G
GulsahToptas
Kullanıcı
Güneydoğu Anadolu illerinden Batman, Mardin ve Diyarbakır’da, sosyoekonomik açıdan elverişsiz şartlarda yaşayan ailelerin çocuklarına ve anne-babalara verilen 9 haftalık bir eğitimle, yüzde 54 olan okullaşma oranı yüzde 91’e çıkarıldı. Sadece bu rakam bile, okulöncesi eğitimin ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi.
Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) ile Türkiye Vodafone Vakfı, başlattığı "Güneydoğu Anadolu Bölgesi Yaz Anaokulları ve Aile Destek Projesi" ile bu yaz 900 çocuğu eğitmeyi hedefliyor.
Türkiye Vodafone Vakfı ile AÇEV’in (Anne Çocuk Eğitim Vakfı) Diyarbakır, Mardin ve Batman’da başlattığı "Güneydoğu Anadolu Bölgesi Yaz Anaokulları ve Aile Destek Projesi" bu yıl 0-6 yaş arası 900 çocuk ile 750 anneye ulaşmayı planlıyor. Proje, 21 temmuz pazartesi günü Mardin’de düzenlenen bir basın toplantısı ve Mardin Merkez ile Kızıltepe’de proje kapsamındaki iki ilköğretim okuluna yapılan geziyle tanıtıldı.
Türkiye Vodafone Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Rengin Onay, vakfın ilk hedefinin "bilgi toplumu" ve bunun için temel faktörün "insan" olduğunu; bu yüzden kurulduğu Mayıs 2007’den beri vakfın "insana yatırım" yaptığını ve "çocuklarımızın ve gençlerimizin gelişimini destekleyecek projelerde her zaman var olacaklarını" söyledi. "Araştırmalar, okulöncesi eğitim alan çocukların daha başarılı, daha yaratıcı ve üretken, fiziksel, duygusal, sosyal ve zihinsel açıdan sağlıklı, kendilerine daha güvenli olduklarını gösteriyor" diyen Onay, projenin kalkınmada öncelikli Diyarbakır, Mardin ve Batman illerinde 62 yaz anaokulu ile önümüzdeki yıl ilkokula başlayacak 900 çocuk ile 750 anneyi hedeflediğini açıkladı.
AÇEV Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayla Göksel de, okulöncesi eğitimin önemini fakat Türkiye’de ne kadar yetersiz kaldığını hatırlattıktan sonra, "Milli Eğitim Bakanlığı Okulöncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü ile işbirliğinde ve Bakanlığa bağlı öğretmenler tarafından uygulanan bu programla çocukların dil becerilerinin geliştirilmesi, zihinsel, fiziksel ve sosyal gelişimlerinin desteklenmesi ve beslenmelerine katkıda bulunulması hedeflenmektedir. AÇEV eğitimcileri tarafından eğitim verilen öğretmenler 9 hafta gibi kısa bir sürede gerçekleştirilen bu müdahale programı ile çocukların okula hazır başlamalarını sağlamaktadırlar" dedi.
MEB Okulöncesi Eğitimi Genel Müdürü Remzi İnanlı ise, bakanlığın okulöncesi eğitime verdiği önemi ve son yıllarda sağlanan hızlı iyileşmeyi anlattı.
Vakfın Erken Çocukluk Eğitimi Koordinatörü Ceren Lordoğlu Tüz de, yaptığı sunumda projeyle ilgili şu bilgileri verdi:
Okulöncesi Eğitim Programı
Amaç: Elverişsiz ortamlardan gelen çocukların ilkokula hazır başlamaları için bilişsel, dil, sosyal-duygusal ve bedensel gelişimlerini desteklemek.
Hedef kitle: Sosyoekonomik açıdan elverişsiz şartlarda yaşayan ve okulöncesi hizmetlerinden yararlanamayan 6 yaşındaki çocuklar.
Program 4 modülden oluşur: Bedensel gelişim modülü (Öz bakım becerilerini geliştirmeyi amaçlar), Dil gelişimi modülü (Kelime haznesinin gelişimi ve çeşitli dilbilgisi yapılarının kullanımını destekleyerek anlatı becerilerinin geliştirilmesini amaçlar), Bilişsel gelişim modülü (Kavramsal gelişimi ve sözel-sayısal becerileri geliştirmek) ve Duygusal ve sosyal gelişim modülü (Çocuğun olumlu sosyal ilişkiler kurabilmesini, duygularını tanımasını ve dile getirmesini amaçlar)
Anne Destek Programı
Amaç: Program katılan çocukların annelerini çocuk eğitimi ve gelişimi açısından desteklemek.
Süre: 9 hafta, haftada 1 gün 2-2,5 s.
Uygulama Biçimi: Grup toplantıları ve ev ziyaretleri (her anneye 2 ev ziyareti)
Kayınvalidelerin artık gelinlerine söylemesine gerek kalmayacak
Eğitimciler, annenin ve babanın, ama özellikle de annenin desteği ve katılımı olmadan, okulöncesi eğitimin istenen sonucu vermediğini sık sık tekrarlıyorlar. Bölgede yaşanan eğitim zaafının önemli faktörlerinden biri, annelerin eğitimsiz oluşu. "Güneydoğu Anadolu Bölgesi Yaz Anaokulları ve Aile Destek Projesi" kapsamında annelerle ve babalarla toplantılar yapılmasının, onların projeye destek vermesinin, çocukların gelişimi ve okullaşması için şart olduğu tartışmasız bir gerçek. Mardin 21 Kasım İlköğretim Okulu ve Kızıltepe Bahçelievler İlköğretim Okulu’nda eğitim toplantıları sırasında görüşme fırsatı bulduğumuz anneler, programın hem çocuklarına, hem de anne ve babalara çok faydalı olduğunu söylediler. 16 yaşında evlendirilmiş, 24 yaşında 4’ü sağ 5 çocuk doğurmuş olan bir anne "Eskiden, çocuğum bana bir derdini söylediğinde basardım tokadı. Anamdan böyle gördüm. Öğrendim ki yaptığım yanlışmış. Şimdi çocuğumu dinliyorum" diyor. Eğitime (kendi çocuğuyla aynı yaşta bir çocuğu olan) annesiyle katılan bir diğer genç anne "Annem işte burda, önünde söylüyorum. Annem bizimle hiç konuşmazdı, ben onun için çocuğumu hep dinliyorum" diyor ve genç eğitmenin bir sorusu üstüne ekliyor, "Öğrendim ki çocukla aynı hizada ve gözlerinin içine bakarak konuşmak lazımmış. Öyle yapıyorum." 30’lu yaşına rağmen çok daha yaşlı görünen, 9 çocuk annesi bir diğer kadın "Ben daha düne kadar suratsızdım" diye itiraf ediyor, "Öyle yapınca çocuklar benden korkar, uslu durur sanırdım. Artık yüzüm hep gülüyor." Önce fotoğrafının çekilmesini istemeyen, biraz sohbetten sonra foto muhabirlerine poz vermeye başlayan bir diğer anne, "Çocukların babası da, yani kocan da destekliyor mu bu projeyi?" sorusuna gülerek cevap veriyor "O da derse geleli beri adam gibi baba olmayı öğrendi!"
Annelerin ağzından
Çocuğum nazik, kibar Türkçe konuşmaya başladı.
Çocuğumun dili çözüldü.
Gırgırı verdim eline artık kendi yapıyor, sorumlu artık.
Eskiden tek başına oynamak tek başına yemek istiyordu. Artık kardeşlerine gelin birlikte yiyelim oynayalım diyor. Okulda sorumlu çocuk oluyorlar ya ordan öğrendi.
Çocuklar her şeyi erkenden öğreniyor. Kayınvalidelerin bize söyledikleri gibi onlara söylemelerine gerek kalmayacak.
İnsanlardan çekiniyordu önceden şu an serbest konuşuyor.
Yatakları serdiğim zaman anne sana yardım edeyim diyor.
Her zaman sürekli ağzında "anne"... İyi geceler, diyor.
Ellerini o kadar yıkıyor ki elleri çatladı.
Oturup konuşuyoruz göz göze bakıyoruz daha yakın olduk.
Babaların ağzından
Çocuğumuz kalem tutmasını bildi, eline yakışır şekilde. Bir de terbiye; yani hocalar orada A dediyse gelip bize onu diyor. Buna devam etmemiz lazım.
Kardeşlerim Türkçe konuşmasını bilmez Türkçe konuşmasını öğrendi.
Bayağı ilerleme var, hal hareketleri olsun, konuşma tarzları olsun.
Dişlerini fırçalayamıyordu, sabah kalkınca elini, yüzünü yıkamıyordu. Şimdi yapıyor, tutuş şeklini bile anlatıyor. Diş macunu yetiştiremiyoruz.
Çok içine kapanıktı konuşmazdı, şimdi konuşuyor hal hatır soruyor.
Daha önce benim eşim, çocuklarıma ilgi göstermiyordu, şimdi gösteriyor. Çocuklar şimdi daha temiz.
Bayan hocaların eve gidiş gelişleri de çok iyi oldu, annenin bilmediği şeyleri o geldi öğretti.
Bir bakıyorum annesiyle bir şey yapıyorlar, hani o makarnalardan, hah işte ondan.
Vodafone Grup Vakfı, 2002 yılında kuruluşundan beri özellikle afet yardımları, spor ve müzik inisiyatifleri ile özel projeler yoluyla imkánları kısıtlı çocuklara yardımcı oluyor. Vodafone’un dünya genelindeki 23 yerel vakfı aracılığıyla bu tür projelere 240 milyon YTL yatırım yapıldı. Türkiye Vodafone Vakfı, mayıs 2007’de Vodafone Türkiye tarafından, Vodafone’un sosyal yatırım politikası doğrultusunda kuruldu. Vakıf, Türk toplumunun ekonomik, sosyal, kültürel gelişimine destek olma ve yaşam kalitesinin artırılmasına katkıda bulunma misyonuyla hareket ediyor. www.turkiyevodafonevakfi.org.tr
1993 yılında, kurucu başkan Ayşen Özyeğin’in öncülüğünde ve kurucu üyeler Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı ile Prof. Dr. Sevda Bekman’ın bilimsel çalışmaları ışığında kurulan Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) Türkiye’nin her köşesinde eşit eğitim fırsatı yaratmak ve hizmet verdiği kişi sayısını artırmak amacıyla programlarının yaygınlaşması için çalışmalarını sürdürüyor. AÇEV’in misyonunu, gelişen bir toplum için eğitimin şart olduğu bilinciyle, uzmanlık alanları olan erken çocukluk ve yetişkin eğitimine, programları ve uygulamaları ile katkı sağlamak ve bu konuda ülke genelinde yaygın bir hizmet ağı oluşturuyor. www.acev.org
not: hürriyetik.
