Codex
Özgür Şahin
Site Kurucusu
Yetersizlik, yeni bir çevreye girdiğinizde, yaptığınız işte bir sonraki adıma geçtiğinizde ya da yeni bir disiplini öğrenme sürecinde karşılaşma olasılığınızın yüksek olduğu bir histir. En basit anlatımıyla kişinin kendini, sahip olduğu potansiyeli ve yeteneklerini sorguladığı; ardından mevcut durumun şartlarını karşılayamadığını düşünme durumudur.
Yetersizlik hissi, yukarıda bahsedildiği gibi her ne kadar sosyal şartların etkisi altında gerçekleşiyor gibi görünse de, kişinin bakış açısı da bu hisse yaklaşım biçimi konusunda belirleyicidir. Yani yetersizlik hissi, yaklaşım tarzınıza göre olumlu ya da olumsuz etkiler bırakabilir.
Yetersizlik Hissinden Kurtulma
Hayatınızda yetersiz hissetmeye başladığınız bir döneme girdiyseniz ve bu durum sizi olumsuz olarak etkiliyorsa, dilerim bu içerik yetersizlik hissini aşmanıza yardımcı olur. Bu konuda neler yapabileceğimize bakalım :
1. Güvensizlik hissini daha yakından tanıyın.
İronik gelse de, doğadaki canlıların adaptasyon sürecinde büyük bir rol oynayan güvensizlik hissine her daim güvenebilirsiniz.
Kararınca kendinden şüphe etme durumu, davranışlarınızı ve özelliklerinizi incelemeniz için harika bir fırsat sunar. Kendiniz hakkında doğru çıkarımlar yapmak istiyorsanız, içgözlemi tetiklemeniz gerekir. İşte bu his, binlerce yıldır gelişimi ve değişimi sağlamıştır.
Kendimizden şüphe etmemiz, içeride ne olup ne bittiğini araştırmamızı sağlar.
Eğer psikopatik ya da narsistik bir kişiliğe sahip değilseniz, güvensizlik hissi son derece olağandır.
2. “Henüz” kelimesi, sandığınızdan çok daha güçlüdür.
Stanford Üniversitesi’nde psikoloji profesörü Dr. Carol Dweck, zihin yapısı konusunda oldukça faydalı tespitlere sahip. Kendisini meşhur Tedx konuşmasından da tanıyor olabilirsiniz: Gelişebileceğinize İnanmanın Gücü
Konuşmasında “henüz” kelimesinin önemini net bir şekilde anlatmış:
Hayatınızdaki evrelerde de bu yöntemi kullanabilir, kendinizi başarısız olarak etiketlemeden önce “henüz” kelimesine hak ettiği değeri gösterebilirsiniz.
3. Bağlamı genişletmek, algılarınızı genişletmek demektir.
Dilimize pelesenk olmuş bir kavram vardır: Popüler kültür. Kapsamının oldukça dışında kullanılsa da, popüler kültür yetersizlik hissinin kaynağı olma ihtimalini de içinde barındırıyor.
Popüler kültür, nicelik merkezli olmasından kaynaklanarak, oldukça yüzeysel bir yeterlilik tanımına sahip. Finansal başarı, takipçi sayısı, yüksek seviyede bir kariyer ya da fiziksel görünüm; popüler kültürün yeterlilik kriterlerinin dinamosunu oluşturuyor.Dayatılan bu yeterlilik kriterleri içselleştirildiğinde, kendinizi de oldukça dar bir bağlam içerisinde değerlendirmeye başlarsınız. Fakat hayat hiçbir zaman bu kadar dar bir kapsama sahip değildir.
Size sunulan kriterler yerine, kendi belirlediğiniz kriterlerin olması; bu konuyu algılayış biçiminizi de genişletecektir.
Elbette insanlar size kendi değerlerini anlatacaktır, ancak sizin için neyin değerli olduğuna karar vermesi gereken kişi, sizden başkası değildir.
4. Özsaygı için koşul şartı olmadığını unutmayın.
Koşullu özsaygı, başkalarının onayına veya sosyal karşılaştırmaya dayalı olarak kişinin kendine saygı duymasıdır.
Kişinin kendine ait saygısının oluşması, başkalarının geri bildirimlerine bağlı olduğu ve içinde standartları karşılama kaygısı bulunduğu için en kırılgan özsaygı biçimidir.
Bu durum kırılgan bir benlik imajının yanında sağlık için de tehlikelidir. 2017 yılında yapılan bir araştırmada, Stockholm Üniversitesi’nden araştırmacılar 122 katılımcıyı incelemiş ve koşullu özsaygıya sahip olan insanların diğer insanlara göre tükenmişlik, immünolojik rahatsızlıklar ve kalp sorunlarıyla daha sık karşılaştığı sonucuna varmıştır.
5. Yeterlilik, mükemmel olmak demek değildir.
Özellikle dijital mecralarda yayılan mükemmelliği kovalama trendi, yetersizlik hissinin artmasında da gözden kaçmaması gereken bir faktör. Instagram’da sunulan o mükemmel düzenli odalar, hayatlar ve ilişkiler başarılı bir şekilde görsel olarak aktarılıyor. Peki kaçımız bu kusursuz odalar, hayatlar ve ilişkilerin içinde bulunduk?
Yaptığınız işte ya da hayatınızın diğer bölümlerinde hatırladıkça rahatlayacağınız bir cümleyle devam edelim:
Mükemmellik varacağınız son noktadır. Dolayısıyla sıkıcıdır. Eğer bir şey mükemmelse, artık ilerleyebilecek bir yol kalmamış demektir. Hikayenin ilerleyişi, hikayenin finalinden daha eğlencelidir.
Sürecin içinde olmak, takıntılı bir şekilde mükemmelliği aramamak ve üstte de bahsi geçen “henüz” kelimesinin varlığına hak ettiği değeri göstermek yetersizlik hissini tatlı bir maceraya dönüştürebilir.
6. Her zaman sahip olduğunuz her şeyi ortaya koymanıza gerek yok.
Sınırları zorlamak, limitlerini aşmak elbette kulağa hoş gelen ve kimi zaman gerçekten işe yarayan yöntemlerdir. Ancak hayatın her evresinde sahip olduğunuz her şeyi ortaya koymanız şart mı?
İlişkisel bazda, eğitim hayatımızda, kariyerimizde dört dörtlük beklentilere sahip olmak ve dört dörtlük efor sarf etmek istiyor olabiliriz. Biz her konuda en iyisi olmaya çalışırken de kendimize güzelinden bir yetersiz etiketi de yapıştırmamız kuvvetle muhtemel.
Hangi hikayeye bakarsanız bakın, kurgu dünyasının o tanrısal ana karakterleri bile sadece hikayenin sonunda sahip olduğu her şeyini ortaya koyar.
Eğer hayat bir maratonsa, kısa mesafe koşucusu eforu harcamak yerine, koşunun tadını çıkararak ilerleyebilirsiniz.
Yazarın Notu ve Son Düşünceler
Hayatta aşama fark etmeksizin bu hissiyatın içinde bulunabileceğimiz gibi, bu hissi aşmak da sanıldığı kadar zor değildir.
#Güvensizlik hissine güvenmek: Doğadaki canlıların güvensizlik hissi sayesinde geliştiklerini ve adapte olduklarını hatırlayın.
Statik bir zihin yapısının dışına çıkmak: Kendinizi öğrenme eğrisinin üstünde tutmak ve kendinizi başarısız olarak isimlendirmeden önce “henüz” kelimesinin gücünü keşfedin.
#Algılarınızı genişletin: Dar kapsamlı yeterlilik kriterleri yerine kendinize uygun kriterler seçmeye çalışın.
#Koşullu özsaygı tuzağı: Kendinize saygı duymak için başkalarından gelen geri bildirime ihtiyacınız olmadığını hatırlayın.
Yeterlilik, mükemmellik karmaşası: Hikayenin içinde olmak, hikayenin sonundan çok daha eğlencelidir.
Eforunuzu ayarların: Çitalar maraton koşamazlar.
Yetersizlik hissi, yukarıda bahsedildiği gibi her ne kadar sosyal şartların etkisi altında gerçekleşiyor gibi görünse de, kişinin bakış açısı da bu hisse yaklaşım biçimi konusunda belirleyicidir. Yani yetersizlik hissi, yaklaşım tarzınıza göre olumlu ya da olumsuz etkiler bırakabilir.
Yetersizlik Hissinden Kurtulma
Hayatınızda yetersiz hissetmeye başladığınız bir döneme girdiyseniz ve bu durum sizi olumsuz olarak etkiliyorsa, dilerim bu içerik yetersizlik hissini aşmanıza yardımcı olur. Bu konuda neler yapabileceğimize bakalım :
1. Güvensizlik hissini daha yakından tanıyın.
İronik gelse de, doğadaki canlıların adaptasyon sürecinde büyük bir rol oynayan güvensizlik hissine her daim güvenebilirsiniz.
Kararınca kendinden şüphe etme durumu, davranışlarınızı ve özelliklerinizi incelemeniz için harika bir fırsat sunar. Kendiniz hakkında doğru çıkarımlar yapmak istiyorsanız, içgözlemi tetiklemeniz gerekir. İşte bu his, binlerce yıldır gelişimi ve değişimi sağlamıştır.
Kendimizden şüphe etmemiz, içeride ne olup ne bittiğini araştırmamızı sağlar.
Eğer psikopatik ya da narsistik bir kişiliğe sahip değilseniz, güvensizlik hissi son derece olağandır.
2. “Henüz” kelimesi, sandığınızdan çok daha güçlüdür.
Stanford Üniversitesi’nde psikoloji profesörü Dr. Carol Dweck, zihin yapısı konusunda oldukça faydalı tespitlere sahip. Kendisini meşhur Tedx konuşmasından da tanıyor olabilirsiniz: Gelişebileceğinize İnanmanın Gücü
Konuşmasında “henüz” kelimesinin önemini net bir şekilde anlatmış:
Aslında bahsi geçen noktanın özünde pratik bir bakış açısı var: Statik ve değişmemeye odaklı bir zihin yapısını, değişebilir ve büyüme odaklı bir zihin yapısına kaydırmak.“Chicago’da bir lisede, öğrencilerin mezun olmak için belirli sayıda dersi geçmeleri gerektiğini ve geçemedikleri ders için ‘’Henüz değil.’’ notunu aldıklarını duydum. Bunun harika olduğunu düşündüm. Çünkü kalırsanız, ben ümitsiz vakayım diye düşünürsünüz. Ama eğer ‘’Henüz değil.’’ notunu alırsanız, öğrenme eğrisi üstünde olduğunuzu anlarsınız. Bu size geleceğe doğru bir yol sunar.”
Hayatınızdaki evrelerde de bu yöntemi kullanabilir, kendinizi başarısız olarak etiketlemeden önce “henüz” kelimesine hak ettiği değeri gösterebilirsiniz.
3. Bağlamı genişletmek, algılarınızı genişletmek demektir.
Dilimize pelesenk olmuş bir kavram vardır: Popüler kültür. Kapsamının oldukça dışında kullanılsa da, popüler kültür yetersizlik hissinin kaynağı olma ihtimalini de içinde barındırıyor.
Popüler kültür, nicelik merkezli olmasından kaynaklanarak, oldukça yüzeysel bir yeterlilik tanımına sahip. Finansal başarı, takipçi sayısı, yüksek seviyede bir kariyer ya da fiziksel görünüm; popüler kültürün yeterlilik kriterlerinin dinamosunu oluşturuyor.Dayatılan bu yeterlilik kriterleri içselleştirildiğinde, kendinizi de oldukça dar bir bağlam içerisinde değerlendirmeye başlarsınız. Fakat hayat hiçbir zaman bu kadar dar bir kapsama sahip değildir.
Size sunulan kriterler yerine, kendi belirlediğiniz kriterlerin olması; bu konuyu algılayış biçiminizi de genişletecektir.
Elbette insanlar size kendi değerlerini anlatacaktır, ancak sizin için neyin değerli olduğuna karar vermesi gereken kişi, sizden başkası değildir.
4. Özsaygı için koşul şartı olmadığını unutmayın.
Koşullu özsaygı, başkalarının onayına veya sosyal karşılaştırmaya dayalı olarak kişinin kendine saygı duymasıdır.
Kişinin kendine ait saygısının oluşması, başkalarının geri bildirimlerine bağlı olduğu ve içinde standartları karşılama kaygısı bulunduğu için en kırılgan özsaygı biçimidir.
Bu durum kırılgan bir benlik imajının yanında sağlık için de tehlikelidir. 2017 yılında yapılan bir araştırmada, Stockholm Üniversitesi’nden araştırmacılar 122 katılımcıyı incelemiş ve koşullu özsaygıya sahip olan insanların diğer insanlara göre tükenmişlik, immünolojik rahatsızlıklar ve kalp sorunlarıyla daha sık karşılaştığı sonucuna varmıştır.
5. Yeterlilik, mükemmel olmak demek değildir.
Özellikle dijital mecralarda yayılan mükemmelliği kovalama trendi, yetersizlik hissinin artmasında da gözden kaçmaması gereken bir faktör. Instagram’da sunulan o mükemmel düzenli odalar, hayatlar ve ilişkiler başarılı bir şekilde görsel olarak aktarılıyor. Peki kaçımız bu kusursuz odalar, hayatlar ve ilişkilerin içinde bulunduk?
Yaptığınız işte ya da hayatınızın diğer bölümlerinde hatırladıkça rahatlayacağınız bir cümleyle devam edelim:
Mükemmellik varacağınız son noktadır. Dolayısıyla sıkıcıdır. Eğer bir şey mükemmelse, artık ilerleyebilecek bir yol kalmamış demektir. Hikayenin ilerleyişi, hikayenin finalinden daha eğlencelidir.
Sürecin içinde olmak, takıntılı bir şekilde mükemmelliği aramamak ve üstte de bahsi geçen “henüz” kelimesinin varlığına hak ettiği değeri göstermek yetersizlik hissini tatlı bir maceraya dönüştürebilir.
6. Her zaman sahip olduğunuz her şeyi ortaya koymanıza gerek yok.
Sınırları zorlamak, limitlerini aşmak elbette kulağa hoş gelen ve kimi zaman gerçekten işe yarayan yöntemlerdir. Ancak hayatın her evresinde sahip olduğunuz her şeyi ortaya koymanız şart mı?
İlişkisel bazda, eğitim hayatımızda, kariyerimizde dört dörtlük beklentilere sahip olmak ve dört dörtlük efor sarf etmek istiyor olabiliriz. Biz her konuda en iyisi olmaya çalışırken de kendimize güzelinden bir yetersiz etiketi de yapıştırmamız kuvvetle muhtemel.
Hangi hikayeye bakarsanız bakın, kurgu dünyasının o tanrısal ana karakterleri bile sadece hikayenin sonunda sahip olduğu her şeyini ortaya koyar.
Eğer hayat bir maratonsa, kısa mesafe koşucusu eforu harcamak yerine, koşunun tadını çıkararak ilerleyebilirsiniz.
Yazarın Notu ve Son Düşünceler
Hayatta aşama fark etmeksizin bu hissiyatın içinde bulunabileceğimiz gibi, bu hissi aşmak da sanıldığı kadar zor değildir.
#Güvensizlik hissine güvenmek: Doğadaki canlıların güvensizlik hissi sayesinde geliştiklerini ve adapte olduklarını hatırlayın.
Statik bir zihin yapısının dışına çıkmak: Kendinizi öğrenme eğrisinin üstünde tutmak ve kendinizi başarısız olarak isimlendirmeden önce “henüz” kelimesinin gücünü keşfedin.
#Algılarınızı genişletin: Dar kapsamlı yeterlilik kriterleri yerine kendinize uygun kriterler seçmeye çalışın.
#Koşullu özsaygı tuzağı: Kendinize saygı duymak için başkalarından gelen geri bildirime ihtiyacınız olmadığını hatırlayın.
Yeterlilik, mükemmellik karmaşası: Hikayenin içinde olmak, hikayenin sonundan çok daha eğlencelidir.
Eforunuzu ayarların: Çitalar maraton koşamazlar.
Yazan : Eren Cicibıyık, Content Creator / Corporate Communications - Medium & LinkedIn