M
mavidüş
Kullanıcı
- 1 Nis 2009
- En iyi cevaplar
- 0
- 0
“Acımadan ve acıtmadan sevilebilmenin sırrını ararken yaratılan birkaç kadın düşü ile milyonlarca kadın hayal kırıklığı evet kadın hayal kırıklığı diyorum her biri birkaç bin erkeğin sadakatlerinin toplamından çok daha büyük ve telafisi de o derecede güç olan kadın hayal kırıklığı. Hiçbir şarkıya sığmayan, hiçbir destanın yazmadığı ve henüz telafisinin bulunmadığı kadın hayal kırıklığı ile dolduruldu tüm aşk tarihi.”
Gidiyorsa ve ardında suskunluk bıraktıysa bir kadın
Keman kaşlarının altında sokulmuş parıltı
Gece karanlığındadır.
Cenneti teninde hissettiren dudaklar
Kilitlenmiştir.
Çığlık atsan da
Nafiledir artık.
Susan bir kadın
Kıyamettir aşka,
Mahşer yeridir adım attığın her yer.
“Denizler ve ey gökyüzü! Sırrınızı verin bana”
Bir kadının düşünü resmedebilmek ve o resmi tereddüt etmeden yakabilmektir kadının aşk deryasının ıslaklığında dolaşmak. Sonra daha çok ezgi yaratmak daha çok yıldız hikâyesi yazmak ve karanlığı daha çok hüzne büründürerek gitarın bam telinden romantizmi bir kez daha yaratmak ve
ilk şarkının ezgileri filizlenirken sesine rengini verecek hüzün geceyi ısıtabilmelidir.
Kelebeklerin ömrü kadar kısa sürmüşse bir aşk, kadın intihar süsü vermiştir. Aşk için
Ama sadece aşk için
yeni bir yolda yeni bir yolculuğa çıkmıştır.
Bir kadına ilk yolculuğunda kendini vurdurmak ve kadının parmaklarının ahenginde kırk yedi yay telinden aşkı yedi farklı tonda dinlemek gerek. Sonrasında ruhunun atıklarını ateşte yakıp, bedenini yedi nehrin çağlayanlarında yıkamak.
Bir kadının suskunluğuna sebep prangaları parçalayarak rüzgârı esir almalı
Ve yalnız kadının sesi esmeli.
Esarette büyüttüğü öfkesini sürsün suratına.
Yüzündeki yeni rengi görebilirsen,
Parmaklarını saçlarında gezdirir.
Balığın pullarının sudaki ahengi parmaklarındadır artık
ve gözlerindeki ışık geceyi son hızla içine çekmektedir.
Kadının göz çukuru tuzlu dev kazanıysa Gece senindir ve …
Güneşin vedasını kadının gözlerinde seyrederken
Aklındaki ezgiyi kadının sesinde dinleyebilmektir…
Akşamı yudumlarken göz göze,
Kıyametin panzehiri damarlarında büyümektedir.
Mahşerse, belleğinde silik bir sözcüktür artık.
Postallarını giyerken gün, gece parkasını askıya asmaktadır.
Gecenin sesini dinle
Ve
Kadının gözlerindeki son intihar cümlesini de şiirinin kafiyesizliğine göm.
Şiirin artık çıplak olmalıdır.
Cümlenin karanlığında saklı olanları
Bir ünlemin noktasında itiraf etmelisin “çok sesli”.
Sonra yine hikâyene dön.
Bak gece göz kırpıyor sana
Gece biterken söylenmemiş sözün kalmasın
Düşleri aşmalısın.
Kendin olmalısın, sadece kendin
o an vardır. sadece o an, yaşadığın o an.
Hesapların, pişmanlıkların ve ömrüne dair gelip geçen
Ölümlere aldırmadan yaşadığın o an.
Sonra kadının gözlerinde kocaman adamlığını izlemenin tadına var.
Artık kendinde kaçacak bir şeyin yok
Yalnızlaştığında seni boğan yalanların yok
Bir başka sen yoksun
Ve mevsimlerin sana bahşettiği mükâfatı selamla
Ve bin asrın bir mevsim edemediği sırrı yudumla, gururla
Kadında aşk olmak, aşkında ötesindedir.
alıntı
Gidiyorsa ve ardında suskunluk bıraktıysa bir kadın
Keman kaşlarının altında sokulmuş parıltı
Gece karanlığındadır.
Cenneti teninde hissettiren dudaklar
Kilitlenmiştir.
Çığlık atsan da
Nafiledir artık.
Susan bir kadın
Kıyamettir aşka,
Mahşer yeridir adım attığın her yer.
“Denizler ve ey gökyüzü! Sırrınızı verin bana”
Bir kadının düşünü resmedebilmek ve o resmi tereddüt etmeden yakabilmektir kadının aşk deryasının ıslaklığında dolaşmak. Sonra daha çok ezgi yaratmak daha çok yıldız hikâyesi yazmak ve karanlığı daha çok hüzne büründürerek gitarın bam telinden romantizmi bir kez daha yaratmak ve
ilk şarkının ezgileri filizlenirken sesine rengini verecek hüzün geceyi ısıtabilmelidir.
Kelebeklerin ömrü kadar kısa sürmüşse bir aşk, kadın intihar süsü vermiştir. Aşk için
Ama sadece aşk için
yeni bir yolda yeni bir yolculuğa çıkmıştır.
Bir kadına ilk yolculuğunda kendini vurdurmak ve kadının parmaklarının ahenginde kırk yedi yay telinden aşkı yedi farklı tonda dinlemek gerek. Sonrasında ruhunun atıklarını ateşte yakıp, bedenini yedi nehrin çağlayanlarında yıkamak.
Bir kadının suskunluğuna sebep prangaları parçalayarak rüzgârı esir almalı
Ve yalnız kadının sesi esmeli.
Esarette büyüttüğü öfkesini sürsün suratına.
Yüzündeki yeni rengi görebilirsen,
Parmaklarını saçlarında gezdirir.
Balığın pullarının sudaki ahengi parmaklarındadır artık
ve gözlerindeki ışık geceyi son hızla içine çekmektedir.
Kadının göz çukuru tuzlu dev kazanıysa Gece senindir ve …
Güneşin vedasını kadının gözlerinde seyrederken
Aklındaki ezgiyi kadının sesinde dinleyebilmektir…
Akşamı yudumlarken göz göze,
Kıyametin panzehiri damarlarında büyümektedir.
Mahşerse, belleğinde silik bir sözcüktür artık.
Postallarını giyerken gün, gece parkasını askıya asmaktadır.
Gecenin sesini dinle
Ve
Kadının gözlerindeki son intihar cümlesini de şiirinin kafiyesizliğine göm.
Şiirin artık çıplak olmalıdır.
Cümlenin karanlığında saklı olanları
Bir ünlemin noktasında itiraf etmelisin “çok sesli”.
Sonra yine hikâyene dön.
Bak gece göz kırpıyor sana
Gece biterken söylenmemiş sözün kalmasın
Düşleri aşmalısın.
Kendin olmalısın, sadece kendin
o an vardır. sadece o an, yaşadığın o an.
Hesapların, pişmanlıkların ve ömrüne dair gelip geçen
Ölümlere aldırmadan yaşadığın o an.
Sonra kadının gözlerinde kocaman adamlığını izlemenin tadına var.
Artık kendinde kaçacak bir şeyin yok
Yalnızlaştığında seni boğan yalanların yok
Bir başka sen yoksun
Ve mevsimlerin sana bahşettiği mükâfatı selamla
Ve bin asrın bir mevsim edemediği sırrı yudumla, gururla
Kadında aşk olmak, aşkında ötesindedir.
alıntı