T
Tülay
Kullanıcı
Bu sabah uyandım yine.Önceleri sabahın o klasik varoluş tedirginliği üzerimde.Aynadaki yüzüme bakıyorum.Bildiğim bilmediğim kusurlarımı görüp hayıflanıyorum.Karamsar düşünceler diğerlerini mıknatıs gibi çekiyor.Merkezimde olmadığımı anlıyorum.Kendimi toparlamam gerektiğini düşünüyorum.Bu amaçla,karamsar düşünceleri dağıtmak için başımı sallıyorum.
Gözlerim aynadaki görüntümün ta içine yöneliyor.Belki durduk yerde çok uzaklara gidiyorum.İçimi bir sıcaklık dalga dalga kaplıyor.Burada ne sorular ne de yanıtları var.Herşey durgun ama yerinde.Kendimi ve çabalarımı gülünç buluyorum.Bir yanım kendimle dalga geçiyor.Ne tuhaf kafam karışacağı yerde ,endişeme bile gülümsüyorum.Yaşam baştan aşağıya mizah.Bir şakacı aylak zamanında kafa yapmak istemiş gibi.
Evdekiler coşkuyla adeta uçar gibi gidişime alıştıklarını ve çok sevindiklerini söylüyorlar.Genç ve canlı görünüyormuşum.Büromdaki klimanın vurması ile hafif burun çekişlerimi hayretle karşılıyorlar.Ben doğallığını savunduğumda onları hastalıklarımla tanıştırmadığımı söylüyorlar.
İşime gittiğim yolda bir banka oturup mola veriyorum.Çevremde oturanlar var.Bir küçük serçe acele ve tedirginlikle yerdeki kırıntıları götürüyor.Tedbirsizce yanıma yaklaşıyor.Aklıma onunla bilişsel olarak iletişim kurmak geliyor.Ufacık bir deneme yapıyorum.Gerçekten serçe kafasını kaldırıp bana doğru bakıyor.Kafasını türlü türlü çevirip beni inceliyor.Bu koskocaman bedende kuş duygularının olması garibine gidiyor.Bu karışık duygularla bana gereğinden fazla yaklaşması mola yeri arkadaşlarımı çok şaşırtıyor.Dedim ya hayat baştan ayağa mizah.
Bazen yaptığım gibi iş arkadaşlarımla ve patronla aramızda geçen sorunları muhayyilemde abartıp onlara surat asmıyorum.Onların olumlu yanlarını,iyi yönlerini düşünüyorum.İş yerime gelince eski bir öğrencim ziyaretime gelmiş,diğerlerinin gıptalı bakışları arasında beni şapır şupur öpüyor.
Bir ara Türkçe öğretmenimizin elinde "Sır"kitabını görüyorum.Zaten o da adeta göstermek istiyor.Ayaküstü kitap hakkındaki düşüncelerini soruyorum."Valla,aklıma gelen başıma geldi deriz ya onu biraz genişçe anlatmış diyerek,geyikçe olarak nitelediği bilimsel olmadığını düşündüğü ifadelerdan kaçınıyor.Besbelli insanın bolluk ve zenginlik oluşturması çok hoşuna gitmiş,denemeye değer buluyor.Aslında kitabın da söz etmekten kaçındığı insan gibi insan özelliklerinden hiç söz etmiyor.
Günlük görevim sürecinde danışan öğrencilerim geliyor.Çoğunun problemi bildik problemler.Tabi gereken yanıtları veriyorum.Ama arada öyle açmazlarla geliyorlar ki,bunca yıllık deneyimime rağmen apışıp kalıyorum.O zaman bütün dış iletişim türlerini kesip o kişi gibi olmaya çalışıyorum.Bu bildiğimiz empatinin daha ileri aşaması.Yani psikolojik danışmanlara öğretilmesine biraz zaman var şimdilik parapsikolojik danışmanlar deniyor.
Genel olarak öğrencilerime kendilerine güvenmelerini öneriyorum.Zaman zaman karşılaştıkları olumsuzluklara takılıp kalmamalarını,kendi haklarındaki başarı düzeyi kabullerini iyi analiz etmelerini öneriyorum.Sonra bilinçaltının yargısız olarak kabullediğini,aradan biraz zihnin eleştirilerini çekerek bilinçaltına mış gibi olumlu sinyaller göndermelerini öneriyorum.
Başarımız kapasitemize göre dikkat çekici.Bu sonucu aramızda değerlendirdiğimizde,kıyısından köşesinden kurum ruhundan söz ediyorum.Arkadaşlarım alıştı artık kurum ruhundan kavram ruhundan ne demek istediğime.
Akşamları artık eve yorgun argın dönmüyorum.Kendimi demirleyip birkaç nefes alıyorum. Taşlar şak diye yerine oturuyor.
Zaman zaman düşünüyorum bu yeni insan yeni enerji düşüncesi bana ne kazandırdı diye.Diyorum ya yaşam başlıbaşına komedi.Yok artık bir elin yağda bir elin balda,daha ne istiyorsun?
Gözlerim aynadaki görüntümün ta içine yöneliyor.Belki durduk yerde çok uzaklara gidiyorum.İçimi bir sıcaklık dalga dalga kaplıyor.Burada ne sorular ne de yanıtları var.Herşey durgun ama yerinde.Kendimi ve çabalarımı gülünç buluyorum.Bir yanım kendimle dalga geçiyor.Ne tuhaf kafam karışacağı yerde ,endişeme bile gülümsüyorum.Yaşam baştan aşağıya mizah.Bir şakacı aylak zamanında kafa yapmak istemiş gibi.
Evdekiler coşkuyla adeta uçar gibi gidişime alıştıklarını ve çok sevindiklerini söylüyorlar.Genç ve canlı görünüyormuşum.Büromdaki klimanın vurması ile hafif burun çekişlerimi hayretle karşılıyorlar.Ben doğallığını savunduğumda onları hastalıklarımla tanıştırmadığımı söylüyorlar.
İşime gittiğim yolda bir banka oturup mola veriyorum.Çevremde oturanlar var.Bir küçük serçe acele ve tedirginlikle yerdeki kırıntıları götürüyor.Tedbirsizce yanıma yaklaşıyor.Aklıma onunla bilişsel olarak iletişim kurmak geliyor.Ufacık bir deneme yapıyorum.Gerçekten serçe kafasını kaldırıp bana doğru bakıyor.Kafasını türlü türlü çevirip beni inceliyor.Bu koskocaman bedende kuş duygularının olması garibine gidiyor.Bu karışık duygularla bana gereğinden fazla yaklaşması mola yeri arkadaşlarımı çok şaşırtıyor.Dedim ya hayat baştan ayağa mizah.
Bazen yaptığım gibi iş arkadaşlarımla ve patronla aramızda geçen sorunları muhayyilemde abartıp onlara surat asmıyorum.Onların olumlu yanlarını,iyi yönlerini düşünüyorum.İş yerime gelince eski bir öğrencim ziyaretime gelmiş,diğerlerinin gıptalı bakışları arasında beni şapır şupur öpüyor.
Bir ara Türkçe öğretmenimizin elinde "Sır"kitabını görüyorum.Zaten o da adeta göstermek istiyor.Ayaküstü kitap hakkındaki düşüncelerini soruyorum."Valla,aklıma gelen başıma geldi deriz ya onu biraz genişçe anlatmış diyerek,geyikçe olarak nitelediği bilimsel olmadığını düşündüğü ifadelerdan kaçınıyor.Besbelli insanın bolluk ve zenginlik oluşturması çok hoşuna gitmiş,denemeye değer buluyor.Aslında kitabın da söz etmekten kaçındığı insan gibi insan özelliklerinden hiç söz etmiyor.
Günlük görevim sürecinde danışan öğrencilerim geliyor.Çoğunun problemi bildik problemler.Tabi gereken yanıtları veriyorum.Ama arada öyle açmazlarla geliyorlar ki,bunca yıllık deneyimime rağmen apışıp kalıyorum.O zaman bütün dış iletişim türlerini kesip o kişi gibi olmaya çalışıyorum.Bu bildiğimiz empatinin daha ileri aşaması.Yani psikolojik danışmanlara öğretilmesine biraz zaman var şimdilik parapsikolojik danışmanlar deniyor.
Genel olarak öğrencilerime kendilerine güvenmelerini öneriyorum.Zaman zaman karşılaştıkları olumsuzluklara takılıp kalmamalarını,kendi haklarındaki başarı düzeyi kabullerini iyi analiz etmelerini öneriyorum.Sonra bilinçaltının yargısız olarak kabullediğini,aradan biraz zihnin eleştirilerini çekerek bilinçaltına mış gibi olumlu sinyaller göndermelerini öneriyorum.
Başarımız kapasitemize göre dikkat çekici.Bu sonucu aramızda değerlendirdiğimizde,kıyısından köşesinden kurum ruhundan söz ediyorum.Arkadaşlarım alıştı artık kurum ruhundan kavram ruhundan ne demek istediğime.
Akşamları artık eve yorgun argın dönmüyorum.Kendimi demirleyip birkaç nefes alıyorum. Taşlar şak diye yerine oturuyor.
Zaman zaman düşünüyorum bu yeni insan yeni enerji düşüncesi bana ne kazandırdı diye.Diyorum ya yaşam başlıbaşına komedi.Yok artık bir elin yağda bir elin balda,daha ne istiyorsun?