Codex
Özgür Şahin
Site Kurucusu
Türkiye güzelliklerin, ilginçliklerin ülkesi. Dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz farklı renkler bu ülkededir, bu yüzden Türkiye bir mozaik olarak tarif edilir.
İş hayatına girdiğinizde bu mozaiğin azalacağına, arttığını görürsünüz. En kurumsallaşmış aile şirketlerde eltilerin etkisini görünce bir afallarsınız. Ama seversiniz de, dünyada kimse bir patrondan babacan olmasını beklemez. Türkiye’de bir artıdır bu, önemsenir. Bir çalışana patronunu sorduğunuzda “Çok baba adamdır” der. Yani “çok vizyoner adam, işinde çok iyi” gibi bir yorum yapmaz.
Üniversiteyi bitiren bir genç işe girme sürecine başladığında da ilginçlikler vuku bulmaya devam eder. İş görüşmelerinde çokça karşılaşılan bir duruma işaret etmek istedim.
Soru : Maaş beklentiniz ne kadar?
Cevap : 3000 TL
Soru : Neden 3000 TL?
Cevap : Çünkü benimle aynı okuldan mezun arkadaşım Turkcell’e 3000 TL’ye girdi.
İşveren istiyor ki aday şunu söylesin: “Ben bu parayı fazlasıyla hak ediyorum, kat kat fazlasını da kazandıracağıma eminim”. Bunu söyleyen bir arkadaşıma hiçbir işverenin olumsuz bakacağını düşünmüyorum. Anlaşma sağlanır ya da sağlanmaz, o adayla kurum arasındadır ama en azından hiç kimse bu rakamı talep etmesini garipseyemez.
Son mülakatta 3000 TL isteyen ve bunu bir arkadaşının başka bir şirketten aldığı maaşa dayandıran arkadaşa şöyle bir soru sordum.
- Peki sen ne kadar maaş istiyorsun.
- Nasıl yani? Söylediğim gibi 3000 TL
- Hayır, o 3000 TL diplomanın maaşı. Diploman için 3000 TL, sen bir şey istemiyor musun?
Şaşırdı, biraz bozuldu. Ama esas olan sonuçtu. Yani 3000 TL’yi hak edip etmemek önemli değildi.
Diplomanız ne kadar ediyor, maaşınızın ne kadarını diplomanız hak ediyor? Ne kadarını bilginiz, ne kadarını beceriniz, ne kadarını da geleceğe yönelik potansiyeliniz hak ediyor?
İnsanın hak ettiği maaşı talep etmesi ve elde etmesi kadar güzel bir şey yok. 3,000 ya da 30,000 TL. Ama hak eden siz olun. Bir A4 kağıdın sizden daha fazla ettiğini söyleyerek kendinize saygısızlık etmeyin ne olur.
İş hayatına girdiğinizde bu mozaiğin azalacağına, arttığını görürsünüz. En kurumsallaşmış aile şirketlerde eltilerin etkisini görünce bir afallarsınız. Ama seversiniz de, dünyada kimse bir patrondan babacan olmasını beklemez. Türkiye’de bir artıdır bu, önemsenir. Bir çalışana patronunu sorduğunuzda “Çok baba adamdır” der. Yani “çok vizyoner adam, işinde çok iyi” gibi bir yorum yapmaz.
Üniversiteyi bitiren bir genç işe girme sürecine başladığında da ilginçlikler vuku bulmaya devam eder. İş görüşmelerinde çokça karşılaşılan bir duruma işaret etmek istedim.
Soru : Maaş beklentiniz ne kadar?
Cevap : 3000 TL
Soru : Neden 3000 TL?
Cevap : Çünkü benimle aynı okuldan mezun arkadaşım Turkcell’e 3000 TL’ye girdi.
İşveren istiyor ki aday şunu söylesin: “Ben bu parayı fazlasıyla hak ediyorum, kat kat fazlasını da kazandıracağıma eminim”. Bunu söyleyen bir arkadaşıma hiçbir işverenin olumsuz bakacağını düşünmüyorum. Anlaşma sağlanır ya da sağlanmaz, o adayla kurum arasındadır ama en azından hiç kimse bu rakamı talep etmesini garipseyemez.
Son mülakatta 3000 TL isteyen ve bunu bir arkadaşının başka bir şirketten aldığı maaşa dayandıran arkadaşa şöyle bir soru sordum.
- Peki sen ne kadar maaş istiyorsun.
- Nasıl yani? Söylediğim gibi 3000 TL
- Hayır, o 3000 TL diplomanın maaşı. Diploman için 3000 TL, sen bir şey istemiyor musun?
Şaşırdı, biraz bozuldu. Ama esas olan sonuçtu. Yani 3000 TL’yi hak edip etmemek önemli değildi.
Diplomanız ne kadar ediyor, maaşınızın ne kadarını diplomanız hak ediyor? Ne kadarını bilginiz, ne kadarını beceriniz, ne kadarını da geleceğe yönelik potansiyeliniz hak ediyor?
İnsanın hak ettiği maaşı talep etmesi ve elde etmesi kadar güzel bir şey yok. 3,000 ya da 30,000 TL. Ama hak eden siz olun. Bir A4 kağıdın sizden daha fazla ettiğini söyleyerek kendinize saygısızlık etmeyin ne olur.
