Paranın olduğu yerde kalleşlik vardır.
İnsan eliyle yapılmış para yine insan olmak üzere çook şeyi vede insani değerleri satın alır.
Paranın her kapıyı açtığını savunuyorum ama
Yine de "onur" ile "para" arasındaki dengeyi sağlayabilmek zor olsa bile bunu başarabilmek enn güzelidir diyorum..
***
Karı koca bir barda oturuyorlar, önlerindeki içkilerini yudumlarken bardan içeri hoş bir hatun girer. Bizimkilerin yanına yaklaşıp adama sarılarak yanağından öper. Yanındaki karısına aldırmadan:
- Nasılsın hayatım, epey oldu görüşemedik... Diyerek ileride bir masaya gidip oturur.
Adamın karısı şaşkındır, dayanamayarak kocasına sorar:
- Kim bu kadın?
Adam sakin bir sesle yanıtlar:
- Metresim!
Kadın yanıtı duyunca çıldırır.
- Ne! Derhal boşanıyoruz! Sen ne şerefsiz adammışsın. Bir de utanmadan metresim diyorsun. Her şey bitti hemen boşanıyoruz!
Adam gayet sakin sıralamaya başlar:
- Ne yani sevgilim Etiler'deki dubleksi, Akmerkez'deki daireyi, Bodrum'daki tripleksi, 24 metre yatı, altındaki son model jeeple spor arabayı, bütün bunları bırakıp benden ayrılmak mı istiyorsun?
Kadın sakinleşir ve çevresine bakmaya başlar. Biraz ileride bir çift dikkatini çeker, kocasına sorar:
- Şurada oturan bizim Suat değil mi?
Kocası yanıtlar:
- Evet
- Peki yanındaki kim?
Kocası gayet soğukkanlı:
- Metresi...
Kadın bir duralar hemen arkasından yapıştırır:
- Aaaa! Bizimkisi daha güzel valla!.
**