Kralın Müneccimi

GulsahToptas

Kullanıcı
Katılım
17 May 2006
Puanları
0
Konum
İstanbul
Web
gulsaht.blogcu.com
Kralın Müneccimi
Fransa Kralı XI. Louis'in Müneccim Başı (astrolog) bir kehanette bulunmuş ve kralın sevgilisinin öleceği günü söylemişti. Kadın gerçekten de Müneccim Başı'nın söylediği tarihte ölür. Batıl inançları olan kral, kadının ölümü ile Müneccim Başı arasında bir ilişki kurar ve onu öldürmeye karar verir.

Ancak son anda kendisine bir şans tanımak ister ve Müneccim Başı'na "Kendi ölüm tarihini bilebilir misin?" diye sorar. Müneccim Başı bu soruya öyle bir cevap verir ki kral hemen fikrini değiştirerek onu öldürmekten vazgeçer, hatta onun ömrünü uzatmak için elinden geleni yapar. Sizce Müneccim Başı krala nasıl bir cevap vermiştir? 


 
Sizin ölümünüzden üç gün önce, 

başka bir siteden alıntıdır
 
Veteriner
İstiklal Marşı'mızın ünlü şairi Mehmet Akif Ersoy bir gün kalabalık bir izleyici grubu önünde konuşma yapıyordu. Konuşmasının sonunda patavatsız bir genç ona şöyle bir soru sordu: "Siz aslında veterinerdiniz değil mi?".

Bunun üzerine Mehmet Akif Ersoy delikanlıya öyle bir cevap verdi ki, genç yaptığı hatayı anlayıp mahcup oldu. Sizce Mehmet Akif Ersoy ne söylemiştir?   


 
Ne o evladım, bir rahatsızlığın mı var?
 
Nasıl Bir Duygu?
Napolyon bir gün zor durumdadır. Düşman askerlerinden kaçarken bir bakkala girer, Napolyon'u hemen tanıyan bakkal yardım eder ve onu saklar. Arkadan gelen düşman askerlerine ise yolu göstererek: "Şu tarafa doğru kaçan bir adam gördüm" der.

Düşman askerleri gittikten az sonra Napolyon'un muhafızları gelir. Bakkal: "Efendim, haddim olmayarak size bir şey sormak istiyorum. Ölümle burun buruna gelmek nasıl bir duygu?" diye sorar. Napolyon "Terbiyesiz adam! Sen kim oluyorsun da, dünyayı titreten insana böyle bir şey sorabiliyorsun" diye çıkışır ve muhafızlara "Dizin bu adamı kurşuna" diye emir verir. 

Gözü bağlanan bakkal, "üç, iki, bir" diye geri sayılırken: "Ne yaptım ben? Durduk yere öleceğim şimdi" diye düşünüp ecel terleri dökmektedir. Birden bakkalın hiç beklemediği bir şey olur ve bir el uzanarak göz bağını açar. Bağı açan Napolyon'dur ve adamın kulağına bir şeyler fısıldar. Sizce Napolyon bakkala ne söylemiş olabilir? 


 
İşte, böyle bir duygu..
 
Sır Saklamak
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri son ana kadar gizli tutarmış. Yine bir sefer hazırlığında iken, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi öğrenmek isteyince;

"Sen sır saklamayı bilir misin?" diye sormuş. Vezir: "Evet hünkarım, bilirim" dediğinde Yavuz vezire öyle bir cevap vermiş ki, vezir yaptığı hatayı anlayıp ısrarından dolayı özür dilemiş. Sizce Yavuz Sultan Selim vezire ne söylemiş olabilir?


 
Bende  ;)
 
Öğrenmenin Güzelliği 
Sokrates 71 yaşında iken ölümle yargılanıyor. Dava sonunda, baldıran otu ile öldürüleceği kesinleşmiş durumda.

Elinde sazıyla hapishaneye gelen öğrencisine sazı işaret ederek, "Bana şunu çalmayı öğretsene" diyor. Öğrencisi ağlamaklı ve hayli üzgün ses tonuyla "ölmek üzeresiniz hocam, saz çalmanın size ne yararı olacak" deyince Sokrates ona çok düşündürücü bir cevap vermiş. Sizce Sokrates ne söylemiş olabilir?


 
Zevk çalmakta 
 
Anlayabildiklerimin son cümlelerini düzelttim lakin son 1-2 tanesinin sonunu anlıyamadım..
Düşündürücü yazılar olmuş.. Teşekkürler..
 
gülşah emeğine sağlık gerçekten harika hem güldürdü hem düşündürdü :)
 
Socrates ve sazmı ? Bolu zındalarındamı kaldı diye düşündüm bi an yav.
Lir  felan olmasın o.
Neyse..
 
Geri
Üst