W
waree
Kullanıcı
Araştırmaya göre Türkiye'deki derneklerin yüzde 18'ini dini hizmet veren cami dernekleri oluşturuyor. Onu yüzde 14,3 ile spor kulüpleri takip ediyor.
Türkiye'de Sivil Toplum: Bir Dönüm Noktası" raporuna göre Türkiye'de en fazla cami derneği bulunuyor. Bu dernekler hiç vergi vermeksizin bağış ve yardım toplayabiliyor, iktisadi ve ticari işletmeler kurabiliyor, gayrimenkul alıp satabiliyor.
Türkiye'de derneklerin çoğu cami derneği
Türkiye Üçüncü Sektör Vakfınca (TÜSEV) hazırlanan rapora göre, Türkiye'de sivil toplum konusunda yasal reformlarla kaydedilen açılımların, uygulamada yaşanan sorunlarla duraklama dönemine girdiği de öne sürüldü.
Merkezi Güney Afrika'da bulunan ve sivil toplumu dünya çapında güçlendirmeyi hedefleyen uluslararası bir kuruluş olan World Alliance Citizen Participation (CIVICUS) Sivil Toplum Endeksi Projesi (STEP) kapsamında ''Türkiye Ülke Raporu'', Sabancı Üniversitesi Karaköy İletişim Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
Toplantıda konuşan TÜSEV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Üstün Ergüder, raporun Türkiye'de sivil topluma dair karşılaştırmalı ilk rapor olduğunu ve bu çalışmanın aynı anda 56 ülkede yapıldığını belirterek, projenin amacının sivil toplumun mevcut durumunu değerlendirmenin yanında sivil toplumu güçlendirmek olduğunu anlattı.
STEP Projesi kapsamında Türkiye'de ilk raporu ''Türkiye'de Sivil Toplumeğişim Süreci'' başlığıyla 2005 yılında hazırlandığını anlatan Ergüder, ''Son rapora bakınca üzülmemek elde değil. O yıldan bu yana değişen çok bir şey yok. Ama ben Türkiye'de sivil toplumun rapordaki tüm verilere rağmen güçlenmeye başladığını düşünüyorum'' diye konuştu.
"Yeni Anayasa önemli"
Sivil toplum kuruluşlarının demokratik toplumlarda devletle vatandaş arasında köprü işlevi gördüğünü vurgulayan Ergüder, yasal mevzuatta halen geliştirilmesi gereken noktalar bulunmasına rağmen Türkiye'nin bir öğrenme sürecinde olduğunu, devlet odaklı bir toplumdan birey ve katılım odaklı bir anlayışa doğru gidildiğini aktardı.
Devletin ve yasaların yenilenmesiyle ilgili ihtiyacın arttığını ve birey odaklı bir yönetsel modelin halkın beklentisi olduğunu dile getiren Ergüder, bu anlamda yeni Anayasa çalışmalarının önemli olduğunu belirtti.
Toplantıda daha sonra, Koç Üniversitesinden Prof. Dr. Ahmet İçduygu, Araştırma Görevlisi Deniz Ş. Sert ve TÜSEV'den Zeynep Meydanoğlu'nun koordinasyonunda yapılan araştırma sonucu hazırlanan ''Türkiye'de Sivil Toplum:Bir Dönüm Noktası'' başlıklı rapor, Sert ve Meydanoğlu tarafından açıklandı.
780 kişiye 1 STK düşüyor
Veri analizi ve saha araştırması yöntemiyle yürütülen araştırmanın raporuna göre, 4 bin 547'si vakıf, 86 bin 31'i dernek olmak üzere 90 bin 578 sivil toplum kuruluşu (STK) faaliyet gösterirken, bunlara sendikalar, meslek odaları ve kooperatifler de eklendiğinde bu rakam 150 bini aşıyor.
Nüfusuna oranla STK sayısının oldukça düşük olduğu belirtilen rapora göre, ülke genelinde her 780 kişiye 1 STK düşüyor. Vakıf ve derneklerin yüzde 42'si ülkenin 5 büyük kenti olan İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa'da bulunuyor. Öte yandan ''en az STK yoğun il'' olan Şırnak'ta her 3 bin 204 kişiye 1 STK düşüyor.
Gençlerin katılımı düşük
Rapora göre, siyasi katılımları yüzde 8'de kalan Türkiye'deki gençlerin sivil topluma katılımı 55 ülke arasında en düşük oranda bulunuyor.
Kadınlar ise sivil topluma üyelik ve yönetim kurulu üyeliği temel alındığında, üyelerin yüzde 16'sını, yöneticilerin ise yüzde 14'ünü oluşturuyor. Derneklerdeki kadın katılımında son yıllarda düşüş gözlenirken, 2005 yılında yüzde 22 olan kadın dernek üyesi oranın 2008'de yüzde 6'lık gerileme göstererek yüzde 16'ya indiği de raporda yer alıyor.
Yüzde 1,28'i demokrasi-hukuk-insan hakları alanında
Öte yandan, Türkiye'de derneklerin yüzde 18,1'ini ''dini hizmetlerin geliştirilmesine yönelik hizmet faaliyetleri'' veren cami dernekleri, yüzde 14,3'ünü spor kulüpleri, yüzde 13,7'sini yardımlaşma dernekleri, yüzde 9,5'ini kalkınma ve konut dernekleri, yüzde 10'unu ise mesleki dayanışma örgütleri oluşturuyor.
Vakıfların çalışma alanları arasında ise yüzde 56,1 oranında sosyal yardım, yüzde 47,5 oranında eğitim, yüzde 21,84 oranında sağlık başı çekerken, resmi kayıtlara göre sadece yüzde 1,28'i demokrasi-hukuk-insan hakları alanında çalışıyor. Ancak yine de kadın hakları ve sorunları, çevre sorunları, insan hakları, tüketici hakları, öğrenci ve gençlik konuları gibi alanlarda faaliyet gösteren bu STK'ların etkinlik ve görünüşlerindeki artış dikkat çekiyor.
Halkın sadece yüzde 9,7'si bir STK'ya üye olurken, ülke nüfusunun sadece yüzde 14'ü STK'lara bağış yapıyor.
2 kişiden biri sivil topluma güvenmiyor
Raporda, yer verilen diğer bazı görüşler de şöyle:
''Vatandaşların sadece yüzde 14'ü, kişisel sorunlarıyla, yüzde 13'ü mahallelerindeki sorunlarla ilgili dilekçe yazmakta, yüzde 9'u toplu yürüyüşe, yüzde 7'si boykot eylemine ve yüzde 3'ü internet eylemine katılmaktadır. En yüksek düzeyde gerçekleşen vatandaş katılım biçimi ise gazeteye mektup yazmak, dilekçe imzalamak, gösteri yürüyüşüne katılmak gibi eylemleri kapsayan siyasi aktivizm alt-boyutu olmuştur.
Halkın sivil topluma güveni yüzde 51 düzeyindedir. Bu bağlamda Türkiye'de sivil toplumun gelişmesini olumsuz yönde etkileyen etkenler şöyle sıralanabilir: Türk Anayasası geniş çaplı, demokratik ve özgürlük taleplerini karşılayacak bir görünüm sergilememekte, siyasal yaşam ordunun ağırlığında devam etmekte, iktisadi politikalar uzun süreli özelleştirme hedeflerine rağmen serbest piyasa ilkelerine tamamen kavuşamamakta ve Türk siyasal yaşamı giderek merkezden uzaklaşarak marjinalleşen partiler tarafından çatışmacı bir zemine çekilmektedir.
Yeni küresel siyasetin, devlet merkezli olmaktan toplum ve birey merkezli olmaya gittiği ve bu sürecin Türkiye'de yavaş da olsa ilerlediği varsayılmasına rağmen, sivil toplum konusunda yasal reformlarla kaydedilen açılımlar, reformların uygulamalara yansımasında yaşanan sorunlarla duraklama dönemine girmiştir.''
Türkiye'de Sivil Toplum: Bir Dönüm Noktası" raporuna göre Türkiye'de en fazla cami derneği bulunuyor. Bu dernekler hiç vergi vermeksizin bağış ve yardım toplayabiliyor, iktisadi ve ticari işletmeler kurabiliyor, gayrimenkul alıp satabiliyor.
Türkiye'de derneklerin çoğu cami derneği
Türkiye Üçüncü Sektör Vakfınca (TÜSEV) hazırlanan rapora göre, Türkiye'de sivil toplum konusunda yasal reformlarla kaydedilen açılımların, uygulamada yaşanan sorunlarla duraklama dönemine girdiği de öne sürüldü.
Merkezi Güney Afrika'da bulunan ve sivil toplumu dünya çapında güçlendirmeyi hedefleyen uluslararası bir kuruluş olan World Alliance Citizen Participation (CIVICUS) Sivil Toplum Endeksi Projesi (STEP) kapsamında ''Türkiye Ülke Raporu'', Sabancı Üniversitesi Karaköy İletişim Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
Toplantıda konuşan TÜSEV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Üstün Ergüder, raporun Türkiye'de sivil topluma dair karşılaştırmalı ilk rapor olduğunu ve bu çalışmanın aynı anda 56 ülkede yapıldığını belirterek, projenin amacının sivil toplumun mevcut durumunu değerlendirmenin yanında sivil toplumu güçlendirmek olduğunu anlattı.
STEP Projesi kapsamında Türkiye'de ilk raporu ''Türkiye'de Sivil Toplumeğişim Süreci'' başlığıyla 2005 yılında hazırlandığını anlatan Ergüder, ''Son rapora bakınca üzülmemek elde değil. O yıldan bu yana değişen çok bir şey yok. Ama ben Türkiye'de sivil toplumun rapordaki tüm verilere rağmen güçlenmeye başladığını düşünüyorum'' diye konuştu.
"Yeni Anayasa önemli"
Sivil toplum kuruluşlarının demokratik toplumlarda devletle vatandaş arasında köprü işlevi gördüğünü vurgulayan Ergüder, yasal mevzuatta halen geliştirilmesi gereken noktalar bulunmasına rağmen Türkiye'nin bir öğrenme sürecinde olduğunu, devlet odaklı bir toplumdan birey ve katılım odaklı bir anlayışa doğru gidildiğini aktardı.
Devletin ve yasaların yenilenmesiyle ilgili ihtiyacın arttığını ve birey odaklı bir yönetsel modelin halkın beklentisi olduğunu dile getiren Ergüder, bu anlamda yeni Anayasa çalışmalarının önemli olduğunu belirtti.
Toplantıda daha sonra, Koç Üniversitesinden Prof. Dr. Ahmet İçduygu, Araştırma Görevlisi Deniz Ş. Sert ve TÜSEV'den Zeynep Meydanoğlu'nun koordinasyonunda yapılan araştırma sonucu hazırlanan ''Türkiye'de Sivil Toplum:Bir Dönüm Noktası'' başlıklı rapor, Sert ve Meydanoğlu tarafından açıklandı.
780 kişiye 1 STK düşüyor
Veri analizi ve saha araştırması yöntemiyle yürütülen araştırmanın raporuna göre, 4 bin 547'si vakıf, 86 bin 31'i dernek olmak üzere 90 bin 578 sivil toplum kuruluşu (STK) faaliyet gösterirken, bunlara sendikalar, meslek odaları ve kooperatifler de eklendiğinde bu rakam 150 bini aşıyor.
Nüfusuna oranla STK sayısının oldukça düşük olduğu belirtilen rapora göre, ülke genelinde her 780 kişiye 1 STK düşüyor. Vakıf ve derneklerin yüzde 42'si ülkenin 5 büyük kenti olan İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa'da bulunuyor. Öte yandan ''en az STK yoğun il'' olan Şırnak'ta her 3 bin 204 kişiye 1 STK düşüyor.
Gençlerin katılımı düşük
Rapora göre, siyasi katılımları yüzde 8'de kalan Türkiye'deki gençlerin sivil topluma katılımı 55 ülke arasında en düşük oranda bulunuyor.
Kadınlar ise sivil topluma üyelik ve yönetim kurulu üyeliği temel alındığında, üyelerin yüzde 16'sını, yöneticilerin ise yüzde 14'ünü oluşturuyor. Derneklerdeki kadın katılımında son yıllarda düşüş gözlenirken, 2005 yılında yüzde 22 olan kadın dernek üyesi oranın 2008'de yüzde 6'lık gerileme göstererek yüzde 16'ya indiği de raporda yer alıyor.
Yüzde 1,28'i demokrasi-hukuk-insan hakları alanında
Öte yandan, Türkiye'de derneklerin yüzde 18,1'ini ''dini hizmetlerin geliştirilmesine yönelik hizmet faaliyetleri'' veren cami dernekleri, yüzde 14,3'ünü spor kulüpleri, yüzde 13,7'sini yardımlaşma dernekleri, yüzde 9,5'ini kalkınma ve konut dernekleri, yüzde 10'unu ise mesleki dayanışma örgütleri oluşturuyor.
Vakıfların çalışma alanları arasında ise yüzde 56,1 oranında sosyal yardım, yüzde 47,5 oranında eğitim, yüzde 21,84 oranında sağlık başı çekerken, resmi kayıtlara göre sadece yüzde 1,28'i demokrasi-hukuk-insan hakları alanında çalışıyor. Ancak yine de kadın hakları ve sorunları, çevre sorunları, insan hakları, tüketici hakları, öğrenci ve gençlik konuları gibi alanlarda faaliyet gösteren bu STK'ların etkinlik ve görünüşlerindeki artış dikkat çekiyor.
Halkın sadece yüzde 9,7'si bir STK'ya üye olurken, ülke nüfusunun sadece yüzde 14'ü STK'lara bağış yapıyor.
2 kişiden biri sivil topluma güvenmiyor
Raporda, yer verilen diğer bazı görüşler de şöyle:
''Vatandaşların sadece yüzde 14'ü, kişisel sorunlarıyla, yüzde 13'ü mahallelerindeki sorunlarla ilgili dilekçe yazmakta, yüzde 9'u toplu yürüyüşe, yüzde 7'si boykot eylemine ve yüzde 3'ü internet eylemine katılmaktadır. En yüksek düzeyde gerçekleşen vatandaş katılım biçimi ise gazeteye mektup yazmak, dilekçe imzalamak, gösteri yürüyüşüne katılmak gibi eylemleri kapsayan siyasi aktivizm alt-boyutu olmuştur.
Halkın sivil topluma güveni yüzde 51 düzeyindedir. Bu bağlamda Türkiye'de sivil toplumun gelişmesini olumsuz yönde etkileyen etkenler şöyle sıralanabilir: Türk Anayasası geniş çaplı, demokratik ve özgürlük taleplerini karşılayacak bir görünüm sergilememekte, siyasal yaşam ordunun ağırlığında devam etmekte, iktisadi politikalar uzun süreli özelleştirme hedeflerine rağmen serbest piyasa ilkelerine tamamen kavuşamamakta ve Türk siyasal yaşamı giderek merkezden uzaklaşarak marjinalleşen partiler tarafından çatışmacı bir zemine çekilmektedir.
Yeni küresel siyasetin, devlet merkezli olmaktan toplum ve birey merkezli olmaya gittiği ve bu sürecin Türkiye'de yavaş da olsa ilerlediği varsayılmasına rağmen, sivil toplum konusunda yasal reformlarla kaydedilen açılımlar, reformların uygulamalara yansımasında yaşanan sorunlarla duraklama dönemine girmiştir.''