K
Kemal_KABCIK
16 Ocak sabahına erişilmesine az bir süre kalmıştı. Yaşamış olduğu yalnızlıklardaki değerli zamanını, iyimserlik açısından değerlendirilesi iyi bir fırsat olduğunu belleyerek, düşünceyle geçirilen bir gecenin son anlarında, atacak olan şafağı sabırsızlıkla beklemeye koyulmuştu. Şafakla beraber, ümit ve sevinç içersinde kalarak, canlılığını göstermeye başlayacak olan doğaya uyum sağlayabilmek istiyordu. Ve günün ilk ışıklarıyla beliriverecek olan, tüm coşku dolu uyumlu renklerin doğallıktaki ahengi ile, kendine gelmek, yeniden doğmak ve hayattan yana olan beklentilerine, kısa zamanda ulaşıvermek istiyordu. Olabildiğince, olumlu yönde, hayattan yararlanabilme fırsatlarını bir bir değerlendirme altına alıyordu. Geçen her saniye; kazanılması düşünülen başarılar için, bir hazine değerinde olandı. Ve zamanını iyi kullanmasını düşünen bir bilinç için; kaçınılmazlıktaki bir başarı elbetteki hak olandı. Zaman işliyordu. Ve zaman içersinde ele alınan düşünülesi ince ayrıntılar; başarının, sağlam bir zemine oturtulabilmesi için, yeni yeni imkan ve fırsatları sunuyordu. Düşünmek ve de düşünülmüş olan güzelliği yaşatabilmek adına; ümit yüklü, verimlilikle geçirilecek olan bereketli fırsatlar, doğacak olan güneş ile kendini belli edecekti. Doğacak güneşe olan özlemle; insan, yeni düşüncelerin, ince ayrıntılarına yelken açacak ve insan, başarıyı zirvesinde, sevinç ve ümit içersinde kalarak yaşayacaktı!. İnanç; zafere giden yolda, azmi elden bırakmayacak ve de sabırlı olacaktı: çünkü, özgünlüğü ve itaatkarlığı benimseyen bir bilinç böyle emrediyordu düşüncesinde!.
16 Ocak 2009 Cuma 04:23:59 / ANTALYA
16 Ocak 2009 Cuma 04:23:59 / ANTALYA