Sırrı çözülemeyen 700 yıllık naaş

  • Konbuyu başlatan su perisi
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Garip Olaylar \/ İlginç Bilgiler kategorisinde su perisi tarafından oluşturulan Sırrı çözülemeyen 700 yıllık naaş başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,191 kez görüntülenmiş, 3 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Garip Olaylar \/ İlginç Bilgiler
Konu Başlığı Sırrı çözülemeyen 700 yıllık naaş
Konbuyu başlatan su perisi
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Kristal
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
[size=10pt]Sırrı çözülemeyen 700 yıllık naaş[/size]
Türbedeki 700 yıllık naaş şaşırtıyor. Mumyalanmadığı halde bozulmayan naaş incelenmek üzere üniversiteye götürüldü.


Elazığ'ın Harput Mahallesi'ndeki Arap Baba türbesi içersinde bulunan ve mumyalanmadığı halde yaklaşık 700 yıldır bozulmayan naaş, incelenmek üzere Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürüldü.

Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün izni ile bilim adamları tarafından türbeden alınarak götürülen naaşın sırrı çözülmeye çalışılacak. Üniversitede yapılacak olan çalışmalarda, Arap Baba'nın kesin yaşı tespit edilecek.


Elazığ'ın Harput Mahallesi'nde bulunan Arap Baba Türbesi'ndeki Arap Baba'nın naaşı, yıllardır ziyaretçilere açık tutuluyordu. Türbenin içinde cam bir bölmede sergilenen naaşın başında bir görevli duruyor.

Yeşil örtü ile üzeri kapalı olan naaşı görmek isteyenler örtüyü kaldırarak bozulmadan duran naaşı görebiliyordu. Naaşın kafa kısmı ise gövdeden kesilmiş olarak yanında duruyordu.

Elazığ Valisi Muammer Muşmal, Vakıflar Genel Müdürlüğünden gelen bir ekibin naaşta bozulma olup olmadığını incelemek için naaşı türbeden alıp Hastaneye götürdüklerini doğrulayarak, "Bir ara naaştan bir koku geldiği yönünde şikayetler oldu. Bunun üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğü inceleme yapmak için böyle bir yola başvurmuş olabilir. İncelemeden sonra naaşı yerine bırakacaklar" dedi.

Naaşın bundan sonra açık olarak sergilenip sergilenemeyeceği yönündeki bir soruya ise Vali Muşmal, "Benim fikrim naaşın diğer cesetler gibi toprağa gömülmesinden yana. Müftü Bey de böyle olmasını uygun gördü. Ancak buna bilim adamları karar verir" diye konuştu.

Bazı kaynaklara göre Arap baba Harput velilerinden. Gerçek adı Yusuf olup, babasının adı Arabşah'tır. Hayatı hakkında fazla bir bilgi yoktur. Doğum tarihi ve yeri belli değildir.

On üçüncü asırda yaşadığı rivayet edilen Arap Baba, Harput'un fethi için gelen Selçuklu kumandanlarından olup, aynı zamanda büyük bir velidir.

İslamiyeti yaymak için bazan kılıç kullanan Arab Baba çoğu zaman insanlara doğru yolu göstermek için vaaz ve nasihatlerde bulundu. Sık sık, "Kılıçla geldim kalemle gideceğim" dediği belirtiliyor.

Vefat tarihi de belli değildir. Arab Baba'nın türbesi 1279 tarihinde yapılmıştır. Türbenin alt katında kabir odası, üst katında ise ziyaret edilen sanduka vardır. Arab Baba'nın kabrinin bir özelliği de naaşının herkes tarafından görülebilecek şekilde açıkta olmasıdır.

Türbe içinde üzeri yeşil kumaşla örtülü camdan bir sanduka içerisinde bulunan Arap Baba, çürümemiş cesedi ve kesik başı ile büyük bir ilgi toplamaktadır. Çürümemiş cesedi görmek isteyen ziyaretçilere, sandukanın örtüsü açılarak gösterilmektedir.

Yaygın inanışa göre, çok eski yıllarda Harput'ta büyük bir kuraklık başlamış, yağmurlar yağmaz, otlar yeşermez olmuş. İnsanların yağmur duasına çıkmaları, yalvarıp yakarmaları fayda etmemiş.

Bir gece Harput'ta Arap Baba türbesine yakın evlerden birinde oturan Selvi adlı yaşlı bir kadın rüyasında, Arap Baba'nın türbedeki naaşının başını kesip bir dereye atarsa yağmur yağacağını görmüş.

Komşularına anlattığı rüyası bütün Harput'a yayılmış. Günler geçmiş Harput'a bir damla yağmur düşmemiş. Kıtlık kapıda. Çaresiz kalan insanlar Selvi Nine'yi Arap Baba'nın başını kesme konusunda ikna etmeye çabalamış.

Ancak yaşlı kadın buna cesaret edemeyince, bir gece evinin etrafında toplanıp evi taşlamaya başlamışlar. Ertesi sabah yaşlı kadın çaresiz, yüreğindeki korkuları bastırmaya çalışarak, Arap Baba'nın türbesine gitmiş ve cesedin başını keserek dereye atmış.

Bunun üzerine yağmurlar haşlamış başlamasına ama kıtlıktan daha büyük bir felaket yaşanmış. Seller coşmuş, dereler taşmış. Yağmurlar bir rahmet olmaktan çıkmış, felakete dönüşmüş. Yine bir gece Selvi Nine rüyasında bu defa Arap Baba'yı görmüş.

Arap Baba, "Eğer başımı attığın yerden alıp yerine koymaz isen yağmurlar dinmez, senin de halin haraptır" diye öfkeyle bağırmış. Yaşlı kadın, sabah korkuyla uyanıp dereye indiğiunde, kesik başın dere kenarında durduğunu görmüş, hemen alıp getirip sandukada yerine koymuş. Ardından yağmurlar dinmiş ve her şey eski haline dönmüş.

 
Y

YEŞİLAY

Kullanıcı
6 Şub 2008
En iyi cevaplar
0
0
Bu bir efsane sanırım.Kesik baş atılaması geri alınması  :eek:
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Hayır efsane degil..Bu gün radyodada çok konusuldu Arap baba...Araştırma yapmak için küçük bir yalanla( meftedan koku geliyor diye) götürmüşler araştırma ünüversitesine,açtıklarında gözlerine inanamamışlar...N e bekliyorlardı,öylesi önemli bir zad'ın cesedinin çürüyeceginimi...
Bundan 35 yıl önce ünüveristede dekanlık yavan bir bilim adamı merakından mı bilmiyorum,araştırma yapmak için mezarı açtırıp ünüversiteye götürüyor...Gece rüyasında Arap baba gelip naaşının yerine konmasını söylüyor..Sabah kalktıgında bilim adamının yüzüne felç geldigi görülüyor ve o gün tekrar yerine konuluyor..Şimdi ne niyetle ve cesaretle böyle bir girişimde bulunmuşlar merak ediyorum...Bakalım gelişmeler ne yönde ilerleyecek...
 
K

Kristal

Bu tür efsaneler bana pek inandırıcı gelmiyor hiç bir zaman. :-\
 
Üst