Yalan Söyleyen Çocuklarımıza Nasıl Davranmalıyız?

  • Konbuyu başlatan DeryaDer
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Çocuk Psikolojisi kategorisinde DeryaDer tarafından oluşturulan Yalan Söyleyen Çocuklarımıza Nasıl Davranmalıyız? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,797 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Çocuk Psikolojisi
Konu Başlığı Yalan Söyleyen Çocuklarımıza Nasıl Davranmalıyız?
Konbuyu başlatan DeryaDer
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan DeryaDer
DeryaDer

DeryaDer

Derya Karacan
Moderatör
22 Şub 2009
En iyi cevaplar
0
28
www.deryakaracan.com
1. Çocuğun yalan söylemesiyle etkili bir mücadele için öncelikle yalanın ne tür olduğu bilinmelidir.

2. Küçük çocuğun (sözde) yalanların ahlakı bir hata gibi görülmemelidir. Böyle bir davranış karşısında değer yargılarını anlatmak ya da kızgınlıkla cezalandırmak yanlış olur. Önceden çocuğa doğru söylemenin övülmeye değer bir davranış olduğu anlatılmalıdır.

3. Yetişkinler çocuğa iyi birer örnek olmalı ve davranışlarında, çocuklarında görmek istemedikleri hatalara yer vermemelidirler. Patolojik yalan karşısında hem psikolojik durum, hem de eğitsel etkenler üzerinde durulması gerekir. Öncelikle nöro-biyolojik muayene yapılmalıdır. Örneğin, iç salgı bezlerinin işlevleri, ****bolik düzensizlikler, ansefalik bozukluklar araştırılmalıdır. Bunun yanı sıra, yeniden eğitime başvurulmalıdır..

4. Sık sık ne yaptıkları ya da ne gördükleri çocuklara anlattırılmalı, çeşitli bahanelerle davranışlarının nedenleri ve hataları sorulmalıdır. Artık yalan söylemedikleri saptanınca, yeniden eğitimde doğruyu söylemenin gerekliliği üzerinde durulmalıdır. Aşırı duygusal (hiperemotive) çocuğun kaygı ve çekingenlik yüzünden yalan söylemesi nedeniyle ona güven verilmeli, öfke ve kınama tepkilerinden kaçınılmalıdır.

5. Oluşmuş bir yalan karşısında mücadele, kötünün iyisini yapmaktan başka bir şey değildir.Yalan söyleme davranışını iyileştirmek önlemekten daha zordur. Önemli olan, çocuğu yalana itecek durumlara meydan vermemektir.

6. Çocuklarının kendileriyle birlikte ya da kendi yerlerine yalan söylemelerini isteyen ailelerin sayısı, ne yazık ki, az değildir. Bunlar,davranışlarının sonuçlarını küçümser, haklı nedenler gösterirler, hatta bununla eğlenirler. Çoğunlukla yalan böyle bir örnekten kaynaklanır.

7. Yalanın engellenme biçimi çocukta gerilim yaratabilir. Aşırı kızgınlık, çocuğun yalanını engellemek açısından olumsuz bir davranıştır. Bu yolla yaratılan suçluluk duygusu, çocuğu yalandan uzaklaştıracak yerde, daha çok yaklaştırır.

8. Genelde yalan bir hata gibi görülür ve suçluluk duygusu itirafla son bulur. Çocuğun itiraf etmesine yardımcı olmalıdır.Ancak çocuğu kendisi ve çevresiyle barıştırmazsa,itirafı değeri yoktur.

9. Yalan söyleyen çocuk bu mücadeleyi anlamlı, onun iyiliği için böyle davranıldığını bilmelidir. Burada bir güç gösterisi değil, yardım söz konusu olmalı ve ona güven vermelidir.

10. Yalan kişiliğin bir eksikliği, bencilliğe ve kolacılığa doğru bir çıkış, bireyi diğer insanlardan soyutlayıcı bir kendini reddetmedir. Yalanla mücadele yeterli değildir, aynı zamanda dürüstlük, açık yüreklilik, içtenlik ve sevgi için de savaşım verilmelidir. Bunlar bireye denge ve mutluluk getirirler.

11. Kısaca,yalancılık olayı çevresel ilişkilerle birlikte ele alınmalıdır. Önce çocukta yalancılığın gelişmesini kolaylaştıran nedenlerin bulunması gerekir. Sonra da aile çevresiyle işbirliği yapılır, çocuğa doğruluğun yararları, getireceği haz ve avantajlar elle tutulur biçimde öğretilmelidir.

Öneriler

1. Çocuğun yalan söylemesiyle etkili bir mücadele için öncelikle yalanın ne tür olduğu bilinmelidir.

2. Küçük çocuğun (sözde) yalanların ahlakı bir hata gibi görülmemelidir. Böyle bir davranış karşısında değer yargılarını anlatmak ya da kızgınlıkla cezalandırmak yanlış olur. Önceden çocuğa doğru söylemenin övülmeye değer bir davranış olduğu anlatılmalıdır.

3. Yetişkinler çocuğa iyi birer örnek olmalı ve davranışlarında, çocuklarında görmek istemedikleri hatalara yer vermemelidirler. Patolojik yalan karşısında hem psikolojik durum, hem de eğitsel etkenler üzerinde durulması gerekir. Öncelikle nöro-biyolojik muayene yapılmalıdır. Örneğin, iç salgı bezlerinin işlevleri, ****bolik düzensizlikler, ansefalik bozukluklar araştırılmalıdır. Bunun yanı sıra, yeniden eğitime başvurulmalıdır..

4. Sık sık ne yaptıkları ya da ne gördükleri çocuklara anlattırılmalı, çeşitli bahanelerle davranışlarının nedenleri ve hataları sorulmalıdır. Artık yalan söylemedikleri saptanınca, yeniden eğitimde doğruyu söylemenin gerekliliği üzerinde durulmalıdır. Aşırı duygusal (hiperemotive) çocuğun kaygı ve çekingenlik yüzünden yalan söylemesi nedeniyle ona güven verilmeli, öfke ve kınama tepkilerinden kaçınılmalıdır.

5. Oluşmuş bir yalan karşısında mücadele, kötünün iyisini yapmaktan başka bir şey değildir.Yalan söyleme davranışını iyileştirmek önlemekten daha zordur. Önemli olan, çocuğu yalana itecek durumlara meydan vermemektir.

6. Çocuklarının kendileriyle birlikte ya da kendi yerlerine yalan söylemelerini isteyen ailelerin sayısı, ne yazık ki, az değildir. Bunlar,davranışlarının sonuçlarını küçümser, haklı nedenler gösterirler, hatta bununla eğlenirler. Çoğunlukla yalan böyle bir örnekten kaynaklanır.

7. Yalanın engellenme biçimi çocukta gerilim yaratabilir. Aşırı kızgınlık, çocuğun yalanını engellemek açısından olumsuz bir davranıştır. Bu yolla yaratılan suçluluk duygusu, çocuğu yalandan uzaklaştıracak yerde, daha çok yaklaştırır.

8. Genelde yalan bir hata gibi görülür ve suçluluk duygusu itirafla son bulur. Çocuğun itiraf etmesine yardımcı olmalıdır.Ancak çocuğu kendisi ve çevresiyle barıştırmazsa,itirafı değeri yoktur.

9. Yalan söyleyen çocuk bu mücadeleyi anlamlı, onun iyiliği için böyle davranıldığını bilmelidir. Burada bir güç gösterisi değil, yardım söz konusu olmalı ve ona güven vermelidir.

10. Yalan kişiliğin bir eksikliği, bencilliğe ve kolacılığa doğru bir çıkış, bireyi diğer insanlardan soyutlayıcı bir kendini reddetmedir. Yalanla mücadele yeterli değildir, aynı zamanda dürüstlük, açık yüreklilik, içtenlik ve sevgi için de savaşım verilmelidir. Bunlar bireye denge ve mutluluk getirirler.

11. Kısaca,yalancılık olayı çevresel ilişkilerle birlikte ele alınmalıdır. Önce çocukta yalancılığın gelişmesini kolaylaştıran nedenlerin bulunması gerekir. Sonra da aile çevresiyle işbirliği yapılır, çocuğa doğruluğun yararları, getireceği haz ve avantajlar elle tutulur biçimde öğretilmelidir.

kaynak: http://www.bakterim.net/anne-cocuk/179056-yalan-soyleyen-cocuklarimiza-nasil-davranmaliyiz.html
 
Üst