“Gündüz kandilini hazırlamayan, karanlığa razı demektir.”
“Konuşanın mevkii, bir fikrin kıymetini az çok değiştirir. İster istemez sözden ziyade söyleyene bakarız.”
“Bayram, kıyafetlerin riya devridir.”
“Hiç kimseye benzememek isteyen, bir karikatüre benzer.”
“Yerinde sayanlar, yürüyenlerden ziyade gürültü çıkartır.”
“Ter, vücudun gözyaşıdır.”
“Aczini duymayan adam, hakikaten kuvvetli değildir.”
“Herkes başkasına, hakikatte kendi layık olduğu muameleyi reva görür.”
“Küçük kapılardan girmeye çalışanlar, eğilmeye mecbur olurlar.”
“Arzuların, kuvvetinin yetişebileceği yeri gösterir; hayallerin ise, zaafının yetiştiği yeri…”
“İnsan düşmanın her faziletine inanabilir: Samimiyetine asla!”
“Bugünkü fikirlerin kıymetini ancak ‘yarın’ gösterir.”
“İnsan, tarihe her istediğini söyletebilir, çünkü ölüler, itiraz edemezler.”
“Kusurumuz ne kadar çoksa, o kadar kusur ararız.”
“İyiliği yalnız iyiler anlar, fenalığı herkes.”
“Saadet dağlar gibidir; ses verir ama kımıldamaz, bekler ki sen ona gidesin.”
“Daima "bilirim"mi diyor gençtir, herşeye "olabilir"mi diyor ihtiyardır.”
“Kavak ağacını beğenen ve seven çok az kişi gördüm. Çünkü dosdoğrudur.”
“Kendini pek çok seven, pek az sevdirir.”
“Menfaat sandalyeye benzer. Başında taşırsan seni küçültür, ayağının altına alırsan yükseltir.”
“Yüksek tepelerde hem yılana hem kuşa rastlanır; birisi sürünerek, öteki uçarak yükselmiştir.”
“Haykıran sükûtlar vardır ki, ancak Allah işitir.”
“Okul arkadaşları tespih taneleri gibidir; Tahsil biter, iplik kopar, her biri bir tarafa dağılır.”
“Köhne fikirler paslanmış çivilere benzer; söküp atmak çok zordur.”
“Seçkinler, beğendikçe alkışlar; halk ise alkışladıkça beğenir.”
“Hakiki hürriyet, yüksek fikirlere esarettir.”
“Ümitsiz yürek, hiçbir şeyle aydınlanamaz.”
“Hepimiz ölümün nişanlısıyız.”
“Akarsu, ne güzel hayat dersidir: Küçük engellerin üzerinde köpürür; büyüklerin yanından sessizce geçiverir.”
Cenap Şehabeddin’in dile getirdiği bu sözler hayat tecrübelerinin ürünüdür. Buna bir de belâgatteki ustalığını ekleyince böyle güzel ifadeler çıkıyor ortaya. Herkes kendisini ifade etmek için konuşur. Fakat belâgat seçkinlerin lisanının özelliğidir. Belâgat sözün sosudur. Görünüşünden fazla bir şey anlayamayız. Acı veya tatlı olduğunu ancak tadınca anlarız. Sözün tadı dille değil, tefekkürle idrak edilir.