TÜRK olmak...

  • Konbuyu başlatan Codex
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde Codex tarafından oluşturulan TÜRK olmak... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 13,032 kez görüntülenmiş, 30 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı TÜRK olmak...
Konbuyu başlatan Codex
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan spestnaz
Codex

Codex

Özgür Şahin
Site Kurucusu
14 May 2006
En iyi cevaplar
0
48
Çanakkale
www.kendinigelistir.com
Facebook'ta karşılaştığım bir videoda okunan harika bir şiir. Kim yazmış bilmiyorum, paylaşmak istedim. Okumanızı ve videodan dinlemenizi tavsiye ederim. Düşündürücü, üzücü, gülümsetici ve gurur verici bir şiir;

HTML:
<div><object width="480" height="414"><param name="movie" value="http://www.dailymotion.com/swf/x8dd17_turk-olmak_people&related=1"></param><param name="allowFullScreen" value="true"></param><param name="allowScriptAccess" value="always"></param><embed src="http://www.dailymotion.com/swf/x8dd17_turk-olmak_people&related=1" type="application/x-shockwave-flash" width="480" height="414" allowFullScreen="true" allowScriptAccess="always"></embed></object></div>

Aslında çok şeydir, Türk olmak.
Türk olmak, Osmanlı'nın borcunu ödemektir. Hovarda babanın borçla yaşayan evladı gibi.
Kosova'da ve Bosna'da, Batı Trakya'da ve Makedonya'da bilmem kaç asır geçmişte kalan meselelerin hesabını vermektir.
Türk olmak Kıbrıs'ta, Hocalı'da, Anadolu'da ve Balkanlar'da soykırıma uğrayıp karşılığında yapmadığın soykırımla suçlanmaktır.
Türk olmak faşist olmaktır, vatanına, milletine, tarihine sahip çıktığında…
Türk olmak demokrat ve çağdaş olmaktır, vatanına, milletine, tarihine sövdüğünde…
Türk olmak lisanının Avrupa'da yasaklanmasıdır ve yine Türk olmak kendini ve derdini anlatamamaktır.
Avrupa'da hor görülmek Türk olmaktır, ataların bir çok asır önce Viyana'yı kuşattığı için ve hoş görülmemektir tabii ki sadece kuşatıp; Napolyon gibi bütün Viyana'yı yakmadığın için.
Türk olmak Selanik'te Pontus Anıtı'nın, Viyana'da çiğnenen yeniçeri minberinin ve Malta'da papazın üzerine bastığı Türk bayrağı heykelinin önünden geçmektir.
Türk olmak zordur, çetindir ve eziyetlidir. Üç kıtadan dönüp, bir küçük yarımadada misafir muamelesi görmektir. Sayısız imparatorluk kurmak Türk olmaktır, aynı zamanda sayısız imparatorluk yıkmak da Türk olmaktır.
Arabaya koşulan ilk atın vatanında, ilk yazılı antlaşmanın imzalandığı yurtta, yazının bulunduğu, paranın icat edildiği her metrekaresinden bereket fışkıran bu yurtta, kalkınmak için yabancı sermaye beklemektir.
Türk olmak; Truva'dan bu yana, Sümer'den bu yana serpilerek gelse de, tarihten eski bu topraklarda, bütün zamandan damıtılarak gelen yüksek değerlerine rağmen, bir haftalık hafıza ile yaşamaktır.
Doğu Roma'yı DA Batı Roma'yı DA yıkıp, yeni Roma olan AB'ye girmeye çalışmaktır Türk olmak.
Türk olmak, Mostar'da köprüdür, Kerkük'te kaledir, İstanbul'da Kızkulesi'dir, Anadolu'da buğdaydır, Çukurova'da pamuktur, Ege'de tütün, Karadeniz'de fındık, Trakya'da ayçiçeğidir.
Türk olmak Çanakkale'de ölmektir. Çanakkale'de ölmeden önce düşmana su vermektir, onun yaralısını sırtında kendi hastanesine taşımaktır.
Düşmanın ardından rahmet okumak, kanlısından helallik almaktır.
Sabahları odana rahmet dolsun diye, camı açmaktır. Kar yağdığında kayak yapmayı değil, evsizleri düşünmektir. Balkon köşesine kuşlar için, kışın ekmek kırıntısı, yazın su koymaktır. Yağmura rahmet, Kara bereket diye bakmaktır.
Türk olmak, harap bir ülkede, zengin ülkelerin müstemlekesini reddedip, tahtadan kılıç ve ipten üzengi ile, paylaşacak ve sahiple n ecek tek varlığı fakirlik olmasına rağmen, yedi düvele meydan okumaktır.
Türk olmak askere davul-zurna ile uğurlanmaktır, belki de dönmeyeceğini bilerek. Türk olmak, annenin şehit oğlunun ardından 'Bir oğlum daha olsun, onu da vatan için göndereceğim.' demesidir. Babanın gözyaşlarını tutarak, tabutuna son kez dokunurken 'Vatan sağ olsun!' demesidir.
Türk olmak 'Türk çayında radyasyon olmaz!' yalanları ile, 'Gusül abdesti alana AIDS bulaşmaz!' dolanları ile yaşamaktır.
Her hükümetin enkaz devraldığı, AMA asla ardında enkaz bırakmadığı ülkede olmaktır.
Türk olmak, ecdadın yaşadığı kıtlıktan dolayı, çayın yanında gelen şekerden fazla olanı garsona geri vermektir. Aynı nedenle Türk olmak, yemeği ziyan etmekten korkmaktır. Göz hakkına, diş kirasına saygıdır.
Türk olmak. Evindeki bir kap aşın yarısını tanrı misafirine vermektir. Kendi yerde, misafiri döşekte yatırmaktır Türk olmak.
Türk olmak, milli maçta ağlamaktır. Ayhan Işık'a, Belgin Doruk'a aşık olmaktır. Türk olmak, aşkını ölesiye sevmektir. Aşkı için ölmektir, öldürmektir. Sevdiceğinin elini bir kez tutamadan, toprağa girmektir.
En güzel aşk şiirlerini yüreğinde hissetmektir. Eşkiyaya türkü yakmaktır, Türk olmak.
Milletine sövmektir, ama başkasına sövdürmemektir, Türk olmak.
Türk olmak Yunus'u bilmektir, Aşık Veysel'i sevmektir. Mevlana'yı, Hacı Bektaş-ı Veli'yi ve Hoca Yesevî -tek bir satırını okumasa da yüreğinde taşımaktır.
Türk olmak, saz çaldığında, ney üflendiğinde, kös dövül düğünde ve kaval çaldığında, yüreğinin derinlerinde bir sızı sezmektir, bir de Yemen Türküsü'nde...
Hayatın sana verdiklerine 'Nasip', vermediklerine 'Kısmet' demektir. Her işin 'Hayırlısına' inanmaktır ve ağlamamak için çok gülmekten çekinmektir.
Türk olmak, Asya'da batılı, Avrupa'da doğulu diye tepki görmektir.
Irk sözünü bilmeden yaşamak, yaradılanı Yaradandan ötürü sevmektir.
Magazin programları ile dizilerin arasına sıkışsa DA, silkinip üzerindeki ölü toprağını atabilmektir.
Türk olmak, mahalle maçı için aynı saatte, on kişi buluşamazken, milyon kişinin bir araya gelmesidir.
Tavla oynarken bile kavga ederken, milyon kişinin kavga etmeden gösteri yapabilmesidir.
Türk olmak, buhran zamanında Arjantin'de de mağazalar yağmalanırken, daha ağır buhranda sıraya girerek, sorumlusuna en ağır cezayı tek bir cam kırmadan sandıkta kesmektir.
Türk olmak en zayıf gününde bile dünyaya meydan okumak, en dertli gününde bile her ufunetin bir şafakta biteceğini bilerek tevekkül göstermektir.
Zor iştir Türk olmak. Türk olmak Anadolu'da her düşen yağmur damlasına hamdetmek, her çıkan başak için şükretmektir.
Türk olmak, medeniyetler mezarlığı Anadolu'da dik durabilmektir ve büyük önder Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti ilelebet payidâr kılıp
"Ne Mutlu ki Türküm" diyebilmektir...
 
L

LiLyen

Kullanıcı
24 Mar 2009
En iyi cevaplar
0
0

Türk olmak askere davul-zurna ile uğurlanmaktır, belki de dönmeyeceğini bilerek. Türk olmak, annenin şehit oğlunun ardından 'Bir oğlum daha olsun, onu da vatan için göndereceğim.' demesidir. Babanın gözyaşlarını tutarak, tabutuna son kez dokunurken 'Vatan sağ olsun!' demesidir.


okadar masum,okadar tek yürek olabilen bir milletiz"ki.....

"Ne Mutlu Türküm" diyene.....

insanin icini titreten ve gercekten GURUR veren güzel paylasim..




 
H

Harun

Kullanıcı
29 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
36
İstanbul
leftinthedark.wordpress.com
Bu milletin en sevdiğim yönü gerektiği taktirde aşırı duygusal ,duyarlı ve yardımsever olması.

En sevmediğim yönü ise kötü bir olay olmadan önlem almayı bilmemesi.




alttaki yazıyı ekşisözlük'te diagnost adlı kullanıcı yazmış.



17 ağustos 1999, sabah saatleri

benim için diğer sabahlardan farklı değildi. alarm çalmasına rağmen uyanamıyordum. bir arkadaşım aradı ve istanbul'da çok büyük bir deprem olduğunu söyledi. en yakın arkadaşlarım istanbul'da olduğu için hemen onlara ulaşmaya çalıştım ama kimseyle konuşamadım. evden çıktım, manisa'da çalıştığım şantiyeye gitmek için bornova'dan otobüse bindim. haberler başlayınca, şoför, radyonun sesini herkesin duyabileceği bir seviyeye yükseltti. deprem olmuştu, ilk belirlemelere göre 25 kişi ölmüştü. 25 kişi! bütün otobüs homurdanmaya, birbirini tanımayan insanlar kendi aralarında konuşmaya başlamıştı.

17 ağustos 1999, öğle saatleri

manisa organize sanayi bölgesi yönetimi, şantiyeye haber gönderdi. depremden dolayı, enerjiyi keseceklerdi. şantiye'deki mühendisler, işçiler fikir yürütmeye başladı. enerji nakil hatları, enterkonnekte şebeke zarar görmüş olabilirdi. az değil, 25 kişi ölmüştü, kimbilir ne kadar büyük bir depremdi.

17 ağustos 1999, akşam saatleri

bütün gün doğru dürüst bir iş yapmadık, herkes şikayet ediyordu. zaten belli bir zaman kısıtlaması içinde yapılan işler için, bir şantiyede bir gün enerji olmaması kabus gibiydi. arıza giderilememişti, yapacak bir şey yoktu. paydos.

18 ağustos 1999, sabah saatleri

olayın ne kadar büyük olduğu anlaşılmıştı, ölü sayısı 25 falan değildi. binlerce insan göçük altındaydı. şantiye üst yönetimi, herkesi toplantıya çağırdı. işveren firmanın, o bölgede bir çok operasyonu vardı. durumun vehametini bire bir öğrenmişlerdi. bize söylenen "çok kötü" olduğuydu. o sırada bir şey oldu; işler yetişmiyor diye baskı yapan üst yönetim, tüm firmalara "nasıl yardım edebilirsiniz" diye sordu. hafriyat firmasının her fırsatta para alamadığından şikayet eden sahibi, iş makinası operatörlerini yanına çağırdı. cebinden bir tomar para çıkardı.

- gidin, sizi kimse kovmadan dönmeyin.

18 ağustos 1999, öğle saatleri

şantiyeden birkaç yüz metre ilerde, izmir-istanbul karayolu. istanbul yönünden gelen araç yok, istanbul yönüne doğru konvoy var. minibüsler, kamyonlar, kamyonetler... bir minibüs hatırlıyorum; ekmek, makarna doluydu. hilton oteli, yataklarını bir kamyona yüklemişti. konvoy ağır ilerliyordu ama kimse kornaya basmıyordu. bu kadar yoğun bir trafiğin bu kadar sessiz olduğunu hiç görmemiştim. kimseden birşey istenmemişti ama herkes elinden geleni yapmaya, gücü yettiğini götürmeye gidiyordu.

operatörlerden biriyle giderken vedalaştık.
tiryakiydi, patronunun verdiği parayla iki karton sigara almıştı. bir kutu da gofret, tiryakisi olan çocuklar için.
 
D

dideM

Kullanıcı
5 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
alttaki yazıyı ekşisözlük'te diagnost adlı kullanıcı yazmış.
Ondan daha çok şey anlatabilecek fakat anlatmak istemeyen bir sürü insan vardır eminim. O, farklı olarak, dışarıdan birinin gözünden yaşananları anlatmış. Ya içerdekiler..!

 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
İçerdekiler halen atlatamamış. Sabah haberlerde dinledim. O civarda satılan ilaçların % 40'ı anti depresan ilaçlarmış.



 
D

dideM

Kullanıcı
5 Eyl 2007
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
O civarda satılan ilaçların % 40'ı anti depresan ilaçlarmış.
Aynen! Ya hiç kolay bir şey değil. Yani ne bileyim bir hastalığı falan olur, kendini hazırlarsın. Ama bir sabah uyanıyorsun, gidiyorsun ve evin ortada olmadığını görüyorsun. Onlardan kalan tek bir şey bile yok. Hiç hazırlıksız, herşeyi kaybediyorsun.
 
U

UNKAPANI

Kullanıcı
3 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
Türk olmak, medeniyetler mezarlığı Anadolu'da dik durabilmektir ve büyük önder Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti ilelebet payidâr kılıp
"Ne Mutlu ki Türküm" diyebilmektir...
Tebrikler..Her cümlesi ayrı güzel,ayrı anlam dolu..Paylaşım için teşekkürler Özgür...
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
Bölmektir, çeyrek ekmeğini.
Ölmektir, hiç uğruna.
Temizliktir, imandan.
Asalettir, Asya Hanları'ndan.
Çağdaşlıktır, Mustafa Kemal'den.
Sevgidir, paylaşmaktır  gönülden.
Hoştur TÜRK  gibi yaşamak: )
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
Cesarettir, tek başına bir settir zalime ve zulmüne karşı yüreğin, Türk isen.
Silahtır bileğin, çelik zırhlı sömürgenlere karşı, Türk isen.
Düşmandır kardeşin dahi,
tatlıdır etin keklik etinden,
ucuzdur canın, deniz suyundan eğer sen bir Türk isen.
Dost arama bir diğerinden başka, Türk isen...
 
mabed528

mabed528

Kullanıcı
3 Nis 2009
En iyi cevaplar
0
16
Ankara
Çok güzel bir şiir insanı duygulandırıyor.
 
K

kzdnz

Kullanıcı
21 Ocak 2010
En iyi cevaplar
0
0
izmir
bazen düşünürüm kandırılmasydık birileri tarafından yaşayabilir miydik çılgın gerçeklerle?
Sevdiğinin bir hatasını görüp bitti bu iş demek varken neden tekrar ve bile bile kandırıldığında mutlu olur ki insan?
En yakınlarının bile saf olmayan duygularını kandırmaca gözlüğünü takıp, istediğimizi görerek, kandırarak kendimizi bozmak istemeyiz düzenimizi...
Alıştığımız için midir tüm bu bağlılık?
Alışkanlık mıdır Türk olmak?
haklarımız gaspedilirken, karnımız tam da doymamışken ama şişkinlik var gibi gezinirken, yani yıkılmamışken tüm olumsuzluklara karşı, terk etmek zor be; alıştık artık kurcalama ötesini berisini, duygusallaşalım, yaşayalım mıdır?
ne yalan söyleyeyim düşünmekten alamıyorum kendimi..
 
B

beyazdilekce

Kullanıcı
1 Ara 2009
En iyi cevaplar
0
0
Antalya
> > >> İnsanlari yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz

canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler"
Napoleon Bonaparte - Fransız İmparatoru

> > >> "Türklerden bahsediyorum... Düşmanına saldırırken amansız bir kasırgaya, korkunç bir denize ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk; dost yanında ve silahsız düşman karşısında bir seher yelidir, berrak bir göldür. Gönül açan bu yeli yıldırma, göz kamaştıran bu gölü coşkun bir denize çevirmek tabiatı da inciten bir gaflet olur."
Tasso - İtalyan Şair

> > >> "Bütün milletler arasında en namuslu ve dostluk kurmada tereddüt edilmeyecek olan yalnızca Türklerdir. Henüz yabancı tesiri altında kalmamış olan bir köye gidecek olursanız; gerçek misafirperverliğin ne demek olduğunu orada görüp öğrenirsiniz."
William Marti

> > >> "Irk ve millet olarak Türkler, bence geniş imparatorluklar içinde yaşayan kavimlerin en asili ve başta gelenedir. Dini, sosyal ve örfi faziletleri,tarafsız kimseler için birer takdir ve hayranlık kaynağıdır."
Lamartine-Fransız Yazar, şair ve Devlet adamı.

> > >> "Poltava'da esir oluyordum. Bu benim için bir ölümdü, kurtuldum. Buğ nehri önünde tehlike daha kuvvetli olarak belirdi; önümde su, ardımda düşman, tepemde cehennemler püsküren güneş... Su beni boğmak, düşman beni parçalamak, güneş beni eritmek istiyordu; yine kurtuldum. Fakat bugün esirim, Türklerin esiriyim. Demirin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar bana yaptılar, esir ettiler. Yalnız ayağımda zincir yok, zindanda da değilim; istediğimi yapıyorum.Fakat bu defa da şefkatin, asaletin, nezaketin esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar. Bu kadar alicenap, bu kadar asil, bu kadar nazik bir milletin arasında hür bir esir olarak yaşamak, bilsen ne kadar tatlı."
Demirbaş Şarl -İsveç Kralı (Ruslardan kaçıp Osmanlıya sığınmıştır)

> > >> "Türkler ölmeyi biliyorlar, hem de iyi biliyorlar. Ben de ölmeyi bilen bir milletin yenilmeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim. Burada hiç yoktan ordular kurmak ve bu orduları ölüme sürüklemek mümkün. Bu imkanlardan bol bol faydalanıyorum. Fakat, meydana getirdiğim orduları sendeleten bir engel var: Türklerin yaşayan hatıraları! Üç-dört yüzyıl önce her kudreti ve her milleti yenen Türkler, şimdi de silinmez hatıralarıyla her teşebbüsü sendeletiyorlar. Hemen her yürekte bu korkuyu seziyorum. Demek ki yalnız Türkleri değil, onların tarihini de yenmek lazım. Bu durumda ben, Türklerin düzinelerle milleti idare etmelerindeki sırrı da anlıyorum. Onlar milletleri bir kere yeniyor fakat kazandıkları zaferleri ruhlara ve nesillere nakşedebiliyorlar."
M. Montecuccoli (Avusturyalı Komutan)

> > >> "Seceat ve cesaret bakımından Türklerden üstün; büyük hedeflere ulaşmak bakımından da onlardan dirayetli hiç bir kavim yoktur. Cenab-ı Hak onları aslan sıfatında yaratmıştır."
İbn-i Hassul

> > >>Türk, asillerin asilidir. yapma olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek yüce asalet ona tabiatın hediyesidir.
Pierre Loti

> > >>Türklerin yalnız sonsuz bir cesareti değil, iradeleri sersemleştiren bir sihirbaz zekası vardır. İşte Türk, bu zekasıyla zafer kazanır, uygarlıklar yaratır ve insanlık dünyasında en şerefli hizmeti başarır. Zaten Avrupa'nın yarısını yüzyıllarca boyunduruk altına almak başka türlü mümkün olamazdı.
Çarnayev(Rus Komutan)

> > >>Silahlı milletin en canlı örneği Türklerdir. Bu diyar köylüsünün orak, katibinin kalem ve hatta kadınlarının etek tutuşunda silaha sarılmış bir pençe kıvraklığı vardır. Türk ata biner gibi oturur,

keşfe yollanan asker gibi uyanık yürür.
Moltke

> > >>Türkler bir ırk ve bir millet olarak yeryüzünün en şerefli insanlarıdır.
La Martine

> > >>Savaşın zevkini almak isteyen herkes Türklerle savaşmalıdır.
Towsend (İngiliz Komutan)

> > >>Doğulu önderler, milletlerinin başından ayrılmayarak her hükümetin temeli olan şu iki kanunu hakkıyla yapıyorlar: iyi yola götürmek ve kötülüklerden korumak. Bu asil hareket Ruslardan fazla özellikle Türklerde göze çarpıyor.
Auguste Comte

> > >>Türk kadınlarının en büyük süsü Türk oluşlarıdır. Onlar süslenmek için elmas veya zümrüt takınmıyorlar, belki üzerlerinde taşıdıkları o taşları süslemiş ve kıymetlendirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır.
Lady Mary Wortley Montagu

> > >>Türk'ün güzel yüzünü, kuvvetli endamını, pırıltılı kostümünü, zarif tavırlarını, kibar gülüşünü, aslanca kükreyişini fırçayla göstermek mümkündür. Fakat pek güç olan, Türk'ün özünü göstermektir. Bu öz, ayışığı gibi görülür fakat gösterilemez.
Decamps (fransız ressam)

> > >>Türkler yaman binicidirler. Türkler hücumunda düşmanı bir yaprak gibi çevirip bozarlar.
Câhiz (Arap Bilgini)

> > >>Türklerin yürekleri temizdir. Onlarda batıl fikirler, basit düşünceler yoktur.
Semame İbn-i Eşreş (Arap Bilgini)

> > >>Türkler kahramandırlar. Dostlarına zarar vermezler. Fakat kazanç getirirler.
Comenius (Çek Bilgini)

> > >>Türklerin biricik sevdikleri şey hak ve hakikattir. Ve hiçbir haksızlık yapmadıkları halde haksızlığa uğramışlardır.
William Pitt (İngiliz Devlet Adamı)

"Türklerin ruhu yeniden parlayacak ve silah kullanmak için doğan bu kahraman milletin tarihi eski ışığını bulacaktır."
Feldmareşal von Moltke -Alman Genelkurmay Başkanı



> > >>Türk askeri cesurdur. Anavatanını sever ve onun için gerekirse çekinmeden canını feda eder.
Albert Einstein

İnternet üzerinden bulduklarımın yarısından azı...daha niceleri,Çok soylu bir milletiz, değer ve kıymetini bilmek vefa borcumuzdur.
 
Üst