G
Gül46
Kullanıcı
Kendinize ve evliliğinize biraz zaman tanıyın.
** Öfkeli, kızgın olduğumuzda intikam alma duygusuyla iletişime geçmek
yanlıştır. Yapmamız gereken; bir müddet, en azından öfke silinip yerine
sükûnet gelinceye kadar beklemek ve sonra konuşmaya, problemi çözmeye
çalışmaktır. *
** Eşimizden istekte bulunmak, isteklerimizi anlatmak yerine onun anlamasını
beklemek lazımdır. Eşler birbirleri için en yakın insanlar olsa bile,
içimizden geçenleri anlayamazlar. Biz bile zaman zaman kendimizi anlayamaz
ve ne istediğimizi bilemezken, eşimizin biz söylemeden, eskilerin dediği
gibi "kaşımızın gözümüzün hareketinden, derdimizin ne olduğunu anlamaları"
imkânsızdır. *
** Eşimizin duygusal tepkilerini küçümsemek, aşağılamak, bu şekilde
davrandığı için suçlamak haksızlıktır. Özellikle hanımların gözyaşları
kirpik ucunda bekler. Beylerinse öfkeleri dil ucundadır! Ne öfke ne de
gözyaşı, ne utangaçlık, ne heyecanlanmak, ne korkmak aşağılanacak
tavırlarıdır. Her biri her insanda var olan, gayr-i ihtiyari, bahşedilmiş
insani duygulardır.*
** Sadece kendi ihtiyaçlarımızı düşünüp eşimizin ihtiyaçlarını hiç sormamak,
onun söylemesini beklemekte insafa aykırıdır. En azından nezaket icabı,
birlikte olduğumuz kişilerin ihtiyaçları ile ilgilenmek lazımdır.*
** Yapılan hatalarda eşlerin birbirlerini kırıcı sözlerle veya küsmek gibi
duygusal mahrumiyetle cezalandırması büyük hatadır. Çünkü konuşmamak, surat
asmak, onu aşağılamaktır.*
** Yapılan hataları bağışlamamak ve sürekli hatırlatmak, geçmişi her
fırsatta dile getirip yüzüne vurmak, aramızdaki sevgi ve saygıyı
zayıflatacaktır. *
** Öfkeli, kızgın olduğumuzda intikam alma duygusuyla iletişime geçmek
yanlıştır. Yapmamız gereken; bir müddet, en azından öfke silinip yerine
sükûnet gelinceye kadar beklemek ve sonra konuşmaya, problemi çözmeye
çalışmaktır. *
** Eşimizden istekte bulunmak, isteklerimizi anlatmak yerine onun anlamasını
beklemek lazımdır. Eşler birbirleri için en yakın insanlar olsa bile,
içimizden geçenleri anlayamazlar. Biz bile zaman zaman kendimizi anlayamaz
ve ne istediğimizi bilemezken, eşimizin biz söylemeden, eskilerin dediği
gibi "kaşımızın gözümüzün hareketinden, derdimizin ne olduğunu anlamaları"
imkânsızdır. *
** Eşimizin duygusal tepkilerini küçümsemek, aşağılamak, bu şekilde
davrandığı için suçlamak haksızlıktır. Özellikle hanımların gözyaşları
kirpik ucunda bekler. Beylerinse öfkeleri dil ucundadır! Ne öfke ne de
gözyaşı, ne utangaçlık, ne heyecanlanmak, ne korkmak aşağılanacak
tavırlarıdır. Her biri her insanda var olan, gayr-i ihtiyari, bahşedilmiş
insani duygulardır.*
** Sadece kendi ihtiyaçlarımızı düşünüp eşimizin ihtiyaçlarını hiç sormamak,
onun söylemesini beklemekte insafa aykırıdır. En azından nezaket icabı,
birlikte olduğumuz kişilerin ihtiyaçları ile ilgilenmek lazımdır.*
** Yapılan hatalarda eşlerin birbirlerini kırıcı sözlerle veya küsmek gibi
duygusal mahrumiyetle cezalandırması büyük hatadır. Çünkü konuşmamak, surat
asmak, onu aşağılamaktır.*
** Yapılan hataları bağışlamamak ve sürekli hatırlatmak, geçmişi her
fırsatta dile getirip yüzüne vurmak, aramızdaki sevgi ve saygıyı
zayıflatacaktır. *