PORSCHE'SİNİ SATAN DAĞCI REINHOLD MESSNER'DEN NELER ÖĞRENEBİLİRİZ?

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kim, Neyi, Nasıl Başardı? kategorisinde Codex tarafından oluşturulan PORSCHE'SİNİ SATAN DAĞCI REINHOLD MESSNER'DEN NELER ÖĞRENEBİLİRİZ? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,532 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kim, Neyi, Nasıl Başardı?
Konu Başlığı PORSCHE'SİNİ SATAN DAĞCI REINHOLD MESSNER'DEN NELER ÖĞRENEBİLİRİZ?
Konbuyu başlatan Codex
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Codex
Codex

Codex

Özgür Şahin
Site Kurucusu
14 May 2006
En iyi cevaplar
0
48
Çanakkale
www.kendinigelistir.com
Everest’e ilk kez tüpsüz tırmanan iki kişiden biri oydu. Himalayalar’daki 14 ayrı dağa oksijen tüpü olmadan ilk tırmanan kişi de oydu. İşte Porsche’sini satan dağcı Reinhold Messner’den zirve yolculuğunun incelikleri...

PORSCHE'SİNİ SATAN DAĞCI REINHOLD MESSNER'DEN NELER ÖĞRENEBİLİRİZ?

23 Haziran 2012 günü İstanbul Dağcılık Kulübü bize harika bir gün hediye etti. Dünyanın gelmiş geçmiş en önde gelen birkaç dağcısından biri olan Reinhold Messner, Türkiye'nin dört bir yanından gelen dağcılarla, dağlara gönül verenlerle İstanbul'da buluştu.

Reinhold Messner'in anlattıklarına geçmeden önce, son derece genç bir kuruluş olan İstanbul Dağcılık Kulübü'nün birinci sınıf bir organizasyona imza atmış olduğunu söylemeden geçmemek lazım. Sadece Reinhold Messner'i ülkemize konuk etmekle kalmadılar, aynı zamanda onu konforlu bir salonda, güzel tasarlanmış bir sahnede, bir kokteyl ve dileyenler için simultane çeviri eşliğinde dinleme imkânını verdiler.

İşim gereği çok sayıda konferansa katılmış biriyim. Bunların bir kısmı son derece yüksek ücretli etkinlikler üstelik. Ancak pek azının bu kadar titizlikle yönetildiğini söyleyebilirim.

Benim Orada Ne İşim Vardı?

Ben, İstanbul Dağcılık Kulübü'nün kurucularından ve eski başkanlarından Özgür Konya'nın davetlisiydim. Ben dağcı değilim. Sevgili Özgür'le de iki elin parmağını geçmeyecek sayıda doğa yürüyüşüne katıldım. Harika zaman geçirdiğimiz, kendimizi yenilediğimiz etkinliklerdi. Ancak ben o ekipten ayrı düştüm. İş hayatı ve daha ziyade kitaplara dönük ilgim ağır bastı ve ben "şehir adamı" pozisyonumu korudum.

Kitaplar demişken, Reinhold Messner aynı zamanda bir yazar. Yazarlığı asla dağcılığın teknik tarafına dönük bir ilgiyle sınırlı değil. Derin bir hayat görüşünü ve Messner'in felsefesini içeriyor.

Orada olmam için başlı başına bir nedendi bu!

Bu konuda son bir şey söyleyeceğim: Etkinliğe büyük bir heyecan duyarak gittim ve dağcı dostların heyecanını ancak tahmin edebiliyorum. Biz, yaşayan bir efsaneyi, bir büyük ustayı görecektik orada.

Özgür Konya'nın deyişiyle "dağcılığın Pele'si"ydi o.

Reinhold Messner, konferans sonrasında kitaplarını, resimlerini imzalıyor.
Birden Fazla Hayat Yaşayın!

Reinhold Messner'i bilenler biliyor, bilmeyenler içinse onun hayatını ve başarılarını araştırıp öğrenmek çok kolay. Benim verdiğim kaynaklar yetmiyorsa, ismini Google'a yazın yeter. O yüzden hayatının ayrıntılarına girmeyecek ve iki önemli başarısından söz edip, bilmeyenlerin fikir edinmesini sağlayacağım.

Messner,

1.Peter Habeler ile birlikte Everest'in zirvesine oksijen tüpü kullanmadan ilk tırmanan dağcıdır ve onlar bu tırmanışla bilimin ön yargılarını (dönemin tıp dünyası "asla olmaz" diyordu!) yıkmışlardır. Bazılarına göre bu tırmanış, dağcılığın, Messner öncesi ve Messner sonrası diye ayrılmasının nedenidir.


2. 8000 metrenin üzerindeki 14 ayrı Himalaya dağının zirvesine, oksijen tüpü kullanmadan çıkmış ilk dağcıdır. Ayrıca bu başarıyı elde ederken dağcılar için yeni rotalar oluşturmuştur. Bir not daha: Messner, Alpin stil Himalaya dağcılığını başlatan kişidir.

Reinhold Messner'den Neler Öğrenebiliriz?

1.Birden Fazla Hayat Yaşayın: Reinhold Messner bir dağcı. Orası kesin! Evet, uzmanlık alanı matematik, kitaplar yazıyor ve bir dönem Avrupa Parlementosunda milletvekiliği. Ama o bir dağcı. Temeli bu. Kendi deyişiyle "birden fazla hayatı" olması, onun farklı yönlerinden ileri gelmiyor; hayatını çeşitli dilimlere bölmesinden dolayı böyle bu! Hayatına öyle bakıyor.

Örneğin, kardeşini kaybettiği ve altı ayak parmağının donduğu Nanga Parbat zirve çıkışı, onun için bir dönemin sonu ve yeni bir hayatın başlangıcı. Messner'in ayak parmaklarının donması onun kaya tırmanışlarında eski becerilerini sergilemesine engel oluşturuyor, o da dağcılık macerasına yeniden yön veriyor.

Messner, ne zaman bir engelle karşılaşsa bunu hayatında yeni bir dönem açmak için fırsat olarak görüyor. Hayatının ilerleyen yıllarında, artık dağlara eskisi kadar çıkamayacak kadar yaşlandı mı, "bir dağcılık müzesi kurmanın zamanı gelmiştir" diyor ve bir müze kuruyor.

2. İmkânsıza Meydan Okuyun: Messner konferansından birçok sonuç çıkarılabilir. Ama onun dönüp dolaştığı yeri, ruhunun "öz mü özünü", bize tek cümleyle özetleyin derseniz, onun için "imkânsız olana meydan okuyan bir adam"dır dememiz gerekir. Messner, insanın ancak imkânsıza meydan okuyarak geliştiğine, insan ruhunun bu sayede derinleştiğine inanmaktadır. İstanbul'da kararlı ve keskin bir dille şöyle diyen odur: "Eğer bir dağ tehlikeli değilse, o artık bir dağ değildir."

Bazı dağcılar, doğaseverler bu söze katılmayacaklardır. "Dağ, dağdır" diyeceklerdir haklı olarak. Ama Messner, ortaya attığı bu sözü derinleştirir: "Herkes kendi dağlarına tırmanmalı, herkes kendi zirvesine ulaşmaya çalışmalıdır." Messner'in dünyasında bir dağ yeterince zorlu değilse, kişiyi yeterince geliştirmeyecektir. Çünkü insan kendini ancak uç durumlarda tanır, keşfeder. Dağa çıkmak onun için sadece çeşitli coğrafyalar üzerinde seyahat etmek değildir; dağa çıkmak, kendi ruhunun derinliklerine inmektir.

3. Engelleri Aşın ve Bunun İçin Gerekirse Porsche'nizi Satın: Messner, Everest'e tek başına, bir ekip arkadaşı olmadan çıkmak ister. Bunun için Nepalli makamlara başvurur ve reddedilir. Nepalli yetkililer, Everest'e tek kişilik çıkış izni vermiyor, bunu çok tehlikeli buluyorlardır. Bunun üzerine Everest'e (bir sınır dağıdır Everest) Çin üzerinden çıkmak ister. Çin'e yaptığı başvuru olumludur. Ancak bir sorun vardır. Soğuk Savaş yıllarıdır ve Çin hükûmetinin bürokratik kuralları esnek değildir. Kalabalık bir dağcı grubunun Everest'e tırmanmak için ödeyeceği parayla, tek kişinin ödeyeceği para aynıdır.

Messner, "zengin bir adam değildim" diyor ve gülümseyerek ekliyor "Evde kullanmadığım ne varsa sattım. Bir de arabamı. Bir Porsche'm vardı."

Messner, elinde ne var ne yok satıp paraya çevirir. Üstelik zirveye çıkması garanti değildir. Ne garantisi, ucunda ölüm bizi bekliyor olabilir!


Messner şöyle diyor: "Kendi dağlarınızın zirvelerine çıkın!"
4.İsteklerinizin Peşinden Gidin: "Ben çok şanslıyım. Rüyalarımın çoğunu gerçekleştirdim." diyor Messner. Elbette belli bir tevazu ve bilgelik var bu sözde. Durumu şansla açıklanamaz. (Ama tüm hayatımızın sorumluluğunu alacağız diye, şans faktörünün büsbütün göz ardı edilmesi de doğru değildir. Neden böyle dediğimi bir başka yazıda anlatacağım.)

Messner, "Güçlü istek duyduğunuz şeyleri yaparsanız başarılı olursunuz." diyor. (Elbette şansın da yardımıyla.) Çünkü güçlü istek duyarsanız motivasyonunuzu kaybetmezsiniz, diye düşünüyor Messner:

"Motivasyon, para verip satın alabileceğiniz bir şey değildir. Motivasyon, size arkadaşlarınızdan verilecek bir hediye de olamaz. Kendiniz için doğru olanı yaptığınızı düşünürseniz, bunun için güçlü bir istek duyarsınız. Motivasyon, kendiniz için doğru olanı yaptığınıza inanmakla ilgili bir şey!"

Şimdi, hemen şu soruyu sorun kendinize: Rüyalarınızı gerçekleştirme yolunda ilerliyor musunuz?

5. Hareketsiz Kalmayın, Başlayın: Messner, konuşmasında küçük kardeşiyle çıktığı bir yolculuğa değindi. Rusya'yı bir uçtan diğerine geçmeyi planlıyorlardı. (Bu onun kendi deyişiyle "yatay hayatına" ilişkin bir anı.) Ancak hava daha ilk haftadan son derece kötü olunca beklemeyi tercih ediyorlar. Messner, "Bekledikçe korktuk. Korktukça daha çok bekledik ve bir türlü harekete geçmedik." diyor ve ekliyor "Oysa bir şeye başlayınca, harekete geçince korkunuz azalır. Biz de harekete geçmeye karar verdik."

Bir başka bilge, bir seyyah, Robert M. Pirsig ne diyordu?

"Düşününce çok zor, yapınca çok kolay!"

6. Başarısız Olun: Çok başarılı olmak istiyorsanız, başarısızlığı sık sık tecrübeye etmeye hazır olmalısınız. Bunu birçok kişinin ağzından duyarsınız. Ama birçok başarılı insan bu sözü söylese bile insanların birçoğu onların ne demek istediğini anlamaz. Onların aşırı tevazu gösterdiklerini ya da başarılı olmanın verdiği rahatlık ve güvenle konuştuklarını falan düşünürler. Oysa başarısız olmayı tecrübe etmek üzerine söylenenler gerçektir, denilenler doğrudur.

8000 metre üzerindeki Himalaya macerasında 31 tırmanış yapar Messner. Bunlardan 18'i başarılı 13'ü başarısız olmuştur. Başarı zirve yapmaksa -ki öyledir Messner için- 13 başarısız girişime imza atmıştır. Bu zirve tırmanışları sırasında dünyanın en yüksek beşinci dağına yaptığı ilk üç tırmanış çabası da başarısız olmuştur Messner'in, ancak dördüncü seferde başarıyı tatmıştır.

23 Haziran 2012 Cumartesi günü, "Bugün burada çok başarısızlık yaşamış bir adam olarak konuşuyorum." diyor Messner, "Sizinle burada konuşmak için birçok kez başarısız olmam gerekti."

Bütün bir salon gülümsüyoruz.

7. Düştüğünüzde Kalkmayı Bilin: Seneca, Romalı bir Stoacıdır. Messner, kuzey bölgesinden İtalyan bir dağcı. Felsefeleri aynı: "Yüreği yılmadan düşen, dizleri üzerinde de savaşır."

Messner, Seneca gibi savaşmaktan söz etmese bile "düşenin, dizleri üzerinden doğrulması gerektiğini" söylüyor, buna inanıyor.

"Birçok dağcıdan daha yetenekli ya da daha iyi değildim. Ama birçoğundan daha fazla mücadeleciydim. Düştüğümde kalkmanın bir yolunu buluyordum."

Son Sözler

Messner'in konferansı çok güzeldi!

Kimler için peki? Sadece dağa gönül verenler için mi?

Elbette hayır.

Başarmış, hayallerini gerçekleştirmiş birinin hayat deneyimine saygı duyan herkes için güzeldi.

Dünyaya açık bir gözle bakıp, öğrenmek isteyenler için güzeldi.

Ustalığı önemseyen, ustanın bir sözü için kilometrelerce uzaktan gelmeyi bilenler için güzeldi.

Kendisi de birçok genç için bir usta olan ama söz konusu Messner olunca onu ayakta alkışlayacak Nasuh Mahruki için güzeldi.

Orada bulunan Türk dağcılığının önemli isimleri Haldun Aydıngün, Aykut Türem, Ertuğrul Tugay ve Emre Altoparlak için onu ayakta alkışlamak güzeldi.

68 yaşındaki bir efsanenin, salona yayılan tutkusunu, gözündeki ışıltıyı görmeyi bilenler için güzeldi.

Teşekkürler Reinhold Messner!

Teşekkürler İstanbul Dağcılık Kulübü!

Sizi bütün salon ayakta alkışlıyoruz!

Yazan : Onur Hınçer
 
Üst