Sade bir yaşam

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde nil_92 tarafından oluşturulan Sade bir yaşam başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,880 kez görüntülenmiş, 2 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Sade bir yaşam
Konbuyu başlatan nil_92
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan nil_92
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
Madem bu dünyayı en çok zengin ülkeler talan ediyor, bastıkları yere onlar dikkat etsin” diyerek sıyıramayız. Çünkü Türkiye, doğal kaynaklarını tüketmede hızla yükseliyor... Peki ne yapmalı?

Kimsenin tenezzül etmediği, anlamaya çalışmadığı, kafa yormaya yanaşmadığı hatta          küçümsediği konuda, inatla yazmaya devam... Neymiş o önemsiz konu?  Dünya bu tüketim hızıyla nereye gidiyor? Yarın ihtiyacımız olan besini, suyu nasıl bulacağız? Bilgisayarlarımıza arka planı süsü yapmaya bayıldığımız ormanlar, denizler ve hayvanlar, gerçekte bize daha ne kadar dayanacak?        Elbette türban mı başörtüsü mü, kıyılar mı dağlar mı diye tartışırken... Konuşamayacak, eli tutmayacak kadar yaşlı adamlar asansörlü koltukla parti liderliğine taşınırken, bu dünyevi soruları sormak çok yersiz!
Doğu’yu yıllardır insansızlaştırarak, tarım arazilerini bitirip hayvancılığı yok ederek, kendi sularımızı, balığımızı yamyamlar gibi tüketerek ve ormanları çatır çutur keserek felakete emin adımlarla ilerliyoruz. WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak, “Yeryüzündeki yaşamın devamı, biyolojik çeşitliliğin korunmasına ve insanoğlunun tüketimini sınırlamasına bağlı. Çok daha sade yaşamanın yollarını bulmak zorundayız. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin kalkınma ve büyüme modellerini değiştirmesi gerekiyor” diyor. 





Ayak izi bileşenleri
Karbon tutma ayak izi
Okyanuslar tarafından tutulan CO2 emisyonunun yanı sıra, fosil yakıt tüketimi, arazi kullanımı değişiklikleri ve kimyasal süreçlerden kaynaklanan emisyonların tutulması için gereken orman alanı.

Otlak ayak izi
Et, süt, deri ve yün ürünleri için hayvancılık yapılan alanın yüzölçümü.

Orman ayak izi
Bir ülkenin her yıl tükettiği tomruk, kağıt hamuru, kereste ürünleri ve yakacak odun miktarı. 
Balıkçılık sahası ayak izi
Bin 439 farklı deniz türü ve 268’i aşkın tatlı su türünün avlanma verilerine dayanarak, yakalanan balık ve deniz ürünleriyle ortaya çıkan tahmini birincil üretim.

Tarım arazisi ayak izi
İnsan tüketimi için gıda ve lif, hayvan yemi, yaş bitkileri ve kauçuk üretimi için kullanılan alanın yüzölçümü.

Yapılaşmış alan ayak izi
Ulaşım, konut, endüstriyel yapılar ve hidrogüç santralleri de dahil olmak üzere insan altyapısıyla kaplı alanın yüzölçümü.


NE AYAK?
Ekolojik Ayak İzi, insanların kullandığı yenilenebilir kaynakları sağlayabilmek için gereken, biyolojik olarak verimli ve suyun bulunduğu alanı küresel hektara (gha) dönüştürerek hesaplar.
(Not: Burada dünyanın ve Türkiye’nin ayak izi bileşenleri yüzdeleri iki ayak grafiği  üzerinde gösterildi)

“Bana ne” diyenler

Türkiye, doğal kaynaklarını tüketmede hızla yükseliyor. WWF’nin yayınladığı ‘Yaşayan Gezegen    Raporu’nda hem durum tespiti yapılmış, hem de çözüm önerileri sunulmuş. Ekolojik limit aşımına dair öneriler şöyle sıralanıyor:

1. Kalkınma yollarını değiştirmeliyiz:
Doğal kaynakların ekolojik sınırları aşmayan kullanımı, doğayla uyum içinde yaşamamızı sağlayacak kalkınma yollarını bulma çabasının bir parçasıdır.
2. Korunan alanlarımızı artırmalıyız:
Yeryüzünün en az yüzde 15’i biyolojik çeşitliliğin ve ekosistem hizmetlerinin korunması için ayrılmalıdır.
3. Enerji verimliliğini artırmalı ve beslenme biçimimizi (et tüketimimizi) değiştirmeliyiz:
Gıda ve enerji, gelecekte üzerinde durulması gereken en önemli iki konu.
4. Birbiriyle rekabet halindeki arazi    taleplerini yönetmek için yeni  araçlar ve süreçler belirlemeliyiz:
Yiyecek, hayvan yemi ve yakıt üretmemiz, biyolojik çeşitlilik ve ekosistem hizmetlerini korumamız için yeterli olacak arazinin uygun biçimde tahsisi, kullanım planlamasının yapılması giderek önem kazanıyor.
5. Sınırlı kaynakların adil paylaşımını sağlamalı ve eşitsizliği önlemeliyiz:
Ülkeler ve toplumlar arasında enerji, su ve gıda erişiminin ve dağılımının eşitlikçi olması güvence altına alınmalı.
6. İş dünyası ve hükümetler, Ekolojik Ayak İzi’nin azaltılmasında öncü rol üstlenmeli:
Doğaya değer biçen ve kaynakları toplumsal zenginlik sağlayacak biçimde tahsis eden yaklaşımların benimsenmesinde karar vericilerin ve piyasa mekanizmalarının önemi büyük. Çok mu zor ve sıkıcı geldi? Canım ne uğraşıyorsunuz! Gidin şık bir kafeye, arkanıza yaslanıp Güney Amerika’dan getirtilen kahve çekirdekleriyle yapılan Latte’nizi sipariş edin. Twitter üzerinden muhteşem analizlerinizi halkla paylaştıktan sonra 4x4 cipinizle olay mahallinden uzaklaşın. Eve giderken süpermarketten aldığınız meyvenin, etin, balığın nerelerden geldiğine hiç dikkat etmeyin, ne kadar ödediğinize de... Nasıl olsa, paranız var. Dilediğiniz gibi tüketin, dünya kimin      umurunda!

Mehveş Evin
 
M

M

Kullanıcı
31 Tem 2008
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Kimsenin tenezzül etmediği, anlamaya çalışmadığı, kafa yormaya yanaşmadığı hatta          küçümsediği konuda, inatla yazmaya devam... Neymiş o önemsiz konu?  Dünya bu tüketim hızıyla nereye gidiyor? Yarın ihtiyacımız olan besini, suyu nasıl bulacağız? Bilgisayarlarımıza arka planı süsü yapmaya bayıldığımız ormanlar, denizler ve hayvanlar, gerçekte bize daha ne kadar dayanacak?         Elbette türban mı başörtüsü mü, kıyılar mı dağlar mı diye tartışırken... Konuşamayacak, eli tutmayacak kadar yaşlı adamlar asansörlü koltukla parti liderliğine taşınırken, bu dünyevi soruları sormak çok yersiz!
Doğu’yu yıllardır insansızlaştırarak, tarım arazilerini bitirip hayvancılığı yok ederek, kendi sularımızı, balığımızı yamyamlar gibi tüketerek ve ormanları çatır çutur keserek felakete emin adımlarla ilerliyoruz. WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak, “Yeryüzündeki yaşamın devamı, biyolojik çeşitliliğin korunmasına ve insanoğlunun tüketimini sınırlamasına bağlı. Çok daha sade yaşamanın yollarını bulmak zorundayız. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin kalkınma ve büyüme modellerini değiştirmesi gerekiyor” diyor. 
Çok doğru söylemiş kelimeler gayet açık ve net
 
N

nil_92

Kullanıcı
26 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
aynen canım :) anlayana...
 
Üst