Y
ying-yang
Kullanıcı
- 13 Haz 2009
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
Yaşam, kararlarla doludur; her gün yüzlerce karar alırız. Bunların pek çoğu, otomatik ve önemsiz kararlardır. Ne var ki, bazen yaşamdaki hedeflerimize ilişkin son derece önemli kararlar almaya zorlandığımız anlar olur. Bu kararlar, genellikle pratik ya da etik nitelik taşır, kritik konularda karar vermek ya da yaşamda ne yapmak istediğimize dair kararlar almak zorunda kalırız.
Karar Almanın Püf Noktaları
Olumlu bir tutum, önemli kararların alınmasını kolaylaştırır ve daha az stresli bir hale getirir. Aşağıda, karar almaya (bu benim en zayıf olduğum konulardan biri de olsa; ama kendimi geliştirmek için epey çalışıyorum…) ilişkin bazı genel püf noktaları bulunmaktadır:
• Zihninizdeki engellerden kurtulun.
• Karşılaştığınız soruna/ikileme yönelik yalnızca tek “doğru çözüm” olduğu düşüncesini bir yana bırakın.
• Hata yapmaktan korkmayın.
• Sorunlarınızı yaşamın normal bir parçası olarak görün (Bu mümkün müdür?). Karar gerektiren her sorun, bir "saklı fırsat"tır.
• Kendinizi kararsız bir kişi olarak görmeyin; daha çok, kimi zaman kararsız davranan bir kimse olarak değerlendirin. Bu, durumunuzu daha kibar bir biçimde açıklar.
Sezgilerinizi ve mantığınızı geliştirin; ama kalbinizin ne dediğini (içinizden gelen hisleri) de dinleyin.
• Eyleme geçmeden önce durun ve düşünün. Düşündüğünüz ilk şeyi yapmaktan kendinizi alıkoyun. Bu benim için kesinlikle geçerli!
• Belli bir konuya odaklanın.
• Yaşamınıza dair önemli bir kararı almadan önce hedeflerinizin, değerlerinizin ve var oluş ilkelerinizin neler olduğunu iyi bilin. İdeal sonucun, değerlerinizle uyuşup uyuşmadığını kendinize sorun.
• Belli bir eyleme geçmeden önce tüm olumlu ve olumsuz etmenleri yazın. ABD Başkanı Benjamin Franklin, önemli kararlar alacağı zaman iki sütun halinde karşıt ve destekleyici unsurları not etmiştir.
• Kararın öncelikle SİZE nasıl bir yarar sağlayacağını düşünün. Başka insanların istediklerini değil, kendi istediğiniz şeyi yapın.
• Sakin kafayla ve mantıklı bir biçimde düşünmeye çalışın. (Benim için çok zor.)
* Ev ödevinizi yapın ve kararı vermeden önce tüm verileri toplayın.
• Güvendiğiniz kişilerden fikir ve geribildirim alın; ama sizin adınıza karar almalarına izin vermeyin.
• Önceliklerinizi belirleyin ve “vicdan muhasebesi” yapın. Kendinize kritik etmenlerin ne olduğunu sorun. En önemli konu nedir?
• İçdürtülerinize ve “sezgisel hislerinize” güvenin. Meditasyon yaparak sezgilerinizi kullanın. Bu, “Tanrı’nın, Evren’in”, dünyanın tüm “birikmiş bilgeliği” aracılığıyla yeniden bizimle “konuşmasıdır”.
• Kararınızı o kadar da ciddiye almayın; hiçbir şey o kadar önemli değildir; size ne kadar önemli göründüğü fark etmez. Kendinize bu konunun bir, beş ya da on yıl sonra ne kadar önemli olacağını sorun. Yolunuza devam ederken yanlış yöne saptığınızı anlarsanız, hiçbir kararın geri alınamaz olmadığını hatırlayın. Ama bazı kararlar, çok önemlidir: bir başka sevgili bulmak ya da “eski adam”ı yenisiyle değiştirmek (Feministlerin bana kızmamaları için bu ifadeyi dikkatle seçtim.)
• Her kararınızda FIRSATLAR arayın. Her “hata”, öğrenmek için bir fırsattır. Ben “yazma” mesleğine bir “hata” (???) sonucu başladım ve dünyanın öteki yüzünü gördüm. “Ah, benim çılgın eşim!” Bir sorun, daha önce yapmayı hiç düşünmediğim bir işi yapmak için fırsat oldu. (Beni belki de bilinçli bir karara doğru iten şey, “kaderin cilvesi” mi, yoksa “Tanrı’nın görünmez eli” miydi?) Hata yapıyorsanız, öğrenmiyorsunuz ve büyümüyorsunuzdur. Öyleyse, kendinize “O kadar da önemli değil” ya da “Ne olmuş yani?” deyin ve daha sonra “bu dünyaya dahil olun.”
• Kararlarınızın tüm sorumluluğunu alın. Sorumluluk, SUÇLAMAK değildir; öyleyse, sizi bu güç duruma soktuğu için başkalarını suçlamayın. Özür dilerim karıcığım! Bu yaklaşım, kızgınlığınızı ya da kırgınlığınızı azaltmanıza yardımcı olur ve size iç huzuru sağlar.
• Stratejiniz işe yaramıyorsa, yönünüzü değiştirin; çünkü yaşam kaliteniz tehlikededir. Benim hatam, yazmak gibi, seçilmiş bir rota üzerinde çok fazla zaman harcamam oldu. Yönünüzü ne zaman düzelteceğinizi öğrenin. “Yönünüzü değiştirmezseniz, gitmekte olduğunuz istikamete geri dönersiniz.”
Şunu unutmayın ki pilotlar, yüzde 90, uçuş rotalarının dışında seyrederler; ama gene de varış noktasına ulaşırlar. Genellikle! Araba sürerken de sürekli olarak minik düzeltmeler yaparsınız; öyleyse, benim için daha umut var.
• Yaşamda biraz risk almaya hazır olun. Fırsat kollayın. Her başarılı iş ya da girişim, aynı zamanda risk olan bir fikirle başlamıştır. Hiçbir şey şaşmaz değildir. Yolunuza çıkan her şeyle baş edebileceğinizi bilmek, kendinizi risklere açmanın anahtarıdır. Güvenlik, zihinsel bir durumdur. Sahip olmak değil, BAŞA ÇIKMAKtır.
.. ve son olarak,
• Geleceğe umut ve iyimserlik ile bakın; geçmiş çoktan geride kaldı. Önünüzdeki yolu, bilinmeyene doğru bir macera ve pek çok yeni fırsatla birlikte gelen bir mücadele zamanı olarak görün. Karar gerektiren her sorun, bir “saklı fırsat”tır.
Bütün mesele, doğru, günlük ve küçük çaplı kararlar vermektir; bu kararlar, bizi başarıya götüren yolda “atlama taşları” olarak karşımıza çıkar.
Craig LOCK
Karar Almanın Püf Noktaları
Olumlu bir tutum, önemli kararların alınmasını kolaylaştırır ve daha az stresli bir hale getirir. Aşağıda, karar almaya (bu benim en zayıf olduğum konulardan biri de olsa; ama kendimi geliştirmek için epey çalışıyorum…) ilişkin bazı genel püf noktaları bulunmaktadır:
• Zihninizdeki engellerden kurtulun.
• Karşılaştığınız soruna/ikileme yönelik yalnızca tek “doğru çözüm” olduğu düşüncesini bir yana bırakın.
• Hata yapmaktan korkmayın.
• Sorunlarınızı yaşamın normal bir parçası olarak görün (Bu mümkün müdür?). Karar gerektiren her sorun, bir "saklı fırsat"tır.
• Kendinizi kararsız bir kişi olarak görmeyin; daha çok, kimi zaman kararsız davranan bir kimse olarak değerlendirin. Bu, durumunuzu daha kibar bir biçimde açıklar.
Sezgilerinizi ve mantığınızı geliştirin; ama kalbinizin ne dediğini (içinizden gelen hisleri) de dinleyin.
• Eyleme geçmeden önce durun ve düşünün. Düşündüğünüz ilk şeyi yapmaktan kendinizi alıkoyun. Bu benim için kesinlikle geçerli!
• Belli bir konuya odaklanın.
• Yaşamınıza dair önemli bir kararı almadan önce hedeflerinizin, değerlerinizin ve var oluş ilkelerinizin neler olduğunu iyi bilin. İdeal sonucun, değerlerinizle uyuşup uyuşmadığını kendinize sorun.
• Belli bir eyleme geçmeden önce tüm olumlu ve olumsuz etmenleri yazın. ABD Başkanı Benjamin Franklin, önemli kararlar alacağı zaman iki sütun halinde karşıt ve destekleyici unsurları not etmiştir.
• Kararın öncelikle SİZE nasıl bir yarar sağlayacağını düşünün. Başka insanların istediklerini değil, kendi istediğiniz şeyi yapın.
• Sakin kafayla ve mantıklı bir biçimde düşünmeye çalışın. (Benim için çok zor.)
* Ev ödevinizi yapın ve kararı vermeden önce tüm verileri toplayın.
• Güvendiğiniz kişilerden fikir ve geribildirim alın; ama sizin adınıza karar almalarına izin vermeyin.
• Önceliklerinizi belirleyin ve “vicdan muhasebesi” yapın. Kendinize kritik etmenlerin ne olduğunu sorun. En önemli konu nedir?
• İçdürtülerinize ve “sezgisel hislerinize” güvenin. Meditasyon yaparak sezgilerinizi kullanın. Bu, “Tanrı’nın, Evren’in”, dünyanın tüm “birikmiş bilgeliği” aracılığıyla yeniden bizimle “konuşmasıdır”.
• Kararınızı o kadar da ciddiye almayın; hiçbir şey o kadar önemli değildir; size ne kadar önemli göründüğü fark etmez. Kendinize bu konunun bir, beş ya da on yıl sonra ne kadar önemli olacağını sorun. Yolunuza devam ederken yanlış yöne saptığınızı anlarsanız, hiçbir kararın geri alınamaz olmadığını hatırlayın. Ama bazı kararlar, çok önemlidir: bir başka sevgili bulmak ya da “eski adam”ı yenisiyle değiştirmek (Feministlerin bana kızmamaları için bu ifadeyi dikkatle seçtim.)
• Her kararınızda FIRSATLAR arayın. Her “hata”, öğrenmek için bir fırsattır. Ben “yazma” mesleğine bir “hata” (???) sonucu başladım ve dünyanın öteki yüzünü gördüm. “Ah, benim çılgın eşim!” Bir sorun, daha önce yapmayı hiç düşünmediğim bir işi yapmak için fırsat oldu. (Beni belki de bilinçli bir karara doğru iten şey, “kaderin cilvesi” mi, yoksa “Tanrı’nın görünmez eli” miydi?) Hata yapıyorsanız, öğrenmiyorsunuz ve büyümüyorsunuzdur. Öyleyse, kendinize “O kadar da önemli değil” ya da “Ne olmuş yani?” deyin ve daha sonra “bu dünyaya dahil olun.”
• Kararlarınızın tüm sorumluluğunu alın. Sorumluluk, SUÇLAMAK değildir; öyleyse, sizi bu güç duruma soktuğu için başkalarını suçlamayın. Özür dilerim karıcığım! Bu yaklaşım, kızgınlığınızı ya da kırgınlığınızı azaltmanıza yardımcı olur ve size iç huzuru sağlar.
• Stratejiniz işe yaramıyorsa, yönünüzü değiştirin; çünkü yaşam kaliteniz tehlikededir. Benim hatam, yazmak gibi, seçilmiş bir rota üzerinde çok fazla zaman harcamam oldu. Yönünüzü ne zaman düzelteceğinizi öğrenin. “Yönünüzü değiştirmezseniz, gitmekte olduğunuz istikamete geri dönersiniz.”
Şunu unutmayın ki pilotlar, yüzde 90, uçuş rotalarının dışında seyrederler; ama gene de varış noktasına ulaşırlar. Genellikle! Araba sürerken de sürekli olarak minik düzeltmeler yaparsınız; öyleyse, benim için daha umut var.
• Yaşamda biraz risk almaya hazır olun. Fırsat kollayın. Her başarılı iş ya da girişim, aynı zamanda risk olan bir fikirle başlamıştır. Hiçbir şey şaşmaz değildir. Yolunuza çıkan her şeyle baş edebileceğinizi bilmek, kendinizi risklere açmanın anahtarıdır. Güvenlik, zihinsel bir durumdur. Sahip olmak değil, BAŞA ÇIKMAKtır.
.. ve son olarak,
• Geleceğe umut ve iyimserlik ile bakın; geçmiş çoktan geride kaldı. Önünüzdeki yolu, bilinmeyene doğru bir macera ve pek çok yeni fırsatla birlikte gelen bir mücadele zamanı olarak görün. Karar gerektiren her sorun, bir “saklı fırsat”tır.
Bütün mesele, doğru, günlük ve küçük çaplı kararlar vermektir; bu kararlar, bizi başarıya götüren yolda “atlama taşları” olarak karşımıza çıkar.
Craig LOCK
..