W
waree
Kullanıcı
Ağrı kelimesi; Latince ceza, intikam, işkence sözcüğünden türemedir. Psikolojik olarak ağrı çeken insanlar aslında psikolojik olarak haykırış içindedir. Bu ağrıyı çeken insanlar, 'Sıkıntılıyım, mutsuzum' demektedir. Çoğu zaman kendileri bile bunun farkında değildirler. Kişi; duygusunu, öfkesini, ızdırabını, tepkisini ya da beklentisini beden dili ile ifade etmektedir. Sıkıntılarını dışa vuramayan kişiler bu ağrıları çeker. Kişi duygularını, iç çatışmasını, öfke ve beklentisini dile getiremez, bedenselleştirir. Söyleyemediklerinin acısını, ağrı olarak çeker
Alerjiler: Kime karşı alerjiniz var. Kendi gücünü yâdsıma, ( eğer ki biriyle anlaşamadığınızı düşünüyorsanız ve bunu ciddi bir sorun haline getirmişseniz, vücut kendini devreye sokar ve bu işin ne kadar ciddi olduğunu size gösteriri)
İştahsızlık: Kendi hayatından vazgeçme. Aşırı korku, kendinden nefret etme, kendini reddetme. ( eğer ki hayata karşı büyük korkularınız varsa, bir de kendinizden hoşnut değilseniz iştahınızın kesilmesi hiç de olasılık dışı bir olay olmayacaktır)
AŞIRI KİLO: Hayattan korkma. İncinme, aşağılanma, eleştiri veya cinsellikten korunma ihtiyacı duyma, duygulardan kaçmak güvensizlik. Doyum arama.
ATEŞ: Yakıcı öfke. (eğer ki öfkeyi hep uç noktalarda yaşayanlardansanız, bol bol hasta olmanız ve ateşlenmeniz gayet normaldir)
Baş ağrısı: başını ağrıtan kişilerle ilgili, ikilemli sevgi, öfke ve bağımlılık ilişkisi sorgulanmalıdır
Baş dönmesi: kararsız, dağınık düşünme. Dikkatle bakıp görmeyi reddetme.
Arpacık: yaşama öfkeli gözlerle bakma. Birisine kızgınlık duyma. (eğer sabit birine sürekli öfkeleniyorsanız, gözleriniz onun güzel yönlerini asla görmeyecektir. Hangi gözünüzde arpacık çıktığı önemlidir. Sağ ise; erkek enerji, sol ise; dişi enerjidir.)
Bayılma: korku. Başa çıkamayıp bırakma. Geçici olarak bilincini yitirmek.
Unutkanlık: korku, hayattan kaçış. Kendine sahip çıkamama.
Beyaz saç: gerilim. Baskı altında olduğuna, fazla zorlandığına inanma.
Bademcik iltihabı: korku, bastırılmış duygular. Boğulmuş yaratıcılık, yapmak istediği şeyi yapamama.
BOĞAZ AĞRISI: Kendini, kendi cümleleriyle ifade edememek. Yaratıcılığın kısıtlanması. (lütfen takip edin, ne zaman ki bir şeye kızıp söyleyemezseniz, kendi düşüncelerinizi kelimelere dökemezseniz ardından boğazınızın ağrıması gayet normaldir. Kronik boğaz ağrıları olan insanlar kendilerini ifade edemeyen ve hep içine atan insanlardır)
Boyun ağrısı: Hayata bakış açısından esnek olamamak. İnatçılık. (eğer hayata esnek bakamayanlardan, hep tek yönden bakanlardansanız boynunuzun ağrıması, tutulması gayet normaldir.)
BRONŞİT: Huzursuz bir aile ortamı. Tartışmalar ve bağrışma. Bazen sessiz sürtüşmeler.
Burun akıntısı: içsel ağlama, içsel feryat. Yardım isteme.
Burun kanaması: tanınma, kabul edilme ihtiyacı hissetme. Sevgi isteme. Umursanmadığını hissetme.
Burun tıkanıklığı: kendi değerini kabullenememe.
DİŞETİ KANAMASI: hayatında verdiği kararlardan memnun olmama.
EGZAMA: soluk kesici kin. Zihinsel patlamalar.
GASTRİT: süregelen belirsizlik. Kötü beklentiler. Kaygılanma.
Hazımsızlık: korku, endişe, dehşet hissetme, sızlanma ve homurdanma.
İshal: korku, reddetme, kaçış
Karın ağrısı: Psikolojik karın ağrısı; karşılanmayan, doyurulmayan ebeveyn ya da onlar yerine geçen sembolik kişilerden sevgi ve ilgi beklentisini ifade edebilir.
KEKEMELİK: güvensizlik, kendini ifade eksikliği. Ağlamasına izin verilmemiş olmak. (çocukluğunda konuşmasına izin verilmemiş, hep susturulmuş bir insanın kekelemeden konuşmasını beklemek biraz zor.)
KESİKLER: kendi kurallarınıza uymadığınız için kendi kendinizi cezalandırma.
KİSTLER: eski acı veren bir filmi oynatıp durma,. Yaraları besleme. ( eğer ki sürekli geçmişte yaşayan bir insansanız, o geçmişinizin bağlı olduğu üzüntüyü temsil eden organınızda kist görülebilir)
KULAK ÇINLAMASI: dinlemeyi reddetme. İç sesini işitmeme, inatçılık.
KULAK AĞRISI: öfke. İşitmemek istememe. Tartışan ana baba.
KUSMAK: konuşamayacak kadar çok kızmış olmak. Çekinmeden, açıkça söylemekten korkmak. Otoriteye içerlemek.
MİGREN: kusursuz olma isteğiyle kendi üzerinde aşırı baskı yaratma. Çok fazla bastırılmış öfke. Hayatın akışına direnme. Cinsel korkular.
MİDE RAHATSIZLIKLARI: büyük korku, dehşet. Yeni den korkmak, Yeni yi özümseyememe.
ÜLSER: korku,yeterince iyi olmadığına inanmak. Birilerini hoşnut etmeye can atmak.
ÖKSÜRÜK: dünyaya bağırma arzusu. “beni dinleyin, beni görün” haykırışı.
SIRT AĞRILARI: hayattan maddi manevi destek talebi. Alt sırt: para konusunda korku, mali destek istemek. Orta sırt: suçluluk duygusu. Üst sırt: duygusal olarak destek arayışı. Sevilmediğini hissetmek. Bu yüzden kendini sevmemek.
YARALANMALAR: kendine kızma. Öfkeyle için için yanma. ( genelde öfkeli olduğumuz zamanlarda bedenimizi bir şekilde yaralarız)
YATAĞI ISLATMAK: ana-babadan (özellikle babadan) korkmak. Fiziksel olarak ya da ruhsal olarak korku.
Alerjiler: Kime karşı alerjiniz var. Kendi gücünü yâdsıma, ( eğer ki biriyle anlaşamadığınızı düşünüyorsanız ve bunu ciddi bir sorun haline getirmişseniz, vücut kendini devreye sokar ve bu işin ne kadar ciddi olduğunu size gösteriri)
İştahsızlık: Kendi hayatından vazgeçme. Aşırı korku, kendinden nefret etme, kendini reddetme. ( eğer ki hayata karşı büyük korkularınız varsa, bir de kendinizden hoşnut değilseniz iştahınızın kesilmesi hiç de olasılık dışı bir olay olmayacaktır)
AŞIRI KİLO: Hayattan korkma. İncinme, aşağılanma, eleştiri veya cinsellikten korunma ihtiyacı duyma, duygulardan kaçmak güvensizlik. Doyum arama.
ATEŞ: Yakıcı öfke. (eğer ki öfkeyi hep uç noktalarda yaşayanlardansanız, bol bol hasta olmanız ve ateşlenmeniz gayet normaldir)
Baş ağrısı: başını ağrıtan kişilerle ilgili, ikilemli sevgi, öfke ve bağımlılık ilişkisi sorgulanmalıdır
Baş dönmesi: kararsız, dağınık düşünme. Dikkatle bakıp görmeyi reddetme.
Arpacık: yaşama öfkeli gözlerle bakma. Birisine kızgınlık duyma. (eğer sabit birine sürekli öfkeleniyorsanız, gözleriniz onun güzel yönlerini asla görmeyecektir. Hangi gözünüzde arpacık çıktığı önemlidir. Sağ ise; erkek enerji, sol ise; dişi enerjidir.)
Bayılma: korku. Başa çıkamayıp bırakma. Geçici olarak bilincini yitirmek.
Unutkanlık: korku, hayattan kaçış. Kendine sahip çıkamama.
Beyaz saç: gerilim. Baskı altında olduğuna, fazla zorlandığına inanma.
Bademcik iltihabı: korku, bastırılmış duygular. Boğulmuş yaratıcılık, yapmak istediği şeyi yapamama.
BOĞAZ AĞRISI: Kendini, kendi cümleleriyle ifade edememek. Yaratıcılığın kısıtlanması. (lütfen takip edin, ne zaman ki bir şeye kızıp söyleyemezseniz, kendi düşüncelerinizi kelimelere dökemezseniz ardından boğazınızın ağrıması gayet normaldir. Kronik boğaz ağrıları olan insanlar kendilerini ifade edemeyen ve hep içine atan insanlardır)
Boyun ağrısı: Hayata bakış açısından esnek olamamak. İnatçılık. (eğer hayata esnek bakamayanlardan, hep tek yönden bakanlardansanız boynunuzun ağrıması, tutulması gayet normaldir.)
BRONŞİT: Huzursuz bir aile ortamı. Tartışmalar ve bağrışma. Bazen sessiz sürtüşmeler.
Burun akıntısı: içsel ağlama, içsel feryat. Yardım isteme.
Burun kanaması: tanınma, kabul edilme ihtiyacı hissetme. Sevgi isteme. Umursanmadığını hissetme.
Burun tıkanıklığı: kendi değerini kabullenememe.
DİŞETİ KANAMASI: hayatında verdiği kararlardan memnun olmama.
EGZAMA: soluk kesici kin. Zihinsel patlamalar.
GASTRİT: süregelen belirsizlik. Kötü beklentiler. Kaygılanma.
Hazımsızlık: korku, endişe, dehşet hissetme, sızlanma ve homurdanma.
İshal: korku, reddetme, kaçış
Karın ağrısı: Psikolojik karın ağrısı; karşılanmayan, doyurulmayan ebeveyn ya da onlar yerine geçen sembolik kişilerden sevgi ve ilgi beklentisini ifade edebilir.
KEKEMELİK: güvensizlik, kendini ifade eksikliği. Ağlamasına izin verilmemiş olmak. (çocukluğunda konuşmasına izin verilmemiş, hep susturulmuş bir insanın kekelemeden konuşmasını beklemek biraz zor.)
KESİKLER: kendi kurallarınıza uymadığınız için kendi kendinizi cezalandırma.
KİSTLER: eski acı veren bir filmi oynatıp durma,. Yaraları besleme. ( eğer ki sürekli geçmişte yaşayan bir insansanız, o geçmişinizin bağlı olduğu üzüntüyü temsil eden organınızda kist görülebilir)
KULAK ÇINLAMASI: dinlemeyi reddetme. İç sesini işitmeme, inatçılık.
KULAK AĞRISI: öfke. İşitmemek istememe. Tartışan ana baba.
KUSMAK: konuşamayacak kadar çok kızmış olmak. Çekinmeden, açıkça söylemekten korkmak. Otoriteye içerlemek.
MİGREN: kusursuz olma isteğiyle kendi üzerinde aşırı baskı yaratma. Çok fazla bastırılmış öfke. Hayatın akışına direnme. Cinsel korkular.
MİDE RAHATSIZLIKLARI: büyük korku, dehşet. Yeni den korkmak, Yeni yi özümseyememe.
ÜLSER: korku,yeterince iyi olmadığına inanmak. Birilerini hoşnut etmeye can atmak.
ÖKSÜRÜK: dünyaya bağırma arzusu. “beni dinleyin, beni görün” haykırışı.
SIRT AĞRILARI: hayattan maddi manevi destek talebi. Alt sırt: para konusunda korku, mali destek istemek. Orta sırt: suçluluk duygusu. Üst sırt: duygusal olarak destek arayışı. Sevilmediğini hissetmek. Bu yüzden kendini sevmemek.
YARALANMALAR: kendine kızma. Öfkeyle için için yanma. ( genelde öfkeli olduğumuz zamanlarda bedenimizi bir şekilde yaralarız)
YATAĞI ISLATMAK: ana-babadan (özellikle babadan) korkmak. Fiziksel olarak ya da ruhsal olarak korku.