Kitâb-ı Aşk/İskender PALA

  • Konbuyu başlatan su perisi
  • Başlangıç tarihi

Konu hakkında bilgilendirme

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kitap Önerileri kategorisinde su perisi tarafından oluşturulan Kitâb-ı Aşk\/İskender PALA başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,602 kez görüntülenmiş, 7 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kitap Önerileri
Konu Başlığı Kitâb-ı Aşk\/İskender PALA
Konbuyu başlatan su perisi
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan b_ü_ş_r_a
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0




Kitâb-ı Aşk, bütün bu kavram kargaşası içinde aşkın katmanlarını, türlerini ve asaletini irdelemek, belki her düzeyden insanın gönlünde hissettiği, dimağında algıladığı ama asla net biçimde tanımlayamadığı duygularına açıklık getirmek için düzenlendi. Kitâb-ı Aşk’ın içindeki yazılar değişik zamanlarda ve farklı zeminlerde kaleme alınmış olmakla birlikte belli bir düzen ve bütünlük içinde bir araya getirilmiştir. Bazıları farklı kitaplarımızda yayınlanan bu deneme ve öyküleri okurken bütün varlığımızı ve hatta varoluşu kuşatan aşkın yüzeysel, derin ve daha derin katmanlarında küçük yolculuklar yapacaksınız. Bu yolculuklar sırasında, duygularınızın gerçekte sizi nereye doğru götürdüğü, ayağınızı bağlayan tensel arzulardan sıyrılıp platonik veya mecazî aşka doğru kanatlandığınızda kendinizi yeniden keşfetmeye başlayacağınız noktayı da bulacaksınız. Orası, belki de sizin kendinizden vazgeçeceğiniz noktadır. Çünkü canına sevgili isteyen ile sevgili için can isteyen arasında hayat yolculuğunun ta kendisi gizlidir.


 
K

korsan

Kullanıcı
18 Kas 2007
En iyi cevaplar
0
36
Gaziantep
Aşk'ın soylu bir şey olduğunu betimleyen bir sözü vardı Baudelaire'nin.
Ama burada yazmasam eyi olur. Hahah. O bir yanada dünde bir doktor bana iskender pala oku dedi. Okuyalım bakalım.
 
A

ASLIHAN1

Kullanıcı
29 Ocak 2009
En iyi cevaplar
0
0
İstanbul
Bu kitap bende de mevcut.Aynı zamanda 2 farklı kitabı daha var.
Ama İskender Pala çok edebi yazı yazıyor ve benim sanırım kapasitem almıyor :D
Sıkılyorum okurken bir türlü sonu gelmiyor kitaplarının.Herkesin hayranlığının aksine
ben İskender Pala'nın yazma dilini çok ağır buluyorum.Ayrıca deney de yaptım ;)
Bir kaç kişiye armağan ettim."Babil de Ölüm İstanbulda Aşk"....Bu kitabını bitirebilen
kimse çıkmadı verdiğim ;)
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Babil de Ölüm İstanbulda Aşk adlı romanı şu an elimde nevcud :)
Taktım bu aralar İskender PALA 'nın denemeleri ve romanlarına :)
Bakalım ben bitirebilecek miyim Aslıhan,kapasitem bitirmeme ve sıkılmadan okumama el verecek mi:)
Ağırlıgı konusunda hemfikir olmakla birlikte okurken beynimize çivi gibi çakılan sözlerin olduğu kitaplara dokunmanın ayrıcalık olduğunu düşünüyor ve üzerine üzerine gitmekten zevk alıyorum:)

Yorumlarınız için ayrıca teşekkürler :)
 
crt

crt

Kullanıcı
11 Eyl 2009
En iyi cevaplar
0
38
İstanbul
İskender Pala romanları hiç okumadığım gibi ne tarz konuları işlediği hakkındada  pek bir bilgim yok..Doktor falan tavsiye ettiğine göre  demekki baya önemli ..bi'araştırayım bakim ..
 
B

beyazdilekce

Kullanıcı
1 Ara 2009
En iyi cevaplar
0
0
Antalya
Kitab-ı Aşktan bir kesitmi bilmiyorum ama;buraya yazmam uygun olur diye düşündüm... :)

Geceleri balkonda ışığın etrafını alan pervane böceklerini fark etmiş miydik hiç?
Ya onların aşk uğruna yaşadıklarını bilir miyiz? Yani pervanenin mum ışığıyla yaşadığı aşkın hikayesini…
Aşk bir farkına varış, bir idrak seviyesidir… ‘Aşk odu önce ma’şuka, andan âşıka düşer.’ derler, malum. Yani aşk ateşi önce sevilene o...ndan sonra sevene düşer. Önce sevilende bir ateş yanmalı ki pervane onun etrafında dönsün, pervane o ateşi görsün, sonra aşkının farkına varsın… Pervane aşkını ispat edebilmek için gördüğü anda ışığı, etrafında dönmeye başlar. Bir cezbedir bu. Bu cezbenin gittikçe daralan bir çemberi vardır. Işığın etrafında döner, döndükçe biraz daha yakından dönmek ister. Işığı gördüğü anda aşkı ilmel yakin olarak tanıyan pervane, onu aynel yakin bilmek istediği için gittikçe mumun etrafındaki çemberi daraltıyor. Çember daraldıkça pervanenin aşkı artıyor, şevki artıyor, coşkusu artıyor. Coşkusu arttıkça da cesareti artıyor. Aşk cesaret işidir, neticede. Ve pervane cesaretle kanadını şöyle bir değdirir ateşe. İlk lezzettir işte o acı. Acı verir, yakar içini. Ama ona verdiği acı o kadar hoşuna gider ki, daha fazla dönmeye başlar. Acı ve lezzet… Birbirine zıt bu iki duygunun bir arada olması nasıl mümkün… İşte bu noktada, azabın ve acının lezzet olmasındaki sırrı yakalamak gerek.

Azap kelimesi azp kelimesinden türüyor. Azp lezzet demek. Azabın ne olduğunu buna göre ölçün ve düşünün. İşte kanadının ucunu bir defa yaktığı zaman pervane ilk azabı duyar; fakat öyle bir lezzettir ki o azap… Bu azap ve ondan alınan lezzet, insanı yavaş yavaş nefsinden sıyırıp vuslatı mümkün kılar. Bu sefer daha büyük bir cesaretle kendini ateşe atarcasına gider ışığı kucaklar.
Ve burada ateş pervaneyi yakar kavurur. Bir buğday tanesi gibi toparlayıp yere düşürür. Artık pervane ‘hakkal yakin’ biliyordur vuslatı. Bu fenadır. Bu canını verdiği noktadır. Mumun bundan haberi bile yoktur belki. Olmasına da gerek yoktur. Bu pervanenin aşkıdır çünkü. Aşkı uğruna can veren pervanenin aşkı. Ama öbür taraftan mum da yanar. Onun aşkı da, acısı da kendincedir. Önce can ipliğine bir ateş düşer ve yanmaya başlar mum… Sonra içindeki o yangını söndürmek için gözyaşı döker. Ateşi su söndürür çünkü. Ama mumun gözyaşları onun ateşine daha da bir güç verir, elemi arttıkça artar. Ve erir can ipi, sevgilinin yolunda yok olana dek…

İskender Pala
 
S

su perisi

Kullanıcı
4 Ocak 2007
En iyi cevaplar
0
0
Teşekkürler Beyazdilekce... ;)
 
B

b_ü_ş_r_a

Kullanıcı
2 Haz 2008
En iyi cevaplar
0
0
kayseri
kitab-ı aşk : aşkın, aslında şimdiki basit ve olabildiğince somutlaştırılmış  kavramlardan çok farklı , dokunulmaz , ve başlı başına soyut bir dünya olduğunu anlatan son derece  güzel bir kitap...
 
Üst