S
simurg_288
Kullanıcı
bunları biliyormuydunuz?!!
-Lale soğanı sadece bir çiçek verdiği için Tanrı'nın birliğini temsil eder
-Şekil itibarıylada Tevhidin sembolü olan elife benzer
-Yılın tek bir ayında güzelliğini sergiler ve hemen solar
-ALLAH, hilal ve lale kelimeleri Arapça'da aynı harflerle yazılır
-Bu 3kelime için harflere sayısal değerler veren ebced hesabına göre de aynı rakamı verir: 66
-Lale, yine Arapçada tersten okunduğunda Türklerin kutsal alameti hilal kelimesidir
(-Hatta öyleki,lale soğanları cariyelerle takas edilmiş ve lale ile rüşvet bile verilmiş)
- Avusturya-Macaristan büyükelçisi Busbeq'in tercümanı, lale yerine kendisine Anadolu'da kadının başörtüsü olarak kullandığı örtüyü sorduğunu sanmış ve cavabı " tülbent" olmuştur ve bu yanlış anlaşılmadan dolayı " tulipa" olarak geçer.
(((1562 yılınn sonbahar gününde İstanbul'a bir gemi yanaşır.Bu gemi,Kuzey Avrupa'dan,İstanbul'daki doğunun o eşsiz ve değerli kumaşlarnı almak için gelmiştr.Birkaç gün limanda kaldktan sonra,İstanbul'dan yüklediği birbirnden değerli kumaşları alarak Kuzey Avrupa'nın Arves Limanı'na hareket eder.Arves Limanı'nda bekleyen tüccar,paketlern içnden çıkan bir paket Lale soğanına pek bir anlam veremez önceleri.Bunun Türkler'e özgü bir bitki olabileceğini ve Türk tüccarın kendisine bir jest yapmak istemiş olabilcğini düşünür.
Akşam olunca soğanları ateşte kızartır.Bir kısmını yedikten sonra çok lezzetli olmadığını düşünür ve kalan soğanları bahçesindeki lahanaların yanına diker tesadüfen.1563baharında Arvesli tüccarın bahçesinde bölgede o güne kadar örneği görülmemiş çiçekler bitiverir.İşte bu çiçekler Hollanda'da açan ilk Lalelerdir.
Tüccar bu güzel çiçeklerin Lale olduğunu bilmez ve dönemin sayılı botanikçilerinden Joris Rye'den yardım ister.Rye de, Avrupa'nın en ünlü botanikçilerinden Carolus Clusius'a bir mektup yazarak bu çiçekleri tanıyıp tanımadığını sorar.Şimdiye kdr hiç görmediği bu çiçeği araştırmaya koyulan Clusius,daha sonraları Lalenin Avrupa'ya yayılması ve tanınıp çoğalmasını sağlar.
16 yüzyılda batı medeniyetiyle tanışan Lale,Hollanda'da en doruk noktaya çıkmıştr.Bgn ise Hollanda Lale’nin kendilerine ait bir ürün olduğunu beyinlere yerleştirmişlerdir!!!)))
(Bugün 90 km. uzunluğunda olan Muş ovası Lale yetiştirmek için son derece elverişliyken, halkımız Lale yerine buğday ekmeyi tercih ediyor?!!)
VE--> Lale ALLAH'ın, Gül ise EFENDİMİZİN çiçeği olarak simgelenir...
saygılar...
cc
-Lale soğanı sadece bir çiçek verdiği için Tanrı'nın birliğini temsil eder
-Şekil itibarıylada Tevhidin sembolü olan elife benzer
-Yılın tek bir ayında güzelliğini sergiler ve hemen solar
-ALLAH, hilal ve lale kelimeleri Arapça'da aynı harflerle yazılır
-Bu 3kelime için harflere sayısal değerler veren ebced hesabına göre de aynı rakamı verir: 66
-Lale, yine Arapçada tersten okunduğunda Türklerin kutsal alameti hilal kelimesidir
(-Hatta öyleki,lale soğanları cariyelerle takas edilmiş ve lale ile rüşvet bile verilmiş)
- Avusturya-Macaristan büyükelçisi Busbeq'in tercümanı, lale yerine kendisine Anadolu'da kadının başörtüsü olarak kullandığı örtüyü sorduğunu sanmış ve cavabı " tülbent" olmuştur ve bu yanlış anlaşılmadan dolayı " tulipa" olarak geçer.
(((1562 yılınn sonbahar gününde İstanbul'a bir gemi yanaşır.Bu gemi,Kuzey Avrupa'dan,İstanbul'daki doğunun o eşsiz ve değerli kumaşlarnı almak için gelmiştr.Birkaç gün limanda kaldktan sonra,İstanbul'dan yüklediği birbirnden değerli kumaşları alarak Kuzey Avrupa'nın Arves Limanı'na hareket eder.Arves Limanı'nda bekleyen tüccar,paketlern içnden çıkan bir paket Lale soğanına pek bir anlam veremez önceleri.Bunun Türkler'e özgü bir bitki olabileceğini ve Türk tüccarın kendisine bir jest yapmak istemiş olabilcğini düşünür.
Akşam olunca soğanları ateşte kızartır.Bir kısmını yedikten sonra çok lezzetli olmadığını düşünür ve kalan soğanları bahçesindeki lahanaların yanına diker tesadüfen.1563baharında Arvesli tüccarın bahçesinde bölgede o güne kadar örneği görülmemiş çiçekler bitiverir.İşte bu çiçekler Hollanda'da açan ilk Lalelerdir.
Tüccar bu güzel çiçeklerin Lale olduğunu bilmez ve dönemin sayılı botanikçilerinden Joris Rye'den yardım ister.Rye de, Avrupa'nın en ünlü botanikçilerinden Carolus Clusius'a bir mektup yazarak bu çiçekleri tanıyıp tanımadığını sorar.Şimdiye kdr hiç görmediği bu çiçeği araştırmaya koyulan Clusius,daha sonraları Lalenin Avrupa'ya yayılması ve tanınıp çoğalmasını sağlar.
16 yüzyılda batı medeniyetiyle tanışan Lale,Hollanda'da en doruk noktaya çıkmıştr.Bgn ise Hollanda Lale’nin kendilerine ait bir ürün olduğunu beyinlere yerleştirmişlerdir!!!)))
(Bugün 90 km. uzunluğunda olan Muş ovası Lale yetiştirmek için son derece elverişliyken, halkımız Lale yerine buğday ekmeyi tercih ediyor?!!)
VE--> Lale ALLAH'ın, Gül ise EFENDİMİZİN çiçeği olarak simgelenir...
saygılar...
cc