Önyargı ve keyif-yaşam ilişkisi

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Codex
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Codex

Özgür Şahin
Site Kurucusu
Katılım
14 May 2006
Puanları
48
Konum
Çanakkale
Web
www.kendinigelistir.com
ani01.gif

Küçük hikayecikler ama o kadar güzel özetliyor ki? Çoğu şeye kafamızda oluşturduğumuz olumlu\olumsuz kalıplarla yaklaşırız. Bu durum her zaman aynı şeyi doğurur aslında. “Hiç haketmediği şeyleri yapmak!” Kendimizden ödün vererek çoğu zaman bi’şeyleri olsun diye üstüne düştüğümüz ama ne olduğunu kafamızda oturtamadığımız insanlar yok mu etrafımızda? Patron - çalışan ilişkisi ya da uzağa gitmeyelim… İki mesai arkadaşı mesela? Ya durumun tam tersi? O daha da kötü… Küçük bir hikaye ile özetleyelim :

Uzaklarda bir köyde, kocası, çocuğu doğmadan ölmüş, tek başına yaşayan hamile bir kadın kendisine arkadaş olması açısından dağda  yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye başlar. Gelincik  kadının yanından  bir an bile ayrılmaz. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça  uysallaşır. Bir kaç ay sonra kadının çocuğu doğar. Tek başına tüm zorluklara göğüs germek ve yavrusuna  bakmak zorundadır. Günler geçer ve kadın bir gün bir kaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kalır… Gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardır. Aradan biraz zaman geçer ve  anne eve gelir. Gelinciği ve kanlı ağzını görür. Anne çıldırmışçasına gelinciğe saldırır ve oracıkta öldürür hayvanı. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebek sesi duyulur. Anne odaya yönelir… Ve odada beşiği, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanında duran parçalanmış bir yılanı görür. Einstein’ın söylediği rivayet edilen bir söz var :"İnsanlardaki önyargıyı parçalamak benim atomu parçalamamdan çok daha zor!"

VE keyif midir yaşamı değerli yapan? Yoksa yaşam mıdır, keyif almayı değerli kılan?

Franklin bir çocuğa bir elma vermiş. Çocuk çok sevinmiş. Bir elma daha vermiş. Çocuk daha çok sevinmiş. Bir elma daha verince çocuk sevinçten deliye dönmüş. Ve bir elma daha verince, çocuk dört elmayı elinde zapt edememiş, sonuncusunu düşürmüş yere… Bu sefer ağlamaya başlamış çocuk. Hayat böyledir işte… Hayal etmediğimiz bir saadete eriştikten sonra, onun bir lokmasını dahi kaybetmek bizi perişan eder. “Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif almayı değerli  kılan.” (Bernard Shaw)

Hikayelerde olduğu gibi,
Önyargı çizgilerimizi sağlam çekmemiz, çektiğimiz çizgilerin altında kalmamamız ve yaşamdan keyif almayı başarabilmemiz dileğiyle…


Yazan : Özgür ŞAHİN / kendinigelistir.com
 
Gördüğümüz şeyler bizi yanıltabilir.karşımızdakinin bi sözüne bakarak onu yargılamamalı veya ne olduğunu anlamadan..
önyargıları değiştirmek kolay değildir hele birde olumsuz önyargılara sahipsek..
başkasından duyduğumuz,tanık olmadığımız bir olay hakkında bile önyargı oluşturabiliyoruz.


yaşamdır keyif almayı değerli kılan.
değerini bildiğimiz sürece değerlidirler...
insan gülerken bile içinde bi eksiklik hissedebiliyorsa yaşadığı mutluluğuyla yetinebilmeli.
daha fazlasını isteyince,bütününe sahip olmak isteyince ufak parçalar kaybedebiliriz
teşekkürler
 
Mesaj veren anlamlı hikayelerdi.
Zaman zaman önyargılı davranabiliyorum,kiminde yanılıyor kiminde haklı çıkıyorum.
Sanırım yazıda belirtildiği gibi çizgiyi iyi ayarlamak gerekir.Teşekkürler keyifle okudum
 
Ben bazı durumlarda önyargılıyım yalan yok... İyiki de bu ön yargıya sahibim demeden de geçemeyeceğim...
 
çoğu zaman bende ön yargılı davranabilen biriyim bunu abarttığımıysa düşünmüyorum
güvenip yanılmanın verdiği yıkımı yaşamaktansa ön yargılı davranıp sonucunda yanıldığımı anlayınca utanmayı yeğlerim :)
 
Özlem' Alıntı:
çoğu zaman bende ön yargılı davranabilen biriyim bunu abarttığımıysa düşünmüyorum
güvenip yanılmanın verdiği yıkımı yaşamaktansa ön yargılı davranıp sonucunda yanıldığımı anlayınca utanmayı yeğlerim :)

İçimi okumuş Kaptan...
 
Herkeste azda olsa ön yargının olduğunu düşünüyorum.
Hikayeler içinde ayrıca teşekkürler.
 
Geri
Üst