crt
Kullanıcı
***********************
Kavgamızın Şehri İSTANBUL..
Kimisine göre içinden deniz geçen tek şehirdir İstanbul.
Kimisine göre taşı toprağı altındır.
Kimisi eğlenirken sabahlara dek ışıltılı gece kulüplerinde İstanbul’un, kimisi hastanelerinde kuyruk beklemektedir aynı saatlerinde günün.
Kimi boğaza nazır evlerinde tüm güzelliklerinin tadına varırken, kimisi başını sokacak bir ev bulamadığı için sorar 20 milyonluk metropol.
İki ayrı sınıfın insanları için iki ayrı İstanbul var. Dünyanın en güzel şehirleri arasında gösterilir İstanbul. Burjuvazi için gerçekten muazzam güzelliklerle doludur, dipdiridir bu yedi tepeli şehir.
Burjuvazi İstanbul’un güzelliklerini işçi sınıfıyla paylaşmak niyetinde olmadığını defalarca ortaya koydu. Gecekondu mahallelerini yıkarak, işçilerin yaşadığı ve çalıştığı yerlere altyapı yatırımı yapmayarak, fabrikalarının zehrini havaya, suya, toprağa yayarak, ev kiralarını astronomik rakamlara ulaştırarak ve daha bin bir türlü yöntemle İstanbul’un işçi ve emekçileri için yaşamı tam bir işkenceye çevirdi.
Adı ister “Üç İstanbul” olsun ister “Kentsel Dönüşüm” olsun, burjuvazi için daha fazla kâr, İstanbullu işçi ve emekçiler için ise daha fazla zulüm anlamına gelen projelerin ardı arkası kesilmiyor.
Bu projelerin hayata geçirilebilmesi için burjuvazi yoğun bir çaba harcarken en büyük destek Avrupa Birliği’nden geldi. İstanbul, 2010 yılının Avrupa Kültür Başkenti seçildi.
Kavgamızın şehri güzel İSTANBUL