Z
Zynep
Kullanıcı
Yeni Konu butonuna basarken, nette bu sabah okuduğum bu konunun aslında "eski konu" olduğunun farkındaydım, ama konu hoş bir dille paylaşılınca ben de sizlerle paylaşmak istedim;
Teknolojinin Son Kurbanı Sizsiniz!!!
Hayatımızın hemen hemen tüm alanlarını fethetmiş olan teknolojik yardımcılarımızın bize sağladığı kolaylıkları asla ama asla inkar edemem. Televizyonun dünyayı evimize taşımasından bilgisayarın yeryüzündeki bütün uzakları yakınlaştırmasına, telefonların kamera, müzik çalar, bilgisayar görevi yapmasına kadar hayatı faydalı kılan bir çok fonksiyonu var.
Biliyorum biliyorum teknolojinin bu kadar sıkı savunucusu olan bendenizin neden çelişkili bir başlık attığını merak ediyorsunuz. Hatta haddimi aşıp kurbanın siz olduğunu ne cürretle söylediğim de aklınızdan geçmiyor değil...
Tamam kabul çelişkili. Ama sizi temin ederim ki belli bir noktadan sonra bu çelişki tamamen ortadan kalkıyor.
Sadece benim milletime has bir özellik mi yoksa bu konuda da mı küreselleştik bilinmez ama bir süreden sonra teknolojiyi kullanma kosunuda haddimizi hesabımızı bilmeden sınırlarımızı aşıyoruz. (sayın istisnalar siz bir kenara çekilin, kaideler, siz kıpraşmayın size sesleniyorum)
Biz iki kaide, kardeşim ve ben, bir Pazar günü elektrik idaresinin bize yaptığı jestle lap topun sınırlı şarjını da kullanarak sakin(!) bir kahvaltı yaptık. Çok değil birkaç yıl öncesine kadar sürekli yaptığımız şimdilerdeyse nasiren tekrarladığımız müzik eşğilinde balkon kahvaltılarını nasıl özlediğimizi farkettik. O, hafta boyunca neler yaptık, kimlere kızdık, nelere üzüldük, nelere sevindik.... Bir dünya şey konuştuk. Yani bizim daha kaliteli şekilde kahvaltı yapmamız için televizyonun kapanması yeterli oldu. Yani düşünün birkaç saatlik televizyonsuzluk keyifli bir sohbete sebep oldu. Yani üç beş gün televizyon açmasak sarmaşık gülleri gibi olacağız
Keza bilgisayar da aynı... Onun hiç mi suçu yok? Var elbette... Uzağı yakın eden süper teknolojik alet evin bireylerini tarumar edebiliyor. Yakında aile bireyleri say dediklerinde annem, babam, bilgisayarım var diyeceğiz. Haa unutmadan, bir de kardeşim....
Annem bazen anlatır, televizyonun sadece lüks evlerde olduğu dönemlerde akşam sohbetleri gırla gidermiş. Tabiri caizse geyiklerin belleri o zaman kırılırmış. Eğlence üzerine eğlence. Kimi çekirdek çitlermiş kimi macun yermiş. Konu bol, konuk bol, söz bol, eğlence bol...
Şimdilerdeyse birbirimizi tanımayacağız nerdeyse...
Cinsiyet: Kadın; Yaş: 32; İl: İstanbul
Gçenlerde bir arkadaş ben öldükten sonra mail`lerimi kim okuyacak demesi beni allak bullak etti. Şu sıralar fena halde benden sonra e-posta adresim ne olacak sorusu kafamı kurcalamaya başladı. Ben de ölmeden önce tüm mail adreslerimi ve şifrelerimi birine verme kararı aldım. Hatta zarf hazır. Konu şu ki hala kime vereceğimi bulamadım. Ailemden biri olsa diyorum, olacak iş değil. Arkadaşlara versem, paranoyak olurum hakkımda ne düşünürler diye. Çok zor benim işim, çok.
Tıpkı bu itirafta olduğu gibi bir gün bu gidişle bizler de vasiyetimizde hangi teknolojik zımbırtıyı kime bırakacağımızdan, kime hangi şifrelerin açıklanacağından bahsedeceğiz...
Bulduğum bir diğer itiraf da bir insanın teknolojiyle nasıl bütünleştiğini en güzel gösteriyor.
Cinsiyet: Kadın; Yaş: 26; İl: Eskişehir
Evde temizlik yapıldıysa o gün mutlaka bilgisayardaki gereksiz dosyaları, internet geçmişini ve masaüstündeki kullanılmayan simgeleri siliyorum. Virüs ve spyware taraması yapıyorum. Yoksa evdeki temizlik yarım kalmış gibi geliyor.
Aziz milletimden süper inciler...
Gülmeyin hiç!
Sıra size de gelecek!!!!
Allah`tan ben durumu farkedip de sınırdan dönenlerdenim. Masa üstünde sanal çiçek beslemeye karar verdiğim gün ani bir teknolojik şokla U dönüşü yaptım. Şimdi ne msn de gönderilen sanal güllerim var ne de ekrandan beslediğim masa üstü sınırları üzerinde gezinen "Hacker Can" adlı köpeğim.
Trajikomik halimizi gözümüze gözümüze sokan güzel bir yazı okumuştum. Sizinle paylaşmak isterim:
Eğer 2007 Yılında Yaşıyorsanız;
1- Yıllardır gerçek kartlarla solitaire oynamamışsınızdır...
2- 3 kişilik ailenize ulaşmak için elinizde 15 farkli telefon numarası vardır...
3- Yan masanızda oturan kişiye e-mail atarsınız...
4- Aileniz ve yakın dostlarınızla görüşememe nedeniniz email adresleri olmamasıdır...
5- Cep telefonunuzu almadan evden çıkmak, ki 15 yıl once hiç bir etkisi yoktu, artık sizin için bir panik nedenidir ve apar topar eve cep telefonunuzu almak için geri dönersiniz...
7- Sabah uyandığınızda kahvaltı yapmadan internetegirersiniz...
8- Bu satırları kitabımdan değil internet üzerinde okuyorsunuzdur (Tamam, bunu ben ekledim)
9- Bu yazılanları onaylıyor ve gülüyorsunuzdur...
10- Daha kötüsü bu yazıyı kimlere mail atacağınız kafanızda hemen canlanmıştır...
11- Listede 6 numaranın olmadığını fark edemeyecek kadar mesşgulsünüzdür...
12- Yukarı bakıp 6 numaranın olup olmadığını kontrol etmişsinizdir.
13- Ve simdi KENDİNİZE GÜLÜYORSUNUZDUR !
İşte durum bundan ibaret...
Bugün bizim için mükemmel ötesi teknolojik aletlerin yarın kölesi haline gelmemek için dozunda faydalanmak en akıllıca olanı....
Özge Bayram
Teknolojinin Son Kurbanı Sizsiniz!!!
Hayatımızın hemen hemen tüm alanlarını fethetmiş olan teknolojik yardımcılarımızın bize sağladığı kolaylıkları asla ama asla inkar edemem. Televizyonun dünyayı evimize taşımasından bilgisayarın yeryüzündeki bütün uzakları yakınlaştırmasına, telefonların kamera, müzik çalar, bilgisayar görevi yapmasına kadar hayatı faydalı kılan bir çok fonksiyonu var.
Biliyorum biliyorum teknolojinin bu kadar sıkı savunucusu olan bendenizin neden çelişkili bir başlık attığını merak ediyorsunuz. Hatta haddimi aşıp kurbanın siz olduğunu ne cürretle söylediğim de aklınızdan geçmiyor değil...
Tamam kabul çelişkili. Ama sizi temin ederim ki belli bir noktadan sonra bu çelişki tamamen ortadan kalkıyor.
Sadece benim milletime has bir özellik mi yoksa bu konuda da mı küreselleştik bilinmez ama bir süreden sonra teknolojiyi kullanma kosunuda haddimizi hesabımızı bilmeden sınırlarımızı aşıyoruz. (sayın istisnalar siz bir kenara çekilin, kaideler, siz kıpraşmayın size sesleniyorum)
Biz iki kaide, kardeşim ve ben, bir Pazar günü elektrik idaresinin bize yaptığı jestle lap topun sınırlı şarjını da kullanarak sakin(!) bir kahvaltı yaptık. Çok değil birkaç yıl öncesine kadar sürekli yaptığımız şimdilerdeyse nasiren tekrarladığımız müzik eşğilinde balkon kahvaltılarını nasıl özlediğimizi farkettik. O, hafta boyunca neler yaptık, kimlere kızdık, nelere üzüldük, nelere sevindik.... Bir dünya şey konuştuk. Yani bizim daha kaliteli şekilde kahvaltı yapmamız için televizyonun kapanması yeterli oldu. Yani düşünün birkaç saatlik televizyonsuzluk keyifli bir sohbete sebep oldu. Yani üç beş gün televizyon açmasak sarmaşık gülleri gibi olacağız
Keza bilgisayar da aynı... Onun hiç mi suçu yok? Var elbette... Uzağı yakın eden süper teknolojik alet evin bireylerini tarumar edebiliyor. Yakında aile bireyleri say dediklerinde annem, babam, bilgisayarım var diyeceğiz. Haa unutmadan, bir de kardeşim....
Annem bazen anlatır, televizyonun sadece lüks evlerde olduğu dönemlerde akşam sohbetleri gırla gidermiş. Tabiri caizse geyiklerin belleri o zaman kırılırmış. Eğlence üzerine eğlence. Kimi çekirdek çitlermiş kimi macun yermiş. Konu bol, konuk bol, söz bol, eğlence bol...
Şimdilerdeyse birbirimizi tanımayacağız nerdeyse...
Cinsiyet: Kadın; Yaş: 32; İl: İstanbul
Gçenlerde bir arkadaş ben öldükten sonra mail`lerimi kim okuyacak demesi beni allak bullak etti. Şu sıralar fena halde benden sonra e-posta adresim ne olacak sorusu kafamı kurcalamaya başladı. Ben de ölmeden önce tüm mail adreslerimi ve şifrelerimi birine verme kararı aldım. Hatta zarf hazır. Konu şu ki hala kime vereceğimi bulamadım. Ailemden biri olsa diyorum, olacak iş değil. Arkadaşlara versem, paranoyak olurum hakkımda ne düşünürler diye. Çok zor benim işim, çok.
Tıpkı bu itirafta olduğu gibi bir gün bu gidişle bizler de vasiyetimizde hangi teknolojik zımbırtıyı kime bırakacağımızdan, kime hangi şifrelerin açıklanacağından bahsedeceğiz...
Bulduğum bir diğer itiraf da bir insanın teknolojiyle nasıl bütünleştiğini en güzel gösteriyor.
Cinsiyet: Kadın; Yaş: 26; İl: Eskişehir
Evde temizlik yapıldıysa o gün mutlaka bilgisayardaki gereksiz dosyaları, internet geçmişini ve masaüstündeki kullanılmayan simgeleri siliyorum. Virüs ve spyware taraması yapıyorum. Yoksa evdeki temizlik yarım kalmış gibi geliyor.
Aziz milletimden süper inciler...
Gülmeyin hiç!
Sıra size de gelecek!!!!
Allah`tan ben durumu farkedip de sınırdan dönenlerdenim. Masa üstünde sanal çiçek beslemeye karar verdiğim gün ani bir teknolojik şokla U dönüşü yaptım. Şimdi ne msn de gönderilen sanal güllerim var ne de ekrandan beslediğim masa üstü sınırları üzerinde gezinen "Hacker Can" adlı köpeğim.
Trajikomik halimizi gözümüze gözümüze sokan güzel bir yazı okumuştum. Sizinle paylaşmak isterim:
Eğer 2007 Yılında Yaşıyorsanız;
1- Yıllardır gerçek kartlarla solitaire oynamamışsınızdır...
2- 3 kişilik ailenize ulaşmak için elinizde 15 farkli telefon numarası vardır...
3- Yan masanızda oturan kişiye e-mail atarsınız...
4- Aileniz ve yakın dostlarınızla görüşememe nedeniniz email adresleri olmamasıdır...
5- Cep telefonunuzu almadan evden çıkmak, ki 15 yıl once hiç bir etkisi yoktu, artık sizin için bir panik nedenidir ve apar topar eve cep telefonunuzu almak için geri dönersiniz...
7- Sabah uyandığınızda kahvaltı yapmadan internetegirersiniz...
8- Bu satırları kitabımdan değil internet üzerinde okuyorsunuzdur (Tamam, bunu ben ekledim)
9- Bu yazılanları onaylıyor ve gülüyorsunuzdur...
10- Daha kötüsü bu yazıyı kimlere mail atacağınız kafanızda hemen canlanmıştır...
11- Listede 6 numaranın olmadığını fark edemeyecek kadar mesşgulsünüzdür...
12- Yukarı bakıp 6 numaranın olup olmadığını kontrol etmişsinizdir.
13- Ve simdi KENDİNİZE GÜLÜYORSUNUZDUR !
İşte durum bundan ibaret...
Bugün bizim için mükemmel ötesi teknolojik aletlerin yarın kölesi haline gelmemek için dozunda faydalanmak en akıllıca olanı....
Özge Bayram