekrarı yapmasına ve son gün dinlenmesine fırsat vermeden o türbe senin bu yatır benim gezerek geçirenler var. Oysaki başarı dikilen muma veya bağlanan çaputa değil, yıl içerisinde harcanan emeğe, en önemlisi de son dönemeçteki moral motivasyona bağlı. Bu arada okunmuş pirinç, şeker gibi şeyleri bolca yedirip de çocuğunuzun midesini bozmayın.
Kendinizinkini değiştirseniz bile çocuğunuzun gündelik yaşam biçimini değiştirmeyin.
Mümkünse ev içerisinde sınav hakkında konuşmayın. Hele ‘mutlaka kazanmalısın, dersaneye o kadar para verdik’ türünden cümleleri hiç kurmayın.
Çocuğunuzu sınava siz götürecekseniz sınav yerini önceden gidip görün.
Sınav yerine sülale boyu gitmenizin çocuğunuza hiçbir faydasının olmayacağını bilin.
Sabahın köründe okul bahçesinde olmayın. 8.45 yeterli.
En azından çocuğunuz sınav salonuna girene kadar ağlamayın.
GÖZETMENLER
Heyecanla, stresle, belki de biraz kaygıyla sınav salonuna giren öğrenciyle baş başa kalmaları açısından gözetmenlerin ÖSS’deki rolü büyük. 3 saat 15 dakikalık sınavın belki de en önemli kısmı olan başlangıcında gözetmenin sergileyeceği yardımsever tavırlar aday için rahatlatıcı olacaktır. Gözetmenlerle ilgili gündeme gelen en büyük şikâyet konusu ise ses çıkaran ayakkabılar. Ses çıkaran ayakkabı, atılan her adımda adayın konsantrasyonunun bozulması demek. Hele ki uzun paragraf soruları veya çetrefilli matematik problemleri sırasında. Biz de öncelikle gözetmenlerimizi sınav anında ses çıkarabilecek derecede topuklu ayakkabı giymemeleri konusunda uyarıyoruz. Zaten pek çok il milli eğitim müdürlüğü de sınavdan bir iki gün önce ‘topuklu ayakkabı’ uyarısı yapıyor. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan en son geçtiğimiz yıl ÖSS öncesi kadın gözetmenlerin topuklu ayakkabı giymemelerini istemişti. Hatta gözetmenlere ‘Parmaklarınızın üzerinde yürüyün’ uyarısında bile bulunmuştu. Adayların sınav süresini en verimli şekilde tamamlayabilmeleri için gözetmenlere yönelik uyarılar şöyle:
Güler yüzlü ve yardımsever olun.
Rahatsız edecek derecede koku sürünmeyin.
Sınav esnasında kendi aranızda konuşmayın.
Sınav salonunda dikkat dağıtacak kadar çok dolaşmayın.
ESNAF
Esnaftan rica tabii ki sessizlik. Özellikle pazarcılar ve seyyar satıcıların eğer sınav yapılan okul yakınında bir yerlerde iseler 195 dakikalığına ‘Al abla, çok ucuz’ gibilerinden bağırmamaları tüm konsantrasyonunu toplayıp zorlu fizik sorusuna gömülmüş öğrenci için çok önemli. Zaten okul yakınlarında iş yapan tamircilere hiç değinmeye gerek yok. Pazar günü çalışacak kadar işini seviyor alsalar bile çekiçler üç saat 15 dakikalığına tezgaha kaldırılsın lütfen. Bir de bakkallara, kırtasiyelere uyarımız var. Aslında sosyal bir rica. Kalem, silgi veya çikolata almak için geldiğinde güler yüz gösterip başarılar dileyerek heyecanlı üniversite adayına sınav öncesi küçük ama mutlu bir an yaşatabilirsiniz.
SÜRÜCÜLER
Mümkünse, işiniz yoksa öğlene kadar trafiğe çıkmayın. Özellikle büyük şehirlerde yaşanan trafik keşmekeşi nedeniyle sınava geç kalan öğrenciler olabiliyor. Hele bir de sınav yerini görmemişse, oraya nasıl gidilebileceğini tecrübe etmemişse. Eğer trafiğe çıktıysanız ve okul önlerinden geçiyorsanız aslında her zaman uyulması gereken bir kural ama en azından sınav saati boyunca kornaya basmayın.
MAHALLE SAKİNLERİ
Özellikle şehir merkezi dışında bulunan semtlerde ve pek çok Anadolu kentinde günler süren düğünler yapılıyor. Bu düğünlerin en önemli tarafı sokak aralarında yapılıyor olması. Sınavdan bir gün önce dinlenmesi gereken adayın tüm akşamını davul zurna gürültüsüyle geçirmesi, pazar sabahı dinç bir şekilde sınava girmesine engel olur. Sınav anında herhangi bir ara sokaktan gelen eğlenceli müzik sesleri için konuşmaya gerek yok bile. Gelecek kurmanın mutluluğunu yaşıyor olabilirsiniz. Fakat lütfen yakınlarda bir okulda geleceğini yönlendirmeye çalışan gençler için öğlene kadar sabredin.
ÖNDER DELİGÖZ'den alıntıdır.