K
kekemecocuklarkorosu
Kullanıcı
- 14 Mar 2011
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
Çaresi olmayan hastalıkta acılar sona erer
iyileşme umuduyla duyulan acı beterini görüp diner
Yas tutmak gelmiş geçmiş yaramazlıklara yol açar kısa yoldan yeni mutsuzluklara
Kader alıp götürürse elde tutamadığımızı Soğukkanlılık alaya alır kaderin zararını
Soyulduğunda gülen hırsızdan bir şey çalar boş yere kederlenen kendi kendini soyar
Şimdiye kadar hiç görmedim ben kulak yoluyla iyileştirildiğini yürek acısının
Dürüst sanır budala dürüst görünenleri de burnuna halkayı geçirdin mi götürürsün istediğin yere
Siz kadınlar sokakta güzelsiniz yağlıboya tablo gibi oturma odasında cıngırak mutfakta yaban kedisi
ev işlerinde oynaklık eder hamaratlığınız tutar yatakta
Hem güzel hem akıllıysa bir kadın bilir güzelliği kullanılmak aklı kullanmak içindir
Çirkinse eğer ama aklı varsa ona yetecek mutlaka bir güzel bulur çirkinliğini örtecek
Göründükleri gibi olmalıdır insanlar
Eğer değillerse göründükleri gibi insan değil şeytandırlar
Kirli şeyler de girmez mi bazen temiz bir saraya?
Ya bir tek temiz yürek var mı pis kuruntuları doğru düşüncelerle karıştırmayan?
Kiskançlık etiyle beslendiği avla oynayan yeşil gözlü bir canavardır
Yoksul olup da haline şükreden insanın kendi de zengindir gönlüde
Oysa zenginliği sınırsız olduğu halde her an yoksul düşme korkusuyla yaşayanın bir kış kadar yoksul hayatı vardır
Yemin ederim bilmeden üst üste aldatılmak aldatıldığından kuşkulanmaktan çok daha iyi
Soyulan insan ne çalındığını farketmemişse kimse de ona soylememişse soyulmamış demektir
Öyle bir iki yıl yetmez tanımak için bir erkeği onlar yalnızca mide bizse yalnız yemeğiz
Karınları açken tıka basa yerler bizi ama bir de doydular mı kusup atarlar
Övülmek isteyen övenden daha değerli değildir
Tertemiz su çamura batırmaz kimseyi
ne yazık cömertlik uzağı görmüyor hiçbir zaman yoksa kendi yüreğinin kurbanı olmazdı insan
Ah bu insanlar kulaklari öğütlere sağır dalkavukları dinlemeye hazır
Ziyafetle kazanılan dost çabuk yitirilir
Kış yağmurlarının bir bulutu geçmeye görsün bütün o sinekler yok olur birden
Düştükçe düşer bir yerden eli boş dönen
Hep aynı çamurdan yoğrulmadır bütün dalkavuklar bir teki dalkavuksa hepsi de öyledir insanların
Çünkü talih merdiveninin bütün basamaklarında bir alttaki bir üsttekine yaltaklanır
Bütün yoksulluğunuz açgözlülüğünüzdendir
Aşk gördüğünü gözleriyle değil hayaliyle görür
Yarayla alay eder yaralanmamış olan
Geceleri ne de gümüşsü bir ses verir sevenlerin dilleri en yumuşak müziktir dinleyen kulaklara
Şiddetle başlayan hazlar şiddetle son bulurlar
Ölümleri olur zaferleri öpüşürken yokolan ateşle barut gibi
En tatlı bal bile tadıldıkça bıkkınlık verir
Aynı tat isteği iştahı köreltir
Onun için ölçülü sev ki uzun sürsün sevgin
Hedefe hızlı giden yavaş kadar geç varır
Hayal gücü sözden çok tozuyla zengin olduğundan özüyle övünür sözüyle değil
Dilencidir ancak servetini sayanlar
Felsefe felaketin tatlı davasıdır
Hor görüp başından attığını yok olunca yeniden bulmak istiyor insan
Bugün en çok sevdiğimiz şey dönüp dolaşıp en az sevdiğimiz şey oluyor yarın
Hep korku içinde yaşattığımız insan nefret eder sonunda bizden
İnsan deli olmalı ki kansın o yalnız ağızdan edilen edilir edilmez de bozulan yeminlere
Başa geçen geçtiği güne kadar istenir
Varlığında sevilmeyi hak edip de hor görülen yokluğunda başlar sevilmeye
En acı şeyleri en tatlı sözlerle anlatın ki sitemler hakarete varmasın
Kudurmuş öfke korkusuzluğa varan bir korkudur
Yiğitlik akla kafa tutar oldu mu kendi kullanacağı kılıcı kendi köreltir
Ne barışta rahat verirsiniz insana ne savaşta
Birinden ödünüz patlar ötekinde kıpırdanmaya başlarsınız
Size bel bağlayan karşısında aslan beklerken tavşan tilki beklerken kaz bulur
Buz üstünde kor parçasına ya da güneşte dolu tanesine ne kadar güvenirsem size de o kadar güvenirim
Tek erdeminiz suçlu bulunandan yana çıkıp adalete lanet okumak
Hakkıyla yükselen her insan sizin nefretinizi çeker
Sizin sevginiz hastalığını azdıracak ne varsa ona düşkün olan hasta adamın isteklerine benzer
Sizin teveccühünüze güvenen kurşundan yüzgeçlerle yüzmeye çabalıyor ya da çalıyla odun kesmeye çalışıyor demektir
İpte sallandırmak lazım sizi size güvenmek ha her dakika fikir değiştirirsiniz bir gün önce nefretle söz ettiğiniz adama soylu demeye başlarsınız
Baştacı ettiğiniz adamdan kötüsü olmaz bir anda hangisinin üst olduğu belli olmadan iki otorite birden güç gosterisine kalkarsa aradaki boşluğu kargaşa doldurmakta gecikmez ve ikisi birden tepe takla iner sonunda
insanlar yaşlanıp bunaldılar mı yeniden çocuklaşıyorlar onun için yüz bulup şımardıklarında okşamak gerekir onları arada sırada
Talih o usta orospu almaz yatağına yoksulu
William Shakespeare - Bir Yaz Gecesi Rüyası
iyileşme umuduyla duyulan acı beterini görüp diner
Yas tutmak gelmiş geçmiş yaramazlıklara yol açar kısa yoldan yeni mutsuzluklara
Kader alıp götürürse elde tutamadığımızı Soğukkanlılık alaya alır kaderin zararını
Soyulduğunda gülen hırsızdan bir şey çalar boş yere kederlenen kendi kendini soyar
Şimdiye kadar hiç görmedim ben kulak yoluyla iyileştirildiğini yürek acısının
Dürüst sanır budala dürüst görünenleri de burnuna halkayı geçirdin mi götürürsün istediğin yere
Siz kadınlar sokakta güzelsiniz yağlıboya tablo gibi oturma odasında cıngırak mutfakta yaban kedisi
ev işlerinde oynaklık eder hamaratlığınız tutar yatakta
Hem güzel hem akıllıysa bir kadın bilir güzelliği kullanılmak aklı kullanmak içindir
Çirkinse eğer ama aklı varsa ona yetecek mutlaka bir güzel bulur çirkinliğini örtecek
Göründükleri gibi olmalıdır insanlar
Eğer değillerse göründükleri gibi insan değil şeytandırlar
Kirli şeyler de girmez mi bazen temiz bir saraya?
Ya bir tek temiz yürek var mı pis kuruntuları doğru düşüncelerle karıştırmayan?
Kiskançlık etiyle beslendiği avla oynayan yeşil gözlü bir canavardır
Yoksul olup da haline şükreden insanın kendi de zengindir gönlüde
Oysa zenginliği sınırsız olduğu halde her an yoksul düşme korkusuyla yaşayanın bir kış kadar yoksul hayatı vardır
Yemin ederim bilmeden üst üste aldatılmak aldatıldığından kuşkulanmaktan çok daha iyi
Soyulan insan ne çalındığını farketmemişse kimse de ona soylememişse soyulmamış demektir
Öyle bir iki yıl yetmez tanımak için bir erkeği onlar yalnızca mide bizse yalnız yemeğiz
Karınları açken tıka basa yerler bizi ama bir de doydular mı kusup atarlar
Övülmek isteyen övenden daha değerli değildir
Tertemiz su çamura batırmaz kimseyi
ne yazık cömertlik uzağı görmüyor hiçbir zaman yoksa kendi yüreğinin kurbanı olmazdı insan
Ah bu insanlar kulaklari öğütlere sağır dalkavukları dinlemeye hazır
Ziyafetle kazanılan dost çabuk yitirilir
Kış yağmurlarının bir bulutu geçmeye görsün bütün o sinekler yok olur birden
Düştükçe düşer bir yerden eli boş dönen
Hep aynı çamurdan yoğrulmadır bütün dalkavuklar bir teki dalkavuksa hepsi de öyledir insanların
Çünkü talih merdiveninin bütün basamaklarında bir alttaki bir üsttekine yaltaklanır
Bütün yoksulluğunuz açgözlülüğünüzdendir
Aşk gördüğünü gözleriyle değil hayaliyle görür
Yarayla alay eder yaralanmamış olan
Geceleri ne de gümüşsü bir ses verir sevenlerin dilleri en yumuşak müziktir dinleyen kulaklara
Şiddetle başlayan hazlar şiddetle son bulurlar
Ölümleri olur zaferleri öpüşürken yokolan ateşle barut gibi
En tatlı bal bile tadıldıkça bıkkınlık verir
Aynı tat isteği iştahı köreltir
Onun için ölçülü sev ki uzun sürsün sevgin
Hedefe hızlı giden yavaş kadar geç varır
Hayal gücü sözden çok tozuyla zengin olduğundan özüyle övünür sözüyle değil
Dilencidir ancak servetini sayanlar
Felsefe felaketin tatlı davasıdır
Hor görüp başından attığını yok olunca yeniden bulmak istiyor insan
Bugün en çok sevdiğimiz şey dönüp dolaşıp en az sevdiğimiz şey oluyor yarın
Hep korku içinde yaşattığımız insan nefret eder sonunda bizden
İnsan deli olmalı ki kansın o yalnız ağızdan edilen edilir edilmez de bozulan yeminlere
Başa geçen geçtiği güne kadar istenir
Varlığında sevilmeyi hak edip de hor görülen yokluğunda başlar sevilmeye
En acı şeyleri en tatlı sözlerle anlatın ki sitemler hakarete varmasın
Kudurmuş öfke korkusuzluğa varan bir korkudur
Yiğitlik akla kafa tutar oldu mu kendi kullanacağı kılıcı kendi köreltir
Ne barışta rahat verirsiniz insana ne savaşta
Birinden ödünüz patlar ötekinde kıpırdanmaya başlarsınız
Size bel bağlayan karşısında aslan beklerken tavşan tilki beklerken kaz bulur
Buz üstünde kor parçasına ya da güneşte dolu tanesine ne kadar güvenirsem size de o kadar güvenirim
Tek erdeminiz suçlu bulunandan yana çıkıp adalete lanet okumak
Hakkıyla yükselen her insan sizin nefretinizi çeker
Sizin sevginiz hastalığını azdıracak ne varsa ona düşkün olan hasta adamın isteklerine benzer
Sizin teveccühünüze güvenen kurşundan yüzgeçlerle yüzmeye çabalıyor ya da çalıyla odun kesmeye çalışıyor demektir
İpte sallandırmak lazım sizi size güvenmek ha her dakika fikir değiştirirsiniz bir gün önce nefretle söz ettiğiniz adama soylu demeye başlarsınız
Baştacı ettiğiniz adamdan kötüsü olmaz bir anda hangisinin üst olduğu belli olmadan iki otorite birden güç gosterisine kalkarsa aradaki boşluğu kargaşa doldurmakta gecikmez ve ikisi birden tepe takla iner sonunda
insanlar yaşlanıp bunaldılar mı yeniden çocuklaşıyorlar onun için yüz bulup şımardıklarında okşamak gerekir onları arada sırada
Talih o usta orospu almaz yatağına yoksulu
William Shakespeare - Bir Yaz Gecesi Rüyası