YAPAMAMLAR ÖLDÜ!..

  • Konbuyu başlatan eftelya
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kişisel Gelişim Yazıları kategorisinde eftelya tarafından oluşturulan YAPAMAMLAR ÖLDÜ!.. başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,671 kez görüntülenmiş, 21 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kişisel Gelişim Yazıları
Konu Başlığı YAPAMAMLAR ÖLDÜ!..
Konbuyu başlatan eftelya
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan GulsahToptas
E

eftelya

Kullanıcı
20 Nis 2007
En iyi cevaplar
0
0
istanbul
Donna’nın dördüncü sınıf öğrencileri geçmişte gördüğüm sınıflardan farklı değilmiş gibi görünüyorlardı. Öğrenciler beş sıra olarak sıralanmış altı sırada oturuyorlardı. Öğretmen masası en önde öğrencilere bakıyordu. Panoda öğrencilerin çalışmaları asılıydı. Bir çok açıdan geleneksel bir ilkokul havası hissediliyordu. Yine de sınıfa ilk girdiğimde bir şey bana farklı görünmüştü. Belirli bir heyecan söz konusuydu.


Donna, emekliliğine sadece iki yıl kalmış, Michigan’da küçük bir kasaba öğretmeniydi. Ayrıca benim tarafımdan bölge çapında düzenlenmiş personel geliştirme projesine gönüllü olarak katkıda bulunuyordu. Eğitim sürecinde öğrencilerin kendilerini iyi hissetmeleri ve yaşamlarının sorumluluğunu üstlenmeleri baz alınıyordu. Donna’nın işi eğitim sürecine katılmak ve sunulan kavramları uygulamaya koymaktı. Benim işim ise, sınıf ziyaretleri yapıp, uygulamaya hız kazandırmaktı.

Arka sıralardan birine oturdum ve izlemeye koyuldum. Bütün öğrenciler bir şeyler yazıp karalıyorlardı. Benim yanımda oturan 10 yaşındaki kız öğrenci kağıdını “Ben Yapamam” cümleleriyle doldurmuştu.


“Futbol topunu kaleye gönderemem.”

“Üçlü sayılarla bölme işlemi yapamam.”

“Debbie’nin beni sevmesini sağlayamam.”

Sayfanın yarısı dolmuştu ve yazmaktan bıkmışa benzemiyordu. Kararlılıkla ve ısrarla yazmaya devam ediyordu. Öğrencilerin defterlerine bakarak sıraların arasında yürümeye başladım. Hepsi de cümleler yazıyorlar ve yapamadıkları şeyleri tanımlıyorlardı.

“On atış üst üste yapamam.”

“Sol alanda vuruş yapamam.”

“Bir kurabiye ile yetinemem.”


O anda egzersiz bende merak uyandırdı. Öğretmene ne olup bittiğini sormaya karar verdim. Yanına yaklaşınca öğretmenin de yazmakla meşgul olduğunu gördüm. En iyisinin rahatsız etmemek olduğuna karar verdim.


“John’un annesini zorla veliler gününe getiremem.”

“Kızımdan arabaya benzin koymasını isteyemem.”

“Alan’dan bileğini değil, kelimeleri kullanmasını isteyemem.”

Öğretmenin ve öğrencilerin “Yapabilirim” türü olumlu cümleler kurmak yerine neden böyle bir olumsuzluğa saplandığı düşüncesine karşı savaş verirken oturduğum sıraya geri döndüm. Yeniden etrafımı izlemeye koyuldum. Öğrenciler bir on dakika daha yazmaya devam ettiler. Çoğu kağıtlarını doldurmuş, başka kağıda geçmişti. Donna, “Elinizdeki kağıdı bitirin, ama başka bir kağıda geçmeyin.” diye seslenerek egzersizin sonuna geldiklerini vurguladı.

Öğrencilere kağıtlarını ikiye katlamalarını ve teslim etmelerini söyledi. Öğrenciler kağıtlarını öğretmen masasının üzerindeki boş ayakkabı kutusunun içine koydular. Bütün kağıtlar toplanınca Donna kendi kağıdını da kutuya koydu. Kutunun kapağını kapadı. Kutuyu kolunun altına aldı ve kapıdan çıkıp koridorda ilerledi.

Öğrenciler öğretmenin peşinden giderken ben de öğrencilerin peşine takıldım. Koridorun ortasında yürüyüş tamamlandı. Donna güvenlik odasına girdi ve elinde bir kürekle dışarı çıktı. Bir elinde kürek bir elinde ayakkabı kutusu öğrenciler arkasında bahçenin en uzak köşesine doğru yol aldılar. Ve kazmaya başladılar.

“Yapamam” cümleciklerini gömeceklerdi! Kazma işlemi yaklaşık on dakika sürdü, çünkü bütün öğrenciler sırayla kazıyorlardı. Çukur bir, bir buçuk metre olunca kazma işlemi sona erdi. “Yapamam” cümlecikleri kutusu çukurun dibine kondu ve üzeri toprakla örtüldü.

Otuz bir tane on – on bir yaş çocuğu, yeni kazılmış çukurun başında bekleşiyorlardı. Her birinin bir metre aşağıdaki kutunun içinde en az bir sayfa süren “Yapamam” cümlecikleri vardı. Öğretmenin de öyle.

Donna, “Kızlar, erkekler elele tutuşun ve başınızı eğin.” diye seslendi. Öğrenciler sözüne uydular. Çukurun başında halka oluşturdular, elleriyle sımsıkı bir bağ oluşturdular. Başlarını öne eğip beklemeye başladılar. Donna konuşmasına başladı.

“Arkadaşlar, bugün burada ‘Yapamamlar’ anısına toplandık. Yeryüzünde bizimle birlikteyken bir şekilde hepimizin hayatına girdi; kimimizinkine az, kimimizinkine çok.

Adı her okulda, toplantı salonunda, hatta Beyaz Saray’da bile anıldı. ‘Yapamamlar’ı sonsuz uykusuna göndermeye karar verdik.

Erkek ve kız kardeşleri ‘Yapabilirim’, ‘Yapacağım’ ve ‘Yapıyorum’ hayatlarına devam ediyorlar. Onlar ‘Yapamamlar’ kadar ünlü, güçlü ve kuvvetli değildirler. Belki bir gün sizin de yardımınızla dünyaya ayak izlerini bırakabilirler.

İnşallah, ‘Yapamamlar’ huzur içinde yatarlar. İnsanlar onlar olmaksızın hayatlarına devam edebilirler. Amin.”

Bu methiyeyi dinlerken öğrencilerin hiç birinin bugünü unutamayacaklarını düşündüm. Bu aktivite oldukça sembolik bir anlam taşıyordu. Gerek bilinçten, gerekse bilinç dışından asla silinmeyecek bir beyin egzersizi gibiydi.

“Yapamam” cümlecikleri yazmak, onları gömmek ve methiye dinlemek. Bunların hepsi de öğretmenin gayretleri ile gerçekleşmişti.

Methiyenin sonunda öğrencilerini etrafında topladı ve onları sınıfa götürdü.

“Yapamamlar”ın ebediyete intikalini keklerle, patlamış mısırlarla ve meyve sularıyla kutladılar. Kutlamaların bir parçası olarak, Donna kalınca bir kağıttan mezar taşı kesti. En üste “Yapamam”ı, en alta o günün tarihini yazdı.

Kağıttan yapılmış mezar taşı o yılın anısına Donna’nın sınıfına asıldı. Nadiren de olsa öğrencilerden biri unutup,“Yapamam” dediğinde Donna bunu gösterdi.

Öğrenciler de böylece “Yapamamlar”ın öldüğünü hatırlayıp, yeni cümle kurmak zorunda kaldılar.

Donna’nın öğrencilerinden biri değildim. O benim öğrencilerimden biriydi. Yine de o gün ben ondan ömür boyu unutamayacağım bir ders aldım.

Şimdi yıllar geçmesine rağmen, ne zaman “Yapamam” gibi bir cümle duysam, dördüncü sınıf öğrencilerinin düzenlediği cenaze merasimi gelir aklıma. Ben de öğrenciler gibi “Yapamamlar”ın öldüğünü anımsarım.

alıntı
 
P

prenses_o6

Kullanıcı
5 Ağu 2007
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
Çok güzeldi eftelya,hayatımızdan yapamam  kelimesini kaldırmalıyız gerçekten.
 
S

smyye

Kullanıcı
1 Ağu 2007
En iyi cevaplar
0
0
çok güzeldi gerçekten.öğretmeni tebrik etmek lazım.
teşekkürler eftelya...
 
R

re-Member

Kullanıcı
16 Ağu 2007
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
yapamam gibi olumsuzlukları bizlerde gömmeliyiz o çocukların yaptığı gibi...paylaşım için teşekkürler..... ;)
 
A

admuska

Kullanıcı
14 Ağu 2007
En iyi cevaplar
0
0
Ankara
çok güzeldi, beni çok etkiledi..TEŞEKKÜRLER..
 
superisi23

superisi23

Kullanıcı
30 May 2008
En iyi cevaplar
0
0
YAPAMAMLAR ÖLDÜ

Benim yanımda oturan 10 yaşındaki kız öğrenci kağıdını “Ben Yapamam” cümleleriyle doldurmuştu.

“Futbol topunu kaleye gönderemem.”

“Üçlü sayılarla bölme işlemi yapamam.”

“Zehra’nın beni sevmesini sağlayamam.”

Sayfanın yarısı dolmuştu ve yazmaktan bıkmışa benzemiyordu. Kararlılıkla ve ısrarla yazmaya devam ediyordu. Öğrencilerin defterlerine bakarak sıraların arasında yürümeye başladım. Hepsi de cümleler yazıyorlar ve yapamadıkları şeylere tanımlıyorlardı.

“On atış üst üste yapamam.”

“Sol alanda vuruş yapamam.”

“Bir kurabiye ile yetinemem.”

O anda egzersiz bende merak uyandırdı. Öğretmene ne olup bittiğini sormaya karar verdim. Yanına yaklaşınca öğretmenin de yazmakla meşgul olduğunu gördüm. En iyisinin rahatsız etmemek olduğuna karar verdim.

“Tamer’in annesini zorla veliler gününe getiremem.”

“Kızımdan arabaya benzin koymasını isteyemem.”

“Yalçın’dan bileğini değil, kelimeleri kullanmasını isteyemem.

“Yapamam” cümlecikleri çukurun dibine kondu ve üzeri toprakla örtüldü.

Otuz bir tane on – on bir yaş çocuğu, yeni kazılmış çukurun başında bekleşiyorlardı. Her birinin bir metre aşağıdaki kutunun içinde en az bir sayfa süren “Yapamam”cümlecikleri vardı. Öğretmenin de öyle.

İnşallah, ‘Yapamamlar’ huzur içinde yatarlar. İnsanlar onlar olmaksızın hayatlarına devam edebilirler. Amin.”

“Yapamamlar”ın ebediyete intikalini keklerle, patlamış mısırlarla ve meyve sularıyla kutladılar. Kutlamaların bir parçası olarak, Ahmet Bey, kalınca bir kağıttan mezar taşı kesti. En üste “Yapamam”ı, en alta o günün tarihini yazdı.

o gün ben ömür boyu unutamayacağım bir ders aldım. Şimdi yıllar geçmesine rağmen, ne zaman “Yapamam” gibi bir cümle duysam, dördüncü sınıf öğrencilerinin düzenlediği cenaze merasimi gelir aklıma. Ben de öğrenciler gibi “Yapamamlar”ın öldüğünü anımsarım.
 
Z

Zynep

Kullanıcı
17 May 2006
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Güzeldi ama...
Keşke kağıda yazıp gömmek kadar kolay olsa bazı şeyleri.
Galiba bu yazı, "istersen başarabilirsin" teması üzerine yazılmış ve hedef alanları belli.
Örneğin ben bir kağıda değil 100, milyonlarca kere üstesinden gelemeyeceğim bazı durumları yazıp gömsem...
Yapabilir miyim, artık gömüldüler diye?
 
E

ebruliyn

Kullanıcı
29 Nis 2008
En iyi cevaplar
0
0
Zynep' Alıntı:
Güzeldi ama...
Keşke kağıda yazıp gömmek kadar kolay olsa bazı şeyleri.
Galiba bu yazı, "istersen başarabilirsin" teması üzerine yazılmış ve hedef alanları belli.
Örneğin ben bir kağıda değil 100, milyonlarca kere üstesinden gelemeyeceğim bazı durumları yazıp gömsem...
Yapabilir miyim, artık gömüldüler diye?
Katılıyorum O0
 
superisi23

superisi23

Kullanıcı
30 May 2008
En iyi cevaplar
0
0
İlginize teşekkürler arkadaşlar.
 
Üst